Abdurrahman Hoca : “ … aynı oldu.”
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika Abdurrahman ! Şimdi Abdurrahman’ın zihnini netleştirmek lazım çünkü o doktorayı yapan o ! Ayette diyor ki ; mirasçı bir tek kızsa yarısını vereceksin diyor.
Abdurrahman Hoca : “ Evet burada ikiden fazla.”
Abdülaziz Hoca :
Burada bir tek kız olayı yok ! Bir tek kız değil ! Orada,tamam mı ? Burada bir kız bir oğlan var.Senin sözünde bir tek kız yok.Bir kız bir oğlan olduğu zaman kıza iki oğlan payı vermiş olacaksın.Şey ! erkeğe iki kız payı vereceksin.O durum farklı ! Şimdi ayette bak ! ne diyor ? Senin düşündüğün gibi yapalım bak ! hatayı sen gör bir kere ! Hatayı sen gör çünkü hatayı senin görmen çok önemli ! ak şimdi senin söylediğin gibi yapalım Abdurrahman.Söyle ! Üç kız meselesinde karı ölmüş olsun koca değil ! Senin dediğin gibi yapalım !
Abdurrahman Hoca : “ İki kız çocuk,üç tane “
Abdülaziz Hoca :
İki kız çocuğa,bak şimdi sen ! önce bir bölü dördü kocaya veriyorsun.Öyle değil mi ? Koca bir bölü dört aldı mı ? Ondan sonra bir bölü altıyı anneye veriyorsun.Bir bölü altıyı babaya veriyorsun.Ha burada bitiriyorsun artanı da iki kıza veriyorsun.
Yahya Şenol : “ Örnek üzerinden gidelim ! “
Fatih Orum : “ Olmuyor ! olmuyor ! “
Yahya Şenol: “ Olur bak görürsün ! “
Abdülaziz Hoca :
Artanı iki kıza verdin mi ?
Abdurrahman Hoca : “ İki bölü üç değil ! artanı veriyoruz.”
Abdülaziz Hoca :
Haa ! Şimdi bak ! O itiraz eden sana burada da itiraz edecek diyecek ki ; burayı ıskaladın ! diyecek.
Yahya Şenol: “ Nasıl yaparız ? hocam ! Bir örnek verir misiniz ? Kaça böleceğiz bunu ?
Abdülaziz Hoca :
Bak,şimdi ! Şimdi burada on ikide yine mesele birleşecek.On ikide üç pay,kocaya.Üç bölü on iki.İki pay anneye.İki pay babaya.Tamam ! Beş pay kızlara.
Bir katılımcı : “ Anne,babadan fazla aldı ! “
Abdülaziz Hoca :
Anne,babadan fazla alsın ! Ayette demiyor mu ? Kızlara üçte iki.
Yahya Şenol : “ Yaa,işte ! Geri kalanı bırakmış olması yani.”
Fatih Orum : “ Hocam ! üçte iki olmuyor.”
Abdülaziz Hoca :
Hani üçte iki ?
Abdurrahman Hoca : “ Üçte ikisi demesi onların ; anne baba şey gibi hocam ! yani mesela erkek çocuğu tek düşündüğümüzde nasıl tamamını alıyorsa ; kız çocuk da anneyle kaldığı zaman ikisini alması anlamında üçte iki.Öyle anlaşılıyor.Yani yoksa mutlaka.O zaman şey gibi yapmış oluyoruz; her halükarda üçte iki.”
Abdülaziz Hoca :
Tabii ki her halükarda üçte iki ! Anne baba,bak şimdi !
Abdurrahman Hoca : “ Tamamlamış oluyor.”
Abdülaziz Hoca :
Bak ! şimdi ;Bak işte senin dediğin gibi olmuyor bak ! O zaman meseleyi anlamadın ! Şimdi o ayetin,on birinci ayette demiyor mu ? On birinci ayet kendi içinde tutarsız olur o zaman ! Sen şimdi şöyle düşün ! Kadın ölmüş,kocası yok ! Kocası yok.Mirasını annesine verdin bir bölü altı. Babasına verdin bir bölü altı.İki tane de kızı var.Ona da verdin iki bölü üç.Yani iki bölü üç ne yapar ? Dört bölü altı eder.Şimdi,bak ! Şuraya yapayım,görürsün ! Bu,yani Nisa on birinci ayete göre.Kadın ölmüş,kocası yok.
Yahya Şenol : “Kocası yok.”
Abdülaziz Hoca :
Kocası yok.Anne,baba ve iki tane kızı var.Bir bölü altı annesi aldı.Bir bölü altıyı babası aldı. Dört bölü altıyı da kızlar aldı.Beş etti,altı bölü altı.Şimdi tamam mı ? Bu böyle mi ? Bu böyle ise bunun değişmemesi gerek !
Abdurrahman Hoca : “3.dk 55.,56.sn’leri anlaşılmıyor !.
Abdülaziz Hoca :
Yani bak şimdi on ikinci ayetin bir iç yapısı bu değil mi ? O zaman on ikinci ayetin kendi iç yapısını hiç değiştirmeden ki on birinci ayetin.Şey ! On ikinci ayette dahil olan nedir ? Koca ! Kocanın payını verdikten sonra böldün mü ; gene bu iç yapı değişmiyor ! Gene iki bölü üçünü vermiş oluyorsun.Gene bir bölü altısını yani kızların payı anne babanın toplam payının yani iki bölü,iki bölü altıyı çıktıktan sonra kalan kısım olur !
Fatih Orum : “ İlk önce onlara verirsen diğerleri hiçbir meselede değişmez ! O oran değişmez.İki bölü üç hiçbir meselede değişmez ! “
Bir katılımcı : “ Burada bir soru sorabilir miyim ? Hocam,burada ! “
Abdülaziz Hoca :
Anladın mı ? şimdi sen.( Abdurrahman Hoca’ya hitaben)
Abdurrahman Hoca : “ *(bir iki kelime anlaşılmadı)*zihnime yatmadı !
Abdülaziz Hoca :
Yatar,yatar !
Bir önceki katılımcı : “ Şimdi söyleyebilir miyim ? “
Abdülaziz Hoca :
Haydi söyle !
Bir önceki katılımcı : “ Siz tabii ki şu andaki konuşmamızda sistemi tamamen değiştirmiş olduk. Koca,üç kız kardeş,anne baba olduğu zaman sizin dediğinize göre bir payın bir bölü dördünü kocaya ayırdığımız zaman geriye kalan üç bölü dördün bir bölü altısını anneye, bir bölü altısını babaya verdiğimiz zaman ; oran olarak üç bölü yirmi dört üç bölü yirmi dört eder yani bir bölü sekiz eder.Bir bölü dört,bir bölü sekiz bir bölü sekiz toplamda yarım eder mi ?
Abdurrahman Hoca : “ Tamam ! “
Bir önceki katılımcı : “ Yarım eder.Üç bölü dört,çarpı geri kalan iki bölü üç demiştik ya ! İki bölü üç yaptığımız zaman da üç bölü dört çarpı iki bölü üç yaptığımız zaman o da ne yapar ? Ee altı bölü sekiz yapar ! Topladığımız zaman oran olarak tavan eşitleniyor.Yirmi dört bölü yirmi dörde geliyor ! Problem yok !
Fatih Orum : “ Tamam ! “
Bir önceki katılımcı : “ Fakat ayette diyor ki ; eğer birden fazlaysa,ikiden fazlaysa üçte ikisi kızlara idi.Ama kız bir tane ise bir bölü ikisi kızın olur,diyor.Şimdi biz *( 5dk 45.sn’de bir kelime anlaşılmadı)* olanlara göre iki bölü üçle çarptığımız zaman geri kalanının oranı eşitleniyor ama bir bölü iki ile çarptığımız zaman bu sefer oranda farklılık oluyor.Bunu ayrıca mı değerlendirmek gerekir ? “
Fatih Orum : “ Hımm,he o başka meselede bu oran şey ! “
Abdülaziz Hoca :
*( bir sözcük anlaşılmadı)* problem yok ! O ayette on birinci ayette hükmü var ama ben şimdi bahsetmeyeyim,zihinler karışmasın ! Şimdi siz bu problemin dışına çıkmayın ! Mirasın binlerce problemi var.Bu hükmün ayeti var.On birinci ayet te o senin söylediğin sorunun hükmü var,problem yok.
Fatih Orum : “ Kızların ikiden fazla olduğu üç bölü ikilik sisteme göre koruyor mu,mantığını ?
Bir katılımcı : “ Korur ! “
Abdülaziz Hoca :
Mesele o ! Ona bakacaksın ! Öbürüne bakmayacaksın ! Ona bakma !
Fatih Orum : “ Şu an meselemiz bu.
Abdülaziz Hoca :
Meselemiz bu ! Yoksa,şimdi şu ayette,on birinci ayette annenin payını belirtiyor ; üçte birdir. Babanın payını belirtmiyor.Kız yarısını alırsa gerisini baba alacak demektir artan payı.Babaya şu kadar oran demiyor orada.Tamam mı ?
Bir katılımcı : “ Hocam ! “
Ali Rıza Demircan : “ Ben bir daha sorayım da ben de şey yapmayayım.Bunun
“ fe-in künne nisaün fevka’sneteyni fe-le-hünne sülüsani “
Abdülaziz Hoca :
“ ve in künne “ ,“el-vereseti” demek.
Bir katılımcı : “ el-varis mine’l-evla”
Abdülaziz Hoca :
el-veresetü
Ali Rıza Demircan :
“ fe-in künne nisaen fevka’sneteyni fe-le-hünne sülüsa ma terake “ madem ki “ ve in kanet vahideten fe-le-nısfu “ kısmını alıyoruz ; o zaman “ fe-in künne nisaen fevka’sneteyni fe-le-hünne sülüsa ma terake “ tamamen anadan,babadan,kocadan bağımsız olarak bir hüküm değil mi,bu ? Niye bu hükmü olaylara tatbik ediyoruz ? Şimdi şurada “fe-in künne nisaen fevka’sneteyni
Abdülaziz Hoca :
Bağımsız yaparsan o zaman ayet-i kerimenin iç nizamı diye bir şey kalmaz ki !
Ali Rıza Demircan : “ Niye ? “
Bir katılımcı : “ ( bir kelime anlaşılmıyor )dan artan kurtarıyor onu.
Ali Rıza Demircan : “ O zaman şu soruyu sorayım ; “fe-in künne nisaen fevka’sneteyni “ ayet-i kerime hemen “ mislü hazzı’l-ünseyeyn “ den sonra geldiği zaman adamın bir tane erkek çocuğu var veya iki tane çocuğu var.Beş tane de kızı var.O zaman şey uygulayabiliyor musunuz ? Yani “ fevka’sneteyni
Abdülaziz Hoca :
Öyle varsa bak ! “ ve in künne “ bak ! ne diyor ? Onu söylüyor başta.Diyor ki ; erkeğe iki kız payı.Bir kere kızların erkeklerin sayısı ne olursa olsun ! Orada hiç söz konusu değil !
Ali Rıza Demircan : “ Sevgili hocam ! Anlatmaya çalıştığım şu ; “
Abdülaziz Hoca :
Dolayısıyla onu şey yapamazsın !
Ali Rıza Demircan : “ Dolayısıyla diyoruz ki ;yani,” fe-in künne nisaen fevka’sneteyni felehünne’s-sülüsa ma terak “ Diğer şeylerden bağımsız olarak sadece kızların hükmünü beyan sadedinde “
Abdülaziz Hoca :
Erkek mirasçı yok ! “
Ali Rıza Demircan : “ Anası babası da yok adamın,kadının.
Abdülaziz Hoca :
Olur da olmaz da ! Önemli değil.
Ali Rıza Demircan : “ Efendim ! Şimdi yani biz bunu “ fein künne nisaen fevka’sneteyni “ ‘yi düşünürken erkekten yok farz ederek düşünüyoruz.E babayı da anayı da yok farz ederek düşünmemize bir engel yok.Ben diyorum ki ; bu diğer varislerin olmaması durumunda sadece bu olduğu zaman söz konusudur.Ama “ vellezine akadet eymanüküm “kafama çok yattı. Örneklerini çoğaltalım.Yani dörtte biri “ fe atu vellezine akadet eymanüküm “ den payı çıkardıktan sonra kalan üzerinde bir işlemleri onlarca yüzlerce çoğaltalım ! Eğer orada tutuyorsa “ felehünne sülüsa ma terak “ ama ben şunda ısrar ediyorum ; Kadının iki veya üç olması halinde mirasın üçte ikisini alacağı konusu anadan babadan çocuklardan bağımsız bir olaydır !
Abdülaziz Hoca :
Hayır,asla ! Asla olamaz !
Ali Rıza Demircan : “ O zaman iç dinamiğe,ben diyorum sana niye o zaman şey “
Abdülaziz Hoca :
Ya ! Ali Rıza Hoca ! Lütfen daha yani şimdi ya bu çok hassas bir konu yani şimdi hemen gördüğün yerde.Daha bu konu ilk defa hemen hüküm vermeye kalkma,yani ! Yanlış oluyor. Böyle şey olur mu ? Hayır sen de söyledin,Fatih de söyledi.Ben istemediğim halde o konuya gireyim.Bak ! Hiç istemediğim halde.Çünkü konu dağılıyor.Olay çok hassas ya ! Dağıtmayalım ! Baştan beri söylüyorum ama dağıtılıyor.Bak ! Bir tane kızı varsa malın yarısını alır mı ? Bak şuraya !
Ali Rıza Demircan : “ Alır ! “
Abdülaziz Hoca :
Bir bölü iki,bu durumda
Ali Rıza Demircan : “ Şimdi burada çocuk var mı ? hoca !
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika !
Ali Rıza Demircan : “ Ama soralım ki çıksın,anlayamıyorum !”
Abdülaziz Hoca :
Sordun ama ben cevap veriyorum.Tekrar araya girersen olmaz ki ! Şimdi bu kişinin bir kızı varsa ; kızı olduğu için anne bir bölü altı alır mı ?
Yahya Şenol : “ Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Alır ! Ee baba ? Baba ne alacak ? Baba bir bölü altıyı alacak,bir de artanı alacak.Şimdi burada ne olur ? Bak ! Yarısını ; kız alır ! Bir bölü altıyı anne alır,iki bölü altıyı da baba alır.Gene anne baba,erkeğe iki kıza bir oranı,ayetin kendi iç düzeni içerisinde.İki bölü altı baba alır.Bir tek kız olduğu zaman İki bölü altı baba alır,bir bölü altı anne alır,bir bölü ikiyi de kız alır.Yani malın yarısını altıya bölersin üç payını kız alır,iki payını baba alır,bir payını da anne alır.İşte iki erkek bir kıza.Çünkü bu kızı besleyecek,büyütecek,evlendirecek olan babadır,anne değildir ! Her zaman onun,ondan bizatihi …”
Ali Rıza Demircan : “ Peki kalan ne olur o zaman ? “
Fatih Orum : “ Kalan yok ! “
Abdülaziz Hoca :
Anaya babaya gidiyor !
Yahya Şenol : “ Bir bölü altı artı “
Abdülaziz Hoca :
Ayetin iç sistemi müthiş bir şekilde kuruluyor.Bunu Allah’tan başkası söyleyemez ! Bak !
“ mislü hazzi’l-ünseyeyn “ burada da oluşuyor.
Ali Rıza Demircan : “ Şimdi hocam ! Tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Hocam ! Ya konuyu başka taraflara şey yapıyor,ana konu anlaşılamıyor.Ana konu ile ilgili, avliye ile ilgili olarak konuşalım ! Yani şimdi bu miras,bunda binlerce mesele var.Herkes aklına geleni soracak olursa ana konuyla hiçbir ilişki kuramadan dersi bitirmek zorunda kalırız.
Bir katılımcı : “ Konuyu anladım zaten.Razi’den şeysiyle beraber çizicem.”
Abdülaziz Hoca :
O zaman şimdi Fatih’in dediği gibi bu sistem temelden değişiyor.Ben tekrar anlatayım. Abdurrahman için anlatıyorum,esasen.Şeyde “ sülüsü ma bakiye “ diye bir kavram var. Bu sülüsü ma bakiye meselesini bir tek olayla işletiyorlar,dört mezhep de.Bir tek olayla işletiyorlar.Kadın ölüyor,annesi,babası ve kocası kalıyor.Her birisine de mirasın tamamından altıda bir verdiğiniz zaman şey ! tamamının altıda bir veremiyorsunuz,çünkü çocuğu yoksa, kardeşleri yoksa annenin payı üçte bir.E kocanın payı da yarım.Mirasın yarısını koca,mesela altı paya böldünüz mirası.Üç pay koca aldı,gitti.Üçte bir de on birinci ayete göre kadının payı,şey ! annenin payı,iki de o aldı,üç iki daha beş.Babaya ne kaldı ?
Yahya Şenol : “ Anne fazla aldı.”
Abdülaziz Hoca :
Anne fazla aldı.Halbuki mesela şeyde o Nisa on birinci ayete bakarsanız ; çocuğu yoksa anne, üçte bir,e baba ? Üçte iki alacak demektir.Geriye kalan da üçte ikidir.Bak burada gene sistem bozuluyor.Sistem gene bozuluyor,anladın mı ? Sistem yine bozuluyor.Her halükarda sistem bozuluyor.Siz onu başka bir problemle oluştursanız bile sistem bozuluyor.Ölen burada şey değil de baba değil şey karı değil de koca olsun,koca ölsün ! Koca öldüğü takdirde kadın ölenin çocuğu olmadığı için kadın mirasın dörtte birini alacak mı ? Şimdi bir bölü dört. Biz bunu on ikiden yapalım meseleyi.On iki paya bölelim.Dörtte biri ne yapar ? Üç.Üç payı aldı mı ? Peki on ikinin üçte biri ne yapar ? Dört yapar.Peki dört pay da şey aldı mı ? Anne aldı mı ? Üç,dört daha yedi.Babaya ne kaldı ?
Bir katılımcı : “Beş.”
Abdülaziz Hoca :
Babaya da beş kaldı.Hani iki pay baba,bir pay anne alacaktı ?
Bir katılımcı : “ Her durumda olmuyor.”
Abdülaziz Hoca :
Hayır ! “Her durumda olmuyor” diyemezsin ! Hemen adam gelir sana der ki,mantığı çok iyi çalışan adam der ki ;
Fatih Orum : “Olmak zorunda ! der.“
Abdülaziz Hoca :
Olmak zorunda ! Olmak zorunda ! O zaman der ki ; on birinci ayetteki şey ne oldu ?
Fatih Orum : “ Hocam onun sadece meseleye aitti ayette.”
Abdurrahman Hoca : “ Peki şöyle,şunu ne yapacaksınız ? “ ve lehu vahidun mimma terake ???????????????????????????????????????????????????????????????????? Çocuk varsa bir bölü altışar alıyorlar.O zaman bunlar eşit alıyorlar.O zaman baba iki katı almıyor mu ? Demek ki Allah burada … “
Abdülaziz Hoca :
Kardeşim ! Allah,aaa ! Bu soru sorulur mu ?
Abdurrahman Hoca : “ Sorarlarsa hocam ?
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika,Abdurrahman ! Söylenenlere göre konuşuyoruz.
Abdurrahman Hoca : “ Burada da söylüyorlar.”
Abdülaziz Hoca :
İyi ya ! Söylenenler,o zaten burada problem yok ! Ölenin çocuğu varsa bir bölü altısını annesi alsa ; bir bölü altısını babası alacak.Amam ölenin çocuğu yoksa ne diyor ayet ?
Bir katılımcı : “ Anne üçte bir alır.”
Abdülaziz Hoca :
Anne üçte bir alır,diyor.Anne üçte bir alır demek ne demek ? Çocuğu da yok.O zaman mecburen baba,başka mirasçı yok ! Çünkü ; üçte birini anne alırsa,bir kere koca öbür ayetin şeyi.
Yahya Şenol : “ Burada yok daha ! “
Abdülaziz Hoca :
Henüz burada yok.Çünkü üçte birini anne alıyorsa ; başka mirasçı olmadığına göre üçte ikisini baba alıyor.
Abdurrahman Hoca : “Orada bir şey demiyorum.”
Abdülaziz Hoca :
Tamam ! Bir şey demiyorsan ; biz böyle yok,efendim ! Allah genel kural koymuş burada onu çiğnemiş demiyoruz ki ! “ min zekeri’l-hazzil ünseyeyn “ şeyine göre hareket etmiyoruz ! Annenin ama ! O da prensip olarak bazen uygun düşüyor.Şimdi bak ! Zaten o prensip ; Allah erkekler,evlatlar arasında koyuyor.Fi evladiküm.
Yahya Şenol : “ Hah ! ben de onu diyecektim.Genel olarak her yerde kadın erkeğin yarısı kadar alacak diye bir kanun yok !
Abdülaziz Hoca :
Öyle bir kanun yok !
Yahya Şenol : “Kardeş olurlarsa eğer,bir babanın çocuğu olarak kalırlarsa mirasçı.”
Abdülaziz Hoca :
Orada var,orada kesin !
Yahya Şenol : “ Orada kesin.Başka yerlerde
Abdülaziz Hoca :
Öbürleri de bazen uyar bazen uymaz.
Yahya Şenol : “O genel geçer bir kural değil ! Yani kardeşler haricinde.”
Abdurrahman Hoca : “ Onu demiyorum.O yüzden diyorum ya hocam işte ; beş koca aldı,dört ,beş koca aldı,şey ! baba aldı,dört anne aldı.Eşit olması gerekir.O yüzden
Abdülaziz Hoca :
Eşit olmaz değil ! Bak !
Abdurrahman Hoca : “ O mantık yanlış diyorum hocam ! Çünkü Allah diyor ya ! Sizin anne babanızın kimin yakın olduğunu Allah bilir.“
Abdülaziz Hoca :
Ya,kardeşim ! Sen onunla bir kere olayı oturtamazsın ! Sen bu ayet-i kerimede anne üçte bir aldığı zaman baba üçte iki alıyor.Hemen öbür ayette bu sistemi bozdun ! Anneye üçte biri verdin,babaya üçte ikiyi veremedin,bozdun ! Dolayısıyla ; bu mesele temelden değişmesi gereken bir meseledir.
Tekrar baştan bir özet yapayım !
Yahya Şenol : “ Hocam ! Şu örnekleri sadece paylarını verip geçsek ? Şu suredeki var ya ! Koca öldü,kadın,iki kız çocuğu,anne,baba.Sadece şey yapalım ! çok kısa.
Abdülaziz Hoca :
Şimdi bak ! Kadının,kız çocuğu değil mi ? Kadın mirasın
Yahya Şenol : “ Yani iki kız çocuk.İki kız kardeş yazmış ama.Kız çocuk
Abdülaziz Hoca :
Kız çocuk.Ben şurada yapayım o hesabı.Ölen koca bu defa değil mi ?
Yahya Şenol : “ Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Ölen kocaysa ; kadın bir bölü sekiz alacak.
Yahya Şenol : “ Bir bölü sekiz.Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Bu bir bölü sekiz ona verildikten sonra
Yahya Şenol : “ Gitti mi o şimdi ? “
Abdülaziz Hoca :
O gitti !
Yahya Şenol : “Geriye kaç kaldı ? “
Abdülaziz Hoca :
Ha,yedi bölü sekizi bu defa vereceksin !
Yahya Şenol : “ Bir bölü sekizi bir bölü altı bir bölü altı diye bölüyoruz.
Abdülaziz Hoca :
Bir bölü altı bir bölü altı iki bölü üç olarak böleceksin.
Fatih Orum : “ İki kız mı ? “
Abdülaziz Hoca :
Bir bölü altı.
Bir katılımcı : “ Hocam ! Bir bölü sekiz,altıya böldüğümüz zaman o yedi bölü kırk sekiz yapar.Yaz hocam ; yedi bölü kırk sekiz bu annenin payı,bir yedi bölü kırk sekiz daha yaz ! Bu da babanın payı.Ondan sonra yedi bölü kırk sekizin üçte ikisi de çocuklara kalır.
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika ! Şimdi bunun toplam kırk sekiz hisse. Bir dakika ! Şimdi toplam kırk sekiz hisse yapmak zorunda kalıyoruz.Kırk sekiz hissenin sekizde biri ne yapıyor ? Altı hisse.Altı bölü kırk sekiz kadının alacağı paydır.
Fatih Orum : “ Yedi demedin mi ? “
Bir katılımcı : “ Yok ! Yedi bölü kırksekiz o ayrı,şeyde çıkardıktan sonra yapıyoruz.
Abdülaziz Hoca :
O başka ! Bak ! Altı bölü kırk sekiz kadının alacağı paydır.Kırk sekizin sekizde biri ne yapar ?
Yahya Şenol : “ Altı.”
Abdülaziz Hoca :
Altı.Kırk sekiz hissede altı hisse.Kadın aldı mı ?
Yahya Şenol : “ Anne.”
Abdülaziz Hoca :
Şimdi bu kırk sekizden altıyı çıkaracaksın ; kırk iki kalacak.Şimdi bu kırk ikiyi paylaştıracaksın ! Kırk sekizi paylaştırmıyorsun ! Kırk iki bölü kırk sekizi paylaştıracaksın.Kırk iki bölü kırk sekizi diğerlerine paylaştıracaksın.Tamam mı ?
Bir Katılımcı : “ Şimdi o sonucu kırk iki çıkacağını söyleyeceğim hocam,ben onu söylüyordum tam.
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika ! Şimdi bu kırk iki bölü kırk sekizi paylaştıracağız.
Yahya Şenol : “ O altı pay kimindi ? “
Abdülaziz Hoca :
Annenin.
Yahya Şenol : “ Babaya da altı vermiyor muyuz ? “
Abdülaziz Hoca :
Sekizde biri ya ! Yok,burada ölen baba,kalan anne.Anne kaldığı için bir bölü sekiz veriyoruz.
Yahya Şenol : “ Yok yok ! Koca öldü,karısı kaldı.Annesi,babası.”
Fatih Orum : “Kadın kaldı.”
Abdülaziz Hoca :
Ben baba derken kızların babasını kastediyorum.Yanlış oldu işte ! Koca öldü,geriye karısı kaldı ya !
Yahya Şenol : “ Tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Çocuğu da var.
Yahya Şenol : “ Tamam ! Sekizde bir.“
Abdülaziz Hoca :
Sekizde bir.Yani kırk sekizde altı hisse sekizde bir ediyor mu ? Şimdi
Yahya Şenol : “ Altıyı aldı gitti.Kırk iki.
Abdülaziz Hoca :
Altıyı kırk sekizden çıkaracağız,kırk iki.
Yahya Şenol : “ Tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Bu defa payda kırk iki olacak.Yani normal paydayı kırk ikiye düşüreceğiz.Kırk iki.kırk ikinin altıda biri yedi.
Yahya Şenol : “ Yedi anne,yedi baba.”
Abdülaziz Hoca :
Yedi bölü kırk iki annenin.Yedi bölü kırk iki babanın,yedi yedi on dört,kırk ikiden on dördü çıkarırsanız
Katılımcılar : “ Yirmi sekiz.”
Abdülaziz Hoca :
Yirmi sekiz bölü kırk iki de kızların.Kırk ikiyi üçe bölerseniz kaç eder ? On dört eder değil mi ? On dördü ikiye katlarsanız yirmi sekiz.Şimdi yirmi sekiz bölü kırk iki kalanın üçte ikisi mi ?
Abdurrahman Hoca : “ Evet öyle.”
Bir katılımcı : “ Oranda bir değişme var mı ? “
Fatih Orum : “ Sorun yok ! “
Abdülaziz Hoca :
Ondan sonra bak ! Tüm dengeler oturdu mu ? Ondan sonra kırk ikide yedi bir pay altıda bir değil mi ? Altı kere yedi kırk iki etmez mi ?
Fatih Orum : “ O da uydu ! “
Abdülaziz Hoca :
Kırk ikide yedi bir pay gene altıda bir etti mi ?
Fatih Orum : “ O da uydu ! “
Abdülaziz Hoca :
O zaman demek ki tüm miras bölümünde önce karı kocanın parası,malı ayrılacak ! Neden ayrılacağını da tekrar edelim ! Çünkü ayette Allahu Teala bir kere
“ yusıkümüllahu fi evladiküm “
dedikten sonra yani anne,baba ve evladın paylarını burada belirtti mi ?! Nisa Suresi’nin 7.ayette ne diyor ?
“ li’l-ricali nasıbun mimma terake’l-validani ve’l-akrabun ve li’n-nisai nasıbun mimma terake’l-validani ve’l-akrabun mimma kalle ev kesür nasıben mefruda “
Erkeklerin anne baba ve en yakınlarının bıraktıklarından bir payı var.Kadınların anne baba ve en yakınlarının bıraktıklarından bir payı var.Her birisi için de belirli pay.O belirli payı Allah on birinci ayette açıklıyor.E,bir de ;
“ vellezine akadet eymanüküm “ ayeti var.Bu ona ilave hüküm getiriyor.Yani sözleşmeyle mirasa dahil olanlar bunlar.
Fatih Orum : “Başka bir küme bu.”
Abdülaziz Hoca :
Başka bir küme bu !
“ Fealtühüm nasıbehüm “ diyor.Onlara paylarını verin,gitsin ! Onun payı ne ? Bak !
“ Atühüm nasıbehüm “
diyor.
Fatih Orum : “ Belli ! “
Abdülaziz Hoca :
Öbürü de diyor ki ; “ nasıben mefruda “ diyor.Burada “ nasiplerini verin ! “ diyor.İfadede fark da var ! O zaman ; anne babanın,şey karının payı ne kadar ? Bir bölü dört veya bir bölü sekiz.Kocanın payı ne kadar ? Bir bölü dört veya bir bölü iki.Bunları bir ayır ! kardeşim.Bunlar gitsinler ! Çünkü bunlar sözleşmeyle mirasa dahil olmuşlardır.O sözleşme gereği alıp gidiyorlar.
Abdurrahman Hoca : “ Çoluk çocuğu var yani şey gibi Şiilerde menkulvari bir şey vermiyor hocam.Yani tarla “
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika ! Çoluk çocuğu var ?
Abdurrahman Hoca : “ Karı kocanın çoluk çocuğu var.
Abdülaziz Hoca :
Kimin o çoluk çocuk ?
Abdurrahman Hoca : “ Buradaki çoluk çocuk,mesela kocanın şeyi var”
Abdülaziz Hoca :
Bak ! Bu çocuk,bu çocuk ; şeyin,o annenin babanın çocuğu olması gerekmiyor.Yani bir insan evli bir kadınla evlenmiştir.O kadının başka bir kocadan olan çocuğu vardır.Kendi çocuğu değildir o.
Abdurrahman Hoca : “ Şey gibi hocam ; şeylerin yaptığı gibi,ev vermeyelim,arsa vermeyelim,bina vermeyelim,bunlara yalnız şey verelim,maddi para,para şeklinde karı kocaya.
Abdülaziz Hoca :
Öyle mi diyorlar ?
Abdurrahman Hoca : “ Öyle diyorlar.”
Abdülaziz Hoca :
Sen onlara de ki ; öyle yapma !
Abdurrahman Hoca : “ Erkek yabancı ! Gitsin ! “
Abdülaziz Hoca :
Öyle yapmayın dersin o zaman.Ayıp ediyorsunuz !
Şimdi bak ! Bir kere o çocuklar,bu adamın da çocuğu diyemeyiz ! Burada sistem öyle bir şekilde Allah tarafından kurulmuş ki ; Allah Teala diyor ki ; “ ölenin çocuğu varsa ! “ diyor ! Ölen kadının çocuğu bu kocasından da olabilir,başka kocasından da olabilir ! Ölen erkeğin çocuğu bu kadından da olabilir,başkasından da olabilir ! Bu kadından oluyorsa zaten orada bir başka ilişkiler devam edecek.Orada problem yok ! Ama biz burada karı kocanın mallarını o çocuklar bunun çocuğu mu,başkasının çocuğu mu ? diye bakmadan bir kere onu ayıracağız bir defa !
Bir katılımcı : “ ölenin çocuğu.”
Abdülaziz Hoca :
Ölenin çocuğu varsa ! Yoksa ona göre yapacağız.Onların paylarını ayırdıktan sonra diğer payları paylaştıracağız.O zaman hiç kimsenin hakkı hiç kimseye geçmiyor.Oranlarda herhangi bir değişiklik yok ! Ama onun dışında hangi paylaşımı yaparsanız yapın ; şey tutmaz ! Yani “ delik büyük,yama küçük ! “ Şu tarafa çekiyorsun ora açık kalıyor,bu tarafa çekiyorsun bura açık.
( Abdurrahman Hocaya hitaben )
Anladın mı ?
Abdurrahman Hoca : “ Ben anladım şeyi hocam ! Sorun yok da ! “
Abdülaziz Hoca :
Sen söyle artık, şimdi sorularını sor !
Abdurrahman Hoca : “ Her defasında şunu takdir etmemiz gerekiyor ; işte
“ ve li-külli vahidin minhüma’s-sülüs mimma terake in kane lehü veledün “
Ve karı-koca aldıktan sonra,işte ; “* (??????? anlaşılmadı )*
Abdülaziz Hoca :
Her halükarda bir kere
Abdurrahman Hoca : “ Burada takdir ediyorsunuz derler hocam,yani sen burada Allah bir bölü altı diyor ama sen karı koca aldıktan sonra bir bölü altısını veriyorsun,o zaman bir bölü altı olmamış oluyor terekenin gibi bir eleştiri yapılabilir,hocam !”
Abdülaziz Hoca :
Tamam ! Şu eleştiriye de şöyle cevap vereceksin,diyeceksin ki ; bak ! Şu cevabı vereceksin diyeceksin ki ; Nisa Suresi’nin yedinci ayetinde Allah Teala diyor ki : “ Anne baba ve en yakınların bıraktıklarından kadınların bir payı vardır,anne-baba ve en yakınlarının bıraktıklarından kocanın bir payı vardır.Farz bir pay vardır.” Nasıben mefruda” Farz bir pay vardır.Yani belirlenmiş bir pay vardır.Tamam mı ? Şimdi bu farz kelimesini de Allahu Teala bak burada kullanıyor ; Abdurrahman !
“ Yusıkümü’llah “ diyor,” Feridaten mina’llah “ diyor,değil mi ?
Abdurrahman Hoca : “ Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Ferida ! O “ nasıben mefruda “ o zaman bu farz hisse şu ayet-i kerimenin iç ilişkilerinin hiç değişmemesi lazım ! Tamam mı ? Bu farz hisse anne-baba ve akrabalarındaki oranlama değişmeyecek.Hiçbir zaman,efendim ! Kadın beşte,yani kadın alacaksa altıda birden fazla almayacak,erkeğe göre.Mesela anne alacaksa altıda birden fazla almayacak,ama baba altıda birden fazla alabilir.Şeyde işte bu kızların payı iki bölü üç olacak falan filan.Bu nasıl ?! Farz hisse ! Farz hisse kavramı sadece on birinci ayette geçiyor.Tamam mı ? Ve altıncı ayette geçiyor.O zaman bu iki ayetteki taksimat farklı bir kategoride,on ikinci ayette farz hisse kelimesi geçmiyor.Bak o iki ayete bak !
Enes Hoca : “ Vasiyyeten minallah var.”
Abdülaziz Hoca :
Orada ” Vasiyyeten minallah” var.
Enes Hoca : “ Ve atühüm nasıbehüm “
Abdülaziz Hoca :
“ Ve atühüm nasıbehüm “ Vasiyet,tabi ! Allah’ın emri ! Onların nasibini verin ! diyor.O nasip başka farz başka.Bak orada “ nasıben mefruda “ diyor.Değil mi ? Bak bu,bu ! Mafruz nasiple mafruz olmayan nasip arasında fark var.Abdurrahman ! Birisine “ nasıben mafruda “ diyor,öbürüne mafrudun da on birinci ayette belirtiyor.On birinci ayetteki iç ilişkileri hiçbir zaman bozmaman gerekir.O ilişkileri bozmamanın da tek yolu karı kocaya malı verdikten sonra paylaşım yapmaktır.Karı kocaya malı zaten ayette de diyor ki ;
“ vellezine akadet eymanüküm featühüm nasıbehüm “Nisa 33.ayette.
Abdurrahman Hoca : “ mimma terake “ Dediğine göre kanunundan bir bölü altı olması gerektiğini anlamıyor muyuz ?
Abdülaziz Hoca :
Tamam ! Kocası yoksa tabii ki ! Tamamından alacak.Tabii ki tamamından olacak.Duruma göre şey yapacaksın.Ama kocanın nasibini verdikten sonra anne baba ve akrabaları gelin biz kendi kendimize,artık kendi aramızda paylaşalım diyecek.Allahu Teala’nın koyduğu farz hisseye göre.Çünkü anne ve baba,akrabaların payları “ nasıben mefruda “ olmak zorunda.Ama senin yapacağın her türlü hesap,bunun dışında yapacağın her türlü hesap o “ nasıben mefruda “ bozuyor.Bozmuyor mu ? Her türlü hesap bozuyor.
Ali Rıza Demircan : “ Bak on dakikadan beri şeyi düşünüyordum ; şeyi çıkardım yani o
“ vellezine akadet eymanüküm “
Zevceleri ve zevci içine alıyor.Akrabunun dışında mı ? diye düşünüyordum.
“ erricalü nasıbun mimma terake’l- validani ve’l-akrabun “ ,
“ ve linnisai nasıbun mimma terake’l- validani ve’l-akrabun “ Yani nisa akrabuna girmiyor.Yani onu kanıtlamamız lazım.
Abdülaziz Hoca :
Karı koca diyelim,zevceyn.
Ali Rıza Demircan : “ Zevceyn,o akrabunun içine girmiyor.”
Abdülaziz Hoca :
Girmiyor !
Ali Rıza Demircan : “ Girmiyor ! Girerse sistem bozulur.Şimdi ona bir de şeyden,bir şey buldum düşünüyorum onları “ ve min abaihim “ Allah aba ile ezvacı ayırıyor.”
Abdülaziz Hoca :
Ayırıyor !
Ali Rıza Demircan : “ Şimdi bir akrabun meselesi var.Akrabuna giriyor mu,girmiyor mu ? Ama galiba bu ayete göre girmiyor ! “
Abdülaziz Hoca :
Girmez ! Niye girmez,biliyor musun ? Karı koca,mesela evlendiniz bir kadınla,ne diyor ? Allah’ın emriyle siz kendinize helal kıldınız onu.Yoksa size helal değil o.Allah’ın emriyle siz helal kıldınız.Ve o kadınından ayrıldığınız andan itibaren hiçbir bağınız kalmıyor.
Ali Rıza Demircan : “ Yani en azından “
Abdülaziz Hoca :
Akrabalık sürekli devam ediyor.
Ali Rıza Demircan : “ Akrabun ifadesi de ism-i tafdille gelmesi çok anlamlı ! Ha,çünkü kadının veya kocanın akrabun olması mantığa aykırıdır,çünkü.Çok yakın olabilmesi için ebediyen devam etmesi lazım şeyin.O da bir nükte olabilir. “
Abdülaziz Hoca :
Tabi,canım !
Bir katılımcı : “ Sözlü olarak en yakın ikisi “
Abdülaziz Hoca :
Hatta ; “ zi’l-kurba” da diyor ayet-i kerimede.
Bir katılımcı : “Nesep açısından belki !? “
Abdülaziz Hoca :
Zevceyi sözleşmeyle bağlıyor.Sözleşme ortadan kalktı mı ?…
Ali Rıza Demircan : “ Sözleşmeyle bağlanan akrabun vasfındaki,
Abdülaziz Hoca :
Nikah bağlıyor,kan bağı yok ! Onun için bak “ mimma kalle ev kesür “ da çok önemli ! Kalle,azaldı.Azaltan kim ? Öyle de diyebilirsiniz.Yani ; Karı kocanın pay almasından sonra azalmıştır.Kesüre,gerçi orada kesüre uymaz ama yani orada bir şekilde denir ki ; almadı da, alsın almasın diye bir mana verilebilir.Yani ; karı koca payını alsın,almasın ! Diye bir şey akla gelir.Yani orada yanlış bir yorumlama da olabilir.Yani “mimma kalle ev kesür nasiben mefruda “
Bir katılımcı : “ Bu sekizinci ayette sınıfladı,payları bölünmeden önceki bölünmesi gerekenler öyle değil mi ? “
Abdülaziz Hoca :
Sekiz ?
Bir katılımcı : “ Sekizinci ayette ; “ ve iza hadara’l-kısmete ülü’l-kurba … “
Abdülaziz Hoca :
Onlar hiç paylaşmadan önce,bir takım gönüllerini almak için veriyorsun.
Akraba ve mirasçı olmayan kişiler.Mesela ; adam yetimleri besliyordu,yetimler kaldı ! Besleyecek kimse kalmadı,akrabalık da yok !
Bir katılımcı : “ Peki,vermezse bir şey olur mu ? Ayete göre.
Abdülaziz Hoca :
Ama Allah emretmiş oluyor.Elbette !
Bir katılımcı : “Eğer veremezseniz güzel söz söyleyin “ Allah versin “ diye.
Abdülaziz Hoca :
Eh işte ! Onlar bundan yararlanıyorlardı ya !
Bir katılımcı : “ Evlatlıklar nereye gidiyor ? “
Abdülaziz Hoca :
Evlatlıklar o şeyde belirtilen yetimlere,o sekizinci ayette belirtilen,yani “onlara bir takım şeyler verin ! “ Ama onların belli bir payı yok !
Bir katılımcı : “ O yüzden payın bölmeden önce verilmesi … “
Abdülaziz Hoca :
O sözleşme Allah tarafından geçerli değil ! Evlatlık sözleşmesi geçerli değil.O geçerli değil.Geçerli olan sözleşme karı kocanın sözleşmesidir.O zaman o sözleşmeyle olduğu için o zaten dışarıdan dahil olmuştur o şeye,mirasa.Dışarıdan dahil olan de ki ; kardeşim ! sen dışarıda kal ! denir.Zaten sen,seninki buraya kadardı.Bundan sonra artık senin devam etmiyor ! Sen artık ölenin ne karısısın,ne kocasısın !
Bir katılımcı : “ Hiç mi girmez yoksa sekizinci ayet mi girer ? “
Abdülaziz Hoca :
Neyi ?
Bir katılımcı : “ Evlat. “
Abdülaziz Hoca :
Evlatlık da sekizinci ayete girebilir ! Ama ona bir belli bir pay veremezsiniz.Şunu da sen al da ; senin de gönlün olsun,diye bir takım şeyleri verin diye Allahu Teala emrediyor.Ama şu kadar pay verin diye demiyor ! Mirasçılar arasında değil onlar.Mirasçı sıfatını kazanmıyorlar.
Bir katılımcı : “ Üvey evlat …”
Abdülaziz Hoca :
Üvey evlat,yetimler,akrabadan diğer kişiler.Mesela ; akrabadan birisi kalmıştır,mirasçı da değildir.Adam,besliyordur,geçindiriyordur onu.Öldüğü zaman o da savunmasız kalacak.Ona da yine bir şey verin !
Bir katılımcı : “ Sizden duydum eğer yanlış kalmadıysa aklımda buradaki vasiyet borç olmalı.Orada “ yusune biha ev deyn “ diyor.Yani “ ev ” getirmiş.
Abdülaziz Hoca :
Vasiyet dediğin o da deyn.Deyn ispatlanabilecek olandır.Vasiyet de ancak o kişi itiraf ederse ispatlanabilir.
Bir katılımcı : “ O zaman itiraf edilmeyen vasiyet de önceden verilmesi gerekir !
Abdülaziz Hoca :
Yo ! İspatlanabiliyorsa o zaman deyn oluyor.Çünkü adam ölmüş ! Siz diyorsunuz ki ; bu adamın şu kadar borcu var.O zaman mirasçılar aleyhine iddiada bulunmuş oluyor, ispatlamanız gerekir.
Bir katılımcı : “ vasiyet yoluyla borç “
Abdülaziz Hoca :
Vasiyet yoluyla borç ikrarı.
Bir katılımcı : “ Tamam.Anladım.”
Abdülaziz Hoca :
Vasiyet yoluyla borç ikrarı.
Yahya Şenol : “ Benim şuna şu kadar borcum var onu ödeyin ! “
Abdülaziz Hoca :
Hah ! Onu ödeyin ! şeklindeki.Vasiyet dediğimiz o.Yoksa ben öldükten sonra malımı şu kadarı falan yere verin,zaten Allah da tavsiye etmiyor,peygamber de tavsiye etmiyor.O şeyde mesela Sa’d b. Ebi Vakkas olayında, Sa’d b. Ebi Vakkas olayı,hemen veriyor ! Öldükten sonrasına bırakmıyor.
Tabi bu sistemin temelinde şimdi,maalesef yani,inşallah bu işin tarihi tarafını ortaya çıkarırız. Asırlar içerisinde işte görüyorsunuz işler öylesine bozulmuş ki ! Şeyde ; işte Allahu Teala nasıl ki İsrailoğulları yanlış yaptığı zaman onlara şeyleri Buhtun nasr’ı gönderdi,Titus’u gönderdi. Onları yola getirdiyse işte bize de böyle internet üzerinden şunu bunu üzerimize gönderiyor. Haklı olarak çünkü bu hadi cevap ver bakalım nasıl cevap vereceksin ? Cevap ver ! Yani ; avliyeyi kabul edenin de vereceği cevap yok,etmeyenin de vereceği cevap yok ! Yanlış mı ? Abdurrahman ! Avliyeyi kabul etmiyorum diyen insanların hangisi şeyden,karı kocayı ayırdıktan sonra paylaştırıyor ? Hiçbirisi ! Karı kocayı ayrıştırmadan paylaştırsan adam der ki ; o zaman onbirinci ayetteki sistem ne oldu ? Yine çöküyor.Çünkü oranları bozuyorsun herhalükarda.hani ? diyecek ; şu kadar alıyordu,niye almadı ? diyecek.Hani üçte iki alıyordu kızlar ? Gene tutturamadın,diyecek.Kusura bakma kardeşim ne yaparsan yap,tutmuyor ! Bu Allah’ın kitabı değildir ! diyecek sana.Ama bak bu kadar ayetlerle meseleyi ortaya koyduğunuz zaman ; şimdi,tatmin oldu mu,zihinleriniz ? Yani karı koca ayrı değerlendirilmek zorunda ! Ayetlerden anlaşıldı mı ?
Bir katılımcı : “ Evet.”
Ali rıza Demircan : “ Zaten en önemli meselesi o.”
Abdülaziz Hoca :
Bir de nasib,mefrud kelimesi.
Ali Rıza Demircan : “ Bir de bunu burada çok değişik olaylarla kanıtlamamız,arkadaş gelince arkadaşlar
Abdülaziz Hoca :
Doktora yapıyor zaten Abdurrahman.
Ali Rıza Demircan : Tamam ! Yani ; ne kadar,kırk tane,elli tane olay,ne kadar olay varsa bu olayın dışına,ee yani ; karı kocayı olayın dışına çıkararak uygulamada sonuç aynı çıkıyor.”
Abdülaziz Hoca :
Hiçbir problem çıkmaz orada ! Karı kocayı ayırdı mı zaten avliye meseleleri şurada birkaç tane.Hepsinde karı koca var.Olmayanı var mı ? Yani o problem olanların tamamını Abdurrahman buraya çıkarmış.
Abdurrahman Hoca : “ Kardeşler,diğer çocuklar”
Abdülaziz Hoca :
Yok ! Hepsinde karı koca var.O zan o ! Çünkü o sisteme yanlış monte ediliyor,sistemi bozuyor.Onu bir düzelttiğin zaman bir şey kalmıyor.Mesele bu ! Şimdi sen ! Yapacağın şu Abdurrahman !
Ali Rıza Demircan : “ Peki,hisseler kaldığı zaman,eksik olduğu zaman ne yapıyoruz hocam ? Yani yirmidört üzerinden ashab-ı feraiz aldığında hiç böyle yirmiüç olur,yirmiiki olur,iki artı oluyor mu hiç ? Onu devlet alıyor.?
Abdülaziz Hoca :
Olur tabi! Olmaz olur mu ?
Ali Rıza Demircan : “ Onu devlet alıyor.”
Abdülaziz Hoca :
Hayır ! Devlet değil ! Onu diğer mirasçılar alıyor.Mesela bir adamın,örnek verelim ! Bir adam,bir tane kızı var.
Ali Rıza Demircan :
“ ve in kanet vahideten ve lenısf’e ” o oluyor,biraz evvel yaptık.”
Abdülaziz Hoca :
Adamın bir kızı var tamam mı ? Bir kızı var.Anne yok,baba yok,karı yok,koca yok ! Karı koca yok,yani ; Nisa Suresi’nin 11.ayetteki anne baba yok.Nisa Suresi 12.ayetteki karı koca yok.Bir tek kızı var,ama kardeşleri de var.
Ali Rıza Demircan : “ kardeşleri de yok ! “
Abdülaziz Hoca :
Olsun ! Var olsun.Var.Var diyelim ki ; problem daha netleşsin.Adamın kardeşleri var,adamın kız,erkek kardeşleri var.Ama bir tek kızı var.Anne yok,baba yok.Anlatabildim mi ? Peki mirası nasıl pay edeceğiz ? onun için Nisa Suresi 176’ya bak diyor Allahu Teala.
“ Yesteftünek “
“ Sana fetva soruyorlar de ki ; kelale konusundaki fetvayı Allah veriyor.”
Çünkü bu kolay bir olay değil ! Peygamberimizin de hata yapabileceğini Cenab-ı burada ifade ediyor,miras konusunda.Çünkü gerçekten gördüğümüz gibi çok nazik bir konu.Ve Allah’a hamdolsun,Cenab-ı Hakk lutfetti bak ! Bizim şu an burada bugün çözdüğümüz “ biz avliyeyi problem yapmıyoruz “ diyenlerin de çözemediği bir noktaya gelmiş.Tam,problem burada yüzde yüz çözüldü bu.Öbürleri ; yama küçük,o tarafa çekiyorsun bura açık kalıyor,bu tarafa çekiyorsun ora açık kalıyor.
Ali Rıza Demircan : “ ve atühüm nasıbehüm “ Cidden benim bugün çok büyük kazancım oldu.Yani o kafaya yatıyor.”
Abdülaziz Hoca :
Bak ! Diyor ki ; “ Yesteftünek,Senden fetva istiyorlar “
“ kulillahu yüftiküm filkelale “ , “ kelale konusundaki fetvayı Allah verir.”
Bak ! En sonda da “ yübeyyinullahu leküm en tedıllu “
“Yanılırsınız diye açıklamayı Allah yapıyor.” Diyor. Peygamberimiz yanılabilirmiş burada. Ondan sonra diyor ki ;
“ inimruün helek “ , “ Bir adam öldü “
Bir katılımcı : “ O kelaleyi açıklıyor burada değil mi ?
Abdülaziz Hoca :
Kelaleyi açıklıyor.
“ leyse lehu veledün.” , “ Çocuğu yok.”
Peki bir kızı olanın çocuğu var mı ?
Ali Rıza Demircan : “ Var.”
Abdülaziz Hoca :
Var ! Bir kızı var.Bu kız ne aldı ? Yarım aldı.Geriye kalan yarısı ne olacak ? O bir kızı varsa kalan yarısını ona vereceksin ! demektir.Çünkü çocuğu olmayacak ki buradaki paylaşımı yapasın !
Ali Rıza Demircan : “ Çocuklara yarısını verdik !? “
Abdülaziz Hoca :
Diğer yarısını vereceksin ! Başka mirasçı olmadığı için.
Bir katılımcı : “ Hepsini alacak.”
Abdülaziz Hoca :
Hepsini alacak kız.
Ali Rıza Demircan : “ Yahu o zaman ben şunu soruyorum hocam !”
Abdülaziz Hoca :
Ayetleri bitirelim o zaman sor sen !
Ali Rıza Demircan : “ Tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Diyor ki ; “ leyse lehu veledün.ve lehu ühtün”
“ Çocuğu yok,kız kardeşi var.” O zaman ; “ ve leha nısfu ma terak “ Kız kardeşi mirasın yarısını alır.E çocuğu varsa kız kardeşi bir şey alabilir mi ? Ayete göre ! Alamaz !
Yahya Şenol : “ Demek ki ; çocuk hepsini alır ! “
Abdülaziz Hoca :
Çocuk alacak tabi !
Yahya Şenol : “ Peki burada geri kalanı kim alacak ?
Abdülaziz Hoca :
Nerede ?
Yahya Şenol : “ Hani ; “ ve leha nısfu ma terake“ dedi ya !
Abdülaziz Hoca :
O zaman da bu defa başka işte o,anne,baba,şeyler var.Bu,orası,onu dediği zaman ; burada ana baba bir çocuklarla ilgili,ben şimdi burada kelale ile ilgili ders yapmış olsam bunun cevabını veririm.Ama çünkü o her bir soru başka sisteme gitmemizi gerektirir.
Yahya Şenol : “ Akla hep o soru geliyor.İşte paylar belli ya,geri kalan kim ?
Abdülaziz Hoca :
Şimdi kişinin anne baba bir kız kardeşi olur,ana bir kardeşi olur,ana baba bir kardeşi olur.Her birinin paylaşımı ayrı ayrı.Burada baba bir ya da ana baba bire.Ama ana birlerde şeyde anlatıyor.Nisa 12’de anlatıyor.
Yahya Şenol : “ Geri kalanı diğer mirasçıya veriyoruz değil mi ? “
Abdülaziz Hoca :
Onun için,tabi ! Şu anlattıklarım da şey ; şu ayette belirtilenler de şu an mezheplerde olmayan şeyler.Mezheplerde yok !
Ali Rıza Demircan : “ Bu ayet bana şey,11’deki,gerçi tutuyor,kadın erkeklerinki karılarla kocalar çıkardığımız zaman olay tutuyor şu andaki görünüme göre.Ama e şu ayetin şuradaki taksimatı bana oradaki üçte ikinin de o olaya mahsus olduğunu,bakınız Allahu zül celal burada ne kadar ayırıyor : “ ve lehu ühtün fe la nısfu ma terak “
Abdülaziz Hoca :
Burada kız kardeşi kızın yerine koyuyor.Ölenin kızı yerine.
Ali Rıza Demircan : “ Tamam ! Koyuyor.Devam ediyor.Bu bir hüküm. “ ve yerisüha in lem yekün leha veled.” Erkekse bütününü alır.Bu da ayrı bir hüküm.
Abdülaziz Hoca :
Tamam ! Orada da öyle.
Ali Rıza Demircan : “ Ve in kanetisneteyni felehu ma sülüsani mimma terak “
Burası da ayrı bir hüküm ! Yani erkek yok ! burada.
Abdülaziz Hoca :
Ha,yok.Oradaki kızla aynı.
Ali Rıza Demircan : “ Oradaki kızlarla aynı,oradaki kızlarla,şimdi burada “ ve in kane ihveten ricalen ve nisaen “
Bu da ayrı bir hüküm ! Yani ayette dört ayrı hüküm !
Abdülaziz Hoca :
Ve dördü de 11.ayette olan hükümler.
Abdurrahman Hoca : “ Hocam bir sorum var ! “
Abdülaziz Hoca :
Söyle !
Abdurrahman Hoca : “ Peki Hocam ! biraz önce avliyeyi,şuna göre soruyu çözebilir miyiz, hocam ? Koca,iki tane anne baba bir kız kardeş. Koca ve ilk avliyenin olduğu mesele.
Abdülaziz Hoca :
Nasıl çözeriz diyorsun ? Değil mi ?
Abdurrahman Hoca : “ Koca ve iki tane anne baba bir kızkardeş.”
Abdülaziz Hoca :
Burada yapacağın şey ; bir kere kocanın yarı payını verdikten sonra gerisini üçte ikiye ayıracaksın. Ha başka mirasçı yoksa ; ana baba bir kız kardeş,bak ! İki tane ana baba bir kız kardeş ne yapar ? Üçte ikisini alır.İki tane de baba bir kız kardeş de olabilir bunun.Anne bir kız kardeş de olabilir.Onların da paylarını vereceksin değil mi ? Onlar da yoksa o zaman kalanı gene alacaklar.Yani kocanın payını ayırdıktan sonra düşüneceksin
Abdurrahman Hoca : “ O zaman hocam burada şeyi her yere koymamız lazım.İşte her ayetlere kardeşlerle ilgili çocuklarla ilgili,işte çocuk ile karı aldıktan sonra”
Abdülaziz Hoca :
Bir kere onu sen onu ayetlerle karı kocanın paylarının nasip olduğunu öbürünün nasib-i …
Yazan Salih kurt, Yalova, ihl
27 kasım 2013