Bugün kuranı kerimin 86. Suresi olan Tarık suresindeyiz. Allah Teala burada şöyle buyuruyor; “Ves semai vet tarık: semaya yemin olsun,tarıka da”(Tarık 1). Bu yeminler yemin edilenin önemini belirtiyor. Tarık; gece gelen anlamına geliyor. Tarıkın ne olduÄŸunu zaten surenin kendisi bize anlatıyor. Tarıkın büyük önem taşıdığını bize ifade ediyor. “Vema edrake me tarık: tarıkın ne olduÄŸunu sana kim bildirdi”(Tarık 2). Nereden biliyorsun,tarık nedir. “En necmi sakib: o gelen yıldızdır,o öyle bir yıldızdır ki delip geçer”(Tarık 3). Peki delip geçen yıldızsa neyi deliyor. Karanlığı deliyor. Karanlığı sadece tarık mı deliyor,bütün yıdızlar deliyor. Öyleyse burada baÅŸka bir ÅŸey olabilir. Ondan dolayı C.Hakk burada diyor ki; “Ä°n kullu nefsin lemma aleyha hafiz: her insanın üzerinde mutlaka koruyucu vardır”(Tarık 4). O zaman o delen insan da deliyor, delebilir demektir. Allah her insanın üzerine bir koruyucu yerleÅŸtirdiÄŸi için insanı delemiyor. Tabi bu konularda uzmanlar konuÅŸursa onlar çok ÅŸeyler söylerler. O gökyüzünden gelen,bazen ifade ediyorlar bir taraftan gelip öbür taraftan çıkan ışınlar var diyorlar,yani yeri deliyor, belki o ışınlardır belki baÅŸka birÅŸeydir. Ama bu öyle bir ışın ki insanı delemiyor. Çünkü her bir insanın üzerine Allah bir koruma oluÅŸturmuÅŸ. Demek ki o koruma olmazsa insanı da delip geçecek. Burada ayete iki ÅŸekilde mana vermek mümkün.Arapça bilenler için söylüyorum “in” nafi olarak alınabilir ondan sonra gelen “lemma” da “illa” anlamında olabilir. Yani “hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucusu olmasın” ÅŸeklinde anlam verilebilir. Ayrıca “inne” den tahtiflenmiÅŸ in de olabilir, o zaman bunun aslı “inne kulle nefsin” olabileceÄŸi gibi “inne hu kullu nefsin vema aleyha hafiz” ordaki “ma” da ya “ellezi” manasına olur yada “zait” olmuÅŸ olur. Ama anlamda fazla bir deÄŸiÅŸiklik olmaz. Yani ” her insanın üzerinde mutlaka bir koruma vardır” anlamına gelir. Onu koruyan bir ÅŸey vardır.
“Fel yunziril insanu mimme hulik: o zaman insan baksın ne den yaratılmıştır”(Tarık 5). Yani size bir koruma veriliyor ama aslında sizin yaratıldığınız korunmayan ÅŸeylerdendir. Topraktan,sudan yaratılıyorsunuz fakat insan olduktan sonra sizin üzerinizde bir koruma oluÅŸturuluyor. Ä°nsan baksın ve düşünsün,ne den yaratılmıştır. Åžimdi herkes kendisini özel bir varlık olarak görür,buna hakkı da vardır. Çünkü her insan için önemli olan kendi hayatıdır. Kendi hayatında baÅŸarılı olacaksa bu sevap hanesine yazılır,baÅŸarısız olacaksa baÅŸarısız olarak kaydedilir. Önemli olan kiÅŸinin kendi baÅŸarısıdır. Evet baÅŸkasının baÅŸarısı bizi mutlu eder,memnun eder hoÅŸumuza gider ama bizim sevap hanemize bir ÅŸey geçmez ondan dolayı. Onun için C.Hakk ne diyor; ” Ve enleyse lil insani illa ma saa: kiÅŸinin kendi yaptığından baÅŸkası kendinin deÄŸildir”(Necm 39). Åžimdi sevdiÄŸiniz hoÅŸlandığınız bir çok kiÅŸinin baÅŸarısı sizi mutlu eder bu güzel, ama onların baÅŸarısında sizin katkınız varsa o zaman sizin sevap haneneize birÅŸeyler eklenir. Öyleyse bir insan için en önemli kiÅŸi kendisidir. Kendisini baÅŸarılı kılabilmek için ne yapması gerekiyorsa yapmalıdır. Ben neyim ki,biz kimiz ki derse desin.. O zaman ne olup ne olmadığını ahirette görürsün. Ondan dolayı Allah Teala her bir insana birinci olma görevini yüklemiÅŸtir. BaÅŸkaları birinci olmuÅŸ,bu sizin futbol takımınızın ÅŸampiyon olması gibi birÅŸeydir. Sizin elinize bir ÅŸey geçmez. Sadece o anda sevinirsiniz zevklenirsiniz olur biter. Ama sizin ÅŸampiyon olmanız lazım. Sizin hanenize yazılacak olan sizin kendi baÅŸarınızdır. Öyleyse kendimizi mutlaka önemsemek zorundayız. Kendimizi önemsemek demek kendimizi büyük görmek deÄŸil. Ne isek o. Ama küçük de görmeye hakkımız yok. Ben buyum. Bir de ÅŸunu düşüneceÄŸiz. Bizim için dünya goÄŸduÄŸumuz gün baÅŸlar öldüğümüz gün biter. UyuduÄŸumuz zamanlarda zaten yaÅŸamamış gibiyiz. O zaman mümkün olduÄŸu kadar saÄŸlıklı,mümkün olduÄŸu kadar baÅŸarılı olmamız lazım. Kendi kendimizi avutacak ÅŸeyler söyleyebiliriz. Bir çok mazeretler ortaya dökebiliriz. Ama bunun bize bir faydası olmaz. Çünkü Allah Teala herÅŸeyi biliyor asıl deÄŸerlendirmeyi O yapacak. Ondan dolayı Allah Teala diyorki; “Belil insanu ala nefsihi basira: aslında insan kendine karşı bir basirettir”(Kıyamet 14). Yani insan ne olup ne olmadığını çok iyi bilir. “Ve lev elka meazire: bir çok mazeretler sayıp döksede”(Kıyamet 15) ne olduÄŸunu çok iyi bilir. Ä°ÅŸte biliyorsunuz bizim meÅŸhur Nasreddin Hoca fıkramız var: Hoca bir gün yolda giderken ayağı takılmış düşmüş, ahh ihtiyarlık, demiÅŸ. SaÄŸa sola bakmış ki kimse yok, sanki senin genç vaktini de bilmiyorum da öyle konuÅŸuyorsun. BaÅŸkalarını kandırmamız kolay da,kendimizi kandıramayız C.Hakk’kı kandıramayız. Öyle ise yaşımız ne olursa olsun,bilgimiz ne olursa olsun,imkanlarımız ne olursa olsun mutlaka baÅŸarıya kilitlenmemiz lazım. Çünkü tekrar bu dünyaya dönmemiz,yeni bir hayat yaÅŸamamız mümkün deÄŸil. Ne elde edersek,yanımızda ne götürürsek ancak onu göreceÄŸiz. Bu baÅŸarıyı deÄŸerlendirecek olan Allah Teala olduÄŸuna göre Allah’ın koyduÄŸu kurallara göre baÅŸarılı olmak zorundayız. Allah’tan baÅŸkasının koyduÄŸu kurallara göre baÅŸarılı olursak ve Allah da ona baÅŸarı demiyorsa bunun bize bir faydası olmaz. Yani kendimiz son derece önemliyiz.Son derece önemliyiz ama kendi haddimizi de bilmek zorundayız. Öyle tanrılaÅŸmak,büyük olmak falan yok. Ä°ÅŸte biz çiÄŸneyip geçtiÄŸimiz topraktan yaratılmışız,haddimizi de bilmek zorundayız. Az önce Allah bize birinci olma görevini vermiÅŸtir derken onu atladım,zaman zaman okuduÄŸumuz bir ayeti kerimede,ki onu sık sık okumakta fayda var. Allah Teala şöyle diyor; “Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil alemin min ÅŸerike leh: deki, benim namazım,ibadetlerim,yaÅŸamam,ölmem varlıkların sahibi Allah içindir,onun hiç bir ortağı yoktur”(Enam 162).”…Ve bi zalike umirtu: ben böyle emir aldım”(Enam 163). Yani ne yaparsam Allah için yaparım. Çalışmamı da Allah için,Allah’ın emrettiÄŸi ÅŸekilde. Ä°badetim de onu için,yaÅŸamam da onun için,ölmem de onun için. Ben çoluk çocuÄŸum için yaÅŸamıyorum,ben ülkem için yaÅŸamıyorum,ben ırkım için yaÅŸamıyorum. Ben Allah için yaşıyorum. O çoluk çocuÄŸu bana veren O,beni o ırktan yaratan O, beni o ülkede yaratan O. Bunların hiçbirisi benim tercih ettiÄŸim ÅŸeyler deÄŸil. Öyle ise benim yaÅŸamamdaki asıl hedef Allah için yaÅŸamaktır. Ben böyle emir aldım “Ve ene evvelul müslimin: ben müslümanların evveliyim”(Enam 163). Evveliyim ne demek? En önde olanı, 1 numarası,ben 1 numarayım. Bakın Allah ne kadar önem vermiÅŸ görüyormusunuz,hepimize verdiÄŸi emir bu. Bir numara olacaksın. “Canım bizde o para ne arıyor?” Parayla deÄŸil kardeÅŸim,imkanlarını kullanarak bir numara olabilirsin. Yarışı yapan Allah,senin hangi imkanlara sahip olduÄŸunu O biliyor sana da bir numara ol diyorsa,kararı da o verecekse o zaman sen elindeki bütün imkanları sonuna kadar zorla. Kadın için de erkek için de farketmez. TembelliÄŸe yer yok,mutlaka en baÅŸarılı olacaksın. Çünkü ahirette en üst mertebelere talib olmalısın. Oraya baÅŸarısız gittiÄŸin zaman geriye dönme imkanın yok. Öyleyse en baÅŸarılı ÅŸekilde gitmek lazım. Ama bütün bunları yaparken de haddini bileceksin,senin yaratıldığın ÅŸey nedir? Topraktan yaratılmış.
“Hulika min main dafik: talzikli bir sudan yaratılmıştır,fışkıran bir sudan yaratılmıştır”(Tarık 6). “Tahruc min beyni sulbi vet terayib: bel ile köprücük kemikleri arasından çıkar”(Tarık 7). Ä°nsanın tohumu. Sen kendini de yüksek görme o su eline bulaÅŸtı diye hemen yıkanmaya bakar. Yani haddini de bil. “Ä°nnehu ala raciihi le kadir”.Allah Teala yani seni o sudan yaratmış olan “KiÅŸiyi tekrar suya döndürmeye elbette kadirdir”(Tarık 8). Åžimdi şöyle düşünün; koskoca bir elma aÄŸacı kesiliyor,yakılıyor, yaprakları çürüyor ama ondan bir tane tohum kalıyor,bir tek çekirdek kalıyor. O çekirdeÄŸin içinde de bir su var esas ona canlılık veren. Ä°ÅŸte onda bütün elmanın formülleri var aynı aÄŸaç o topraktan bitiyor. Ä°ÅŸte senin ilk oluÅŸtuÄŸun su nasıl senin ilk yapını oluÅŸturuyorsa yeniden o suya Allah seni çevirecektir. Yeniden o suya çevirecektir. “Hulika min main dafik: iÅŸte o sudan yaratıldı”(Tarık 6). Tabi bu köprücük kemiklerinden ve sırttan çıkan su. Hem kadının hem erkeÄŸin suyu. Bu iki su birleÅŸince ona nutfe deniyor yani döllenmiÅŸ yumurta deniyor. Zaten bu ikisinin birleÅŸtiÄŸini gösteriyor. “Min nutfetin halakahu ve kadderahu:kiÅŸiyi nutfeden yaratmış sonra onun içerisine gücünü yerleÅŸtirmiÅŸtir”(Tarık 8).
Geçen hafta Nisa suresinin ilk ayetini size okumuÅŸtum bugün tekrar okuyayım.Burayla birleÅŸtirmekte fayda var çünkü ilk defa okuduÄŸumuz için bir kaç kere okumak lazım,iyice zihinlere yetleÅŸmesini saÄŸlamak için. 78.sayfa. Åžimdi Allah bizi tekrar, o ayetten hareketle konuÅŸalım, Allah Teala bizi döllenmiÅŸ yumurtadan yarattığını bildiriyor bu ayette. Yani o su köprücük kemikleriyle bel arasından çıkar,hem kadının hem erkeÄŸin suyu. Onlar ana rahminde birleÅŸince kiÅŸinin ilk yapısını oluÅŸturuyor,birleÅŸmezse bir ÅŸey olmuyor. Ä°ÅŸte ona da nutfe deniyor. Onu Allah “min nutfetun halaka hu” diye belirtiyor.Anadan ve babadan gelen bu sular birleÅŸince bir nutfe oluyor. Peki Adem(as) nasıl yaratılmış? Nisa suresinin ilk ayetinde diyor ki Allah Teala, ” ya eyyuhan nasutteku rabbekum: ey insanlar,rabbinize karşı gelmekten sakının.”.” Ellezi halakakum min nefsin vahide: sizi birtek nefisten yaratandır”.”Ve halaka min ha: ve o nefisten yaratmıştır,Sizi bir nefisten yarattı”.
Åžimdi mesela bu mendili bir nefis kabul edin,sizi diyelim bu nefisten yarattı. “Halaka min ha: yine bu nefisten yarattı”.”Zevceha: bundan yarattığının eÅŸini”. Sizi bu nefisten yarattı eÅŸini de bundan yarattı. “Ve besse minhuma: eÅŸiyle sizin aslınız olan kiÅŸiden çoÄŸalttı”.”Ricalen kesiran ve nisaa: çok sayıda kadını ve erkeÄŸi”. O zaman öyleyse ” halakakum”:sizi yarattı ifadesi sizin babanızı yarattı olur. Çünkü biz o nefsi vahideden deÄŸiliz,biz ondan yaratılan eÅŸlerdeniz. Yani hepimiz Ademin ve Havva’nın çocuklarıyız. O zaman sizi ifadesi sizin babanızı demektir. Babanızı bir tek nefisten yaratt,Adem(as) olarak düşünmek zorundayız baÅŸka olması mümkün deÄŸil. Åžimdi Ademi diyelim bu nefisten yarattı. Babanız ademi bu nefisten yarattı,eÅŸini de bu nefisten yarattı. “Ve halaka min ha: o nefisten yarattı”.”Zevceha: eÅŸini”. O zaman bu nefis ne olmalı? Yine döllenmiÅŸ yumurta olmalı. Çünkü bizi tekrar döllenmiÅŸ yumurtaya çevireceÄŸine göre. Diyor ki bir ayette: ” ma halkukum vela ba’sukum illake nefsin vahide: sizin ilk yaratılışınız ve yeniden yaratılışınız bir tek nefsin yaratılması gibidir”(Lokman 28). Yani bizim yeniden yaratılmamızla Adem(as)’ın ilk yaratılışı aynıdır. Nasıl Adem(as)’ın annesi babası yoktu,bizimde yeniden yaratılışımızda annemiz babamız olmayacaktır. Ya ne olacak? ” Ä°nnehu ala rac’ihi le kadir”(Tarık 8). Yani ÅŸu vücud çürüyecek tekrar döllenmiÅŸ yumurta haline döndürülecek ve ondan yaratılacak. Öyleyse Adem(as)’ın yaratıldığı ilk madde neymiÅŸ? DöllenmiÅŸ yumurta olmak zorunda. O zaman o döllenmiÅŸ yumurta ikiye bölünür de ikisinden de birer insan yaratılırsa ona ne deniyor? Bir yumurta ikizleri deniyor. O zaman Havva annemiz de bir yumurta ikizi gibi Adem(as)’ın yaratıldığı ÅŸeyin bir parçasından yaratılmış. Adem(as)’dan deÄŸil.Onun yaratıldığı ÅŸeyden yani bir döllenmiÅŸ yumurta ikiye bölünmüş,bir parçasından Adem bir parçasında Havva. Böyle yaptım ki diyor C.Hakk birbirinize ısınasınız. “Ve besse min huma ricalen kesiran ve nisaa” iÅŸte bu ilk eÅŸten Adem’in annesi babası yok Havva’nın annesi babası yok ama topraktan o nutfeyi C.Hakk oluÅŸturmuÅŸ. O oluÅŸmuÅŸ olan nutfeden Adem ve Havva yaratıldı,insanlar bu ikisinden yaratıldılar. Yani bizim yaratılmamıza sebep olan Adem’in suyu ile Havva’nın suyunun ana rahminde birleÅŸmesidir. Fakat yeniden yaratılışta bu yok.Çünkü yeniden yaratılışta bütün insanlar zaten ölmüş,tekrar bir Adem ile Havva’nın yaratılması,sonra insanların onun soyundan yaratılması diye bir olay yok. “Ä°nnehu ala rac’ihi le kadir: Allah kiÅŸiyi tekrar o döllenmiÅŸ ÅŸeye çevirmeye kadirdir”(Tarık 8) dediÄŸine göre demek ki yeniden yaratılışta vücut o ilk maddemiz olan döllenmiÅŸ yumurtaya çevirilecek. Peki ana rahmi görevini ne görecek? Toprak görecek. O zaman hepimiz topraktan Adem(as) da aynı ÅŸekilde yatatılacak artık. O zaman Adem(as)’ın yaratılmasıyla bizim yaratılmamız arasında herhangi bir fark olmayacaktır. Ondan dolayı “ma halkukum vela ba’sukum illa ke nefsin vahide: sizin yoktan var edilmeniz( ilk yaratılışınız) ve yeniden yaratılışınız”. Åžimdi biz burada yoktan var edilme ifadesini kullandığımız zaman ,yok olan insan. Ama insanın bütün maddeleri var. Çünkü Allah Teala “ve kaddere fiha akvateha fi erbaati eyyam”(Fussilet 10) diyor,yeryüzünü iki günde yaratmış,yiyeceklerini de bütün yiyeceklerin ölçülerini de toprağın içerisine dört gün içerisinde koymuÅŸtur.Ve araÅŸtıranlar için de eÅŸit uzaklılta bırakmış. Yani sen gereken bilgiye,beceriye ,gayrete sahipsen o yiyecekler baÅŸkalarına ne kadar uzaksa sanada o kadar uzak. “sevaen lissaillin”(Fussilet 10) diyor, onun için gereken çalışmayı yap Allah bütün formülleri topraÄŸa yerleÅŸtirmiÅŸ. Domates ekersen dometesin formülü devreye girer,biber ekersen biberinki,pamuk ekersen pamuÄŸunki artım ne yaparsan onunkisi devreye girer. Ä°ÅŸte bunlar ilk gün yerleÅŸtirildiÄŸi andan itibaren senin parçacıkların zaten orada vardı. Ama ne zaman senin annende ve senin babanın vücudunda o su haline getiren özümseme oldu ve su ne zaman ana rahminde döllendi,iÅŸte o andan itibaren senin varlığın ortaya çıkmaya,baÅŸladı. Ve Allah Teala diyor ki ” hel eta alel insani hinun mined dehri yekun ÅŸey’en mezkura: insanın üzerinden uzun bir zaman geçmiÅŸtir ki onunla ilgili üretilmiÅŸ herhangi bir bilgi yok”(Ä°nsan 1). Ne zaman baÅŸlıyor bilgi üretilmeye? Anne ile babanın vücudundaki oluÅŸma ile baÅŸlıyor. “Ä°nnehu ala rac’ihi le kadir:
Allah Teala kiÅŸiyi tekrar ilk yaratıldığı su ÅŸekline döndürmeye kadirdir(gücü yeter)”(Tarık 8). Ne zaman bunu yapar “yevme tubles serair: bütün sırların çürüdüğü bir zaman yapar”(Tarık 9). Yani sırların üzerindeki perdeler tamamen çürümüş,artık kapatmaya örtmeye gerek yok her ÅŸey ortaya dökülür.Diyor ya “mali hazel kitabi la yugadir saÄŸireten ve la kebireten illa ahsaha”(Kehf 49). Adam bakıyor defterine ÅŸuna bak Allahını seversen ya bu da yazılırmı? Küçük büyük herÅŸeyi yazmış. Artık gizleyecek hiçbirÅŸey yok herÅŸey ortada. Ä°ÅŸte o gün için yaratılacak insanlar yeniden ve o her bir insanın suyu tekrar eski ÅŸekile dönecek. Yani ilk döllendiÄŸi yumurtaya dönüşecek vücudu. “Fe ma lehu min kuvvetin ve la nasir: ama o gün kiÅŸinin kendisine ait bir gücü yok,yardımcısı da yok.”(Tarık 10). Ä°ster müslüman olsun,ister kim olursa olsun. O sırların tümüyle ortaya atıldığı gün kiÅŸinin artık kendi gücü bitmiÅŸ. Ogün ne sevap kazanabilir,ne günah kazanabilir. Ne ÅŸu iÅŸi yapabilir,ne bu iÅŸi yapabilir. Ne yapacaksa ÅŸimdiden yapacak. Ozamana herhangi birÅŸey ertelenmez. “Vessemai rec’i: döndürme gücüne sahip olan göğe yemin olsun”(Tarık 11). Döndürme gücü ne? Bir ayeti kerimede Allah Teala ÅŸunu anlatıyor. Yani bakın göğün,ben bunu anlatınca belki Yahya veya Enes Hoca ilgili ayeti hatırlayabilirler.O döndürme gücünü ortaya koyarız. Åžimdi C.Hakk yeniden yaratılışı anlattığı bir ayette kiÅŸinin gökyüzüne bir buhar olarak çıkıp,o gökten yaÄŸmur olarak yere inip,yerde toprak ile birleÅŸerek bitkiler haline gelmesi. O bitkinin çok güzel bir görüntü kazanması,sonra benim saçlarım gibi yavaÅŸ yavaÅŸ sararmaya baÅŸlaması,sonra beyazlamaya baÅŸlaması,sonra o dimdik duran adamı yavaÅŸ yavaÅŸ belinin eÄŸilmeye baÅŸlaması,dizlerinin tutamaz hale gelmesi falan,aÄŸaçların kurumasıyla insanın yaÅŸlanması aynı( Enes Hoca:Zümer 21 olabilir). Zümer 21 olabilir diyorsun,bir bakayım. Omu? Enes Hoca daha çabuk buldu. 39. Sure deÄŸil mi? 461.sayfa.Ä°ÅŸte orda da “rec’i” kelimesi kullanıldı,bizde de. Yani kiÅŸinin tekrar suya dönüşmesi ile o otların yeniden suya dönüşmesi arasında bir benzerlik C.Hakk kuruyor burda. Diyor ki, “Elemtera ennallahe enzele minessemai maen: görmedin mi Allah gökten bir su indirdi”. “Fe selekehu yenabia: sonra o suyu kaynaklara yönlendirdi”. Su kaynaklarına girdi o su. Toprağın derinliklerine girdi. “Fil ardı: toprağın içersinde”. “Summe yuhricu bihi zer’an: sonra o su sebebiyle bir bitki çıkardı”. Bizim yaratılışımız da iÅŸte o su ile bir çocuk oluÅŸuyor ya,benzetin onu.”Muhtelifen elvanuhu: renkleri farklı”. Ä°nsanlar da öyle. “Sümme yehicü: sonra güzelleÅŸir”. Bakarsın çok tatlı bir görüntüsü var. Bir müddet önce Ä°stanbul’un her tarafında laleler vardı,ÅŸimdi yok. “Feterahu musfarran: daha sonra sarardığını görürsün” artık o su çekilmeye baÅŸlıyor vücuttan. AÄŸacın vücudundan su çekilmeye baÅŸlıyor,aÄŸaç sararıyor. Biz de ne yapıyoruz? Bizim de saçlarımız aÄŸarıyor. Sonra kırılmalar baÅŸlıyor. Kemiklerim aÄŸrıdı,kırıldı,mafsallarım tutmuyor,belimi doÄŸrultamıyorum falan demeye baÅŸlıyoruz,ona benzer bir ÅŸey. “Sümme yec’aluhu hutamen: sonra Allah onu bir çöpe çevirir”. Çöp gibi olur. Ä°ÅŸte insanoÄŸlu da öyle.O zaman ne olur? Su çıkar gider. Bir müddet sonra o su tekrar iner aÅŸağıya tekrar hayat baÅŸlar. Sanki geçen sene hiç bu olmamış gibi. “Ä°nne fi zalike le zikra li ulil elbab: içi temiz olan,fitne fesat düşünmeyen insanlar için bunda gerçek bir bilgi vardır”(Zümer 21). Ä°yice kavrayın. O su ordan çekiliyor,tekrar göğe çıkar yeniden gelir tekrar birleÅŸir. Demek ki ÅŸimdi bizim yeniden yararatılışımızda da o su ile topraktaki diÄŸer maddeler tekrar birleÅŸecek,o zaman beslenmeler nasıl oluyor tabi detaylarını C.Hakk bilir. Ve insan yeniden dirilecek ama bu defa farklı bir diriliÅŸ,ahiret ÅŸartlarına göre tekrar bir diriliÅŸ. Geçen seneki lalelerle bu seneki laleler arasında bir fark varmıydı? Aynı, o zaman bu dünyada ölen Abdulaziz Bayındır ile yarın topraktan tekrar dirilecek olan arasında da fark yok. Farkı ÅŸu , o zaman vücud o ÅŸartlara göre yaratılmış olacak o kadar. Yani gören aynı laleyi görecek de,o zaman belki sapı bira eÄŸriydi belki biraz bodurdu ÅŸimdi daha düzgün daha güzel görünümlü ama gene lale aynı lale. Evet Mustafa Çavdar da bir baÅŸka ayet getirdi onu da okuyalım. Rum suresinin 19. Ayeti 407. Sayfa “Yukricul hayye minel meyyiti: Allah diriyi ölüden çıkarır”. Ölmüş topraktan bakarsın ki canlı bitkiler çıkarır,canlı insanlar çıkarır. “Ve yuhricel meyyite minel hayyi: canlıdan da ölüyü çıkarır”. Vücudumuz canlıdır,bir sürü ölü maddeler vücudumuzdan atılır dışarı. “Ve yuhyil arda ba’de mevtiha: toprağıda ölümünden sonra canlandırır”. TopraÄŸa da hayat verir ölümünden sonra. Toprağı ölmüş görürsün yaÄŸmur yaÄŸdığı zaman dirilir,yemyeÅŸil. “Ve kezalike tuhrecun: iÅŸte sizin yeniden çıkarılmanız bu ÅŸekilde olacaktır”. Siz de böyle çıkarılacaksınız topraktan. Ä°ki “rec’i” arasında bir iliÅŸkiden bahsediyor. Ondan dolayı ben buralara geldim. Åžimdi tekrar o ayeti okuyalım, Tarık suresine dönüyoruz 592. Sayfaya. Åžimdi burada 8. Ayette “innehu ala rec’i le kadir” diyor, 11. Ayette de “vessamai rec’i” aynı kelime “rec’i” kelimesi, “döndürmek”. Åžimdi, gökte o yaÄŸmurların mevsimlerle iniÅŸi falan, bunlar hep insanların bildiÄŸi ÅŸeyler. Mevsimlerin tekrar dönmesi, gelmesi,hayatın yeniden baÅŸlaması oluyor ya? Ä°ÅŸte hayatın birde güzü var,tüm insanlığın bir güz mevsimi var en son insan öldüğü zaman ve onun bir de baharı var,iÅŸte bitkilerin yeniden dönmesi ile insanın yeniden dönmesi arasında da C.Hakk bir benzerlik,aynı lelimeyi kullanarak meseleyi düşünmemizi saÄŸlamıştır. Åžimdi, yeryüzünden çıkan sular göğe çıkıyor gökten tekrar yere dönüyor. Böyle sürekli dönüş var. Dönüyor ama yerin de onu kabul etmesi lazım,yer kabul etmezse o su dönse ne olur,dönmese ne olur. Ondan dolayı ” Vel ardı zati sad’ı”(Tarık 12), toprak ta parçalanma özelliÄŸine sahiptir.Yani toprak parçalanmazsa orada bitki olmaz ki. Bakın ne yaparlar? Toprağı sürerler deÄŸil mi? Parçalaya bilmek için. Topakları da ne yaparlar? Kırarlar. Toprağı iyice sürerler,temizlerler ki bitki bitebilsin. Ä°nsanların yürüyüp geçtikleri sert topraklarda bitki olur mu? Taşın içinde de olmaz.Onun için parçalanması lazım. Su geri dönmesin. Taşın üzerine dönse bir ÅŸey olmaz ki. Toprağıa dönmesi lazım,toprağın da parçalanması lazım. Allah topraÄŸa da o özelliÄŸi vermiÅŸtir. Ä°ÅŸte bizim yeniden yaratılmamız da da toprağın o özelliÄŸi devreye girecektir. “Ä°nnehu le kavlu fasl”(Tarık 13). Ä°ÅŸte bakın kuran ayetleti üzerinde düşündüğünüz zaman meseleyi nasıl açık bir ÅŸekilde ortaya koyuyor. DoÄŸruyu yanlıştan kesin olarak ayıran bir sözdür. Ama tabi üzerinde düşüneceksiniz. Biz geçen hafta sonunda Antalya’da idik biliyorsunuz. Orada edebiyat öğretmeni olan Eyüp Bey var. Aynı zamanda da Mercan Radyosunda da yönetici yani orada etkin bir kiÅŸi idi ama görevi neydi tam olarak sormadık. Sahibimiydi radyonun? Tamam. Åžimdi, onlara siz ne yapıyorsunuz falan diye sordum,nedir sizin yöneliÅŸiniz? Kuranı kerim bizim için esas olan,tarikat ile ,cemaat ile ÅŸununla bununla pek ilgimiz yok,biz kuranı kerime uyuyoruz dedi. Tabi gayet güzel. Bir çok yerde artık bunu insanlar söylüyor. Söylüyor da söylemek yetmez. Probleminizi kurana göre çözmezseniz netice alamazsınız. Bak yanımda oturan Enes Hoca,bugün gene onunla konuÅŸtuk,DoÄŸu Türkistan’da ÅŸu anda hapishanede olan bir hocadan bahsediyor. O hoca 75 yaÅŸlarında,Allah saÄŸlık afiyet nasib eylesin,o hocanın gayretiyle insanlar kuranı kerime yönelmiÅŸler. Eski kitapları atmışlar. Fakat bu defa problemleri çözememiÅŸler. Mesela bir talak geliyor,neye göre halledeceÄŸiz. Ä°ÅŸte bir alış veriÅŸ geliyor, ne yapacağız. Birisinin abdest alması,namaz kılması falan. Çözemeyince bu defa o attıkları kitspları yeniden toparlayıp tekrar o kitaplara dönmüşler. Kuranı kerime dönmek bir slogan olursa bundan bir netice alamazsınız. Onun için kuranı kerime dönmek son derece ciddi bir iÅŸtir,öyle ben falan meali okudum,ÅŸu meali okudum,ezberledim..tabiki bundan çok istifade edersiniz onda hiç şüphe ypk. Yani falanca ormanı çok iyi bilen kiÅŸi o ormandan çok güzel yararlanır. Ama o ormanı çok iyi biliyor demek oradaki bütün madenlerden istifade eder demek deÄŸildir. Oradaki bütün ketesteleri iÅŸleyebilecek güce sahip demek deÄŸildir,o ayrı bir bilgi ister. Åžimdi kuranı kerimde de herÅŸey var ama bu iÅŸin ortaya çıkarılması çok ciddi bir çalışma ister. Çok ciddi ilmi çalışmalar ister.
Åžimdi biz Allah’a hamdolsun Süleymaniye Vakfı olarak, ben bunu oradaki arkadaÅŸa anlattım,birkaç tane de örnek verdim. Hepinizin bildiÄŸi, “ÅŸae” ve “erade” fillerini örnek verdim,bizim siteye de koyduk son araÅŸtırmayı. Onu dinleyince yahu ne kadar büyük bir problemmiÅŸ diye ÅŸaşırdı,onunla beraber olan diÄŸer arkadaÅŸlarımızda Yalvaç’tan bizimle beraber gelen arkadaÅŸlar da aynı ÅŸeyi paylaÅŸtılar. Bu ayetler arası iliÅŸkiyi ortaya koymazsanız ki bu bir ferdin yapabileceÄŸi bir ÅŸey deÄŸildir,bu bir ekip çalışmasıdır. Ekibin içerisinde mutlaka arapçayı çok iyi bilenler olmak zorundadır. Mutlaka konunun uzmanının olması gerekir,bu çalışmalar yapılırsa iÅŸte kurandan istifade edilir. DoÄŸu Türkistan gibi tekrar vazgeçilmez,geri dönülmez. Ve ozaman da bütün dünyaya örnek olacak noktaya gelirsiniz. Åžimdi hamdolsun biz Süleymaniye Vakfında gücümüze göre birÅŸeyler yapıyoruz ama bana göre bu daha ilk emeklemeler. Yeni olduÄŸumuz için ÅŸimdi boÅŸ bir sahayı bulmuÅŸuz gördüğümüz her ÅŸey yeni, bunu kime söylüyorsa haa onuda mı? onu da mı falan.. Bir müddet sonra bize yetmeyecek DoÄŸu Türkistan’da olduÄŸu gibi. O zaman daha güçlü ekiplerle bu çalışmaları yapmak lazım. Ä°nÅŸallah yaparız,onu yaparsak eminimki bütün dünyaya her bakımdan örnek olacak bir ilmi çalışma hem insanların dünyaları için hem ahiretleri için çok faydalı olan örnekler ortaya koyma imkanımız olacaktır. Bunu ÅŸurdan hareketle ÅŸey yaptım” innehu le kavlun fasl”(Tarık 13) diyor Allah. Kuranı kerim elbette ayırıcı bir sözdür ama sen ayırmanın usulünü bilmezsen olmaz ki. Hak ile batılı birbirinden ayırır. Mesela az önceki ayetler arası iliÅŸkiye göre anlatmazsan mealini okuduÄŸunda ayetler arasında pek iliÅŸki olmayan bir Tarık suresi karşınıza çıkar. “Vema huve bil hezl: bu bir ÅŸaka deÄŸildir”(Tarık 14). “innehu yekidune keyde: onlar bir tuzak kuruyorlar,bir düzen kuruyorlar”(Tarık 15). “Ve ekidu keyde: Bende bir düzen kuruyorum”(Tarık 16). “Fe mehhilil kafirine emhilhum rubeyda: o zaman bu gerçekleri görmeyenlere o kafirlere birazcın mühlet ver”(Tarık 17). Åžimdi mesela ben bu ayeti kerimeleri anlattım,siz büyük bir zevle dinlediniz. Ama ben ÅŸundan eminim,ÅŸurda anlattığımız konuların uzmanları olsaydı o konuda biraz daha bilgi sahibi olsaydım, ve biz bu konuda uzmanlarla birlikte uzunca bir süre çalışma yapmış olsaydık. O zaman sadece sizi deÄŸil bütün dünyayı hop oturup hop kaldıracak keÅŸiflere imza atardık. Benim bu yaptığım ancak şöyle bir pencereden bakmak gibi yada şöyle bir delikten bakmak gibi bir ÅŸey. O sahaya çıkmak deÄŸil yani. Ama ÅŸimdi bununla bir de ÅŸu meali okuyayım aradaki farkı bir görün. Hemen okuyacağım, elinizdeki meal: “Andolsun o gökyüzüne ve tarık’a. Bildin mi tarık nedir. O karanlığı delen bir yıldızdır. Hiçbir nefis yoktur ki illa üzerinde bir gözetici olmasın. Onun için,insan düşünsün ne den yaratıldı”. Åžimdi ayetler arası bir iliÅŸki var mı burda mealde. Var mı? ” Bir atılgan sudan yaratıldı. Ki arka kemiÄŸi ve göğüs kemikleri arasından çıkar. Elbette o onu döndürmeye kadirdir. Yoklanacağı gün bütün sırlar. O vakit ona ne bir kuvvet vardır ne de bir yardımcı.Hatem olsun o dönüşü olan göğe. Ve o yarılan yere ki o herhalde keskin bir hükümdür. Åžaka deÄŸildir. Haberin olsun ki onlar hep tuzak kuruyorlar bende tuzak kuranlara karşı tuzak kurarım. Onun için o kafirleri imhal eyle,onlara biraz mühlet ver”. Åžimdi bu meali okuduÄŸunuz zaman benim bu anlattıklarımı anlatabilirmisiniz? Ä°ÅŸte kuranı kerime dönme sözü çok güzel bir söz de,ha elbetteki bunu okuyan kiÅŸi bundan kendine yarayacak kadar ÅŸeyler alır. Ama ÅŸunu söylemek istiyorum,bizim çok daha geniÅŸ çok daha organize ekip çalışmalarına ihtiyacımız var tüm islam alemi olarak. Sanki kuranı kerim yeni bugün inmiÅŸ gibi bir çok yeniliklerle yüz yüze geliyoruz ve insan hayret ediyor.