Hadid Sûresi / Arş ve Kûrsi

6 Eylül 2005 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Kur'an Sohbetleri

Bugün 6 eylül 2005 Hadid Suresine başlıyoruz. Kur’an-ı Kerim’in elli yedinci suresi. Surelerin başında biliyorsunuz besmele var. Bizde her defasında onun anlamıyla ilgili kısa bir konuşma yapıyorduk.

Bismillahirrahmanirrahim

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Rahman ve Rahim her ikisi de rahmet kökünden türemiş kelimelerdir. Rahmet; insanlar için ‘acıma’, Allah-u Teâlâ için de ‘ikram’ olarak adlandırılır. Çünkü eğer acıdığınız birisine yardım yapma imkânınız var da yamıyorsanız, o zaman acımış olmazsınız. Acıyorsan yardım yap’ dersiniz. Allah-u Teâlâ’nın her şeye gücü yetiyorsa ki yetiyor şüphesiz, o zaman merhamet ettiği kişiye ikramda bulunur, bizimle onun arasındaki fark odur. Biz çoğu zaman acırız bir yapamayız ama Allah-u Teâlâ’nın her şeye imkânı olduğu için ikramda bulunur.

Yalnız burada bazen Allah’ın ikramı bizim anladığımız manada ikram olmayabilir. Mesela bir ayet-i kerime de Allah-u Teâlâ diyor ki;

Kutibe aleykumul kitalu ve huve kurhul lekum, ve asa en tekrahu şey’ev ve huve hayrul lekum, ve asa en tuhibbu şey’ev ve huve şerrul lekum, vallahu ya’lemu ve entum la ta’lemûn.

Savaş size yazıldı(farz kılındı), ama o sizin hoşunuza gitmez(sizin için hoş olmayan bir şeydir savaş). Belki siz bir şeyden hoşlanmayabilirsiniz ama o sizin için hayırlı olabilir. Bazen de bir şeyi seversiniz o sizin aleyhinize olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz. (Bakara, 2/216)

Onun için, mesela bir çocuğu sabahleyin tatlı uykusundan uyandırıp, koltuğuna bir çanta sıkıştıracaksınız, elinden tutup ‘haydi oğlum okula’ ya da ‘kızım hadi okula’ dediğiniz zaman o çocuğa sorsanız ona en büyük kötülüğü yapıyorsunuz, ama aslında ona büyük iyilik yapıyorsunuz. Aynı şekilde bazı şeyler bizim için çok kötü gibi gözükebilir, o aslında çok hayırlıdır, biz farkına varmayız. Ondan dolayı kendimize düşen bütün görevleri yaptıktan sonra, kendi eksiğimiz olmadan eğer herhangi bir sıkıntının içerisine giriyorsak mutlaka bizim hayrımızadır. Ama yaptığımız bir yanlışlıktan dolayı Allah-u Teâlâ bize ceza veriyorsa onu da hak etmişizdir. Aslında o ceza da hayrımızadır, belki uyanmamıza sebep olur.

Allah-u Teâlâ’nın ikramı var. Hz. Ömer’in bir sözü çok hoşuma gidiyor, diyor ki; “Allah-u Teâlâ bizi sıkıntılarla denedi başarılı olduk, ama ikramla denedi kaybettik”.

Bir ayet-i kerimede de Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

Fe emmel insânu izâ mebtelâhu rabbuhu fe ekremehu ve na’amehu

“Allah insanı ikrah/yıpratıcı bir imtihandan geçirir de ona ikramda bulunursa” (Fecr, 89/15)

Bakın ikramı, yıpratıcı imtihan olarak belirtiyor. Çünkü bakın yemek yediğiniz zaman biraz fazla yerseniz vücudunuzda bir sürü rahatsızlıklar ortaya çıkarır. Yani nimetleri de ölçülü bir şekilde kullanmak kolay değildir. Bazı günahlar var ki parasız işlenmez, bazıları da az parayla işlenmez. Şimdi, elimize o imkânlar geçtiği zaman da günah işleme imkânlarınız da çok genişliyor. E ona karşı kendini tutmak kolay değil.

Bazen de insan kendi arzusu doğrultusunda hareket eder, şeytanın da desteğiyle yanlış davranışları güzel sayabilir. İşte yani nimetler de insanlar için bir ibtiladır, yıpratıcı bir imtihandır.

Fe emmel insânu izâ mebtelâhu rabbuhu fe ekremehu ve na’amehu fe yekûlu rabbî ekremen(ekremeni).

“Allah ona ikramda bulunur, nimetlendirirse on, ‘Rabbim bana ikramda bulundu’ der.” (Fecr, 89/15)

Ve emmâ izâ mebtelâhu fe kadere aleyhi rızkahu

Gene Cenab-ı Hakk gene onu böyle yıpratıcı bir imtihandan geçirse de rızkını ölçülü olarak verse (dağatsa ona) (Fecr, 89/16)

Yani şimdi, şey söyleniyor işte sabit gelirliler, dar gelirliler ve diğerleri. Dar gelirli, Sabit ve fe kadere aleyhi

fe yekûlu rabbî ehânen

“o zaman da ‘Allah artık yüzüme bakmıyor (beni Allah alçalttı)’ der” (Fecr, 89/16)

Şimdi buradan sonuçta, gerçi bu ayetin devamında o rızkın daralması bir ceza olarak gösteriliyor:

Kellâ bel lâ tukrimûnel yetîm, Ve lâ tehâddûne alâ taâmil miskîn

“Siz hayır! Yetime ikramda bulunmuyorsunuz, çaresiz kalmış kişinin doyurulması için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz” (Fecr, 89/17-18)

Diye bu darlığın sebepleri anlatılıyor ayet-i kerime de.

Şimdi sonuç olarak ister ceza olarak olsun, ister Allah-u Teâlâ’nın bizi daha iyi bir konuma getirmek için imtihan etmesi şeklinde olsun her ne olursa olsun çektiğimiz sıkıntılar da bizim lehimizedir. Allah’ın verdiği imkânlar da lehimizedir, ama o ikramları da israf etmez, sıkıntılardan dolayı da isyan etmezsek, imtihanı kazanmış oluruz.

İşte Allah-u Teâlâ Rahman ve Rahimdir. “Rahman” kelimesi yalnız Allah’a mahsus bir kelimedir. Allah’tan başka hiçbir varlık için kullanılmaz. “Rahim” kelimesi insanlar için de kullanılır, Allah-u Teâlâ için de kullanılır. Yani mahlûklar için de kullanılır. O zaman öyle bir anlam vermek lazım ki kelimelerin ifade ettiği manayı içersin. Ondan dolayı biz rahman’a “iyiliği sonsuz”, Rahim’e de “İkramı bol” diye anlam verdik.

“Bismillâhirrahmânirrahîm”

“İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla.”

Çünkü iyiliğin sonsuz olması yalnız Allah’a mahsus bir olaydır, herkesin yapacağı iyiliğin bir sınırı vardır, çünkü gücü sınırlıdır. Sınırsız güce sahip olan yalnız Allah-u Teâlâ’dır. İkramı bol kelimesi de insanlar için de kullanılır.

“İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla.”

Zannediyorum bu anlam besmelenin tam anlamı olur. Bana öyle geliyor, bilmiyorum hocam ne der bana öyle geliyor.

Mevlüt GÜNGÖR: Şimdi tabi, sınırsız deyince bu manada ahirette kesilecek ya, Allah’ın nimetleri kafirlerden. O bakımdan Rahim, ahirette müminlere ait, Rahman’da mümin kâfir herkese bu anlamda

Abdülaziz BAYINDIR: Tabi o şekilde mana veriliyor, deniyor ki; “Rahman dünyada mümini, kâfiri, işte hayvanı, bütün varlıkları yediren, doyuran, her an besleyen, büyüten ve ikramında şey yapan, Rahim de ahirette…” Fakat bana bu mana pek tatminkâr gelmiyor.

Mevlüt GÜNGÖR: Sınırsız da şey olmuyor, o da tatmin.. Orada da bir sınır var kesilecek

Abdülaziz BAYINDIR: Hayır, Allah’ın iyiliğinin sonsuz olması herkese iyilik yapacağı manasına gelmez ki! İyiliği sonsuzdur ama o iyiliği hak edene yapar. Şimdi, yağmur bazı bölgelerde metrekareye şu kadar kilo yağmur yağdı deniyor, e orada taş varsa isterse tonlarca yağsın ne olacak. Toprak olacak ki ondan istifade etsin.

Hadid Suresine başlıyoruz, bu sure Kur’an-ı Kerim’in 57. suresi ve 29 ayet. Bendeki Kur’an’da Medeni olarak yazıyor, sizdekilerde ne yazıyor? Hepsi Medeni diye mi yazıyor? Yani Mekke’de indiğine dair de görüşler var ama Medeni oluşu tercih ediliyor.

Salondan Bir kişi: Elmalılı Mekki diyor.

Abdülaziz BAYINDIR: Öyle mi demiş Elmalılı? Ha Mekke iyi tamam işte hiç olmazsa bir tane fark olsun. Elmalılı Mekke’de indiğini söylemiş.

 

Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard,

“Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah için tesbihte bulunurlar.” (Hadid, 57/1)

Şimdi tesbih kelimesini kullandığımız zaman Türkçede o bildiğimiz tesbih aletini alış şöyle çekmek gibi anlaşılır. O da tabi bir çeşit tesbihtir. Cenab-ı Hakk’ın noksansız olduğunu ifade etmiş oluyorsun. Allahuekber diyorsun, ‘Allah her şeyden daha büyüktür’ diyorsun, işte Elhamdulillah diyorsun ‘Allah neyi yaparsa en güzelini yapar’ demiş oluyorsun, Subhanallah biliyorsunuz zaten bir tesbih.

Şimdi Sebbeha; ‘bir şeyin suyun üzerinde ya da gökyüzünde kolaylıkla akıp gitmesi’ anlamına geliyor, yani esas kök anlamı itibariyle. Cenab-ı Hakk’ka karşı kullanıldığı zaman da, iki manası var. bir; ‘Allah’ı yanlış sıfatlardan yani O’na uygun olmayan özelliklerden uzak kabul etmek’, yani o şeyin hızla akıp gitmesi gibi gökte ve suyun üzerinde, Cenab-ı Hakk’ı hızlı bir şekilde bütün olumsuz sıfatlardan uzaklaştırma manasında olduğu gibi, hızlı bir şekilde Allah’ın emrine uyma anlamında da kullanılıyor. Dolayısıyla işte hem dua manasına hem ibadet manasına.. Ama yani ‘isteyerek hızlı bir şekilde Cenab-ı Hakk’ın emrine uyma’ anlamına geliyor.

“Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah için tesbih eder” (Hadid, 57/1) yani Allah’ın emrine uyar.

Kainat içerisinde Allah’ın emrine uymayan iki tane varlık var, insan ve cin. Yani isterse uymayabiliyor. Ama mesela insanı ele alalım, insanların bir zorunlu davranışları vardır. O zorunlu davranışlarda tamı tamına Allah’ın emrine uyarlar. Yani Allah’ın koyduğu kurallara uyarlar. Nefes almamız gerekiyor, yemek yememiz gerekiyor, su içmemiz gerekiyor, vücudumuzun hücrelerinin, dolaşım sisteminin, kan dolaşımının, sindirim sisteminin falan çalışması, işte uyumamız, uyanmamız, hareket etmemiz Allah’ın koyduğu kurallara uygun. Aksi takdirde yaşayamayız zaten.

İnsanlar iradi hareketlerde Cenab-ı Hakk’a karşı isyan ederler. İşte cinlerden de bu var mesela şeytan Allah-u Teâlâ’ya Âdem (a.s.)’a secde konusunda baş kaldırmıştı, ama diğer konularda uymuştu. Bugünde bakarsınız ki birçok konular insanlar Cenab-ı Hakk’a itaat eder ama bazı konularda ‘e buraya kadar burada senin payın başka benim payım başka, sen öyle diyorsan bende böyle diyorum’ diyerek Allah’a baş kaldırır ve kâfir olur. Yani kâfirlerde de bir zorunlu kulluk vardır. Bu zorunluluğu bütün mümin kâfir herkes zaten yapıyor. Gönüllü kulluk konusunda insanlar ikiye ayrılıyor, müminler Allah’ın her dediğini doğru kabul ediyor. Mesela günah da işlese yaptığının günah olduğunu kabul etmek o konuda Allah’ın koyduğu kuralın geçerli olduğunu kabul etmektir. Mesela Âdem (a.s.) da Allah’ın emrini yerine getirmedi, şeytan da getirmedi. Ama Allah iblis’e ‘Âdem’e secde et’ diye emretti etmedi, Âdem (a.s.)’a ‘şu ağaçtan yeme’ dedi yedi. Ama iblis kendini haklı kabul etti, kendi haklıysa Allah-u Teâlâ’nın verdiği emir haksız oluyor. Âdem (a.s.) kendini haksız kabul etti, yani ‘Ya Rabbi senin emrin doğrudur’ dedi. Kendini haksız kabul etmek de bir çeşit ibadettir. Yani Allah’ın o emrinin doğru olduğunu kabul etmiş oluyorsunuz, dolayısıyla tevbe edince de Cenab-ı Hakk hem sizi o günahtan arındırıyor, hem de o günahı sevaba da çeviriyor. Faka siz o günahı işlememiş olsanız on sevap alırsınız en azından işte o zaman da bir sevap alabiliyorsunuz. Tevbe edeceksiniz, tevbe etmek kolay değil, işte sigara içen bir kişinin sigarayı bırakması nasıl zorsa günahkâr olan bir adamın günahı bırakması o kadar zordur. Çünkü bir müddet sonra vücut o günaha alışıyor. Vücutta yeni ir tabiat oluyor. Artık ondan zevk almaya başlıyor. Başlangıçta rahatsız olduğu şeyden. Oldukça zor bir şey. Yani Allah rızası için o yollardan geçince Allah ayrıca da bir ödül vermiş oluyor.

Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard, ve huvel azîzul hakîm.

“Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder(Allah’a boyun eğer). Allah güçlüdür ve doğru karar verir.” (Hadid, 57/1)

Bu “hakîm” şeyinden hüküm mastarı yapar yani hüküm kökünden kaynaklanıyor. Hâkim, yani bizim bildiğimiz hakim var, hakimin karşısına iki kişi gelir aralarında anlaşmazlık olan iki kişi, eğer hakim iyi bir hakimse konuyu iyi kavramışsa aralarında doğru karar verir, sen haklısın sen haksızsın. O doğru olarak verdiği kararın adı “hikmet” olur. Gerçeğe isabet ettirilen şey. Allah’ın bütün kararları doğru olduğu için ‘Allah hâkim’dir. Yani bütün her şeyi yerli yerindedir, gerçeğe uygundur. Azizdir, yani güçlüdür, işini yarım bırakmaz. Biz birçok şeyi yapmaya karar veririz ama yarım kalır. Allah-u Teâlâ için öyle bir şey söz konusu değil.

Lehu mulkus semâvâti vel ard,

“Göklerin ve yerin mülkü Allah’a aittir.”(Hadid, 57/2)

Mülk dediğimiz zaman Türkçemizde işte ‘bu benim mülküm’ deriz yani ben bunun sahibiyim anlamına gelir. Şimdi mülküm dediğin zaman, e ben bir şeyin sahibiysen ben onu istersem satarım değil mi? istersem hiç kullanmam. Yani onun üzerine tasarruf yetkim var, istediğim gibi hareket ederim. Şimdi göklerin ve yerin mülkü Allah’ın emrinde olduğu için Allah istediği gibi tasarruf eder, hepimizin sahibidir. Rabbul Alemin’dir. İşte bu tasarruf yetkisine sahip olana da melik diyoruz, malik diyoruz. İşte melik kelimesi kral diye, sultan diye Türkçemizde kullanılır. Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah-u Teâlâ’nındır, Allah hepsinin hem sahibidir hem yöneticidir hem yaratıcısıdır, hem öldürendir. Zaten ayette şey yapacak,

yuhyî ve yumît(yumîtu), ve huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

“Hayatı veren O’dur, verdiği canı geri alan da O’dur. Allah her şeye kadirdir” (Hadid, 57/2)

Yani Allah’ın gücünün yetmediği hiçbir şey yoktur. Zaten yaratan O, yaşatan O, hepsi bütün yetkiler O’nun elinde.

Huvel evvelu

“Evvel O’dur” (Hadid, 57/3)

Hiçbir şey yokken O vardı

vel âhiru

Ahir O’dur (Hadid, 57/3)

Her şey yok olsa o asla yok olmaz,

vez zâhiru

Allah Zahirdir(Hadid, 57/3)

Yani Allah’ın varlığını gücünü kudretini siz her şeyle müşahede edebilirsiniz, herkes kendine göre Allah’ın varlığını gücünü, kudretini ispat edeceği bir şeye sahiptir. Çok açıktır, her yerde O’nun varlığının eserini görebilirsiniz,

vel bâtınu,

“aynı zamanda da Batındır”(Hadid, 57/3)

Kendisini göremezsiniz, elinizle dokunamazsınız. Yani şeyde hani Musa (a.s.) ne demişti Cenab-ı Hakk’a;

Rabbi erinî enzur ileyk(ileyke),

“Ya Rabbi bana görün de ben de sana bakayım.” (Araf, 7/143)

Allah-u Teâlâ ne dedi:

kâle len terânî

“sen beni göremeyeceksin” (Araf, 7/143)

Dedi. Evet, “beni göremeyeceksin” yani o yönüyle batın, ama bütün etkileri yönünde zahir.

Şimdi, şöyle düşünün yani şu kâinat o sonsuzluk içerisinde küçücük bir şeydir. Tüm sonsuzluğa hâkim olan Allah-u Teâlâ’yı siz küçücük yerden nasıl göreceksiniz? Ancak onun etkisini görürsünüz.

ve huve bi kulli şey’in alîm.

“O her şeyi bilir” (Hadid, 57/3)

Şimdi Allah-u Teâlâ’nın varlığı her tarafta zahir olduğu için, her insan bunu bizzat gözüyle görmüş gibi kabul ettiği için, Allah’a inancımızı ifade ederken Eşhedü deriz. ‘Ben şahidim ki’. İnsan gözüyle görmediği şey konusunda Eşhedü diyemez, ben şahidim diyemez. Her insan Allah’ın varlığını gözüyle görmüş gibi kavrar. Ondan dolayı eşhedü deriz. Peygamberler Allah’ın varlığını ispata hiç uğraşmamışlardır. Eğer öyle olsaydı ‘şu peygamberin dediğine göre Allah’ın var olduğuna şahitlik ediyorum ya da Allah’ın var olduğunu söylüyorum’ demek gerekirdi. Her insanın kendi müşahedesiyle tespit ettiği bir şeydir Allah’ın varlığı. Herkes eşhedü der.

La ilahe illallah, deniyor. Allah’tan başka ilah yok. Şimdi, Allah’ın varlığına sayısız deliller var ama Allah’tan başkasının ilahlığına dair bir tek delil yok, o insanların hayallerinde uydurdukları şeyler. Peygambere de insan eşhedü diyerek şahitlik yapıyor, o eşhedü diyerek şahitlik yapmamızın sebebi neydi, biz mesela peygamberimizi görmedik, onu belgesini gördük. Yani ‘ben Allah’ın elçisiyim’ diyor. İşte birisi televizyonda hep görüyorsunuz işte ‘falan ülkenin büyükelçisi cumhurbaşkanına güven mektubunu sundu’ deniyor. O güven mektubu olmasa Türkiye’de göreve başlayamaz. Çünkü o mektupla bu şahsın o ülkenin elçisi olduğu kesinleşmiş oluyor. E birisi geliyor diyor ki ‘ben Allah’ın sana gönderdiği elçiyim’ diyor. O zaman Allah’ın bana gönderdiği güven mektubunu sunması lazım. Benim çünkü güvenmem lazım.

Daha önce anlatmıştım, İstanbul müftülüğünde oturuyoruz, rahmetli Timurtaş UÇAR var, Ahmet VANLIOĞLU var, üçümüz. Timurtaş hoca, bir tek Ahmet hocanın masasında bir telefon vardı, o zaman telefon şimdiki gibi çok değil, Timurtaş hoca Ahmet hocanın masasına geldi orada telefonla bir yere telefon edecek konuşacak, o sırada içeriye bir adam girdi, iri yarı birisi. Hemen geldi Timurtaş hocanın masasına oturdu, gayet de heybetli bir şekilde;

“Beyler ben peygamberim” dedi.

Ahmet VANLIOĞLU da çok nazik bir şekilde

Aaa çok memnun oldum hoş geldiniz” dedi.

“bu insanlar yoldan çıkmış, kimse benim peygamberliğime inanmıyor” dedi. “bana bir belge verin, bir de basın toplantısı düzenleyin, yoksa bu milletin başına büyük felaket gelecek”

Ahmet VANLIOĞLU dedi ki:

Hay hay tabii. Siz kimin peygamberiydiniz” dedi

“Allah’ın”

“haa! Bir yanlışlık oldu biz bizim görevlendirdiklerimize belge veriyoruz” dedi. “Allah’ın görevlendirdiğine belge verme yetkimiz yok, sen git o belgeyi ondan al” dedi.

Adam: “doğru söylüyorsun yaa” dedi ve kalktı gitti. Meğer Bakırköy’den kaçmış.

Öyle bize her hafta bir iki tane gelirdi.

Şimdi, birisi çıkıyor ‘ben Allah’ın peygamberiyim’ diyor. Tabi ki ben belge isteyeceğim, o belgeyi görmeden Allah’ın peygamberi olduğunu nereden bileceğim. O belge öyle bir belge olmalı ki Allah’tan başkası onu düzenleyememeli. Mesela şimdi bir adam çıkıyor neyse artık onunla ilgili vasıf söylemeyeyim de, diyor ki, ‘benin fotoğrafımın etrafında bir hale var’ diyor ‘ben Allah’ın elçisiyim o da benim şeyimdir’ diyor. E fotoğrafın yanda ışık halesi yapmak basit bir iş, onu herkes yapar. Şimdi, öyle bir şey yapacaksınız ki insanlar öyle bir şeyi yapamamalı. Ondan dolayı onun adına da mucize deniyor. Mucize olunca da haa! Demek ki sen Allah’ın elçisisin. Bu konuda kesin bir kanaat hâsıl oluyor, o zaman eşhedü diyebiliyorsunuz. İşte peygamberimizin elçilik belgesi de Kur’an-ı Kerim, elimizde var, bunu okuyoruz, haa bu bir insan eseri değil. O zaman onu bize getiren mutlaka Allah’ın elçisidir kanaatine vardıktan sonra eşhedü diyoruz. ‘Ve eşhedüenne muhammeden abduhu ve resuluh’ diyoruz. Eşhedü, artık benim bir kendi kanaatim oluyor, artık hocamın dediğine göre, falanın dediğine göre, filanın dediğine göre değil. Artık ben kesin kanaat sahibiyim eşhedü. İşte tahkiki iman. Onun için birinci tekil şahıs kullanılır eşhedü denir, imanı belirtmek için. Falandan öğrendiğime göre denmez. Falan sana yol gösterir ama kanaat senin kanaatin olacak.

Huvellezî halakas semâvâti vel ardafisitteti eyyâmin

“O gökleri ve yeri yaratmış olandır(Gökleri ve yeri yaratan O’dur.) altı günde”(Hadid, 57/4)

Şimdi bir gün diye dünyanın kendi çevresinde bir kere dönüşüne diyoruz di mi, peki dünyanın olmadığı zaman gün neye göre belirlenecek? Mesela, Mars günü ne kadar ya da falan yerdeki bir gezegenin günü ne kadar sürüyor? Dolayısıyla bu gün, bu Allah-u Teâlâ’nın gökleri ve yeri yarattığı gün, tabi bizim anladığımız manada yirmi dört saat olmaz. Ne olur, onu Allah bilir.

Huvellezî halakas semâvâti vel ardafisitteti eyyâmin

“Gökleri ve yeri Allah altı günde yaratmıştır” Hadid, 57/4)

Şimdi gökleri ve yeri diye ayırdığına göre, demek ki yer gök cismi sayılmıyor Cenab-ı Hakk’ı kitabında. Bu yer ayrı ve gökler ayrı. Zaten tüm şey de ona göre. Yeri iki günde yarattığını söylüyor Allah-u Teâlâ dört günde de yiyeceklerini “ve kaddere fîhâ akvâtehâ fî erbeati eyyâm” (Fussilet, 41/10) yani o altı günün tamamında yerde oluşum devam ediyor, o altı günün iki gününde gökler ve yerler yaratılıyor. O zaman demek ki yerin yaratılışı son derece önemli. Ondan dolayı mesela Âdem (a.s.)’a diyor ki;

“fîhâ tahyevne ve fîhâ temûtûne ve minhâ tuhrecûn”

“siz bu yeryüzünde yaşayacaksınız, orada öleceksiniz, bir kere daha yerden çıkarılacaksınız”(Araf 7/25)

İşte, şeyde kıyamet olaylarında gök cisimlerinde;

“İzessemaunfetarat.” Gök yarılıyor,  “ve izelkevakibun teserat.” “yıldızlar dağılıyor”, ama yerde ne oluyorVe izelbiharu fuccirat” sadece denizlerin aradaki araları açılıyor, yada denizlerin altından bir kaynama oluyor, “Ve izelkuburu bu’sirat” “kabirdekiler dışarı çıkarıldığı zaman” (İnfitar 82/1-5)

Yani dünya gene, yeniden oluşumda da dünya yerinde kalıyor. O zaman burada birde faklı bir yaklaşım. Bizim astronomi âlimleri konuya Kur’an-ı Kerim’e göre yaklaşmalılar, başkalarının söylediklerine göre değil.

summestevâ alel arş

“Sonra Allah arşa kurulmuştur.” (Hadid, 57/4)

Şimdi, “arşa oturdu”. ‘Arş’ dediğimiz şey yani Allah-u Teâlâ insanlara da topraktaki dille konuşur. Çünkü ne diyor:

Ve ma erselna mir rasulin illa bi lisani kavmihi  li yubeyyine lehum

“gönderdiğimiz her peygamberi kendi kavminin diliyle göndeririz. (insanların kendi aralarında konuştuğu dille) ki onlara anlatabilsin” (İbrahim, 14/4)

Aynı dili konuşmadığınız kişiye neyi anlatabilirsiniz? Şimdi, o kavmin dilinde arş, kralın tahtıdır. İşte bugün tat dediğimiz şey. Oturduğu yere “kürsi” denir, bir de onun üzerinde bir örtü olduğu zaman onun adına “arş” denir. Şimdi, bunu Kur’an-ı Kerim’de iki ayette de Allah bize bildiriyor, hatta daha fazla ayet. Yusuf (a.s.) suresinde babasını, annesini arşa aldı değil mi, var, ondan sonra Yusuf (a.s.)a secdeye kapandılar var, Belkıs’ın arşını, Belkıs’ın işte şöyle bir arşı var diye Hüdhüd haber veriyor, Süleyman (a.s.) da onun arşını kim bana getirir diyor;

eyyukum ye’tini bi arşiha kable ey ye’tuni muslimîn

“onlar bize teslim olup gelmeden önce kim onun arşını getirir” (Neml, 27/38)

Diyor. Şimdi, bu arş, saltanat koltuğu. Şimdi biz Türkçemizde diyoruz ki mesela bugün diyoruz ki ‘cumhurbaşkanlığı koltuğunda Ahmet Necdet SEZER oturuyor.’ Bunu söylediğiniz zaman hangi Türk şuan benim oturduğum gibi oturmacı kasteder? Böyle bir şey anlayan var mı? Ta da hangi Türk şöyle bir koltuğu sandalyeyi anlar? Yani o makamı o işgal ediyor demektir. Ömründe hiç Çankaya Köşküne uğramasa da evinde işlerini yürütse gene o koltuğu kim işgal eder, gene cumhurbaşkanı işgal eder. Başbakanlık koltuğuna Recep Tayyib ERDOĞAN oturuyor. Hiç başbakanlık konutuna uğramasa da gene o koltukta oturan odur. Yani ondan maksat o hâkimiyetin sahibi odur. Yani sokakta konuşulan dil bu. Öyleyse arşın üzerine hâkimiyet kuran yani göklerin ve yerin yönetimini elinde bulunduran Allah-u Teâlâ’dır.

Peki, bu arş, arş şimdi, şöyle bir şey yani, bir oturulan bir koltuk, birde onun üstünde bir örtü, ikisine birden arş deniyor. Oturulan koltuğa da “kürsi” deniyor, sandalye. Mesela şeyde Süleyman (a.s.)’la ilgili neydi, mesela

ve elkaynâ alâ kursiyyihî ceseden summe enâb

Süleyman ((a.s.).)’ın

“oturduğu kürsisinin üzerine bir ceset attık”  (Sad, 38/34)

diyor ayeti kerimede. Cenab-ı Hakk’ın kürsisiyle alakalı;

vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard

“Allah’ın kürsüsü gökleri ve yeri içine alır” (Bakara, 2/255)

Gökleri de yeri de içine alıyor kürsisi, tamamını kuşatıyor. O zaman arş, zaten o kürsiyle birlikte kabul ediliyor, o zaman Allah’ın arşı, öbür ayeti okuyalım:

estevâ alel arş

“arşın üzerine kuruldu” (Hadid, 57/4)

Dendiği zaman göklerin ve yerin hâkimiyetini kendi eline aldı demektir, bunun anlamı budur. Yani sokaktaki dil bu. Şimdi daha sonra, efendim “istiva” nedir, “kürsi” nedir bilmem nedir diye iyi Arapça bilmeyenler işin içerisine girince bir sürü dedikodular ortaya çıkmış.

Salondan Bir Kişi: Şey var hocam, “ve kâne arşuhu alel mâ”(Hud, 11/7) …………..(anlaşılmıyor)

Abdülaziz BAYINDIR: Şimdi “ve kâne arşuhu alel mâ”(Hud, 11/7) üzerinde düşünmediğim bir soruyu sordun. Hocam siz cevaplandırın ama ben şimdi aklıma gelenleri söyleyeyim, bu soru üzerinde düşünmemiştim de, ama şu anda aklıma gelenleri söyleyeyim. Nasıl olsa burada bir tefsir profesörü hocamız var Mevlüt GÜNGÖR hoca. Şimdi,

ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy

“her canlıyı sudan yarattık” (Enbiya, 21/30)

Diyor Allah-u Teâlâ. Şimdi,

ve kâne arşuhu alel mâ

“Allah hâkimiyetini su üzerine kurmuştur” (Hud, 11/7)

Dediği zaman, o zamanda yani bu canlılardır kendi başına hareket edebilecek durumda olanlar. Mesela bugün Allah’a isyan edebilecek dersin başında söyledik iki varlık var insanlar ve cinler. Onun dışındakilerin ne çevreyi bozma imkânları var, ne yanlış yapma imkânları, neyse o. Allah’ın verdiği programa göre hareket ediyorlar. Ama bu insanlara da cinler de Allah’ın hâkimiyetinin dışına çıkma imkânına sahip değillerdir. Çünkü Allah’ın değdiği zaman dünyaya geliyorlar, Allah’ın dediği zaman dünyadan ayrılıyorlar ve Allah’ın verdiği imkânları kullanıyorlar. Yani gene de asıl hâkimiyet Allah-u Teâlâ’nın elinde, yani şimdi şu anda bu kadar cevap veriyorum. Hocam siz bir şey söyleyecek misiniz?

Mevlüt GÜNGÖR: Çok güzel, ayeti ayetle tefsir ettiniz. Bu yaratılışta bir devre, yani o sırada demek ki bir su var sadece, daha sonra…

Abdülaziz BAYINDIR:  O ayetin başında, tabi şey yapmak lazım

Mevlüt GÜNGÖR: ve kâne diyor

Abdülaziz BAYINDIR: Ayetin başını da, bağlantılarını da falan şey yapmak lazım. şimdi şu anda ….(anlaşılmıyor dk 39,21)

Peki şimdi devam edeyim.

ya’lemu ma yelicu filardi ve ma yahrucu minha ve ma yenzilu minessemai ve ma ya’rucu fiha,

“Yerin içerisine ne giriyor Allah onu bilir, yerden ne çıkıyor onu da bilir, gökten inen ne (Allah onu biliyor) ve gökte ne yükseliyor (Allah onu da bilir).” (Hadid, 57/4)

Şimdi, burada dört şey var. Benim şimdi tefsirlerden aklımda kaldığı kadarıyla, işte yağmur gökten yağar, yere ölüler girer ya da işte tohum toprağa karışır, bitkiler biter ya da işte yerden sular çıkar, buharlaşmayla gökyüzüne yükselir gibi şey yapıyoruz ama başka şeyler de olması gerekiyor. Mesela bu surede ancak uzmanlarının üzerinde düşünerek cevaplandırabileceğini düşündüğüm bir ayet var mesela. Bu sureye adını veren kelime orada geçiyor;

ve enzelnel hadîde

“Demiri indirdik” (Hadid, 57/25)

Acaba bu madenlerin oluşumu işte gökyüzünden yağan bir kısım tozlar falan mı diyorlar, onların yeryüzünde bazı maddelerle birleşmesinden mi oluyor? En azından demirin oluşumu böyle mi oluyor? Orada da indirme kelimesinden bahsediyor Allah-u Teâlâ.

Salondan Bir Kişi: anlaşılmıyor (dk 41,20)

Abdülaziz BAYINDIR: Hepsi olur yeni olmaya olur ama herhalde bu ayetler üzerinde çok uzun uzun düşünülmesi lazım ben öyle düşünüyorum. Yani sadece yağmur ve sadece ölüyle izah etmek çok eksik olur. Melekler iniyor, cinler çıkmaya çalışıyor birinci kat semadan geri gönderiliyorlar falan, artık kim bilir neler var? “yahrucu minhâ” derken o yedi göğün içerisinde yükselen var. Bizim mesela yağmurlarla ilgili söylediğimiz nihayet çok yakın bir mesafede bitiyor o. Ama yedi gökte yükselen bir şey var, ama ne? Melekler olabilir tabi aklınıza gelen, ama başka şey de olabilir.

Salondan Bir Kişi: dualar olabilir mi?

Abdülaziz BAYINDIR: E dualar tabi

ileyhi yes’adul kelimut tayyibu vel amelus sâlihu yerfeuhu

“Güzel söz Allah’a yükselir, Salih amelde onu yükseltir” (Fatır, 35/10)

Diye, o da olur tabi dualar da olur. Ama sadece onlarla sınırlamak eksik olur, bilmediğimiz birçok şeyler.

ve huve meakum eyne mâ kuntum,

“nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir”(Hadid, 57/4)

Nerede olursanız olun! E şimdi, kürsisi gökleri de yeri de içine alıyorsa bizde yerde yaşayan kişileriz, e tabi ki bizimle beraber olacak, bu çok tabii bir şeydir. İşte, Kaf suresinde galiba okumuştuk:

ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verîd.

“Biz kişiye şah damarından daha yakınız”(Kaf, 50/16)

Diyor. Ama burada şu var; mesela bu ayeti kerimeye de bakın “ve huve meakum” “O sizinle beraberdir” (Hadid, 57/4) biz de varız Allah da var. Biz de varız Allah da var.

Bir vahdeti vücutçular vardır. Yani hem O o, her şey O’dur diye, her şey Allah’tır diye söylüyorlar. O zaman biz diye bir şey yok ki o zaman birçok ayeti kerime işe yaramaz hale gelecektir.

Mevlüt GÜNGÖR: Fatiha’yı da okuyamayacaklar.

Abdülaziz BAYINDIR: Fatiha, “iyyake na’budu” diyemeyeceksiniz. Ondan sonra mesela:

Halakas semâvâti vel arda bil hakk

“Gökleri, yeri gerçek olarak yarattım”(Zümer 39/5)

Diyor, onlar diyorlar ki “hayır” diyorlar, “gerçek değildir.” Yani Allah bilmiyor onlar biliyorlar. Çünkü kendilerini tanrılaştıracaklar ya. O zaman her şey tanrı oluyor, her şey Allah’ın bir parçası oluyor. Hâlbuki Allah “O sisinle beraberdir” bir siz denen yani bir biz varız ve Allah var. Mesela;

“Allahu la ilahe illa huvel hayyul kayyum, la te’huzuhu sinetuv vela nevm, lehu ma fis semavati ve ma fil ard”

Allah! … Kendisinden başka ilah olmayandır. Diridir, varlığı kendiliğindendir.(herhangi bir şeye bağlı değildir). Onu ne bir uyuklama tutar, ne uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onundur… (Bakara 2/255)

Göklerde olan var, yerde olan var ve onlar O’nun. Ama onlar ayrı bir şey. Mesela şimdi, ‘bu benim’ diyorsam, tamam benim olabilir ama ben bu değilim dimi. E şimdi tabi, saptıran saptırıyor ne yapalım. Bu dünyada her şey serbest. Ve en büyük saptırıcı da dini kullanarak saptırandır. Biliyorsunuz şeytan doğru yolun üstünde oturur, en büyük saptırıcılar da kendilerini doğru yolun üstünde gösterenlerdir. Onu için doğru yola girenlerin akıllarını çok çok iyi kullanmaları lazım. Yoksa onlara aldanmak kolay olur.

vallâhu bi mâ ta’melûne basîr

“ne yaparsanız Allah onu görüyor”(Hadid, 57/4)

Allah’ın görmediği hiçbir şey yok.  O Cenab-ı Hakk’ın gücü.

“efendim ben bu kadar çok, binlerce insan milyarlarca insan aynı zamanda milyarlarca iş yapılıyor, şu bu o kadar şeyi görmesi mümkün mü?” e Allah sen değil ki kardeşim. Seni ve kâinatı yaratan, sen değil ki.

Lehu mulkussemavati vel’ard,

“Göklerin ve yerin mülkü O’na aittir.” (Hadid, 57/5)

Yuani, dersin başında da dedik ya, “mülk” dediğimiz işte maliklik. “Bu benim mülkümdür” dediğiniz zaman “İster atarım ister satarım sana ne” der başkasına da karşı çıkarsınız değil mi?

“ya! Niye yapmıyorsun?”

“ya kardeşim benim malım, sana ne”

Der adam. Ha, o zaman ne demektir, gökler ve yer Allah’ın mülküyse ona hiç kimse müdahale edemez demektir. Tam hakimdir demektir. Zaten “rabus semavati vel ard” “göklerin ve yerin sahibi, rabbıdır”(Enbiya, 21/56, Kehf, 18,14).

Şimdi, bizdeki maliklik son derece sınırlıdır. Ben şimdi diyorum ki, “efendim, bu Kur’an-ı Kerim benim”. Siz diyorsunuz ki “ne zaman aldın?” benim olmasının bir başlangıcı olmalı, çünkü bunun kâğıdını ben üretmedim, yazısını ben yazmadım, matbaada ben basmadım, ben ciltlemedim, ben buraya kadar getirmedim falan. Bunun arkasına baktığınız zaman yığınla iş vardır, yığınla insan o işte çalışmıştır. Ne zaman benim, işte şimdi. Benim dediğim de bunun hazır olmuş bitmiş ondan sonra ben bunun bedelini vererek almışım ya da birisi bana hediye etmiş, benim diyorum. Ama bir müddet sona da benim elimden çıkacak, başkasının olacak. Ama Allah-u Teâlâ öyle değil ki. Yaratan, besleyen, büyüten, hem oluşturması O’na ait hem sürekli O’nun mülkiyetinde. Şekil değiştirse de O’nun aynı şekilde kalsa da O’nun, ne olursa olsun O’nun. Onun için O’nun malikliği tam, bizimkisi noksan.

Yoksa işte, “ben görüyorum” diyoruz, mesela işte burada, “vallâhu bi mâ ta’melûne basîr” “Allah görür” diyor “sizin yaptığınızı”. “Bende görürüm” diyorum, “ene basîrun” derim. E şimdi, hiçbir insan ben Allah gibi görürüm demez. Benim görmemin bir takım sınırları vardır. Şimdi şurada birçok melekler vardır, cinler vardır, resimler var… Mesela şimdi buradan bu kamera bizim resmimizi çekiyor, o bilgisayar bütün dünyaya dağıtıyor, bütün dünyaya buradan gidiyor, o resimlerden hiçbir tanesini görmüyoruz. Görebilmek için buraya bir tane alet koymak gerekiyor o zaman ancak görebiliyoruz. Yani bizim görmemiz son derece sınırlı, ama Allah-u Teâlâ’nın görmesi sınırsız. Allah’a ait olan her şey sınırsız. Allah’ın gücü her bakımdan sınırsız. Evet bizde de bazı hususlar varsa işte o tür özelliklere “subuti sıfat” deniyor. Yani başka varlıklarda da olabilen ama Allah ‘la ilgili olduğu zaman tam ve mükemmel, diğer varlıklarla ilgili olduğu zaman çok zayıf ve sınırlı bir özellik olarak şey yapılıyor.

Lehu mulkussemavati vel’ard, ve ilellahi turce’ul’umûr.

“Göklerin ve yerin mülkiyeti/hâkimiyeti Allah’a mahsustur, işler Allah’a döndürülür” (Hadid, 57/5)

Çünkü bu yapılan, yani, her şeyin başı da sonu da tüm kararlar Cenab-ı Hakk’a çıkar, her türlü karar. Bize de tabi tercih hakkı vermiş, ama tercih hakkı kararı da oradan çıkıyor. Önümüzdeki imkânları da O vermiş, bizdeki kabiliyetleri de O vermiş. Yaptıklarımızın sonucunda O’nun huzurunda yargılanacağız ve son kararı gene O verecek. Tüm işler O’na döndürülecektir.

Yuliculleyle fînnehari ve yulicunnehare filleyl,

“Geceyi gündüzün içerisine sokar, gündüzü de gecenin içerisine sokar” (Hadid, 57/6)

Mesela şimdi bu günler artık her geçen gün geceler uzuyor gündüzler kısalıyor. Yani günden biraz bir parça geceye katılıyor, her geçen gün atılıyor. Az önce akşam ezanı okundu, hâlbuki biz akşam ezanını dersi bitiriyorduk ondan sonra dinleyebiliyorduk. E bir müddet sonra da yatsı ezanından sonra derse başlayacağız, hepsine de saat yedide başlıyoruz. Saat yedi değişmiyor ama gece gündüz değişiyor.

Gündüzü gecenin içerisine, geceyi gündüzün içerisine sokuyor. Tabi bu bu kadar basit bir olay değil, buna sebep olan dünyanın hareketleri var. İşte bu 23 derece 27 dak. kuzeye ve güneye dönmesi var, ona göre oluşan mevsimler var. İşte geceler uzadıkça havalar soğumaya başlıyor, günler uzadıkça havalar ısınmaya başlıyor. Bunun arkasında çok büyük bir sistem var. Ama sonuç, en son gördüğümüz gecelerin kısalması, gündüzün uzaması ya da gündüzün kısalıp gecenin uzaması. Ama bu sadece bir sonuçtur. Bütün bunları yapan Allah-u Teâlâ’dır, insanların bu konuda herhangi bir katkıda bulunması, müdahalede bulunması söz konusu olamaz. Sadece insanlar bunu hesabını yapıyorlar. Zaten Allah-u Teâlâ da bunu söylüyor:

Eş şemsu vel kameru bi husbân

“güneş de ay da hesapta” (Rahman, 55/5)

Şey de işte göklerde de nizam var erde de nizam var. Yani ölçü var, bir denge var, bir denetimi var bunun her şeyi var.

ve huve ‘alimum bizatissudûr.

“Allah göğüslerin neye sahip olduğunu da çok iyi bilir.” (Hadid, 57/6)

Göğüsler, esasen göğüslerin asıl sahip oldukları nedir? İman ve küfürdür.

İman, kalp ile tasdik değil mi? İçten inanmak gerekiyor. Küfür de içten reddetmek. Onun için adam içten inanmadığı halde inanıyorum dese mümin sayılmıyor değil mi?  İnandığı halde, içten inandığı halde şartlar öyle gerektiği için inancını ortaya koymuyorsa kâfir mi oluyor Allah katında? Mesela Mü’min diye bir sure var Kur’an-ı Kerim’de. Bu adam kim?

Ve kale raculum mu’minum min ali fir’avne  yektumu imaneh

“firavun ailesinden, imanını gizleyen mü’min bir adam kalktı şöyle dedi” (Mü’min, 40/28)

Diye, Allah onun sözlerine uzun uzun yer veriyor surede. Ve surenin adını onun adıyla adlandırmış. Eee! Demek bu olabiliyor. yektumu imaneh, iman gizlenebiliyor demek ki! İşte gizlendiği yer kalp. Ondan sonra bazı insanlar inandıklarını söylüyor;

Ve minen nasi mey yekulu amenna billahi ve bil yevmil ahiri ve ma hum bi mu’minîn.

“İnsanlardan kimisi “Allah ve ahiret gününe inandık” derler, ama inanmış değillerdir.”(Bakara, 2/8)

Kaletil a’rabu amenna, kul lem tu’minu

O çöl Arapları “inandık” derler, sende deki: “siz inanmadınız””(Hucurat, 49/14)

Dolayısıyla kalplerin asıl sahip olduğu iman veya küfürdür. Onun için mesela bir ayeti kerimede Allah-u Teâlâ diyor ki:

ve in tubdu ma fi enfusikum ev tuhfuhu yuhasibkum bihillah

“içinizde olanı ister açığa vurun ister gizleyin, Allah onunla sizi hesaba çekecektir.”(Bakara, 2/284)

Yani sizin imanınız varsa imana göre, küfürse küfre göre hesap vereceksiniz. Şimdi, bu ayeti kerimeyi açıklarken bazıları çok garip bir noktaya gidiyor; içinde olanı, içinden geçen diye anlamaya çalışıyor. İçinden geçene insanın engel olması mümkün değil. İşte vesvese oluş şu olur bu olur. Ama içinde olan, oraya yerleşmiş olan ya imandır ya küfürdür. Ve asıl sorumluluk ondan, yani ana merkez odur. Onun için ne diyor Allah-u Teâlâ:

İnnellahe la yağfiru eyyuşrake bihi

“Şüphesiz Allah kendine ortak koşulmasını bağışlamaz.”(Nisa, 4/48)

Nerede oluyor o? Kalpte oluyor dimi.

ve yağfiru ma dune zalike li mey yeşa’

Peki, şirk yok onun dışında günahlar… Şirk yoksa o da kalpte var. Esas yeri kalp. Onun için şimdi o ayetle ilgili birçok şeyler ortaya koyuyorlar, bir de bir sebebi nüzul ilave ediyorlar, hâlbuki öyle değil. Allah içinizde olana göre sizi hesaba çekecektir, yani imanın asıl yeri kalptir. Başkalarına gösteriş yapabilirsiniz. Hatta münafıklar Cenab-ı Hakk’a karşı bile oyun oynayacaklarını düşünüyorlar.

İnnel munâfikîne yuhâdiûnallahe ve huve hâdiuhum

“onlar (o münafıklar) kendi kafalarınca Allah’a karşı düzen kurmaya çalışıyorlar. Hâlbuki o düzeni Allah koymuştur, dolayısıyla yaptıklarının cezasını onlar çekeceklerdir.” (Nisa, 4/142)

Mevlüt GÜNGÖR: imana, niyetleri de gönüldedir çünkü. Niyetler ve kararlar, kesinleşmiş kararlar.

Abdülaziz BAYINDIR: Çok doğru evet. Tabi ister istemez o niyetin yeri de kalptir. Şimdi siz, camide delikanlı, adamın kızını almak için abdestsiz girer camiye onun önünde namaz kılar. Şimdi, bu adam namaz kılmış olmaz ki. Tabi kalpten, içten bir niyet gerekiyor tabi. Bir adama zorla namaz kıldırabilirsiniz, ama zorla adama niyet ettiremezsiniz ki. Çünkü içinde yoksa ağzından niyet ettim dese de bir şey ifade etmez. Onun için zorla bir adama “ben Müslüman’ım” dedirtebilirsiniz ama adamı Müslüman edemezsiniz ki. Ondan dolayı Allah-u Teâlâ diyor ki:

La ikrahe fid din

“Dinde zorlama yoktur” (Bakara, 2/256)

Yani istesen de din konusunda baskı yapamazsın. Buna kimsenin gücü yetmez. Çünkü o inanç kalpte olandır, sen adamın kalbine inancı sokamazsın ki. Adam kabul ederse eder etmezse etmez. Ondan dolayı inanç şahsidir, kişiseldir, her kişi kendi kabul eder ya da kendisi reddeder. Orada, kalbin içerisin de herkes hürriyetin doruk noktasındadır, alabildiğine hürdür. Karar kendi kararıdır, sonuca da kendi katlanır. İşte Allah onu kalbinin içerisine koymuş ki yarın ahirette hiç kimse diyemez ki “ya Rabbi ben ne yapayım, işte baskı altında yaşadık, falan yerde yaşadık,

en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn.

Ev tekûlû innemâ eşreke âbâunâ min kablu ve kunnâ zurriyyeten min ba’dihim, e fe tuhlikunâ bimâ fealel mubtilûn

Artık Kıyâmet günü; “biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz. Şunu da diyemezsiniz: “Önceden ortak koşanlar babalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesildik. O batıla sapanların işlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin?” (Araf 7/172-173)

Yani biz işte kalktık yani öyle gördük, bize işi yanlış gösterdiler ne yapalım” diyemeyecek hiç kimse. Çünkü içerisinde Allah ona ta hürriyeti vermiştir. Hiçbir baskıcı güç kişinin kalbine baskı yapamaz. Kararını hür verir.

Sen şimdi komünist dönemde yaşadın, baskı altında insanlar kâfir oluyor muydu? (Hoca salondan bir kişiye soruyor)

Salondaki kişi: Ama o gün baskı olduğunu bile bilemeyiz ki yani.

Abdülaziz BAYINDIR: Peki inançla ilgili, sen o ateizm dersinde sana anlatan hocanın dediklerine inanıyor muydun?

Salondaki kişi: Biraz.

Abdülaziz BAYINDIR: Nasıl inanıyordun mesela..

Salondaki kişi: herkes inanıyordu. Yani onlarda şöyle, mollaların yaptığının yanlış falan, Allah-u Teâlâ’ya bir şey demiyorlardı ki.

Abdülaziz BAYINDIR: Mollaların yaptığı meselesi değil olay, olay Allah’ı var ve bir kabul etme meselesi.

Salondaki kişi: Ya, o ayrı.

Abdülaziz BAYINDIR: Hah işte soru o, soru mollaların yaptığı değil, bizde bugün mollaların yaptığıyla ilgili…

Salondaki kişi: Dua yazdırıp, almayın falan diyorlardı.

Abdülaziz BAYINDIR: Tamam dua yazdırıp almamak mesele değil. Sen ateizm dersinde belki Allah diye bir varlık yok dediği zaman inanıyor muydun hocanın o sözüne?

Salondaki kişi: Öyle bir şey demedi hocam.

Abdülaziz BAYINDIR: Demedi. E diyenlerin olduğunu söylüyorlar.

Salondaki kişi: Diyenler vardır

Abdülaziz BAYINDIR: ne yapıyorlarmış onlar da, dersten çıktıktan sonra tövbe ediyorlarmış. “ya Rabbi ben söylemek zorundaydım, beni affet”

Salondaki kişi: Evet, onu der.

Abdülaziz BAYINDIR: Hah işte gördün mü? Yani bu konuda herkes kendi gözlemleriyle bir sonuca vardığı için hiç kimse o insanı kandıramaz. Kendi vardığı sonuca göre doğru davranırsa mükâfatını alır, yanlış davranırsa cezasını görür.

Evet, yani çok güzel bir katkı oldu. İman, niyetler, bazen bir şeye niyet edersiniz ama gerçekleştiremeyebilirsiniz, şartlar uygun olmaz ve Allah-u Teâlâ sizin o niyetinizden dolayı size sevap verir. Onun için peygamberimizden bir hadis rivayet edilir:

“Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır”((Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5:343)

Çünkü yani, belki işi tam yapamamış olabilir. Bazen mesela bir çocuk babasına su getirmek ister, ayağı takılır düşey, bardağı da kırar. Şimdi ondan dolayı akıllı bir insan onu cezalandırmaz tavkif eder, dimi. Çünkü onun niyeti çok güzel, ama başaramadı, o başka bir şey.

Salondan bir kişi: Niyet bağlamında, cebri talak ve nikâh da… olur mu hocam?

Abdülaziz BAYINDIR: Cebri talak, cebri nikâh. Şimdi, dışarıdan bu cebir konusunun ya da tam o iman ve küfür meselesi açısından olayı şey yapalım, sen oradan ona şey yaparsın.

Bu iman ve küfrün bir Allah-u Teâlâ’ya karşı durumu var, Allah işin gerçeğini biliyor. Bizim kâfir saydığımız ama gerçekten Müslüman olan insanlar, Allah-u Teâlâ nezdinde Müslümandır. Ama biz adama biz adamın Müslüman olduğunu, kalbine bakma şansımız olmadığı için söylediği söze göre değerlendiririz. Yalan da söyleyebilir, yani mü’min olmadığı halde “ben mü’minim” de diyebilir. Yani Cenab-ı Hakk peygamberimize ne diyor:

İza caekel munafikune kalu neşhedu inneke lerasulullah,

“münafıklar senin yanına geldikleri zaman “biz şahidiz ki sen gerçekten Allah’ın peygamberisin” diyorlar.” (Munâfikûn, 63/1)

E ne yapacak peygamberimiz de görünüşe göre tamam diyecek, Müslüman kabul edecek.

vallahu ya’lemu inneke lerasuluh, vallahu yeşhedu innelmunafikîne lekazibûn.

“Allah şahit ki sen Allah’ın sen O’nun peygamberisin ama Allah şahit ki bu münafıklar yalan söylüyor.” (Munâfikûn, 63/1)

Yani seni peygamber kabul etmediği halde peygambersin diyorlar. Ama bizim açımızdan o kişinin sözü önemlidir. E, talak da nikâh da bir hukuki işlemdir. Görüntüde baskı olup olmadığını biz bilmiyorsak, biz o nikâhın yapıldığını kabul ederiz. Ama baskı olduğunu biliyorsak, baskıyla bu işin yapıldığını şey yapıyorsak tabi ki geçerli olmaması gerekir. Ama bilmiyorsak, ya baskıyı ispat eder o kişi, ya da o yapılan işlemi kabul etmek zorunda kalır.

Yani bu ayeti kerimelerdeki meseleler Allah-u Teâlâ’ya karşı olanlardır. Ama Bize karşı biz dış görünüşe bakacağız. Yani, adam münafık da olsa biz onu Müslüman saymak zorundayız, adamın kalbine bakma şansımız yok ki. Böyle bir imkânımız yok. Ya, o alametler ortaya çıkar, belirlenir, tamam der o da der kanaat gelecek şekilde, o zaman da ona göre davranırız.

Mesela peygamberimize Mûnafîkun suresi indi ve onların münafık olduklarını açıkça Cenab-ı Hakk bildirdi, ondan sonra peygamber efendimiz onlara o şekilde…

Salondan bir kişi: Kafir, Müslüman onlar (Anlaşılmıyor 1:05:20)

Abdülaziz BAYINDIR: Şimdi, kâfirlik ve iman konusunda da karar verecek olan Allah-u Teâlâ’dır. Allah’ın ayetlerine bakacağız. Kendi yorumumuza göre insanlara kâfir diyemeyiz. Böyle bir hakkımız yok, çünkü yorumumuzda da yanlış olma ihtimali vardır. Kur’an’ın açık ve net ifadesine göre insanlara şey yapmak lazım, içtihada göre değil, yoruma göre değil.

Aminu billahi ve resulihi

“Allah’a ve O’nun elçisine inanın” (Hadid, 57/7)

Şimdi, birçok ayeti kerimede geçiyor:

Ve lein seeltehum men halekas semavati vel erda le yekulunnellah

“onlara sorsan gökleri ve yeri kim yarattı, elbette Allah diyeceklerdir.”

Şimdi, Allah-u Teâlâ’yı var ve bir kabul etmeyen Kur’an-ı Kerim’e bakarsanız hiç kimse yoktur. Ama insanları birbirinden ayıran Allah’la araya aracı koyuyor mu koymuyor mu? O aracı bazen bir kişinin kendi nefsi oluyor, nefsini tanrılaştırmış oluyor, bazen de bir başkası oluyor. E peki, Allah’ı herkes biliyor, e bilmekle iman etmek aynı mı acaba?

Şimdi, falanca adam sizi tanır, mesela tarikatçılardan beni tanımayan yoktur, peki bana kaç tanesi inanır?

Salondakiler: hiçbiri.

Abdülaziz BAYINDIR: heh, bak arada fark var. İnanmak demek, söylediğinin doğru olduğuna güvenmek demektir. Şimdi, şeytan Allah’a inanıyor mu?

Salondan bir kişi: inanıyor.

Abdülaziz BAYINDIR: İnanmıyor! Allah’ı biliyor ama inanmıyor. Evet, inanmıyor Allah’a. Allah’ı bilmek başka, inanmak başka.

Salondan bir kişi: Ahirette inanacak mı?

Abdülaziz BAYINDIR: Ahirette inanacak mı, o ayrı konu. Ahirette mecburen inanacak ama bir işe yaramayacak.

Salondan bir kişi:……(Anlaşılmıyor 1:08:005) için izin istiyor ya.

Abdülaziz BAYINDIR: Şimdi, Allah’ın varlığını biliyor. Şöyle söyleyeyim ben sana, bir insan sana dese ki “Fatih ben sana inanırım” dese, sonra da söylediğin herhangi bir şeye “yok ya öyle şey mi olur?” dese, arkasından “bu adam bana inanır” der misin? Demezsin. Bana inanan adama benim söylediğim her şeye inanan adamdır.

İşte, şeytan, evet “beni sen yarattın” diyor Cenab-ı Hakk’a, “bana yaşama hakkı ver onların yeniden dirileceği güne kadar” diyor, inni kafullah “ben Allah’tan korkarım” diyor. İşte burada Allah’ın sözünü kabul etmemesi yetiyor. Sende bir tek konuda adam senin sözünü kabul etmedi mi, “bu adam bana pek inanmaz” dersin tamamı. Ama o adam “Fatih diye bir adam yoktur” diyor mu? Demiyor.

Salondan bir kişi:……….. (Anlaşılmıyor 1:09:17)

Abdülaziz BAYINDIR: yaa şimdi, korkmayla inanmak arasında fazla bir bağlantı yok ki.

Salondan bir kişi:…….

Abdülaziz BAYINDIR: Bir çocuk babasından korkar, babasının gördüğü yerlerde sigara içmez, babasının görmediği yerlerde içer ve kendi kafasına göre de bir dünya kurar. Onun için Allah-u Teâlâ ne diyor:

Lâ yezâlu bunyânuhumullezî benev

“onlar kendilerine göre (kendi kafasına göre) bir bina kuruyorlar”(Tevbe, 9/110)

Ha sonra tabi, ama ona da pek güvenleri yok,

rîbeten fî kulûbihim

“içlerinde bir şüphe oluşturuyor” (Tevbe, 9/110)

Kendine göre bir şey oluşturuyor tabi insan yaptığı her türlü yanlışlığı da bir makul noktaya getirmesi gerekiyor. Kendini kandırması gerekiyor, yani bir yerde kandıracak. Ama bu kendini kandırdığını da bilir. Bildiği için de işte;

Rubemâ yeveddullezîne keferû lev kânû muslimîn

“zaman zaman iç geçirirler, ‘ah keşke biz de Müslüman olsaydık’.”(Hicr, 15/2)

Size de söylerler, “aaah Müslüman olmak ne kadar iyi, siz ne iyisiniz” falan derler. E sen de ol, engel yok, engel var işte o. Çünkü o zaman kurduğu binanın yıkılması lazım.

Bak biz geçen hafta bir ayet okuduk o benim, yani üç hafta önce, çok şey etti yani beni bütün ayetler tabi etkiliyor da, o ayet de daha fazla etkiledi, bakim hele ben hafız olmadığım için hemen bulamıyorum, heh tamam buldum Vakıa 82,

Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn

“sizin rızkınız olarak oluşturuyorsunuz, yalan söylemenizi.” (Vakıa, 56/82)

Yani yalanla bir dünya kuruyorsunuz, kurduğunuz o yalan dünyayla geçiminizi sağlıyorsunuz. Onu bırakmak o kadar kolay değil.

Mevlüt GÜNGÖR: O ayeti ben şöyle anlıyorum, yani Kur’an kelimesinden “onlar rızık olarak inkârı tercih ediyor ve ondan faydalanmış oluyorlar” aslında faydalanmak, burada söz konusu olan Kur’an yani.

Abdülaziz BAYINDIR: O da aynı.

Mevlüt GÜNGÖR: Kur’an bir sofra, nimet sofrası, bunlar inkar suretiyle bu sofradan pay alıyorlar, yani kötü bir pay alıyorlar.

Abdülaziz BAYINDIR: İnkâr suretiyle, o zaman yani kendi arzularına Kur’an’ı uydurmaya çalışıyorlar. O manada mı?

Mevlüt GÜNGÖR: Yani bu Kur’an sofrasında doya doya istifade etmek yerine onlar yalanlamayı tercih ediyorlar.

Abdülaziz BAYINDIR: Yalanlamayı tabi, ama işte o yalanı geçim vasıtaları yapıyorlar. Hayatlarını o yalanla yürütüyorlar. Yine aynı noktaya geliyor benim anladığım kadarıyla. Çünkü o kurdukları yalan dünya, kendileri için bir geçim vasıtası.

İşte şimdi, Mehmet bey anlatıyor, diyor ki, bir arkadaşı varmış Ankara İlahiyat Fakültesi mezunu, bizim bu çok tenkit ettiğimiz prof.’lardan birtanesi, işte bu kitap bana yazdırıldı diyor, bunu vahiy mahsulü olarak anlatıyorlar, bir kitabı Allah’ın kitabı gibi kabul edip hep onu okuyorlar. Şimdi, onların yanında çalışıyormuş Mehmet beyin arkadaşı, demiş ki bunu esas takdim eden kişiye, “ya, buna vahiy demeyelim” demiş, neydi o cümle tam olarak sen söyle,

“Buna vahiy demeyelim, diyelim ki bu şahsın yazdığı kitaptır, o zaman üniversitelerde de okutulabilir” demiş dimi.

“Hayır! Öyle bir şey yapamayız” demiş.

Sonradan da gelmiş demiş ki: “yav bende biliyorum bu vahiy değil ama öyle demezsek olmaz” demiş.

Öyle demezsek olmaz, isim meselesi. Çünkü din sömürüsü kadar insana dünyalık getiren bir şey yok. Adam biliyor işte, o yalanla bir dünya kurmuş, kitap, açıkça herkes, bütün ülke biliyor bizim bu konuda konuştuğumuzu, Said Nursi diyor ki mesela; “bu kitap bana yazdırıldı” diyor, kendi söylüyor. “bu kitapta” diyor, “açıklamaya muhtaç yer olmakla birlikte, küll halinde eksiksiz ve kusursuzdur” diyor.

Niye “açıklamaya muhtaç yerler olmakla birlikte” diyor, çünkü Kur’an’da da çünkü açıklamaya muhtaç yerler var. “bu kitap” diyor “Kur’an’ın gizli hakikatleri” “bu kitapla bu Kur’an’ın gizli hakikatleri, gizli hakikatlerinin en sağlam delilleri bize iniyor, nüzul ediyor” diyor. Bunu söylüyor. Kur’an’ın hakikatleri iniyor bize diyor, hakikatlerinin en sağlam delilleri”.. Yani Kur’an o kitabın delili değil, o kitap Kur’an’ın delili. Zaten okumuyor da başka kitaptan..

Şimdi, ya bu Said Nursi bunun yalan olduğunu herkesten daha iyi biliyor, ama o yalanı söylemezse etrafına o insanları toparlayamaz ki.

Salondan bir kişi: Albenisi olmaz herhalde

Abdülaziz BAYINDIR: Albenisi olmaz. e, nurcular bunun yalan olduğunu çok çok iyi biliyorlar, hepsi biliyor. Ama bu yalan dünya onların rızkı olmuş. Onun için bırakamıyorlar. Bırakırsak bu kadar imkânlar elimizden gider diye düşünüyorlar.

Yani senin sorduğun soruya bilmiyorum cevap oldu mu? Yani bir şeyi bilmek başkadır, ona inanmak başka bir şeydir, ona göre davranmak başka bir şeydir.

Salondan bir kişi: Hocam bide ilahi mesaj mı diye araştıran bütün batılı bilim adamları Allah’a ait olduğuna kanaat ediyor ama %99,9, iman konusunda da yine iman etmiyorlar…

Abdülaziz BAYINDIR: e tabi canım şimdi, Kur’an-ı Kerim’i okuyup da bu Allah’ın kitabı olduğunu anlamamak mümkün değil

Salondan bir kişi: yüzde 99,9 bir oran. Mesela “bu masa üç yüz yıllık mı” dese bunun bilimsel normu var birisi diyebilir ki “yok işte bakar beş yıllık masadır” bu ilahi mesaj mı diye araştırırlar genelde hep yani 99,9’muş oran. Bu bir ilahi mesajdır diye kabul ediyorlar, ama işte orada, ondan sonrası…

Abdülaziz BAYINDIR: Bak şimdi, siz bu Allah’ın kitabıdır dediğiniz andan itibaren, ona göre davranışınızı ve ilişkilerinizi değiştirmek zorundasınız, o çok zor. Asıl mesele o.

Salondan bir kişi: anlaşılmıyor. (1:16:46)

Abdülaziz BAYINDIR: Olay öyledir. İşte şimdi onu hatırlattı size daha önce birkaç kere anlatmıştım, Amerika’dan bize doktora yapmak için gelen bir hanım vardı, ona biraz Kur’an’ı tanıtmaya çalıştık. New George üniversitesinde öğretim üyeliği yapmaya başlamış, Boğaziçi üniversitesi’nde bir toplantıya gelmişti, beni ziyarete geldi, dedi ki: “New York’ta” dedi “papazlara üçer aylık İslam diniyle ilgili seminer veriyorum” dedi. Şimdi, İslam’ı öğrenek istiyorlar ya hani artık, çünkü İslam’ı bozmak için iyi öğrenmeleri lazım, iyi öğrenmeden bozamazlar. Peki ne anlatıyorsun onlara” dedim. Dedi ki; “Kur’an anlatıyorum başka hiçbir şey anlatmıyorum” dedi. “inanır mısın” dedi, “üçüncü dersten sonra papazların tamamı Müslüman olmaya karar veriyor, ama sonra başlıyorlar, biz bunu kime anlatabiliriz, bundan sonra biz ne iş yapacağız, bize insanlar başka bir iş vermezler”. Esas mesele de o. “Sonra dönem sonunda iki üç kişinin dışındakilerin hepsi vazgeçiyor” dedi. Olay bu, yani bilmemek değil. Yoksa Allah-u Teâlâ insanlara ceza verir mi? onun için ahirette cehennemdekiler için ne diyor:

Fa’terefû bi zenbihim

“Suçlarını itiraf ettiler” (Mülk, 67/11)

Bunlar bu dünyada da bile bile işliyorlar bu suçları. Allah hâşâ zalim mi ki onları cehennemde cezalandırsın?

Evet şimdi bir yerde bırakalım.

Aminu billahi ve resulihi

“Allah ve resulüne inanın” (Hadid, 57/7)

Yani, güvenin demektir. Müslümanlara bakın, Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’daki ayetlere güvenebiliyorlar mı? yani, biz bu ayetlere uyarsak hayatımız düzelir, Allah’ın dediği gibi olur diye, gerçekten insanların böyle bir güvenleri var mı size göre?

Salondan: yok

Abdülaziz BAYINDIR: Yok. O zaman ‘inanıyoruz’ lafta kalıyor. Onun için de zaten bi sonucunu göremiyoruz.

Salondan bir kişi: hocam, “Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâh”

Abdülaziz BAYINDIR: evet,

Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâh

“mü’minler, Allah’a inanın/Allah’a güvenin” (Nisa, 4/136)

Güven olmayan yerde iman olmaz. “ben allah2ı biliyorum ya.” Ya Allah’ı bilmeyen yok ki, şeytan da biliyor. O’na güvenmek lazım, inanmak lazım.

ve enfiku mimma ce’alekum mustahlefîne fih,

“Allah’ın sizi halef kıldığı/mirasçı kıldığı şeyden harcayın” (Hadid, 57/7)

‘Sizi halef kıldığı’ yani, ‘halef’ demek arkadan gelen demek. Mesela şöyle diyelim benim cebimde diyelim yüz lira para var, o yüz lira biraz önce başkasının cebindeydi. Ben şimdi onun yerine geçtim, o paranın sahibi şimdi ben oldum. O paradan harcarsam bu defa başkasının eline geçmiş olacak. İşte bundan siz harcayın.

fellezîne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun kebîr.

“sizden kim inanır ve infakta bulunursa onun için büyük bir mükâfat vardır.” (Hadid, 57/7)

Bu infak konusu biraz detaylı anlatılması lazım. Şöyle çok kısaca söyleyeyim, Araplar tünele ‘nafak’ derler. ‘infak’ da bir şeyi tünelden geçirmek. Ya da şöyle diyelim, ‘kanın damarlarda dolaşması’ demek. Kan damarlarda dolaşacak ki, vücuda giren gıdaları, oksijeni tüm hücrelere dağıtabilsin. Kan damarlarda dolaşmazsa siz ne yerseniz yiyin midenizde kalır ve vücudunuz beslenemez.

Aynı şekilde de mal ve hizmetler toplumda sürekli dolaşması lazım. infak kanalları yani bu harcama kanallarında sürekli dolaşması lazım. o kanallar tıkandığı zaman tıpkı damar tıkanması gibi toplumda çok ciddi sıkıntılar ortaya çıkar. Bu harcama Allah rızası için de olabilir, kendi keyfiniz için de olabilir, çoluk çocuğunuz için de olabilir, hepsine de ‘nafaka’ denir, hepsi de infaktır. Ama her halükarda harcama olmalıdır, toplumu diri tutan budur. Onun için Allah-u Teâlâ:

Ve enfikû fî sebîlillâhi ve lâ tulkû bi eydîkum ilet tehluke

“Allah yolunda harcayın, kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın”(Bakara, 2/195)

Diyor.

Ben şimdi cebimden diyelim şöyle bir para çıkarsam mesela bir yirmi lira para çıkarsam ya da beş lira çıktı. Şimdi, bu beş lira benim borcum olarak, borcuma karşılık hocama versem, beş lira borçtan kurtulurum. O da tutup Fatih’e bunu hediye etse, fatih kendi borcunu, şöyle o ondan mal alır, ondan hizmet alır, ondan şunu alır, ondan bunu alır, en son gene para bana gelir. Gene aynı paradır. Ama şuradan yüz kişiyi dolaştıysa beş yüz liralık iş yapmış olur, bin kişiyi dolaşsa beş bin liralık iş yapmış olur. Ama benim cebimde kalsa ne bana yarar ne de başkasına yarar. Onun için infak son derece önemlidir. Sürekli mal ve hizmetle sürekli dolaşımda olmalı. Kur’an-ı Kerim’in hiçbir ayetinde biriktirme emri yok. ama sürekli infak, harcama.

Salondan bir kişi: ticarette olur dimi hocam.

Abdülaziz BAYINDIR: Ticaret de bir yöntem. Zaten ticarette ben parayı sana veririm senden mal alırım,

Salondan bir kişi: harcama kanalı dediniz

Abdülaziz BAYINDIR: ya, harcama kanalı dediğimiz zaman mal ve hizmet alımı nedir, ticaret değil midir? Ben sana veririm senden bir ilaç alırım, sen de bu parayı fabrikaya ödersin, fabrika işçisine verir, işçi gider ekmek alır o fırına verir, o ona verir, o ona o ona… bu para dolaşır sürekli. Çünkü bu paranın ucundan kopartıp yenmez ki, kimse bunu sırtına da giyemez, kimse bunun altında gölgelenemez, sürekli dolaşması gerekir. Mallar ve hizmetler de öyledir, sürekli dolaşması lazım. İşte o zaman toplum diri kalır. O zaman az bir para çok iş görür, az mal çok iş görür. Siz malınızdan da….

Siz mesela eczacılık yapıyorsunuz bir yılda kaç paket ilacı kendi şahsınız için kullanırsınız? Ama onu satamazsanız eczaneyi kapatmanız gerekir. İşte o da infaktır. Yani harcama kanalında sürekli dolaşması lazım mal ve hizmetler. O dolaşım da tıpkı şeye benzer. yanlış mı söyledim siz tabipsiniz beni lütfen tasdik edin, yemek yiyoruz, midemizde yemek hazmediliyor, bağırsaklara geliyor, bağırsaklarda o kan onu alıyor vücutta dolaştırıyor değil mi?

Tabip: vücutta dolaştırıyor,…. yapıyor, … yapıyor

Abdülaziz BAYINDIR: Yani ilgili yerlere götürüyor.

Tabip: evet

Abdülaziz BAYINDIR: yani, oksijeni götürüyor, gıdaları

Tabip: vücudun her yerine gidiyor.

Abdülaziz BAYINDIR: Her yerine gidiyor. İşte, vücudun her yerine mal ve hizmeti taşıyacak olan da paradır. Onun da sürekli dolaşımda olması lazım.  kan bir yerde birazcık depolanırsa, ne olur kalırsa yani, siz ona ne diyorsunuz?

Tabip: Yani damar tıkanırsa tıkandığı yerin gerisindeki doku ölür.

Abdülaziz BAYINDIR: Ödem, diyorsunuz galiba değil i?

Tabip: Nevroz

Abdülaziz BAYINDIR: Nevroz

Tabip: Yani o dokunu ölmesi yani canlılığını kaybetmesi demek. Kalan yerin arkasında.

Abdülaziz BAYINDIR: işte toplumda da bu mal ve hizmet akışı olmadığı zaman toplum ölür. Onun için Allah-u Teâlâ diyor ki:

ve lâ tulkû bi eydîkum ilet tehluke

“kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın”(Bakara, 2/195)

Salondan: …………………..(anlaşılmıyor)

Abdülaziz BAYINDIR: Onu inşallah bir dahaki derse o konuyu şey yaparız, şimdi

Salondan: Osmanlı vergi kanunu, vergisel dolaşımı mı anlıyoruz?

Abdülaziz BAYINDIR: Ya dolaşım her türlü, mal ve hizmet akışı toplumda her türlü canlanmayı meydana getirir, çok önemlidir.

Neyse onu inşallah daha sonraki derste detaylı olarak dururuz. Şimdi sadece kısa olarak, sadece bir şey yaptık. Peki, el fatiha.

Tüm Kur'an Sohbetleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 İsra Suresi 13-15. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 12 Mart 2024
2 İsra Suresi 9-11. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Şubat 2024
3 İsra Suresi 4-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Şubat 2024
4 İsra Suresi 2-3. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Şubat 2024
5 İsra Suresi 1. Ayet | Kur’an Sohbetleri 6 Şubat 2024
6 Nahl Suresi 124-128. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Ocak 2024
7 Nahl Suresi 119-123. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 23 Ocak 2024
8 Nahl Suresi 114-118. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Ocak 2024
9 Nahl Suresi 110-113. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Ocak 2024
10 Nahl Suresi 103-109. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 2 Ocak 2024
11 Nahl Suresi 101-102. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 26 Aralık 2023
12 Nahl Suresi 94-100. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 19 Aralık 2023
13 Nahl Suresi 93. Ayet | Kur’an Sohbetleri 12 Aralık 2023
14 Nahl Suresi 90-93. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Aralık 2023
15 Nahl Suresi 83-89. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Kasım 2023
16 Nahl Suresi 77-82. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Kasım 2023
17 Nahl Suresi 72-76. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Kasım 2023
18 Nahl Suresi 68-71. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Kasım 2023
19 Nahl Suresi 65-67. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Ekim 2023
20 Nahl Suresi 60-64. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 24 Ekim 2023
21 Nahl Suresi 56-59. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Ekim 2023
22 Filistin-İsrail Savaşı | Kur’an Sohbetleri 10 Ekim 2023
23 Nahl Suresi 51-55. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 3 Ekim 2023
24 Nahl Suresi 45-50. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 26 Eylül 2023
25 Nahl Suresi 41-44. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 19 Eylül 2023
26 Nahl Suresi 38-40. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 12 Eylül 2023
27 Nahl Suresi 35-37. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Eylül 2023
28 Nahl Suresi 30-34. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 29 Ağustos 2023
29 Nahl Suresi 24-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 22 Ağustos 2023
30 Nahl Suresi 15-23. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 15 Ağustos 2023
31 Nahl Suresi 9-14. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 8 Ağustos 2023
32 Nahl Suresi 5-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 1 Ağustos 2023
33 Nahl Suresi 3-4. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Temmuz 2023
34 Nahl Suresi 1-2. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Temmuz 2023
35 Hicr Suresi 88-99. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Temmuz 2023
36 Hicr Suresi 85-87. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Temmuz 2023
37 Hicr Suresi 61-77. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Haziran 2023
38 Hicr Suresi 51-60. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Haziran 2023
39 Hicr Suresi 45-50. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Mayıs 2023
40 Hicr Suresi 43-44. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 23 Mayıs 2023
41 Hicr Suresi 28-42. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Mayıs 2023
42 Hicr Suresi 26-27. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Mayıs 2023
43 Hicr Suresi 19-25. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 2 Mayıs 2023
44 Hicr Suresi 14-18. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Nisan 2023
45 Hicr Suresi 6-13. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Nisan 2023
46 Hicr Suresi 1-5. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Nisan 2023
47 İbrahim Suresi 42-52. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Nisan 2023
48 İbrahim Suresi 35-41. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Mart 2023
49 İbrahim Suresi 28-34. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Mart 2023
50 İbrahim Suresi 22-27. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Mart 2023
51 İbrahim Suresi 18-21. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Mart 2023
52 İbrahim Suresi 9-17. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Şubat 2023
53 İbrahim Suresi 5-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Şubat 2023
54 İbrahim Suresi 1-4. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Şubat 2023
55 Rad Suresi 41-43. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Şubat 2023
56 Rad Suresi 38-40. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Ocak 2023
57 Rad Suresi 36-37. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 24 Ocak 2023
58 Rad Suresi 33-36. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Ocak 2023
59 Rad Suresi 30-32. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 10 Ocak 2023
60 Rad Suresi 26-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 3 Ocak 2023
61 Rad Suresi 19-25. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Aralık 2022
62 Rad Suresi 17-19. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Aralık 2022
63 Rad Suresi 15-16. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Aralık 2022
64 Rad Suresi 11-14. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Aralık 2022
65 Rad Suresi 6-10. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 29 Kasım 2022
66 Rad Suresi 1-5. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 22 Kasım 2022
67 Yusuf Suresi 105-111. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 15 Kasım 2022
68 Yusuf Suresi 96-104. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 8 Kasım 2022
69 Yusuf Suresi 87-95. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 1 Kasım 2022
70 Yusuf Suresi 77-86. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Ekim 2022
71 Yusuf Suresi 67-76. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Ekim 2022
72 Yusuf Suresi 58-66. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Ekim 2022
73 Yusuf Suresi 43-57. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Ekim 2022
74 Yusuf Suresi 36-42. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Eylül 2022
75 Yusuf Suresi 30-35. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Eylül 2022
76 Yusuf Suresi 23-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Eylül 2022
77 Yusuf Suresi 7-22. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Eylül 2022
78 Yusuf Suresi 1-6. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Ağustos 2022
79 Kur’an’da İman Esasları | Kur’an Sohbetleri 23 Ağustos 2022
80 Hud Suresi 118-123. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Ağustos 2022
81 Hud Suresi 116-117. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Ağustos 2022
82 Hud Suresi 114-115. Ayetler – Namazların Birleştirilmesi | Kur’an SohbetleriFgOoOm0a2AkFgOoOm0a2Ak 2 Ağustos 2022
83 Hud Suresi 109-113. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Temmuz 2022
84 Hud Suresi 96-104. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Temmuz 2022
85 Hud Suresi 84-95. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Haziran 2022
86 Hud Suresi 69-83. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Haziran 2022
87 Hud Suresi 61-68. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Haziran 2022
88 Hud Suresi 50-60. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Haziran 2022
89 Hud Suresi 36-49. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Mayıs 2022
90 Hud Suresi 25-35. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Mayıs 2022
91 Hud Suresi 18-24. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Mayıs 2022
92 Hud Suresi 15-17. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Mayıs 2022
93 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 13-14. Ayetler 26 Nisan 2022
94 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 12. Ayet 20 Nisan 2022
95 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 8-11. Ayetler 13 Nisan 2022
96 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 7. Ayet 6 Nisan 2022
97 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 5-6. Ayetler 30 Mart 2022
98 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 1-4. Ayetler 23 Mart 2022
99 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 107-109. Ayetler 16 Mart 2022
100 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 101-106. Ayetler 9 Mart 2022
101 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 99-100. Ayetler 2 Mart 2022
102 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 93-98. Ayetler 23 Şubat 2022
103 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 75-86. Ayet 9 Şubat 2022
104 Kur’an Sohbetleri | Yunus 71-74. Ayetler 2 Şubat 2022
105 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 65-70. Ayetler 26 Ocak 2022
106 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 61-64. Ayetler 19 Ocak 2022
107 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 59-60. Ayetler 12 Ocak 2022
108 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 54-58. Ayetler 5 Ocak 2022
109 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 45-53. Ayetler 29 Aralık 2021
110 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 41-44. Ayetler 22 Aralık 2021
111 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 38-40. Ayetler 15 Aralık 2021
112 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 37. AYET 8 Aralık 2021
113 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 31-36. AYETLER 1 Aralık 2021
114 Kur’an Sohbetleri | YUNUS 26-30. AYETLER 24 Kasım 2021
115 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 21-25. AYETLER 17 Kasım 2021
116 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 15-20. AYETLER 10 Kasım 2021
117 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 7-14. AYETLER 3 Kasım 2021
118 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 4-6. AYETLER 27 Ekim 2021
119 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 1-3. AYETLER 20 Ekim 2021
120 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 123-129. AYETLER 13 Ekim 2021
121 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 119-122. AYETLER 5 Ekim 2021
122 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 113-118. AYETLER 28 Eylül 2021
123 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 107-112. AYETLER 21 Eylül 2021
124 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 97-106. AYETLER 15 Eylül 2021
125 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 90-96. AYETLER 8 Eylül 2021
126 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 81-89. AYETLER 31 Ağustos 2021
127 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 74-80. AYETLER 24 Ağustos 2021
128 Kur’an Sohbetleri | SIKINTILAR VE BOLLUKLA İMTİHAN 17 Ağustos 2021
129 Kur’an Sohbetleri | RESUL VE TEBLİĞ 17 Ağustos 2021
130 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 71-73. AYETLER 4 Ağustos 2021
131 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 64-70. AYETLER 27 Temmuz 2021
132 Kur’an Sohbetleri | BÜYÜK GÜNAHLAR 20 Temmuz 2021
133 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 61-63. AYETLER 14 Temmuz 2021
134 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 58-60. AYETLER 6 Temmuz 2021
135 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 53-57. AYETLER 30 Haziran 2021
136 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 43-52. AYETLER 23 Haziran 2021
137 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 38-42. AYETLER 16 Haziran 2021
138 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 36-37. AYETLER 9 Haziran 2021
139 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 34-35. AYETLER 2 Haziran 2021
140 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 32-33. AYETLER 26 Mayıs 2021
141 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 30-31. AYETLER 19 Mayıs 2021
142 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 29. AYET (CİZYE) 12 Mayıs 2021
143 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 28. AYET (Müslüman olmayanlar Mekke’ye giremez mi?) 5 Mayıs 2021
144 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 25-27. AYETLER 28 Nisan 2021
145 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 23-24. AYETLER 21 Nisan 2021
146 Kur’an Sohbetleri | ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER 15 Nisan 2021
147 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 17-22. AYETLER 6 Nisan 2021
148 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 16. AYET 31 Mart 2021
149 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 9-15. AYETLER 24 Mart 2021
150 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 5-8. AYETLER 17 Mart 2021
151 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 1-5. AYETLER 10 Mart 2021
152 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 72-75. AYETLER 3 Mart 2021
153 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 67-71. AYETLER 25 Şubat 2021
154 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 65-66. AYETLER 17 Şubat 2021
155 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 59-64. AYETLER 10 Şubat 2021
156 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 52-58. AYETLER 5 Şubat 2021
157 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 50-51. AYETLER 27 Ocak 2021
158 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 49. AYET 21 Ocak 2021
159 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 45-48. AYETLER 14 Ocak 2021
160 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 41-44. AYETLER 6 Ocak 2021
161 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 35-40. AYETLER 30 Aralık 2020
162 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 31-34. AYETLER 23 Aralık 2020
163 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 28-30. AYETLER 16 Aralık 2020
164 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 17-23. AYETLER 2 Aralık 2020
165 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 13-16. AYETLER 26 Kasım 2020
166 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 9-12. AYETLER 18 Kasım 2020
167 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 5-8. AYETLER 5 Kasım 2020
168 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 1-4. AYETLER 29 Ekim 2020
169 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 204-206. AYETLER 22 Ekim 2020
170 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 200-204. AYETLER 15 Ekim 2020
171 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 189-199. AYETLER 8 Ekim 2020
172 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 188. AYET 1 Ekim 2020
173 Kur’an Sohbetleri | SUR’A ÜFLENMESİ 24 Eylül 2020
174 Kur’an Sohbetleri | KUR’AN’DA KIYAMET SAATİ 17 Eylül 2020
175 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 184-186. AYETLER 10 Eylül 2020
176 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 180-183. AYETLER 3 Eylül 2020
177 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 179. AYET VE DEVAMI 28 Ağustos 2020
178 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 175-178. AYETLER 20 Ağustos 2020
179 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 172-174. AYETLER 13 Ağustos 2020
180 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 168-171. AYETLER 5 Ağustos 2020
181 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 163-167. AYETLER 24 Temmuz 2020
182 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 158-162. AYETLER 15 Temmuz 2020
183 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 154-157. AYETLER 8 Temmuz 2020
184 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 138-153. AYETLER 1 Temmuz 2020
185 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 127-137. AYETLER 24 Haziran 2020
186 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 103-126. AYETLER 17 Haziran 2020
187 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 100-102. AYETLER 10 Haziran 2020
188 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 94-99. AYETLER 3 Haziran 2020
189 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 85-93. AYETLER 26 Mayıs 2020
190 Kur’an Sohbetleri | KADİR GECESİ 19 Mayıs 2020
191 Kur’an Sohbetleri | A’RÂF SURESİ 73-78. AYETLER 13 Mayıs 2020
192 Kuran Sohbetleri | A’RAF SURESİ 65-72 ARASI AYETLER 6 Mayıs 2020
193 Kur’an Sohbetleri | NAMAZ VAKİTLERİNİN EVRENSEL ÖLÇÜLERİ 30 Nisan 2020
194 Kur’an Sohbetleri | ORUCA BAŞLAMA VE BİTİŞ VAKİTLERİ 23 Nisan 2020
195 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 59-64. AYETLER 16 Nisan 2020
196 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 57-58. AYETLER 9 Nisan 2020
197 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 53-56. AYETLER 2 Nisan 2020
198 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 52. AYET 26 Mart 2020
199 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 42-51. AYETLER 19 Mart 2020
200 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 37-41. AYETLER 13 Mart 2020
201 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 34-37. AYETLER 5 Mart 2020
202 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 31-32. AYETLER 27 Şubat 2020
203 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 29-30. AYETLER 20 Şubat 2020
204 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 26-28. AYETLER 13 Şubat 2020
205 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 10-25. AYETLER 7 Şubat 2020
206 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 4-9. AYETLER 30 Ocak 2020
207 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 1-3. AYETLER 23 Ocak 2020
208 Kur’an Sohbetleri | KUR’AN’A DAİR KURGULAR VE GERÇEKLER 16 Ocak 2020
209 Kur’an Sohbetleri | İSLAM VE TİCARET 10 Ocak 2020
210 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 159-165. AYETLER 3 Ocak 2020
211 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 154-157. AYETLER 26 Aralık 2019
212 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 150-153. AYETLER 19 Aralık 2019
213 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 148-150. AYETLER 12 Aralık 2019
214 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 146-147. AYETLER 6 Aralık 2019
215 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 142-145. AYETLER 28 Kasım 2019
216 Kur’an Sohbetleri | DÜNYA HAYATININ ANLAMI 21 Kasım 2019
217 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 141. AYET 14 Kasım 2019
218 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 136-140. AYETLER 7 Kasım 2019
219 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 133-135. AYETLER 31 Ekim 2019
220 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 128 – 132. AYETLER 24 Ekim 2019
221 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 122 – 127. AYETLER 17 Ekim 2019
222 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 118 – 121. AYETLER 10 Ekim 2019
223 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 113-117. AYETLER 3 Ekim 2019
224 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 111 VE DEVAMI AYETLER 26 Eylül 2019
225 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 108-111. AYETLER 19 Eylül 2019
226 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 106-108. AYETLER 12 Eylül 2019
227 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 106-107 ARASI AYETLER 5 Eylül 2019
228 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 100-106 ARASI AYETLER 29 Ağustos 2019
229 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 95-99 ARASI AYETLER 22 Ağustos 2019
230 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 93-94 ARASI AYETLER 11 Temmuz 2019
231 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (91-92 ARASI AYETLER) 4 Temmuz 2019
232 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (83-90 ARASI AYETLER) 27 Haziran 2019
233 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (74-83 ARASI AYETLER) 20 Haziran 2019
234 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (68-73 ARASI AYETLER) 14 Haziran 2019
235 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (63-67 ARASI AYETLER) 3 Mayıs 2019
236 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (61-64 ARASI AYETLER) 25 Nisan 2019
237 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (60-62 ARASI AYETLER) 18 Nisan 2019
238 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (56-59 ARASI AYETLER) 11 Nisan 2019
239 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (54-59 ARASI AYETLER) 4 Nisan 2019
240 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (50-53 ARASI AYETLER) 28 Mart 2019
241 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (42-49 ARASI AYETLER) 21 Mart 2019
242 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (37-41 ARASI AYETLER) 14 Mart 2019
243 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (32-36 ARASI AYETLER) 7 Mart 2019
244 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (19-31 ARASI AYETLER) 28 Şubat 2019
245 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (11-18 ARASI AYETLER) 21 Şubat 2019
246 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (1-11 ARASI AYETLER) 12 Şubat 2019
247 KUR’AN SOHBETLERİ | HER KÂFİR YALANCIDIR (ENAM 6/27) 5 Şubat 2019
248 KUR’AN SOHBETLERİ | KUR’AN’DAN KİMLER İSTİFADE EDER 29 Ocak 2019
249 KUR’AN SOHBETLERİ | CAİZ OLAN VE OLMAYAN VESİLELER 22 Ocak 2019
250 KURAN SOHBETLERİ | KİMSE MÜŞRİĞİM DEMEZ (ENAM 6/22-24) 15 Ocak 2019
251 KUR’AN SOHBETLERİ | İSLAM’IN EVRENSELLİĞİ (EN’AM 6/19-21) 8 Ocak 2019
252 KUR’AN SOHBETLERİ | KUR’AN’IN EVRENSELLİĞİ 1 Ocak 2019
253 Kuran Sohbetleri | İnsanı Kamil Uydurması 25 Aralık 2018
254 Allah’a Teslim Olmak (En’am 12-15. Ayetler) 18 Aralık 2018
255 Kur’an’da Yolculuk ve Amaçları (En’am 11. Ayet) 11 Aralık 2018
256 Nebimize Kur’an’dan Başka Mucize Verilmiş Midir? (En’am 7-10. Ayetler) 4 Aralık 2018
257 Allah Her Şeyi Bilir (En’am 1-6. Ayetler) 27 Kasım 2018
258 Dinin Bozulmasının Canlı Örneği: Namaz Vakitleri (En’am 3-6. Ayetler) 20 Kasım 2018
259 Ecel (En’am 2. Ayet) 13 Kasım 2018
260 Dünya Düz Mü Yuvarlak Mı? (En’am 1. Ayet) 6 Kasım 2018
261 İsa Aleyhisselam’ın Mucizeleri (Maide 109. Ayet ve Devamı) 30 Ekim 2018
262 Mahşerde Rasullerle Yüzleşme (Maide 109. Ayet) 23 Ekim 2018
263 Vasiyet ve Kadının Şahitliği (Maide 106-108. Ayetler) 16 Ekim 2018
264 Tebliğ Görevi ve Bireysel Sorumluluğumuz (Maide 103-105. Ayetler) 9 Ekim 2018
265 Soru Sorma Özgürlüğü (Maide 101 ve 102. Ayetler) 2 Ekim 2018
266 Çoğunluk Hakikatin Ölçüsü mü? (Maide 100. Ayet) 25 Eylül 2018
267 İnsanları Uyarma Görevi (Maide 77-81. Ayet) 18 Eylül 2018
268 Dinde Aşırılık (Maide 77. Ayet) 11 Eylül 2018
269 Rasul ve Tebliğ (Maide 99. Ayet) 4 Eylül 2018
270 İhramlıyken Avlanma Yasağı (Maide 94-98. Ayetler) 24 Temmuz 2018
271 Uyuşturucu Maddelerin Haramlığı (Maide 90-93. Ayetler) 17 Temmuz 2018
272 İçkinin Yasaklanması ve Tedricilik (Maide 90. Ayet) 10 Temmuz 2018
273 Yemin Keffâreti (Maide 89. Ayet) 3 Temmuz 2018
274 Ehl-i Kitaptan Mümin Olanlar (Maide 82-86. Ayetler) 19 Haziran 2018
275 Hristiyanlıktaki Teslis İnancı (Maide 72-76. Ayetler) 15 Mayıs 2018
276 Kur’an’a Yönelik Saldırılar (Maide 70 ve 71. Ayetler) 8 Mayıs 2018
277 İsrailoğulları’nın Kur’an’a Karşı Tutumları (Maide 70. Ayet) 1 Mayıs 2018
278 Ehli Kitap Ne Zaman Kafir Olur? (Maide 69. Ayet) 24 Nisan 2018
279 Müslümanın Görevi Kur’an’a Uyma (Maide 67-68. Ayetler) 17 Nisan 2018
280 Gerçek Zenginliğin Yolu (Maide 66. Ayet) 10 Nisan 2018
281 Yahudilerin Çıkmazları (Maide 64-66. Ayetler) 3 Nisan 2018
282 İslam’da Ticaret Ahlakı: Çiftlik Bank Örneği 27 Mart 2018
283 Günahta Yarışan Dindarlar (Maide 60-63. Ayetler) 20 Mart 2018
284 Ehli Kitaptan Maymunlaşan ve Domuzlaşanlar (Maide 60-63. Ayetler) 13 Mart 2018
285 Ehli Kitabın Müslümanlardan İntikamı (Maide 59. Ayet) 6 Mart 2018
286 Tasdik Bağlamında Namaz (Maide 55-57. Ayetler) 27 Şubat 2018
287 Mü’minlerin Yakın Dostu Sadece Mü’minlerdir (Maide 55-57. Ayetler) 20 Şubat 2018
288 Ehli Kitapla Savaşta Nebevi Siyaset (Maide 54-56. Ayetler) 13 Şubat 2018
289 Dinden Dönme ve Zındıklık (Maide 53-54. Ayetler) 6 Şubat 2018
290 Ehl-i Kitaptan Münafıklar (Maide 51-52. Ayetler) 30 Ocak 2018
291 Savaş Ahlakı 23 Ocak 2018
292 Yahudiler ve Hristiyanlarla İlişkiler: Cizye (Maide 51. Ayet) 16 Ocak 2018
293 Yahudi ve Hristiyanlarla İlişkiler (Maide 51. Ayet) 9 Ocak 2018
294 Ehli Kitapla İlişkiler (Maide 50-51. Ayetler) 2 Ocak 2018
295 Hadisler Vahiy Olabilir mi? (Maide 48-49. Ayetler) 26 Aralık 2017
296 Önceki Şeriatler (Maide 48. Ayet) 19 Aralık 2017
297 Muhammed Aleyhisselam ve Kur’an (Maide 48. Ayet) 12 Aralık 2017
298 İsa Aleyhisselam ve İncil (Maide 46-47. Ayet) 5 Aralık 2017
299 Kısasta Hayat Vardır (Maide 45. Ayet) 28 Kasım 2017
300 Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmeyenler (Maide 44. Ayet) 24 Kasım 2017
301 Tevrat Kime Verildi? (Maide 43-44. Ayetler) 14 Kasım 2017
302 Kafirlikte Yarışanlar (Maide 41-42. Ayetler) 7 Kasım 2017
303 Hırsızlık Suçu ve Cezası (Maide 38-40. Ayetler) 31 Ekim 2017
304 Küfür ve Şirk (Maide 36-37. Ayetler) 24 Ekim 2017
305 Şirke Alet Edilen Ayet (Maide 35. Ayet) 17 Ekim 2017
306 Toplumsal Güvenliği İhlal Suçu ve Cezası (Maide 32-34. Ayetler) 10 Ekim 2017
307 Kur’an’da Kuşların Dünyası (Maide 27-32. Ayetler) 3 Ekim 2017
308 Kendini Büyük Görmek (Maide 15-26. Ayetler) 28 Eylül 2017
309 İmtihanı Kaybettiren Benlik Yarışı (Maide 17,18 ve 19. Ayetler) 22 Eylül 2017
310 Allah Kime Lanet Eder? (Maide 12-13. Ayetler) 8 Eylül 2017
311 Allah’a Verilen Sözde Daima Adil Olmak (Maide 7-11. Ayetler) 5 Eylül 2017
312 Adaletten Şaşmamak (Maide 8-10. Ayetler) 22 Ağustos 2017
313 Yargısız İnfaz (Mâide 7-8. Ayetler) 23 Mayıs 2017
314 Allah’a Verilen Söz 16 Mayıs 2017
315 Abdestte Ayağa Mesh Meselesi (Maide 6. Ayet) 9 Mayıs 2017
316 Evlenmede Namuslu Olma Şartı 2 Mayıs 2017
317 Haram Kılınan Hayvansal Gıdalar (Maide 3. Ayet) 25 Nisan 2017
318 Dosta ve Düşmana Karşı Tavrımız Ne Olmalı? 18 Nisan 2017
319 Şirk Tehlikesi 11 Nisan 2017
320 Kitaplara İman’ın Anlamı Nisa 136 Ankabut 46 4 Nisan 2017
321 Miras Nisa 176.Ayet 28 Mart 2017
322 Kafir’lik Kendini Büyük Görmektir Nisa 172 ve 175.Ayetler 21 Mart 2017
323 Din’de Aşırılık Nisa 171 ve 173.Ayetler 14 Mart 2017
324 İnsanlığa Çağrı Nisa 170.Ayet 7 Mart 2017
325 Müslümanların Kur’an Karşısındaki Tavırları Nisa 167-169.Ayetler 28 Şubat 2017
326 Nebi ve Resul Nisa 163-166.Ayetler 21 Şubat 2017
327 Ehli Kitap’tan Mümin Olanlar 14 Şubat 2017
328 Her Haram Bir Mahrumiyet Doğurur Nisa 160-162. Ayetler 7 Şubat 2017
329 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa (3) 153-158.Ayetler 31 Ocak 2017
330 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa (2) 153-155.Ayetler 25 Ocak 2017
331 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa 153-155.Ayetler 17 Ocak 2017
332 Allah İle Resul’lerinin Arasını Ayırmak Nisa-148-149 ve 150. Ayetler 3 Ocak 2017
333 Müslümanların Baş Belası Münafıklar II 27 Aralık 2016
334 Müslümanların Baş Belası Münafıklar Nisa 138 ve Devamı 20 Aralık 2016
335 İman Konusunda Verilen İmtihan Nisa 137 ve 147.Ayetler 13 Aralık 2016
336 Kafirlik Müşriklik ve Munafıklık Nisa 136.Ayet ve Devamı 6 Aralık 2016
337 İmanın Şartları Nisa 136 29 Kasım 2016
338 Takva Nisa Suresi 131 ve 135.Ayetler 22 Kasım 2016
339 Nüşuz ve Kadına Darp Nisa-128 ve 130.ayetler 15 Kasım 2016
340 Nisa suresi 125 ve 127.ayetler 8 Kasım 2016
341 Nisa suresi 122 ve 125.ayetler 2 Kasım 2016
342 Yüzü Suyu Hürmetine Dua – Nisa Suresi 117. Ayet 28 Ekim 2016
343 En Büyük Din İstismarı Şirk – Nisa Suresi 116-121. Ayetler 18 Ekim 2016
344 İcma 11 Ekim 2016
345 Peygamberlerin İsmet Sıfatı – Nisa Suresi 113. Ayet 4 Ekim 2016
346 Tevbe İstiğfar – Nisa Suresi 110-112. Ayetler 27 Eylül 2016
347 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 4 – Nisa Suresi 105. Ayet ve Devamı 20 Eylül 2016
348 Kur’an Yorumlanabilir mi? – Nisa Suresi 105. Ayet ve Devamı 6 Eylül 2016
349 Düşmanı Etkisizleştirmenin İlkeleri – Nisa Suresi 101-104. Ayetler 30 Ağustos 2016
350 Yolculukta Namaz – Nisa Suresi 101-103. Ayetler 23 Ağustos 2016
351 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 3(Tevbe Suresi Bağlamında) 16 Ağustos 2016
352 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 2 9 Ağustos 2016
353 Müslümanın Ana Görevi Cihad – Nisa Suresi 94-100.Ayetler 31 Mayıs 2016
354 Adam Öldürmenin Cezası – Nisa Suresi 92-93. Ayetler 24 Mayıs 2016
355 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır – Nisa Suresi 88-91. Ayetler 18 Mayıs 2016
356 Münafıklık – Nisa Suresi 89-90. Ayetler 10 Mayıs 2016
357 Allah’a ve Ahiret Gününe İman – Nisa Suresi 86-87. Ayetler 3 Mayıs 2016
358 Şefaat İnancı – Nisa Suresi 85. Ayet 26 Nisan 2016
359 Müslüman-Gayrimüslim İlişkileri – Nisa Suresi 84. Ayet 19 Nisan 2016
360 Yetkililere İtaat – Nisa Suresi 83.Ayet 12 Nisan 2016
361 Kur’an’ı Çelişkili Olarak Gösterenler – Nisa Suresi 82.Ayet 5 Nisan 2016
362 Kitap-Resul İlişkisi – Nisa Suresi 80-82. Ayetler 29 Mart 2016
363 Bollukla ve Sıkıntı ile İmtihan 22 Mart 2016
364 Canı Pahasına İmtihanı Kazanmak 15 Mart 2016
365 Nisa Süresi 71. Ayet Ve Devamı (Allah Yolunda Cihad) 8 Mart 2016
366 Nisa Süresi 65-70. Ayetler (İntihar Eylemleri) 1 Mart 2016
367 Nisa Süresi 60-65. Ayetler (Müslümanların Kur’ân’dan Kaçışı) 23 Şubat 2016
368 Nisa Süresi 58-59. Ayetler (Halifelik Makamı 2) 16 Şubat 2016
369 Nisa Süresi 58-59. Ayetler (Halifelik Makamı) 9 Şubat 2016
370 Nisa Süresi 56-57. Ayetler (Hocaları Sorgulayan Müslüman) 2 Şubat 2016
371 Nisa Süresi 53-54. Ayetler (Hikmetsiz Kalan Müslümanların Çaresizliği) 26 Ocak 2016
372 Nisa Süresi 48-52. Ayetler (Müslümanların Kimlik Bunalımı) 19 Ocak 2016
373 Nisa Süresi 47. Ayet (Kur’ân’a Güvenmemenin Acı Sonuçları) 12 Ocak 2016
374 Nisa Süresi 44-46 Ayet (Ayetleri Tahrif) 5 Ocak 2016
375 Nisa Süresi 43. Ayet (Abdestte Çıplak Ayağa ve Çoraplara Mesh) 29 Aralık 2015
376 Nisa Süresi 41-42. Ayetler (Kafir İle Günahkarın Farkı) 22 Aralık 2015
377 Harcama Kültürü, Nisa 36.Ayet 16 Aralık 2015
378 Nisa Süresi 36. Ayet (Anne-Babaya İyi Davranmak) 8 Aralık 2015
379 Nisa Süresi 36. Ayet (Müslümanları Batıran Şirk) 1 Aralık 2015
380 Nisa Süresi 35. Ayet (Aile Hakemliği) 24 Kasım 2015
381 Nisa Süresi 34. Ayet (Kadının Dövülmesi Meselesi 2) 17 Kasım 2015
382 Nisa Süresi 34. Ayet (Kadının Dövülmesi Meselesi) 10 Kasım 2015
383 Nisa Süresi 33. Ayet (Mirasta Kadın-Erkek Dengesi ve Avliyye) 3 Kasım 2015
384 Nisa Süresi 32. Ayet (Kendimizi Keşfedelim) 27 Ekim 2015
385 Büyük Günahlar 20 Ekim 2015
386 Sorgulamayan Müslümanlar Ve İntihar Eylemleri 13 Ekim 2015
387 Nisa Süresi 29. Ayet Ve Devamı (Faizli Kredi Ekonomiyi Öldürür) 6 Ekim 2015
388 Hac’da Şeytan Taşlama 29 Eylül 2015
389 Nisa Süresi 26-28. Ayetler (Allah’ın İradesi Ve Sünnetullah) 22 Eylül 2015
390 Nisa Süresi 25. Ayet Ve Devamı (Recim Cezası Konusunda Şii-Sünni İttifakı) 15 Eylül 2015
391 Nisa Süresi 25. Ayet (Evlenmede Öncelik Sıralaması) 8 Eylül 2015
392 Nisa Süresi 24. Ayet (Muta Nikahı) 1 Eylül 2015
393 Nisa Süresi 22-23. Ayetler (Hürmet-i Müsahare) 25 Ağustos 2015
394 Mekkeli Müşrikler Bir Nebi Beklentisi İçindemiydiler 18 Ağustos 2015
395 Nisa Süresi 20-21. Ayetler “Evlenme Ve Boşanma Kolay Olmalı” 11 Ağustos 2015
396 Nisa Süresi 19. Ayet (Kadına Yönelik Şiddet) 4 Ağustos 2015
397 Nisa Süresi 17-18. Ayetleri (Tevbe) 28 Temmuz 2015
398 Nebimizin Yürüttüğü İç Politika (Son Olaylara Kur’an Penceresinden Bakış) 21 Temmuz 2015
399 Kur’ân’a Göre İftar ve İmsak Vakitleri 16 Haziran 2015
400 Nisa Süresi 15-16. Ayetler (Batı Güdümüne Giren Müslümanların Perişan Hali) 9 Haziran 2015
401 Kur’an’a Göre İmsak Vakti – 2.Bölüm 6 Haziran 2015
402 Kur’an’a Göre İmsak Vakti – 1.Bölüm 2 Haziran 2015
403 Nisa Süresi 13-14. Ayetleri (Allah’ın Koyduğu Sınırların Aşılması ve Kader) 26 Mayıs 2015
404 Nisa Süresi 12. Ayet ve Kelale 19 Mayıs 2015
405 Nisa Süresi 12. Ayet – Miras Konuları 12 Mayıs 2015
406 Miras Ayetleri Bağlamında Vasiyet – 2 5 Mayıs 2015
407 Nisa Süresi 11. Ayet – Miras Paylaşımı 29 Nisan 2015
408 Nisa Süresi 11. Ayet 21 Nisan 2015
409 Nisa Süresi 8. Ayet – Miras (Vasiyet) 14 Nisan 2015
410 Nisa Süresi 8. Ayet – Miras 7 Nisan 2015
411 Nisa Süresi 6. Ayet – Miras’da Asabelik 31 Mart 2015
412 Nisa Süresi 6. Ayet – Yetim ve Öksüz Çocuklar 24 Mart 2015
413 Nisa Süresi 3.Ayet – Çok Eşlilik 17 Mart 2015
414 Nisa Süresi 2.Ayet – Evlilik Yaşı 10 Mart 2015
415 Nisa Süresi 1. Ayeti ve Devamı – Kadın ve Erkeğin Yaratılışı 3 Mart 2015
416 Al-i İmrân Süresi 196 – Dünyalıkla İmtihan 24 Şubat 2015
417 Al-i İmrân Suresi 188. Ayet – Yaratılan Ayetlerdeki Zikir 17 Şubat 2015
418 Al-i İmrân Suresi 187. Ayet – Kur’ân’ı Anlatma Görevi 10 Şubat 2015
419 Al-i İmrân Suresi 186. Ayet – Gayrimüslimlerle İlişkiler 3 Şubat 2015
420 Al-i İmrân Suresi 183. Ayet – Geleneksel Dinin Çıkmazları 27 Ocak 2015
421 Al-i İmrân Suresi 180. Ayet – Cimrilik Eden Kendine Eder 20 Ocak 2015
422 Ali İmran Suresi 179- Ayet – Kur’an’ı Merkeze Koyma Zorunluluğu 13 Ocak 2015
423 Al-i İmrân Suresi 169-172. Ayetler – Güven ve Kararlılık 6 Ocak 2015
424 Al-i İmrân Suresi 164-168. Ayetler – Allah’ın Bilgisi ve Kader 30 Aralık 2014
425 Al-i İmrân Suresi 156-161. Ayetler – Hoşgörülü ve İlkeli Olmak 23 Aralık 2014
426 Al-i İmrân Suresi 149-154. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 3 16 Aralık 2014
427 Al-i İmrân Suresi 142-148. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 2 9 Aralık 2014
428 Al-i İmrân Suresi 140-142. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 2 Aralık 2014
429 Al-i İmrân Suresi 137-140. Ayetler – Allah’a Güvenenler En Üstünlerdir 25 Kasım 2014
430 Al-i İmrân Suresi 137-139. Ayetler-Sünnetullah Kavramı 18 Kasım 2014
431 Al-i İmrân Suresi 132-136. Ayetler 11 Kasım 2014
432 Al-i İmrân Suresi 130-131. Ayetler – Faiz ve Ekonomi 4 Kasım 2014
433 Al-i İmrân Suresi 121-129. Ayetler 28 Ekim 2014
434 Al-i İmrân Suresi 116-120. Ayetler 21 Ekim 2014
435 Al-i İmrân Suresi 109-115. Ayetler 14 Ekim 2014
436 Kurban İbadeti ve Bayram Ahlakı 30 Eylül 2014
437 Ehl’i Kitap ile İlişkiler 23 Eylül 2014
438 Gayri Müslimler ile İlişkiler 16 Eylül 2014
439 Al-i İmrân Suresi 104-108. Ayetler 9 Eylül 2014
440 Al-i İmrân Suresi 100-105. Ayetler – Allah’ın İpine Sarılmak 2 Eylül 2014
441 Al-i İmrân Suresi 98-101. Ayetler 26 Ağustos 2014
442 Âl-i İmrân Suresi 96-97.ayetler 19 Ağustos 2014
443 Âl-i İmrân Suresi 92-93.ayetler 12 Ağustos 2014
444 Tevbe Nedir? Nasıl Yapılır? 7 Ağustos 2014
445 Yatsı Namazı ve İmsak Vakti 24 Haziran 2014
446 Esirlere Yapılması Gereken Muamele 17 Haziran 2014
447 Ali-İmran Suresi 90. Ayet 10 Haziran 2014
448 Ali-İmran Suresi 85-89. Ayetler 3 Haziran 2014
449 Ali-İmran Suresi 83-84. Ayetler 27 Mayıs 2014
450 Ali-İmran Suresi 81-82. Ayetler 20 Mayıs 2014
451 Ali-İmran Suresi 81. Ayet 13 Mayıs 2014
452 Ali-İmran Suresi 78-80. Ayetler – Nebimizin Sözleri Vahiy midir? 6 Mayıs 2014
453 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-3 Paralel Din 29 Nisan 2014
454 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-2 Paralel Din 22 Nisan 2014
455 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-1 Paralel Din 15 Nisan 2014
456 Ali-İmran Suresi 77. Ayet 8 Nisan 2014
457 Geçici Zaferi Kalıcı Hale Getirmek 1 Nisan 2014
458 Ali-İmran Suresi 70-77. Ayetler 25 Mart 2014
459 Ali-İmran Suresi 64-69. Ayetler 11 Mart 2014
460 Ali-İmran Suresi 64. Ayet – Dinler Arası Diyalog İhaneti 4 Mart 2014
461 Ali-İmran Suresi 60-64. Ayetler – Kur’an’da Mehdilik 25 Şubat 2014
462 Ali-İmran Suresi 56-59. Ayetler – İsa (a.s) ve Adem (a.s)’ın Yaratılışları 18 Şubat 2014
463 Ali-İmran Suresi 51-55. Ayetler – İsa a.s’ın İstismarı 11 Şubat 2014
464 Ali-İmran Suresi 51-55. Ayetler – İsa a.s’ın İstismarı – 2 (Şahs-i Manevi) 11 Şubat 2014
465 Ali-İmran Suresi 49-51. Ayetler – İsa a.s. Hayatı 4 Şubat 2014
466 Yahudilere Temiz Yiyeceklerin Haram Kılınması 4 Şubat 2014
467 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 4 28 Ocak 2014
468 Ali-İmran Suresi 44-48. Ayetler 28 Ocak 2014
469 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 3 21 Ocak 2014
470 Ali-İmran Suresi 38-44. Ayetler – Meryem Ana 21 Ocak 2014
471 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 2 14 Ocak 2014
472 Ali-İmran Suresi 33-37. Ayetler – Zekeriyya a.s. ve Meryem Ana 14 Ocak 2014
473 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? 7 Ocak 2014
474 Ali-İmran Suresi 33. Ayet – Haddini Aşmak 31 Aralık 2013
475 Allah’ın Kullarını, Allah’ın Kitabına Davet 24 Aralık 2013
476 Ali-İmran Suresi 33. Ayet 17 Aralık 2013
477 Ali-İmran Suresi 30. Ayet 10 Aralık 2013
478 Ali-İmran Suresi 29. Ayet 3 Aralık 2013
479 Ali-İmran Suresi 28-30. Ayetler – Kafirleri Dost Edinmek 26 Kasım 2013
480 Ali-İmran Suresi 27. Ayet 19 Kasım 2013
481 Ali-İmran Suresi 26-27. Ayetler 12 Kasım 2013
482 Ali-İmran Suresi 19-25. Ayetler – Allah’ın Kitabına Teslim Olmak yada Olmamak 5 Kasım 2013
483 Ali-İmran Suresi 14-20. Ayetler – Müslümanların Kur’an Karşısındaki Tavırları 29 Ekim 2013
484 Dünya Sevgisi 22 Ekim 2013
485 Ali-İmran Suresi 8-12. Ayetler – Muhkem Müteşabih Ayetler – 3 8 Ekim 2013
486 Ali-İmran Suresi 7. Ayet – Muhkem Müteşabih Ayetler – 2 1 Ekim 2013
487 Muhkem ve Müteşabih Ayetler 24 Eylül 2013
488 Ali-İmran Suresi 5-6. Ayetler 17 Eylül 2013
489 Kur’an’da Furkan Kavramı 10 Eylül 2013
490 Ebubekir Sifil ve Faruk Beşer’e Cevaplar 27 Ağustos 2013
491 Kur’an’ı İkinci Sıraya Koymak 20 Ağustos 2013
492 Kur’an’ın Önceki Kitapları Tasdiki 20 Ağustos 2013
493 Ali-İmran Suresi 1-2. Ayetler 13 Ağustos 2013
494 Bakara Suresi 285-286 Ayetler 2 Temmuz 2013
495 Bakara Suresi 284-Ayet Kişinin İçinde Olanlardan Sorumluluğu 25 Haziran 2013
496 Bakara Suresi 283. Ayet – Vasiyet ve Rehin 18 Haziran 2013
497 Bakara Suresi 282. Ayet – 11 Haziran 2013
498 Kur’an’daki Musa-Hızır Kıssasının Kader Konusu ile İlgisi 4 Haziran 2013
499 Bakara Suresi 282. Ayet – Daru’ul-harpte Faiz, Borcun Zekata Sayılması ve Borcun Belgelenmesi 28 Mayıs 2013
500 Bakara Suresi 278-280. Ayetler 14 Mayıs 2013
501 Bakara Suresi 277-279. Ayetler-Kredi Sisteminin Ekonomiye Etkisi 7 Mayıs 2013
502 Bakara Suresi 275-276. Ayetler 30 Nisan 2013
503 Bakara Suresi 274. Ayet 23 Nisan 2013
504 Bakara Suresi 270-273. Ayetler – Yardımı İncitmeden Yapmak 16 Nisan 2013
505 Bakara Suresi 269. Ayet – Hikmet ve Sünnet 9 Nisan 2013
506 Bakara Suresi 267. Ayet 2 Nisan 2013
507 Bakara Suresi 262-266. Ayetler 26 Mart 2013
508 Kader İnancının Hesap Günündeki Yansımaları 19 Mart 2013
509 Kader İnancının Dini Hayata Yansımaları 12 Mart 2013
510 Allah’ın Bilgisi ile İlgili Ayetler 5 Mart 2013
511 Allah’ın Gayb Bilgisi 26 Şubat 2013
512 Doğru Allah İnancı 19 Şubat 2013
513 İnsanın Kaderi Ne Zaman Yazılır 12 Şubat 2013
514 Allah’ın İlmi ve İradesi 5 Şubat 2013
515 Bakara Suresi 261. Ayet ve Kader Konusuna Cevaplar 22 Ocak 2013
516 Kader Konusunda Yapılan Tenkitlere Cevaplar – 2 15 Ocak 2013
517 Kader Konusunda Yapılan Tenkitlere Cevaplar 8 Ocak 2013
518 Başımıza Gelenler Ne Zaman Yazılır? 1 Ocak 2013
519 Allah’ın Bilgisi ve Kader 25 Aralık 2012
520 Canlıların İlk Yaratılışı ve Yaratılışın Tekrarı 18 Aralık 2012
521 Bakara Suresi 258. Ayet – Üzeyir(a.s.) Allah’ın Oğlu mudur? 11 Aralık 2012
522 İbrahim As’ın Tağuta Karşı Tavrı 4 Aralık 2012
523 Bakara Suresi 257-258. Ayetler 27 Kasım 2012
524 İnandığı Gibi Yaşama Hürriyeti 20 Kasım 2012
525 Bakara Suresi 255. Ayet – Allah İnancı (Ayetu’l Kursi) 13 Kasım 2012
526 Bakara Suresi 254. Ayet 6 Kasım 2012
527 Resul Kavramının İçinin Boşaltılması 30 Ekim 2012
528 Kurban Bayramının Vakti ve Bayram İle İlgili Hükümler 23 Ekim 2012
529 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 16 Ekim 2012
530 Bakara Suresi 246-252. Ayetler – Allah’a Güvenen Kazanır 9 Ekim 2012
531 Bakara Suresi 240-245. Ayetler 2 Ekim 2012
532 İddet Bekleyen Kadının Geçindirilmesi 2 Ekim 2012
533 Ölüm İddeti Bekleyen Kadının Evden Çıkması 2 Ekim 2012
534 Ölüm, Allaha Ait Bir Karardır 2 Ekim 2012
535 Kaza Namazı Yoktur, Korku Namazı Nedir? 25 Eylül 2012
536 Bakara Suresi 235. Ayet 18 Eylül 2012
537 Bakara Suresi 234. Ayet 11 Eylül 2012
538 Bakara Suresi 233. Ayet 4 Eylül 2012
539 Bakara Suresi 230. Ayet 28 Ağustos 2012
540 Kadir Gecesi 14 Ağustos 2012
541 Evlilik İle İlgili Mezheplerin Hataları 7 Ağustos 2012
542 Oruçla Alakalı Güncel Meseleler 31 Temmuz 2012
543 Bakara Suresi 185-187. Ayetler 24 Temmuz 2012
544 Nikahın Denetlenmesi 26 Haziran 2012
545 Bakara Suresi 230. Ayet 19 Haziran 2012
546 Kadının Boşama Hakkı İftida 3 12 Haziran 2012
547 Kadının Boşanması 5 Haziran 2012
548 Boşanma (Talak ve İftida) 29 Mayıs 2012
549 Kur’an’da Erkeğin Eşini Boşaması 22 Mayıs 2012
550 İla ve Yemin 15 Mayıs 2012
551 Bakara Suresi 222. Ayet 8 Mayıs 2012
552 Farklı Dinden Olanların Evliliği 1 Mayıs 2012
553 Yetimlerle İlgili Ayetler 24 Nisan 2012
554 Artan Malın Hepsi Verilecek mi? 17 Nisan 2012
555 Peygamberi Yanlış Algılamak 10 Nisan 2012
556 Bakara Suresi 218-219. Ayetler – İçki ve Kumar Yasağı 3 Nisan 2012
557 Bakara Suresi 214-217. Ayetler 27 Mart 2012
558 Dinlerde Süreklilik ve Allah’ın Kitabına Uyma Zorunluluğu 20 Mart 2012
559 Kafir ve Münafıkların Davranışları 13 Mart 2012
560 Şeytan Taşlama 6 Mart 2012
561 Bakara Suresi 197-202. Ayetler 28 Şubat 2012
562 Hac Farklı Zamanlarda Yapılabilir mi? 21 Şubat 2012
563 Hac Kurbanı 14 Şubat 2012
564 Faizin Ekonomiye Etkileri – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Şubat 2012
565 Ekonomi Krediye Değil Zekatla Gelişir 31 Ocak 2012
566 Ceza Yargılamasında Objektif Delil 24 Ocak 2012
567 Bakara Suresi 190-191. Ayetler – Savaş Hukukunun Temel Kuralı 17 Ocak 2012
568 Bakara Suresi 188. Ayet – 1 – Rüşvet 10 Ocak 2012
569 Bakara Suresi 188. Ayet – 2 – Hilal Hesapla Belirlenir 10 Ocak 2012
570 Bakara Suresi 183-187. Ayetler 3 Ocak 2012
571 Çağdaş Kölelik Sistemi – Kredi 27 Aralık 2011
572 Özel Hayatın Gizliliği 20 Aralık 2011
573 Bakara Suresi 180-183. Ayetler – Vasiyet ve Miras 13 Aralık 2011
574 Bakara Suresi 180-181. Ayetler – Mirası Paylaştırma Görevi 6 Aralık 2011
575 Bakara Suresi 178-179. Ayetler – Ölüm Cezası 29 Kasım 2011
576 Bakara Suresi 178-179. Ayetler – Kur’an’da Kısas Cezası 22 Kasım 2011
577 Bakara Suresi 177. Ayet – Allah Yolunda İyi Olanlar 15 Kasım 2011
578 Ayet ve Hadislere Göre Kurban İbadeti 1 Kasım 2011
579 Allah’ın Evliyası Kimlerdir? 25 Ekim 2011
580 Bakara Suresi 172-175. Ayetler – Helal Gıda 18 Ekim 2011
581 B. 171. Ayet – Kalp, Göz ve Kulakların Mühürlenmesi Ne Demektir? 11 Ekim 2011
582 Bakara Suresi 168-170. Ayetler – Hayvan Kesimi ve Deniz Ürünleri 4 Ekim 2011
583 Bakara Suresi 163-167. Ayetler – Allah İle İlişkiyi Koparmak 27 Eylül 2011
584 Bakara Suresi 159-162. Ayetler – Ayetleri Gizlemek Küfürdür 20 Eylül 2011
585 Bakara Suresi 158. Ayet – Geleneğin Kur’an ve Sünnet Anlayışı 13 Eylül 2011
586 Bakara Suresi 155-157. Ayetler – Sıkıntıyı Bunalıma Dönüştürmemek 6 Eylül 2011
587 Kadir Gecesi 23 Ağustos 2011
588 Sosyal ve Ekonomik Açıdan Zekat 16 Ağustos 2011
589 Kur’an ve Sünnet Işığında Teravih Namazı 9 Ağustos 2011
590 Bakara Suresi 183-186. Ayetler – Oruç 2 Ağustos 2011
591 Bakara Suresi 154. Ayet 5 Temmuz 2011
592 Kutuplara Yapılan İkinci Yolculuk 30 Haziran 2011
593 Bakara Suresi 153. Ayet – Allah’tan Başkasından Yardım İstenir mi? 14 Haziran 2011
594 Bakara Suresi 152. Ayet – Allah’ı Zikir 7 Haziran 2011
595 Bakara Suresi 152. Ayet – Kur’an’da Hikmet Kavramı 31 Mayıs 2011
596 Bakara Suresi 151-152. Ayetler – Sahabenin Kur’an Eğitimi 24 Mayıs 2011
597 Bakara Suresi 142-150. Ayetler -“Kıblenin Değişmesi” 17 Mayıs 2011
598 Bakara Suresi 142. Ayet 10 Mayıs 2011
599 Bakara Suresi 139-141. Ayetler 3 Mayıs 2011
600 Bakara Suresi 135-138. Ayetler 26 Nisan 2011
601 Kur’an’da Peygamber Algısı 19 Nisan 2011
602 Bakara Suresi 130-134. Ayetler 12 Nisan 2011
603 Bakara Suresi 124-130. Ayetler 5 Nisan 2011
604 İbrahim (A.S.)’ın Geçirdiği İmtihanlar – 2 29 Mart 2011
605 İbrahim (A.S.)’ın Geçirdiği İmtihanlar 22 Mart 2011
606 Bakara Suresi 124-128. Ayetler 15 Mart 2011
607 Bakara Suresi 122-123. Ayetler 8 Mart 2011
608 Bakara Suresi 121. Ayet 1 Mart 2011
609 Bakara Suresi 120. Ayet 22 Şubat 2011
610 Bakara Suresi 117-119. Ayetler 15 Şubat 2011
611 Bakara Suresi 116. Ayet 8 Şubat 2011
612 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 1 Şubat 2011
613 Bakara Suresi 114-115. Ayetler 25 Ocak 2011
614 Bakara Suresi 113. Ayet 18 Ocak 2011
615 Bakara Suresi 110-112. Ayetler 11 Ocak 2011
616 Bakara Suresi 109. Ayet – “Ehl-i Kitabın Kıskançlıkları” 4 Ocak 2011
617 Bakara 108. Ayet – “Ehl-i Kitap ve Müşriklerin Peyg. İstekleri” 28 Aralık 2010
618 Bakara Suresi 105-107. Ayetler – İlahi Kitaplarda Nesh 21 Aralık 2010
619 Bakara Suresi 104. Ayet – İlahi Kitapların Tahrifi 14 Aralık 2010
620 Bakara Suresi 102-104. Ayetler 7 Aralık 2010
621 Bakara Suresi 97-102. Ayetler 30 Kasım 2010
622 Bakara Suresi 91-96. Ayetler 23 Kasım 2010
623 Hayvan Kesimi 9 Kasım 2010
624 Hayvan Kesimi – Sorular ve Cevaplar 9 Kasım 2010
625 Kurban İbadeti 2 Kasım 2010
626 Kurban İbadeti – Sorular ve Cevaplar 2 Kasım 2010
627 Konulu Kuran Sohbetleri – Hacc İbadeti 26 Ekim 2010
628 Konulu Kuran Sohbetleri – Hacc İbadeti – Sorular ve Cevaplar 26 Ekim 2010
629 Bakara Suresi 87-90. Ayetler 19 Ekim 2010
630 Bakara Suresi 84-86. Ayetler 12 Ekim 2010
631 Bakara Suresi 83. Ayet – 4. Bölüm 5 Ekim 2010
632 Bakara Suresi 83. Ayet – 3. Bölüm 28 Eylül 2010
633 Bakara Suresi 83. Ayet – 2. Bölüm 21 Eylül 2010
634 Bakara Suresi 83. Ayet 14 Eylül 2010
635 Bakara Suresi 80-82. Ayetler / Günaha Batma ve Sonuçları 31 Ağustos 2010
636 Bakara Suresi 78-79.Ayetler – Kendi Kitaplarını Kuran Gibi Gösterenler 24 Ağustos 2010
637 Bakara Suresi 74-77. Ayetler / İman ve Küfür İlişkisi 17 Ağustos 2010
638 Bakara Sûresi 183-187.Ayetler / Oruç 10 Ağustos 2010
639 Bakara Sûresi 72-73.Ayetler – Ölülerin Diriltilmesi 6 Temmuz 2010
640 Bakara Sûresi 65-71.Ayetler – Kurbanlık Boğa Olayı 29 Haziran 2010
641 Bakara Sûres 65.Ayet – Allah’a İsyanın Dünyadaki Sonuçları 22 Haziran 2010
642 Bakara Sûresi 64.Ayet – Yahudilerden Alınan Söz 15 Haziran 2010
643 Bakara Sûresi 62.Ayet – Kimler Cennete Girer 8 Haziran 2010
644 Bakara Sûresi 61.Ayet – Tarım ve Avcı Toplumu 25 Mayıs 2010
645 Bakara Suresi 60. Ayet – Mucize ve Keramet 18 Mayıs 2010
646 Bakara Sûresi 58-59 – Ehl-i Kitabın Dünya Hakimiyeti Beklentisi 11 Mayıs 2010
647 Bakara Sûresi 53-58 Ayetler – Hz. Musa’ya İnen Kitap 4 Mayıs 2010
648 Bakara Sûresi 50-52 Ayetler – Yahudilerin Denizi Geçme Mucizesi 27 Nisan 2010
649 Bakara Sûresi 47-52 Ayetler – Yahudilere Verilen Nimetler 20 Nisan 2010
650 Bakara Sûresi 40-46 Ayetler – Yahudilerin Peygamber Beklentisi 13 Nisan 2010
651 Bakara Sûresi 39.Ayet – İnsanların ve Cinlerin Ortak Sorumluluğu 6 Nisan 2010
652 Bakara Sûresi 34-39 Ayetler 30 Mart 2010
653 Bakara Sûresi 34.Ayet – Hz. Adem (as) ve Cenneti 23 Mart 2010
654 Bakara Sûresi 31.Ayet – Hz. Adem’e Eşyanın İsimlerinin Öğretilmesi 16 Mart 2010
655 Bakara Sûresi 30.Ayet – Halifelik 9 Mart 2010
656 Bakara Sûresi 29.Ayet / Göklerin ve Yerin Yaratılışı 2 Mart 2010
657 Bakara Sûresi 28.Ayet / Reenkarnasyon İddialarına Kur’an’dan Cevaplar 23 Şubat 2010
658 Bakara Sûresi 26-27 Ayetler – Allah’a Teslimiyet 16 Şubat 2010
659 Bakara Sûresi (25) Ayet / Cennet ve Cennet Nimetleri 26 Ocak 2010
660 Bakara Sûresi (24-25) Ayetler 19 Ocak 2010
661 Bakara Sûresi (23-24) Ayetler 12 Ocak 2010
662 Bakara Sûresi (21-22) Ayetler 5 Ocak 2010
663 Bakara Sûresi (7-20) Ayetler 29 Aralık 2009
664 Bakara Sûresi (5-7) -1 22 Aralık 2009
665 Bakara Sûresi (1-5) 15 Aralık 2009
666 Bakara Sûresi -1 8 Aralık 2009
667 Fatiha Sûresi -1 1 Aralık 2009
668 Bakara Sûresi (5-7 Ayetler) -1 22 Kasım 2009
669 Bakara Sûresi (1-5 Ayetler) -1 15 Kasım 2009
670 Fatiha Sûresi -1 8 Kasım 2009
671 Ehli Kitap ve Müşrikler 30 Haziran 2009
672 Nas Sûresi / Vesvese 28 Nisan 2009
673 Hased ve Nazar 21 Nisan 2009
674 Felak Sûresi / Şerden Korunma 17 Nisan 2009
675 İhlas Sûresi / Allah’ın Varlığı 7 Nisan 2009
676 Tebbet Sûresi / Beddua 31 Mart 2009
677 Nasr Sûresi / Allah’ın Yardımı 24 Mart 2009
678 Roma Ziyareti 17 Mart 2009
679 Kafirûn Sûresi / Kafirler 3 Mart 2009
680 Kevser Sûresi / Kurban 24 Şubat 2009
681 Maûn Sûresi / Dini Yalanlayanlar 17 Şubat 2009
682 Kureyş Sûresi / Kadınların Mahremsiz Yolculuğu 10 Şubat 2009
683 Fil Sûresi / Fil Olayı ve Yanardağ Patlaması 3 Şubat 2009
684 Hümeze Sûresi / Koğuculuk 27 Ocak 2009
685 Asr Sûresi / İyiliği ve Sabrı Tavsiye 20 Ocak 2009
686 Tekasür Sûresi / Çoğaltma Sevgisi ve Ölüm 13 Ocak 2009
687 Kur’anda İsrailoğulları 6 Ocak 2009
688 Karia Sûresi / Sevapların ve Günahların Tartılması 30 Aralık 2008
689 Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri 23 Aralık 2008
690 Adiyat Sûresi / Aşırı Mal Sevgisinin Tehlikesi 16 Aralık 2008
691 Ayetler ve Hadisler Işığında Kurban 2 Aralık 2008
692 Ayetler ve Hadisler Işığında Mut’a Nikahı 25 Kasım 2008
693 Hac 11 Kasım 2008
694 Zilzal Sûresi / Hesap Günü 11 Kasım 2008
695 Zilzal Sûresi / Zelzele 4 Kasım 2008
696 Beyyine Sûresi / Hanifler 27 Ekim 2008
697 Beyyine Sûresi / Kafirler ve Müşrikler 27 Ekim 2008
698 Alak Sûresi / Namaz Vakitleri 14 Ekim 2008
699 Alak Sûresi / Yaratılış Safhaları 7 Ekim 2008
700 Kadr Sûresi / Kadir Gecesi 26 Eylül 2008
701 Alak Sûresi / Okumanın Önemi 16 Eylül 2008
702 Tin Sûresi / Salih Amel 9 Eylül 2008
703 İnşirah Sûresi / Zorluk ve Kolaylık 2 Eylül 2008
704 Oruç 26 Ağustos 2008
705 Duha Sûresi / Yetimlik 19 Ağustos 2008
706 Duha Sûresi / Peygamberin Yetimliği 12 Ağustos 2008
707 Leyl Sûresi / Cömertlik ve Cimrilik 15 Temmuz 2008
708 Şems Sûresi – İyilik ve Kötülük 8 Temmuz 2008
709 Beled Sûresi / İnsanın Vasıfları 1 Temmuz 2008
710 Fecr Sûresi / Kötülüğe Yönelmek 24 Haziran 2008
711 Gaşiye Sûresi / Kıyamet Günü 17 Haziran 2008
712 Ala Sûresi / Eşyanın Dili -2 10 Haziran 2008
713 Kur’anda Haram Kılınan Yiyecekler 3 Haziran 2008
714 Tekvir Sûresi / İsar Kelimesi 1 Haziran 2008
715 Ala Sûresi / Eşyanın Dili 27 Mayıs 2008
716 Avrupa’da Hayvan Kesimi 20 Mayıs 2008
717 Ala Sûresi / Kainatın Oluşumu 13 Mayıs 2008
718 Tarık Sûresi / Sabah Yıldızı 6 Mayıs 2008
719 Büruc Sûresi / Göğün Burçları -2 29 Nisan 2008
720 Büruc Sûresi / Göğün Burçları 22 Nisan 2008
721 İnşikak Sûresi / Mal ve Mülk ile Şımarma 8 Nisan 2008
722 İnşikak Sûresi / Göğün Yarılması 1 Nisan 2008
723 Mutaffifin Sûresi / İlliyyun 25 Mart 2008
724 Mutaffifin Sûresi / Ölçü ve Tartıda Hile 18 Mart 2008
725 İnfitar Sûresi / Göğün Yarılması 11 Mart 2008
726 Tekvir Sûresi / Mesiet ve İrade Toplantısı Değerlendirmesi 4 Mart 2008
727 Tekvir Sûresi / Kuranda Meşiet ve İrade 26 Şubat 2008
728 Tekvir Sûresi / Kıyamet Sahneleri 5 Şubat 2008
729 Abese Sûresi / Kıyamette İnsanların Durumu 29 Ocak 2008
730 Abese Sûresi / İnanç Hürriyeti 15 Ocak 2008
731 Abese Sûresi / Peygamberin Masumiyeti 8 Ocak 2008
732 Abese Sûresi / Peygamber Masum mudur? 1 Ocak 2008
733 Nâziat Sûresi / Kıyamet 25 Aralık 2007
734 Hac Sûresi / Hac İle İlgili Ayetler 18 Aralık 2007
735 Nâziat Sûresi / Yeniden Diriliş 11 Aralık 2007
736 Nâziat Sûresi / Ahiretle İlgili Hatırlatmalar 4 Aralık 2007
737 Nebe Sûresi / Hüküm Günü 13 Kasım 2007
738 Nebe Sûresi / Büyük Haber 6 Kasım 2007
739 Nebe Sûresi / Kıyamet Haberleri 30 Ekim 2007
740 Mûrselat Sûresi / Hakikatler 23 Ekim 2007
741 Mûrselat Sûresi / Alemin İdaresi 17 Ekim 2007
742 Ramazan Özel / Bayramdaki Görevlerimiz 9 Ekim 2007
743 2007 Ramazan Özel / Zekat ile İlgili Ayetler 2 Ekim 2007
744 2007 Ramazan Özel / Zekat – Sadaka 18 Eylül 2007
745 2007 Ramazan Özel / Ramazan ile İlgili Ayetler 11 Eylül 2007
746 İnsan Sûresi / İnsanın Yaratılışı 4 Eylül 2007
747 Kıyamet Sûresi / Kıyamet Sahnesi 31 Temmuz 2007
748 Kıyamet Sûresi / Kıyamet 24 Temmuz 2007
749 Müddessir Sûresi / 32-56.Ayetler 17 Temmuz 2007
750 Müddessir Sûresi / Faiz Yasağı 26 Haziran 2007
751 Müddessir Sûresi / İnsanları Uyarma 26 Haziran 2007
752 Müzzemmil Sûresi / Kur’an Okumanın Önemi 19 Haziran 2007
753 Müzzemmil Sûresi / Gece Kur’an Okumak 12 Haziran 2007
754 Müzzemmil Sûresi / Örtüsüne Bürünen 5 Haziran 2007
755 Ana Rahmindeki Sakat Ceninin Alınması 29 Mayıs 2007
756 2007 Ramazan Özel / Oruç ile İlgili Ayetler 25 Mayıs 2007
757 Kalem Sûresi / 32-52.Ayetler 25 Mayıs 2007
758 Cin Sûresi / Mescidler 22 Mayıs 2007
759 Cin Suresi 15 Mayıs 2007
760 Cin Suresi 8 Mayıs 2007
761 Cin Sûresi / İnsan ve Cinler 1 Mayıs 2007
762 Nuh Sûresi / Davet 24 Nisan 2007
763 Nuh Sûresi / Nuh Kıssası 17 Nisan 2007
764 Meâric Sûresi / İnkarcılar 10 Nisan 2007
765 Meâric Sûresi / Hesap Günü 4 Nisan 2007
766 Mearic Suresi 27 Mart 2007
767 Hakka Suresi / Gayrimüslimler ile İlişkiler 13 Mart 2007
768 Gayrimüslimler ile İlişkiler 13 Mart 2007
769 Hakka Sûresi / Helak Olan Kavimler 13 Mart 2007
770 Kalem Sûresi / 13-43.Ayetler 6 Mart 2007
771 Hakka Sûresi / Semûd ve Ad Kavmi 27 Şubat 2007
772 Hakka Sûresi / Kıyamet Günü 20 Şubat 2007
773 İnsanın Yaratılışı / Yokluk 6 Şubat 2007
774 İnsanın Yaratılışı / Ana Rahmi 23 Ocak 2007
775 Kalem Sûresi / Öğretmek 9 Ocak 2007
776 Ramazan Özel -Soru Cevap 2 Ocak 2007
777 Kurban Özel / Kurban İle İlgili Ayetler 26 Aralık 2006
778 Kalem Sûresi / Kalem’e Yemin 19 Aralık 2006
779 Süleymaniye Vakfı Hakkında 12 Aralık 2006
780 Mülk Sûresi 24.Ayet / İnsanın Gelişimi 5 Aralık 2006
781 Mülk Sûresi 23.Ayet / İnşâ Etmek 28 Kasım 2006
782 Mülk Sûresi 15.Ayet / Yeryüzü Nimetleri 21 Kasım 2006
783 Mülk Sûresi / Yardımlaşma 14 Kasım 2006
784 Tahrim Sûresi / Tevbe Etmek 30 Ekim 2006
785 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -4 10 Ekim 2006
786 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -3 3 Ekim 2006
787 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -2 26 Eylül 2006
788 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler 19 Eylül 2006
789 Tahrîm Sûresi 3.Ayet / Haram Kılma Yetkisi 12 Eylül 2006
790 Tahrîm Sûresi / Peygamberlerin Haram Kılma Yetkisi 5 Eylül 2006
791 Talak Sûresi 8.Ayet / Boşanma -4 8 Ağustos 2006
792 Talak Sûresi 6.Ayet / Boşanma -3 1 Ağustos 2006
793 Talak Sûresi 4.Ayet / Boşanma -2 27 Temmuz 2006
794 Talak Sûresi / Boşanma 18 Temmuz 2006
795 Teğabun Sûresi 14.Ayet / İtaat 11 Temmuz 2006
796 Teğabun Sûresi / Cehennemlikler 4 Temmuz 2006
797 Teğabun Sûresi 5.Ayet / Kafir Kime Denir 20 Haziran 2006
798 Tegabûn Sûresi / Kafirlik 13 Haziran 2006
799 Teğabun Sûresi / Aldatmak 6 Haziran 2006
800 Münafikûn Sûresi / Ecel -2 30 Mayıs 2006
801 Münafikûn Sûresi 11. Ayet / Ecel 23 Mayıs 2006
802 Hz.İsa Gelecek mi? 20 Mayıs 2006
803 Münafikûn Sûresi / Münafıklar 20 Mayıs 2006
804 Münafikûn Sûresi / Allah Yolunda Olanlara Karşı Gelenler 16 Mayıs 2006
805 Münafikun Sûresi / Cuma Namazı 2 Mayıs 2006
806 Cum’a Sûresi / Cuma Namazı 25 Nisan 2006
807 Muhammed Sûresi 1-4 Ayetler / Aracılık ve Şirk 19 Nisan 2006
808 Cum’a Sûresi / Kitap Yüklenenler 18 Nisan 2006
809 Hz. İsa’nın Müjdesi 11 Nisan 2006
810 Saff Sûresi 3. Ayet / Ehli Kitabın Peygamberimize Bakışı 28 Mart 2006
811 Saff Sûresi / Ehli Kitabın Peygamberimize Bakışı 21 Mart 2006
812 Mümtehine Sûresi 13.Ayet / İftida – Bey’et 14 Mart 2006
813 Mümtehine Sûresi / İftida – Gayrimüslimlerle Evlilik 7 Mart 2006
814 Mümtehine Sûresi 10.Ayet / Kadınların Boşama Hakkı 28 Şubat 2006
815 Karikatür Olayı 14 Şubat 2006
816 Mümtehine Sûresi / Gayrimüslimlerle İlişkiler 14 Şubat 2006
817 Mücadele Sûresi 18.Ayet / Allah’ın İsimleri 31 Ocak 2006
818 Haşr Sûresi 11. Ayet / Münafıklar ve Karekterleri 19 Ocak 2006
819 Ganimet – Kurban 3 Ocak 2006
820 Fetih Suresi -15 / Tebük Seferi ve Münafıklar 28 Aralık 2005
821 Haşir Sûresi / Ganimet ve Nesir 27 Aralık 2005
822 Fetih Sûresi / Hudeybiye Sonrası Olaylar 21 Aralık 2005
823 Haşr Sûresi / Sürgün ve Ganimetler 20 Aralık 2005
824 Mücadele Sûresi / Allah’ın Gazab Ettiği Kişilerle İlişkiler 13 Aralık 2005
825 Mücadele Sûresi / Allah’a ve Peygamberine Karşı Gelmek 6 Aralık 2005
826 Mücadele Sûresi / Zihar ve Kefareti 22 Kasım 2005
827 Kur’anı Kerim’de Ehli Kitap 15 Kasım 2005
828 Hadid Sûresi / Demirin Önemi 8 Kasım 2005
829 Fetih Sûresi / İslam Müslümanlar ve Diğer Dinler 1 Kasım 2005
830 Ramazan Özel / Zekat 1 Kasım 2005
831 Ramazan Özel / Zekat ve Kadir Gecesi 25 Ekim 2005
832 Ramazan Özel / İnfak – Zekat 18 Ekim 2005
833 Ramazan Özel / Oruç 11 Ekim 2005
834 Ramazan Özel 4 Ekim 2005
835 Hadid Sûresi 20.Ayet 27 Eylül 2005
836 Hadid Sûresi 11.Ayet 20 Eylül 2005
837 Hadid Sûresi 7.Ayet / İnfak 13 Eylül 2005
838 Hadid Sûresi / Arş ve Kûrsi 6 Eylül 2005
839 Vakıa Sûresi 41. Ayet / Cehennemlikler 16 Ağustos 2005
840 Vakıa Sûresi / Cennet Nimetleri 9 Ağustos 2005
841 Rahman Sûresi / Cennette Hûriler ve Gilmanlar 3 Ağustos 2005
842 Rahman Sûresi 14. Ayet / Cinlerin Yaratılışı 26 Temmuz 2005
843 Rahman Sûresi / İnsanın Yaratılışı 19 Temmuz 2005
844 Kamer Sûresi 41.Ayet / Allah’ın Varlıklara Koyduğu Standart 12 Temmuz 2005
845 Kamer Sûresi 23.Ayet / Kur’anı Anlamak Kolaydır 5 Temmuz 2005
846 Necm Sûresi 33.Ayet / Şefaat 21 Haziran 2005
847 Necm Sûresi 26.Ayet / Şefaat 14 Haziran 2005
848 Necm Sûresi 19. Ayet / Şefaat 7 Haziran 2005
849 Necm Sûresi / İsra ve Miraç 31 Mayıs 2005
850 Necm Sûresi / Sünnet – Vahiy İlişkisi 24 Mayıs 2005
851 Fetih Sûresi 24.ayet / Hac Rüya ve Mekkenin Fethi 17 Mayıs 2005
852 Tur Sûresi / İsra Miraç Hristiyanlar ve Mucize 10 Mayıs 2005
853 Zariyat Sûresi / Siirt Konferansı ve Kadın Erkek Ayrımcılığı 26 Nisan 2005
854 Zariyat Sûresi 38.Ayet / Tevbe ve Zamanı 12 Nisan 2005
855 Zariyat Sûresi 41.Ayet / Kıssalar 3 Nisan 2005
856 Zariyat Sûresi 36.Ayet / Ecel-i Musemma 29 Mart 2005
857 Zariyat Sûresi / Gökten Rızık İnmesi 22 Mart 2005
858 Zariyat Sûresi / Gök Kapıları 15 Mart 2005
859 Kaf Sûresi / Kıyamet 8 Mart 2005
860 Kaf Sûresi / Kıyamet Günü ve Yeniden Dirilme 1 Mart 2005
861 Hucurat Sûresi 18.Ayet / İman İslam ve Münafıklar 22 Şubat 2005
862 Hucurat Sûresi 7. Ayet / İslam Kardeşliği 15 Şubat 2005
863 Başörtüsü ve Laiklik 12 Şubat 2005
864 Hucurat Sûresi / Öncelik Allah ve Elçisi 1 Şubat 2005
865 Kamer Sûresi / Peygamberlerine Karşı Çıkanların Sonu 28 Ocak 2005
866 Hucurat Suresi 25 Ocak 2005
867 Kur’an ve Sünnete Göre Kurban 18 Ocak 2005
868 İftida – Hudeybiye 14 Aralık 2004
869 Muhammed Sûresi (28-38) 30 Kasım 2004
870 Kadir Gecesi 19 Kasım 2004
871 Sadaka ve Zekat 1 Kasım 2004
872 Oruç ile ilgili ayetler 2 Ekim 2004
873 Zekat / Tevbe Sûresi 60.Ayet 13 Mayıs 2004
Kuran Dersi Canlı Yayın