Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1

17 Ocak 2009 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

Abdulaziz Bayındır: Konumuz namazda kıraat. Ebu Hanife’ye göre kıraatte en az yeterli olan bir ayet okumaktır. Bir ayet okuduğunuz zaman kıraat yapmış olursunuz. “Ve kale” Ebu Yusuf ve İmam Muhammed dediler ki;”selasu ayatin kısalin: üç kısa ayet”,”ev ayetun taliletun: yada uzun bir ayet”. “Ve ennehu la yusemma kari emnidunihi: daha aşağısı olursa kari sayılmaz”.”Fe eşbeha kıraate ayeti: o zaman bir ayetten daha az okmuşa benzemiş olur”. Ben de bu “eşbehe”nin yerine “eşbete” yazmışlar. Sizde de öyle bir matbaa hatası var mı? “Ve lehu kavlu teala: Ebu Hanife’nin delili şu, AllahTeala’nın şu ayeti”,”fakrau ma teyessera minel kuran: kurandan kolayına geleni oku”,”min gayri faslin: bir ayrım yapmaksızın AllahTeala böyle buyurmuştur” diyor. “İlla enne ma dunel ayeti haricun: bir ayetten aşağısı bu kapsamın dışında kalır”,”vel ayetu leyset fi manahu: ama bir ayet hariç anlamında olmaz. Yani o da kurandan olmuş olur”. Mesela şimdi kuranı kerimdeki kelimelerin tamamı halk arasında kullanılan kelimelerdir. Öyle tam anlam ifade eden bir cümle bütünlüğü halinde olmazsa o zaman kuran olmaktan çıkar.

Mehmet Hoca: Cümle müfide olması gerekir.

Abdulaziz Bayındır: Cümle müfid olması gerekir yani. “Ve kaleti imraati imrane” mesela. Herkes söyleyebilir yani. Günlük hayatta kullanılan kelimelerdir. Ama bir cümle bütünlüğü kuranı ortaya koyan bir ayet ki adı ayet, müstakil bir belge olabilecek şekilde olursa o zaman o farklı olur. Yanlız burada tabi şu var: şimdi mudhaammeten”,”nuuuun”, “elif, laaaam, mim” şimdi surelere bakarsanız bunlara birer ayet olarak şey yapılıyor. Ama bunlarda müfit bir şey değil. Çünkü onun devamını birlikte okumazsan hiç bir aklam ifade etmez. Şimdi bu “fakrau bima teyessere minel kuran” konusu bir kaç kere değerlendirmeye tabi tutmuştuk. Bir başka taraf. Ama yani kuran okumayı farz gören bir anlayışta her halde senin dediğin gibi bakılması lazım. Yani cümle mufide olması lazım. Yani hakikaten insanın zihninde bir ayet oluşturması lazım. Yani kuranı kerime mahsus bir ifade olduğunu ortaya koyması lazım ki minel kuran olmuş olsun. Aksi takdirde işte “kale” de minel kurandır. “Minel zaihi” derse o da minel kurandır ama o manada değil tabi. Cümle müfide olmuyor evet. “Ve iza caeti sahha”. Evet.

“Ve fissefer Fatih Orum Orumatil kitabi ve eyyi suretin şae” buradaki “şae”lerin hepsi “erade” manasına olduğu için o manayı veriyoruz. Seferde Fatih Orum Orumayı ve istediği herhangi bir sureyi okur. “Bi maruiye nebiyye(asv) karaa salatil fecri fi seferihi bil maabbideteyni” Peygamber(sav)’in yoculukta iken sabah namazını “kul euzu bi rabbin nas” “kul euzu bi rabbil felak” ile  kıldığı rivayeti vardır. Bunlar kısa sureler olmuş oluyor. “Vele enne sefera”

Enes Hoca: Orada o  “ve eyye suretun şae” diyor ya bu hadis ona delil oluyor mu?

Abdulaziz Bayındır: Biraz sonra söyleyecek bir söz varya sabah namazında kırk elli ayer okunacak, işte öğlen namazında on-yirmi okunacak diye bir takım görüşler gelecek, o görüşlerin önce hilafını söylüyor sonra şeyini söyleyecek. “Vele enne sefera essera fi iskati şatri salati” demiş. Olabilir. “Vele enne li seferu” olur mu? “Vele enne lis seferi” olmaz. Tekrarlamış olması olmaz. “Ve le ennes sefera essera fi iskati şatri salati” çünkü sefer yarısını düşürmekte teessirli olmuştur. “Ve essiru” yok “fe la enne essiru” baktım ki tutmadı ya. Bazen göremiyoruz şeyleri. Şartsa bunun cevabı olmaz. “Fle enne essira fi tahfifil kıraati evla” madem namazın yarısını düşürüyor, kıraatde de hafifletmeye gitmesi önceliklidir demiş. “Ve haza iza kane fi ala aceletin mines seyri” seyirde bir acelesi varsa, yola devam etmede acelesi varsa o zaman olur. “Ve imkane fi emenetin ve kararin” güven ve karar üzere ise bir sıkıntısı yoksa “yakraul fil fecri nahfe suretil buruc” ves semai izatil buruc gibi bir sureyi okur. Ve in şakkat okur. Kendini hafifletiyor yani, orta halli bir şey olsun diye. “Ve ennehu yuhtiluhu muraatı sunneti muhak tahfif” hem tahfifte bulunmuş olur böyle bir durumda, hem sünnete uymuş olur. Hem sünnet sabah namazlarında uzun okumak ya. Hemde işte “emsatı mufassal” dedikleri o orta halli surelerden okumuş olur. “Ve yakrahu fil hadari fil fecri rekateyni erbaine ayeten” hazarda sabah namazında iki rekatta kırk ayet okur. “ve hamsine ayeten” yada elli ayet okur. Şimdi burada iki rekatta diyor. İki rekatta her birinde demiyor. “illa Fatih Orum Orumatil kitab: kitabın Fatih Orum Oruması dışında”. “Ve vuria min erbaine ila sittin” kırktan atmışa kadar “ve min sittine illa mineh” atmıştan yüze kadar rivayetler de vardır diyor. “Ve kulli zalikel veradel fesaru: bu şekilde eser varid olmuştur”. Tabi bunlar farz olan kısım değil. Müstehap olanı. Kırk ayet, atmış ayet, elli ayet, değişik şekillerde şey var. “Vechu tevfiki ennehu yekrau bi ragıbine” arada uyuşma ortaya koyacaksak, neden birisinde kırk, birisinde elli, birisinde atmış, birisinde atmıştan yüze kadar çok değişik rivayetler. Diyor ki; arayı şöyle uyşturabiliriz:”ennehu yekrahu bi ragıbine mineten: istekli olan cemaate yüz ayet okur”. Cemaatin isteklisi nasıl ortaya çıkar ki yani? Şimdi yüz kişiden bir tanesi isteksiz.

Mehmet Hoca: Az kişiyle namaz kılmış mesela, teravih namazı.

Abdulaziz Bayındır: Bir kişi, iki kişi belki olur.

Mehmet Hoca: Az kişiler, ne yapalım? İşte uzun okuyalım.

Yahya Şenol: Genelde biliniyor Türkiye’de. Mesela ramazanda teravihde cami belli. Orada hatta bazen iki cüzde kılınıyor. Orada, o tip camide olabilir.

Abdulaziz Bayındır: Neyse. “Ve bil kesela erbain: tembellere kırk”.

Yahya Şenol: “Küsela”

Abdulaziz Bayındır: “Küsela”. Doğru doğru. “Küsela” evet, “tembel tembel”. “Ve bil küsela erbaine: tembellere kırk”.

Mehmet Hoca: Şimdi o zamanın tembellerine kırk okunuyorsa..bu gününün tembelleri?

Abdulaziz Bayındır: Yüz okumak lazım. “Ve bil evsatı ma beyne hamsine ila sittin: orta hallilere de elli ila atmış arasında okunur”. “Ve kıle yanzuru” yada “yunzuru” ila tulilleyali”. “Yanzuru” dersek imam bakar, okuyacak olan kişi bakar. Farketmez “yunzaru “da desen faili imamdır. Genellikle tabi şey olarak okunur burada bütün okunur. Ama “yanzuru” da diyebilirsin, farketmez. “İla tulilleyali: gecelerin uzunluğuna bakılır, “ve kısali: ve kısalığına bakılır”. “Ve ila ketretil eşkali ve kılketiha: çokluğuna azlığına bakılır”. “Kale: şöyle dedi”.”Eşka” “Şuul”ün çoğulu. “Fiilin keefal” ya. “Kale zuhri müse zalik” yani öğlende de sabah namazındaki gibi kıraatte bulunulur demiş. “İstivaihima fi saatil vakti: vakit genişliği açısından aynıdır” diyor. Şimdi bunlar öğlen vakti dinlenmeye çekiliyorlar ya sıcak bölgelerde. Ama bizim bölgelerimizde öyle değil. Bizim bölgede öğlen vakti çalışmanın çok yoğun olduğu vakittir. Çünkü sıcak çok yoğun değildir. Arap ülkelerine nispetle serindir. Bize göre de sıcaktır ama yani çalışmaya mani bir tarafı yok. “İsivaihima fi saatil vakti: vakit genişliği bakmından ikiside aynıdır” diyor. “Ve kaletil aslı” İmam Muhammed El Asl adlı kitabında şöyle dedi. “Ev dunehu ve ennehu vaktil istigali”, “evdunehu” yani öğlen vaktinde sabah namazı kadar yada daha az. Yani “Niz zuhri misle zalike ev dunehu” demiş. Öyle bir ifade varmış. Öğlen vaktinde sabah namazı kadar yada onun aşağısında kıraatte bulunur demiş. “Ve ennehu vaktil iştigali: çünkü öğlen vakti çalışma vaktidir”. Şimdi sabah namazında demek güneş doğana kadar çalışma vakti değil. Namazınızı kılıyorsunuz, kahvaltınızı yapıyorsunuz, güneş doğunca da işinize gidiyorsunuz. Normal durum o. Şeyden o anlaşılıyor. Zaten ayetten de öyle anlaşılıyor.

Mehmet Hoca: O zamanlarda elektrik olmadığı için güneş ışığında sadece çalışma vardı. Şimdi saate göre çalışıyoruz.

Abdulaziz Bayındır: Elektrik olunca, artık gecesi gündüzü birbirine karışıyor. “Le ennhu vaktil iştigali: çünkü öğlen çalışma vaktidir”.”Fe yenkus anhu: o zaman sabahtan biraz daha az olur, namaza ayrılan vakit”. “Taharruzen anil melali” insanlar üşenmesinler diye, zevkle gelsinler namaza yada zevkle kılsınlar diye biraz noksanlaştırılır. Çünkü işi varken namazı uzatmak istemez adam. “Vel asru vel işai sevaun: ikindi ve yatsı namazı aynıdır”. Ya ikindiyle yatsıda durum aynıdır. Şimdi burada çok ilginç olan husus şu: ikindide vakit dar değil mi? Peki yatsıda?

Katılmcı: Yatsıda da uyku bastırır.

Abdulaziz Bayındır: Hayır, yatsıda da vakit dardır. Çünkü yatsı bizim gelenekte bildiğimiz yatsı değil. “Gasakul leyl”e kadardır, vakit çok dardır. Onun için yatsıdan önce uyumak mekruhtur çünkü namazı kaçırırsınız.

Katılımcı: Üçte ikisi geçtikten sonra kılınır ve diyor ki; “innehu le vaktiha le evla talemun”

Abdulaziz Bayındır: Üçte ikisi değil,üçte biri.

Aynı Katılmcı: Üçte biri mi?

Abdulaziz Bayındır: Üçte birinde kılınır.

Enes Hoca: “İla gasakıl leyl” Tahir olsa

Abdulaziz Bayındır: Tahir olamaz, tahir olursa o zaman “ila gaskıl leyl”in hiç bir anlamı kalmaz.

Enes Hoca: O zaman o tan yeri ağarana kadar denilmesi..

Abdulaziz Bayındır: Bak ” sümmetis musiyame ilel leyl” mesela.

Enes Hoca: Leyl girmiyor ona.

Abdulaziz Bayındır: Farketmez ki. Şimdi leyl de girmiyor işte. O da zamandır.

Enes Hoca: Ama orada ayrı cins olduğu için

Abdulaziz Bayındır: “İla gasakıl leyl” dahil olamaz. Onu konuşuruz şimdi. Siz kendi aranızda. Bir televizyon kanalına birisi katılmıştı ya, bu ulema arasında konuşulmalı. Neyse şimdi ben ilgili şeyleri şey yaptığımız zaman, ilgili bölüme baktığımız zaman şey yapacağım inşallah. Orada konuşuruz o meseleyi. Yani bu oldukça önemli bir şey. Çünkü ikindi ve yatsı dar vakitte kılınır.

Muhammed: İkindinin vakti o kadar dar değil hocam. Güneş batana kadar kılabilirsi.

Abdulaziz Bayındır: Şey var orada, bir keraat vakti var ya.

Fatih Orum Orum: Farz için de mi?

Abdulaziz Bayındır: Farketmiyor. Keraat, keraattir. Farz kılnabilir sadece. Ama o zamana kadar bıraklması uygun değil. Kılınabilir başka. Güneş batana kadar “ve kablel guruub” diyor mesela. Batıncaya kadar kılınır ama şimdi keraat vakitleri üzerine bir çalışma yapmadık da fakat ben bir ara onun kuranı kerimde de olduğunu şey yapmıştım. Şu anda zihnimde yok.

Yahya Şenol: Daha önceki namaz vakitleri dersinde işlenmiş.

Abdulaziz Bayındır: Ayetle ilişkili olarak mı?

Yahya Şenol: Tahtada falan da göstermiştiniz ya.

Abdulaziz Bayındır: Onu gösterdik de. Neyse o zaman çok detaylı konuşmak gerekiyor onu. Neyse şunu bir şey yapalım da.

“Vel asru vel işau sevaun: ikindi ve yatsı namazı eşittir”. Bir de burada şu hususu göz önünde bulundurmak gerekmez mi: “işa” kelimesi kuranı kerimin verdiği isimdir değil mi? Yani yatsı namazına “işa” adını kuran vermiştir. “Ba’di salati işai” diye değil mi? Peki “işa” kelimesi bir alaca karanlık ifade etmiyor mu?

Enes Hoca: Salatil işa ve salatil fecr yani o zamanlarda çocuklar girmesin diyor. Yani burada bir vakit var ki girmesin.

Abdulaziz Bayındır: Tamam. “Min ba’di salati fecr” tamam. Şimdi o zaman “min kabli salatil fecr” ile “işa” birbirinden farklı demektir. Yani “gaye muhayyer”e dahil derseniz, yani diyorsunuz ki; “ila gasakul leyl” yatsı vaktine dahil olur derseniz o “gasakul leyl” “min kabli salatik fecri”dir. O zaman hiç bir anlamı kalmaz o şeyin. “Min ba’di salatil işa” dır yada “min kabli salatil fecr” dir. Zaten “min badi salatil işa”nın tamamı “min kabli salatil fecr”in içine girmiş oluyor.

Enes Hoca: Fecr vakti olduğu zamana kadar bırakmaz ki.

Abdulaziz Bayındır: Bak şimdi orada işte “nısful leyl” dediğimiz, “gasakul leyl” ile birlikte “nısful leyl” denen vakit başlıyor. Yani gecenin üçte ikisi başlıyor. O üçüncü bölüme kadar devam ediyor. Bir de “işa” kelimesinin kendisi bir görüntüde bulanıklık manasına gelmiyor mu? “Gasakul leyl”de bu bitmiş oluyor. Onun için bu şeyde, “ve aşiyyen” diyor ya, “ve aşiyyen hiye tuzhirun”(RUM 11) “aşiyyen kelimesi çok ilginç bir ifade. Hem gündüze göre alaca karanlık diyebileceğimiz vakittir ikindi. Öğlenin o aydınlığın en yoğun olduğu vakit ile kıyaslarsanız ikindide aydınlık artık yavaş yavaş yani güneş doğmaya başlamıştır halkın tabiriyle.

Mehmet Hoca: Akşam namazına işa denmeside o olabilir. Diyor ya “ve cau ebahum işaen yebkun”(YUSUF 16) yani akşam üstü deyince yani akşam üstü derken o “gasakıl leyl”den sonrasına akşam demiyoruz yani.

Abdulaziz Bayındır: Onu çok güzel söyledin. Yakub(as)’ın çocukları güneş batmadan gelmiş oluyorlar. O işa ikindi vakti olmuş oluyor. Ama salatul işa dedeğimiz zaman yatsı namazı.

Enes Hoca: Gözler biraz zayıflamaya başlasa o saat oniki birlerde gözlük ihtiyacı hissetmez. İkindinin vakti girdiği zaman gözlük isterdi.

Abdulaziz Bayındır: Yok yok ben bu gözlük konusunu bilmiyordum. Nereden tespit ettin.

Enes Hoca: Mesela benim babam sabahtan saat ikiye kadar hiç gözlük istemiyor. Kitap okuyor, rahat okuyor. İkindiden sonra gözlüğümü getirin diyor.

Abdulaziz Bayındır: Bu çok önemli. Ben bunu ilk defa duyuyorum.

Katılımcı: Hocam gözle görülür görüntü şeyi de var yani.

Abdulaziz Bayındır: Görüntü bulanıklığı başlıyor.

AynıKatılımcı: Hissedilir bir şey var yani, fark var öğlen ile ikindi arasında.

Abdulaziz Bayındır: Ben gözlük konusunu bilmiyordum yani.

Abdurrahman Hoca: İkindi vaktinden sonra bazı insanlarda tavuk körlüğü dene şey vardır. İkindiden sonra artık akşam üzeri göremezsin.

Abdulaziz Bayındır: Tavuk körlüğü

Enes Hoca: “Ve men ta’şu an zikrir rahnan” zikri rahman görür, o zuha vaktindeki göz nasıl bir şey görse kurana öyle bakmalıyız, eğer ikündi vaktindeki gibi gözlük isteyen bir görüş var, o olsa o zaman “nukayyıd lehu şeytan”(ZUHRUF 36) diyor. Ben o ayette öyle düşünmüştüm üzerinde.

Abdulaziz Bayındır: Bu çok güzel bir şey yani ufuk açıcı bir şey. Şimdi Abdurrahman Hoca’nın da söylediği tavuk körlüğü diyor. Sizde de kullanılıyor mu tavuk körlüğü? İlk defa duyuyorum ikisinide. Yani bunlar uzun tecrübelerle ortaya konmuş şeylerdir. Yanlız ayeti kerimeye çok uyuyor o mesele.

EnesHoca: Bu “işa”nın gündüzde olması şeydir.

Abdulaziz Bayındır: İşte bu şey hem gündüzün “işa”sı var hem gecenin “işa”sı var. Gündüzün aydınlığına nispetle ikindi vakti gündüzün “işa”sı oluyor. Yani görüntüde hafif bir bulanmalar meydana geliyor. Akşam güneşin batmasından itibaren gene bir belli görüntü var. Bir de onun “işa”sı var. O kırmızılık gittikten sonra başlayan, arapların “ateme” dedikleri bir bölüm. O hava kararana kadar, “gasakul leyl”e kadar devam eden kısımdır o işa. “Gasakul leyl” oldumu “işa” bitmiş olur.

Fatih Orum: O zaman üç namazı içermiş oluyor. Bir ikinfi, bir akşam, bir yatsı.

Abdulaziz Bayındır: Ne?

Fatih Orum: Bu “aşiyyen”

Abdulaziz Bayındır: Yok. Akşamı içermiyor işa kelimesi. Arap örfünde akşama da işa dejiyormuş. Peygamberimiz bunu yasaklamış. İşa demeyin demiş, kuranı kerimde işa yatsı namazıyla alakalı bir isimdir demiş. Mesela “ateme” derler ya, işa demeyi yasaklamış Peygamber efendimiz. Öyle bir hadisi şerif var.

Fatih Orum: Onu bende hatırlıyorum ama yani dilsel açıdan açıklarsak: işte karanlıktır, karanlıkta cisimlerin net görünmemesi. O zaman akşam da içine giriyor.

Abdulaziz Bayındır: Bak şimdi ben senin dediğin gibi düşünmedim, şöyle düşündüm:

Yahya Şenol: Tavuk karası diye bir hastalık var Hocam. Aydınlığı az yerlerde görememe hastalığı.

Abdulaziz Bayındır: Haa! Tavuk karası. Bak işte bu çok güzel.

Yahya Şenol: Ama hastalık olarak geçiyor.

Abdulaziz Bayındır: Tabiki. İşte bu babasıyla da ilgili hastalık dedi ya.

Yahya Şenol: Herkes için geçerli olması lazım değil mi?

Abdulaziz Bayındır: Herkes için olmaz.

Abdulaziz Bayındır: Herkesin görmesi yani değildir ki.

Yahya Şenol: Hastalara göre mi hüküm bina ediliyor?

Abdulaziz Bayındır: Hastalık dediğine göre hastalık hastalıktır. Tavuk karası hastalığı diyor. Herkesde olsa hastalık denir mi?

Yahya Şenol: Hastalığı denmiyor. Tavuk karası budur yani.

Abdulaziz Bayındır: Neymiş tavuk karası?

Yayha Şenol: Aydınlığı az yerlerde görememe hastalığı.

Abdulaziz Bayındır: Gördün mü işte, hastalık işte. Herkesde olsa ona hastalık denmez yani.

Enes Hoca: Normal gözlük takmayanlar görebilir.

Yahya Şenol: Yani o “işa”yı benimde yaşamıyor olmam lazım yani. Görüntü kaybı olması lazım.

Enes Hoca: Görme azalıyor, onu hissetmiyorsun. Gözlük ihtiyacı olanlar ilk defa o zamanda görmemeye başlıyor.

Yahya Şenol: Tamam işte, bu ayetler indiği zaman onu mu dikkate almışlar. Gözlük takanlar göremez diye.

Abdulaziz Bayındır: Yani orada, bak sen görsende görmesende bir aydınlıkta azalma oluyor.

Katılımcı: Fotoğrafta da öyle. Öğlen çekilen fotoğraflar ikindiden daha şeydir. Mesela bize öğretmişlerdi, fotoğraf öyle çekilir yani. İkinci, akşamdan önceki fotoğraflar daha bulanık görünür yani.

Abdulaziz Bayındır: İşte bunlar çok önemli şeyler. Yani fıtratla..

Mehmet Hoca: Bazı insanların hissedip de bazı insanların hissetmemesi gayet şeydir.

Abdulaziz Bayındır: Sen de hissedersin de sendeki görme fazla kuvvetli olduğu için. Mesela şurada “ateme” denen bir şey var. Atema: gecenin bir bölümü. Güneşin batışından sonra beliren kızıllığın kaybolmasıyla başlayan ve gecenin ilk üçte birinin bitimine kadar uzayan vakit. Bak ateme kızıllığın kaybolmasından gecenin ilk üçte birinin bitimine kadar olan vakit.

Fatih Orum: Orada, yanılmıyorsan siz geceyi bölmüştünüz. Sizin böldüğünüz şekilde bölmüyor. O farklı açı da herhalde saati hesaplayıp öyle bölüyor.

Abdulaziz Bayındır: Bu mu? Burada? Araplar?

Fatih Orum: Yoo onu demiyor, onu yazan.

Abdulaziz Bayındır: Yok canım, bunu yazan öyle bölmemiş.

Fatih Orum: Bilmiyorum siz herhalde inşallah yazmamışsınızdır. Işığı diyor. Zülefa demişsiniz, işte gecenin üçte biri hangi saatte nasıl olur. Üçte ikisi nasıl olur. Ortası. Öyle şeyler demiştiniz geçen derslerde. Bu üçte biri diyor, zaten üçte biri geçmiştir.

Abdulaziz Bayındır: Bu onun aynısı bak, bir daha şey yapayım. Bu şeyde, istersen lugatta bakın: ateme, el ateme. Şimdi bu gece üç bölüme ayrılıyor ya güneş ile birlikte. Güneşin battığı andan “hine tumsune”(RUM 17) diye ayeti kerimede belirtilen akşama girdiğimiz vakitten “gasakul leyl”e kadar devam eden birinci bölüm. Bu bölüm kendi arasında ikiye ayrılıyor. Birisi kızıllığın kaybolduğu vakit, birisi de beyazlığın kaybolduğu vakit. İşte ateme kızıllıkla beyazlık arasındaki vakte deniyor. Araplar bu vakitte hayvanlarını getiriyorlarmış kırdan. Birazcık dinlendiriyorlar, bu tam karanlık basmadan o ateme denen vakitte sütünü sağıyorlar.

Mehmet Hoca: Hayvanların gelmesi, toparlanması güneşin batmasına denk geliyor. Hayvanları biraz dinlendirdikten sonra sütü sağıp eve gidip içene kadar bu vakte ateme deniyor.

Abdulaziz Bayındır: İşte ona da ateme deniyor.

Mehmet Hoca: Köyde yaşayanlar çok iyi bilir mesela. Özellikle son baharda bırakırız hayvanları güneş batana dek. Bütün hayvanlar kendiliğinden gelir.

Abdulaziz Bayındır: Birazcık dinlendirirler..

Mehmet Hoca: Ondan sonra onları ayrı ayrı..

Abdulaziz Bayındır: Çoban da dinlenir, hayvanlar da dinlenir birazcık.

Mehmet Hoca: Çoban olmadan kendisi geliyor zaten. Özellikle deve.

Enes Hoca: Ateme bir tanesi: El ihta

Abdulaziz Bayındır: Yani geciktirme manasında.

Enes Hoca:el sülüsül minel leyl, ikincisi sülüsül leyil evvel.

Abdulaziz Bayındır: Haa üçte biri. Tamam.

Enes Hoca: “El atul” var. “ennakatu teberru illa atemetel leyl indel işa”

Abdulaziz Bayındır: Şimdi, yani bu dediğine muhalif bir ifade değil bu. Gecenin üçte biri oluyor. Ondan sonra “gasakul leyl” başlıyor fecire kadar ikinci. Fecirden güneş doğuşuna kadar üçüncü bölüm. Şimdi fecirden güneşin doğuşuna kadar da ikiye ayrılıyor. İlk doğuşta beyazlık, arkasından “şafakul ahmar” başlıyor. Yada “el fecru ahmel” dediğimiz kırmızılık başlıyor. Ama o ikisinin tamamı o da “zülfe minel leyl”dir. Baştaki de “zülfeteyn minel leyl”dir. Gecenin gündüze yakın iki zamanıdır. Ama “gasakul leyl” gündüze yakın değil. Tamamen geceye has bir bölümdür. Onun için yani bu “işa” kelimesi,”işa” gasakul leyl de biter. Orada başlamaz. O şeyden dolayı yani o kelimenin lugavi manası itibariyle de herhalde Haşim Özdaş az önce benim ne demek istediğimi tam anlamadı gibi geldi bana. Şimdi bir gündüz var bir gece var. Gündüzün de “işa”sı var gecenin de “işa”sı var. Gündüzün “işa”sı ikindi vakti, gecenin “işa”sı da yatsı vakti. Her ikisinde de özellik ışığın azalması. Gündüze göre ışığın azalması ikindide oluyor, geceye göre ışığın azalması, gündüze göre ışığın azalması ikindide oluyor, giderek güneş batıyor. Hatta o gündüze göre “gasak”.

Enes Hoca: Güneş batmadan önceki ışığın..

Abdulaziz Bayındır: Işığın azalma vakti. Şimdi gecenin “ila”sı ise “gasak”a kadar, şeyden havanın aydınlığı geceye göre aydınlık, kırmızı şafak kaybolana kadar güçlü. Geceye göre güçlü.

Mehmet Hoca: Karanlığın şiddetlenmesi. Yani gittikçe karanlık şiddetleniyor.

Abdulaziz Bayındır:  Orada bir atlama taşı olarak, sınır olarak “şafakul ahmar” dediğimiz o kırmızı şafak kaybolduğu andan itibaren artık gecenin “işa”sı başlıyor. Yani artık takip ederseniz görme iyice azalır. “Gasakul leyl” oldumu biter. Tamam mı? Ondan dolayı mesela ayeti kerimede ne diyor: “fe subhanallahi ve hine tumsune ve hine tushibun”(RUM 17).”ve lehul hamdu fis semavati vel ardı ve aşiyyen tuzhırun”(RUM 18). “Fe subhanallahi ve hine tumsune” “fa” ile mi başlıyor orada? “Tumsun” dediğimiz zaman akşama girmek. “Temsa” “dehale” manasına da geliyor: akşama girdi, yani akşam namazı. “Tusbıhun” dediğiniz zaman sabah namazı. “Aşiyyen” dediğiniz zaman hem yatsı hem ikindi namazı. “Ve hine tuzhırun” dediğiniz zaman da öğlen namazı. Yani isimlerini de kuranı kerim vermiş oluyor burada. Orada “ve cau ebahum işaen yebkun”(YUSUF 16) da ikindi vaktinde gelmiş oluyorlar babalarına.

Enes Hoca: Gasak konusunda “gasakul leyl zuhur evvelihi” demiş. “Eteyti hine gasakul leyl” deniyor. “Hine yehtelihu ve yeseddune nazır” “esse hazel hakku seyda ve sakatal aynu tavsihu” diyor. Ondan sonra “ve huve emnanul ayni bil mağrib vel gasık essari” ondan sonra “emma badi tavsih ayn ma gasakul leyl fele evvelu hine yedhulu la (36:50-36:52) leyl bi zulmetihi”

Abdulaziz Bayındır: “Zulmetihidir, çünkü “ve min şerri gasıkin iza vekab”

Enes Hoca: Gasakul leyl

Abdulaziz Bayındır: Hah! İşte o dur. Yani batı ufkundaki beyazın da kaybolup gecenin karanlığının başlamasıdır ama burada hep şuna da dikkat çekmek gerekiyor: bil hassa kuzey kutba doğru gittiğiniz zaman çok ciddi kafa karışıklığı oluyor. İnsanlar diyor ki; efendim diyor, işte kuzey kutbunda beş vakit namaz olmaz diyor. Böyle bir olay yok. Şimdi burada şu var, yani tekrar etmemin sebebi çok önemli onun için tekrar ediyorum. Zihinlere iyice yerleşsin diye. Bir kere atmosfer aydınlığı denen bir aydınlık vardır. Bütün bu anlatılanlar atmosfer aydınlığı sıfır sayılarak anlatılıyor. Yani gece eğer yağmur yüklü bulutlarla gökyüzü kapanmamışsa dünyanın her yerinde belli bir görüş mesafesi vardır. Kısa olur uzun olur o başka bir şey ama belli bir görüş mesafesi vardır.

Abdullah Bayındır.: Ay sıfırsa olmuyor.

Abdulaziz Bayındır: İsterse ay olmasın. Bulutlar olmadığı zaman.

Abdullah Bayındır.: Ay olmadığı zaman önünü zor görüyorsun.

Abdulaziz Bayındır: Bak, önünü zor görüyorsun diyorsun. Ama o dediğim olduğu zaman parmağını gözüne sok göremezsin. Ben bunun hepsinin denemesini yaptım. Elimi şöyle yaptım, hiç mümkün değil hiç bir işaret göreyorsun.

Mehmet Hoca: “İza ahrace yedehu lem yeked  yereha”(NUR 40)

Abdulaziz Bayındır: “İza ahrace yedehu lem yeked yereha” elini çıkarsan göremezsin. Şimdi

Katılmcı: Sabah namazını kıldığı için “hatta iza ahadun minel cisehu” yanında oturanın kim olduğunu görmüyordu, o kadar karanlıktı.

Abdulaziz Bayındır: Yatsıyla ilgili değil mi? O zaman kılıyormuymuş namaz?

Abdullah Bayındır.: Sabah ile ilgili de bir tane var.

Abdulaziz Bayındır: Yanlız şimdi orada bu kişi nerede oturuyor? O önemli. Mescidde oturuyorsa

Aynı Katılımcı: Kapalı mı?

Abdulaziz Bayındır: Üstü kapalı mescidin. Mescidde oturuyorsa durum başka. Bizim anlattığımız dış mekandadır. Tamam mı? Şimdi kuzeye doğru gittikçe. Ekvatorda atmosfer aydınlığının en düşük olduğu yerdir ekvatorun bulunduğu yer. Kuzey kutup da atmosfer aydınlığının en yüksek olduğu yerdir. Şimdi orada efendim altı ay gece altı ay gündüz oluyor, orada namaz vakitleri olmuyor. Burada bir hususu daha ayeti kerimeden anladım. O kuzey kutupta senenin bir gününde yirmidört saat güneş gözüküyor, onun bir resmi internette dolaşıyor. Bize de gelmişti görmüştük. Yani 24 saat güneşi görüyorsunuz. Bir günün çevresinde hiç bir an güneş kaybolmuyor. Güneşi görüyorsunuz. Fakat orada da gece oluyor. Neden gece oluyor? Şu ayetten dolayı: “ve cealnel leyle ven nehara ayeteyni ve fe mahavna  ayetel letli ve cealna ayeten leyli mubsıratel: gündüzün ayetini mubsir kıldık”(İSRA 12). “Mubsır”, “şemsen” demedi orada. “Şemsen” demeyip de “mubsıratel” demesi çok önemli. Çünkü orada da güneşi görüyorsunuz ama bir karanlığın arkasında görüyorsunuz. “Mubsıra” değil.

Katılımcı: Az evvelki tavuk karası dediğimiz..

Abdulaziz Bayındır: Tavuk karasından daha da farklı. Göstermiyor. Yani ışığı size gelmiyor. Güneşin sadece kendi sülietini  görüyorsunuz.

Abdullah Bayındır: Ama şimdi bu kutup araştırmalarıyla ilgili söylenenler ne olursa olsun gidip her zaman yerinde bakılması lazım kesin bir şeye ulaşmak için.

Abdulaziz Bayındır: Şimdi önceden eğer

Abdullah Bayındır: Gezi düzenlemek gerek. Gerçkten, uzaktan aydınlık var, karanlık var diyoruz ya. Yerindeki insanlar, orayı araştıranlardan da bunları söylemeyenler var, şey yapmayanlar var.

Abdulaziz Bayındır: Şimdi Abdullah, burada şu var: siz eğer aydınlık karanlık ararsanız o adamların dedikleri doğru.

Abdullah Bayındır: Böyle düşününce de şey oluyor, bilgileri ortaya koyacaksın ondan sonra bakacaksın da. Bir de şartlanmış gidip bakmak da olabilir böyle olunca.

Abdulaziz Bayındır: İşte burada meseleyi bilmeden bakarsan herhangi bir şey göremezsin.

Mehmet Hoca: Şimdi 24 saat güneşin açık olduğu yerde mesla dediğiniz olabilir ama mesela ben 85’de Moskova’ya giderken Sibirya’dan 21 saat gündüz oldu. Sabah namazını 5’de falan kıldık. Namaz kılıyoruz, aydınlıkta namaz kılıyoruz. Sonra baktık 21 saat gündüz olmuş.

Abdullah Bayındır: İsveç’de, Norveç’de de.

Mehmet Hoca: Hızlı gidiyor tren. Böylece 23 saate yakın gündüz oluyor. Başka mevsimde de geçenlerde de gece öyle olmuş

Abdulaziz Bayındır: Burada olay şu bak: o sizin gece dediğiniz “gasakul leyl”dir. Tamam.

Mehmet Hoca: Güneş batıyor yani. Az oluyor.

Abdullah Bayındır: Bir bölümde böyle, orada hiç altı ay gece altı ay gündüz olmuyor ama sizin dediğiniz gibi. Sadece gecenin gündüzün aşırı uzama vakitleri var yani. Altı ay gece altı ay, orada normal vakit işler. Ama altı ay gece altı ay gündüz olan yer için problem.

Mehmet Hoca: Mesela bir buçuk saat gündüz olduğu zaman, siz o beş vakit namazı bir buçuk saate sığdıramazsınız.

Abdullah Bayındır: Cem ne güzel bir şey.

Abdulaziz Bayındır: İşte burada siz neye gece, neye gündüz diyorsunuz o son derece önemli oluyor. Orada bak ben en uç örneği vermeye çalışım. Gerçekten adamlar tespit etmişler. Yirmi dört saat güneşin kendini görüyorsun ve ufkun üzerinde.

Abdullah: Resmi vardı.

Mehmet Hoca: Dört beş gün öyle geçti yani.

Abdulaziz Bayındır: Güneş ufkun üzerinde, güneşi görüyorsunuz. Güneş batmıyor. Ama ayette kullanılan kelimeye dikkatinizi çekmek istiyorum ki öyle bir yerde olduğunuz zaman fetva vereceksek bilerek fetva verelim. Şimdi ayet mesela demiyor ki; gündüzün ayetini güneş kıldım dese o güneşi görüyorsan gündüzdür. Ama güneş kıldım demiyor “mubsıraten” diyor: gösteren. O güneş orada var ama bir şey göstermiyor. Önü karanlık. O zaman orada da güneşin doğması ve batması yine var. “Mubsıraten” ayeti kerimesiyle hareket ettiğiniz zaman. Mesela Sen Petersburg’da biz Mayıs ayının sonlarına doğru gece gç vakit yani saat 11’i geçiyordu hava alanına gittik. Her taraf yani görüş mesafesi çok, bayağı uzun. Ama güneş çoktan batmış. İşte bu ikisi arasındaki farkı anlarsanız mesla “gasakul leyl” kavramını iyi kavrarsak, akşam güneşin batmasını iyi kavrarsak, fecr kavramını iyi kavrarsak buralarda fetva vermemiz kolaylaşır. Buradan sizin alt yapınız olmazsa, oraya kendi zihninizle giderseniz o zaman iş başka bir mecraya gidiyor.

Mehmet Hoca: O zaman güneşin batmasını da başka tarif etmek gerekir.

Haşim Özdaş: Güneş olup da nasıl aydınlık olmuyor. Biz güneşi görüyoruz, aynı zamanda..

Abdulaziz Bayındır: Ona o resmi göster Yahya Şenol.

Abdullah Bayındır: Bakarsanız felsefik şeylere güneş doğup batmaz aslında.

Abdulaziz Bayındır: Sen bak göreceksin onu.

Katılımcı: Bende de var resimleri. Işınları kırılıyor, sonra güneşin uzakluğı yakınlığı farkediyor. Bir sürü sebebi var bunun.

Abdulaziz Bayındır: Teknik açıklaması ayrı bir konu. Bizi ilgilendiren baktığımız zaman güneş “mubsıra” vasfını kaybediyor. Önemli olan o. Bizi ilgilendiren o. Evet.

Abdurrahman: Ay gibi gözüküyor birazcık.

Abdulaziz Bayındır: Ay gibi gözüküyor. “Mubsıra” değil artık. Tabi yani burada “işa” kelimesi gerçekten çok büyük bir önem kazanıyor.

Mehmet Hoca: Konunun üzerinde durmak gerekir.

Abdulaziz Bayındır: Evet. “İşa” kelimesi çok büyük bir önem kazanıyor. Burada bu tür meseleler bir yerde iyice pişirilmezse istenen sonuç şey yapamıyorsunuz. Kafanız netleşmemişse yapacağınız şey değil. Yani burada yapulan çalışmalar bir şartlandırma çalşması  değil. Ayeti kavrama çalışması.

Mehmet Hoca: O zaman ölçüp şey yapsın, oruç. O daha gerçeğe yakın gibi duruyor o zaman.

Abdulaziz Bayındır: Neyi ölçüyorsunuz?

Mehmet Hoca: Yani oruç nasıl tutulur oraya gidince.

Abdulaziz Bayındır: Neyi ölçü alacaksınız?

Mehmet Hoca: Ölçüsü demiş ama ölçüsü derken sizin o dediğiniz gibi olabilir yani.

Abdulaziz Bayındır: Hayır, bunlar diyorlar ki; en yakın bölgeye göre. Kardeşim! Böyle fetva olmaz. Yani demiş oluyorsunuz ki bu adam her gün en yakın bölgenin takvimini bilmesi lazım. İşte interneti olacak, telefonu olacak, televizyonu olacak. Fetva verirken, o adam o bölgede hiç bir tarafla irtibatı yok diye düşünerek vereceksin.

Haşim Özdaş: Takvim yeterli olmuyor mu Hocam?

Abdulaziz Bayındır: Kardeşim, adamın takvimi olmak zorunda mı? Takvimi olması gerekiyor mu? Eskiden takvim mi vardı? Yani ne fetva vereceksiniz ki. Bundan 10 asır öncesi için de geçerli olması lazım. Yani yarın Allah göstermesin bir dünya savaşı çıksa ve petrol kuyuları tamamen kullanılamaz hale gelse elektrik ne olur, bitmez mi? Dolayısıyla yani fetva böyle geçici şartlara göre verilmez. Yani bir ilmi çalışma yapıyorsan kalıcı bir hüküm vereceksin. Onların hiç birisi tatminkar değil.

Haşim Özdaş: Kimisi de diyor ki Mekke’ye göre, Mekke takvimine göre.

Abdulaziz Bayındır: O çok kolay. Kuzey kutuptaki olan adam nasıl olsa yukarıda. Şöyle bir Mekke’ye bakar. Değil mi, şöyle bir bakar ne yapıyorlar falan diye.

Mehmet Hoca: Ama o ışığın kırılmasını esas almak sanki mantıklı gibi görünüyor ama tam emin değilim.

Abdullah Bayındır: Asıl şöyle yapacak: altı ay gece altı ay gündüz ya, ilk gündüze geçtiği zaman sabah namazını kılar..

Mehmet Hoca: O zaman o kavram da yanlıştır. Altı ay gece altı ay gündüz değil ki. Altı ay aydınlık oluyor altı ay karanlık oluyor.

Abdulaziz Bayındır: Zaten 24 saat. Gece ve gündüz her defasında oluyor. Kuzey kutuptan sürekli canlı yayın yapıyorlar internette. Yani mutlaka öğlen oluyor, akşam oluyor, yatsı oluyor, sabah namazı oluyor. Görüyorsunuz onu gözünüzle.

Abdullah Bayındır: Oradaki insanların bir de, çalışan insanlar var bir şekilde. İş takvimlei falan filan var. Sonuçta onlar kendi iş takvimlerinde gece gündüzü ayarlamaları yapmışlardır pekala.

Abdulaziz Bayındır: O saate göre ayarlarlar. Bizim iş takvimimiz saate göre ayarlanıyor. Saate göre ayarlama başka şey başka.

Abdullah: En aydınlık vakti uyuma vakti yapmazlar herhalde.

Abdulaziz Bayındır: Tamam yani tabiki onun da etkisi olur.

Abdullah: Oradan da yani ortak aklın oluşturmuş olduğu bir gece gündüz kavramı vardır.

Abdulaziz Bayındır: Tabiki vardır.

Mehmet Hoca: Eskimoların hayatında onu yazıyor.

Abdulaziz Bayındır: Şu anda biz yenimolarla uğraşıyoruz, eskimolarla problem yok zaten. Problem yenimolarla.

Mehmet Hoca: Eskimolar diyor ama şimdikilerde o eskimolarya, mo olarak kaldığı için eskimolar diyor.

Abdulaziz Bayındır: Peki şimdi devam ediyorum.

Haşim Özdaş: Hocam bu birinci görüşü savunanlar şu hadise dayandırıyorlar görüşlerini: deccal ile ilgili olan hadis var. Orada işte gündüz çok uzun olacak. Diyor iki namazımızı nasıl kılacağız? İşte onu da siz takdir edersiniz gibisinden bir meal var.

Abdulaziz Bayındır: Bu hadisin çok zayıf olduğunu da yazıyorlar yani. Ona bina edilemez.

Enes Hoca: Altı ay gündüz altı ay gece diyenler, o altı ayı nasıl ölçüyor?

Abdulaziz Bayındır: Evet, altı ayı nasıl ölçüyor?

Mehmet Hoca: Başka yere göre ölçüyor.

Abdulaziz Bayındır: O şey değil. Sadece aydınlık vardır.

Mehmet Hoca: Aydınlık var demektir, gece değil de.

Abdulaziz Bayndır: Şeyde beyaz geceler diyorlar. Belli bir şeyden sonra. Beyaz geceler; o da yazın oluyor. Gece aydınlık oluyor. Uzunca bir süre aydınlık oluyor. “Gasakul leyl” gecikiyor. Yoksa leyl gecikmiyor.

Evet şimdi devam ediyoruz. “Vel asru vel işau sevaun yakrahu fihi ma bi evsatın mufassal” buradan kaynaklandı bütün şeyler. “Ve fil mağribi dune zalik: akşan namazında bundan daha aşağı”. Şimdi bu satı mufassal, evsatı mufassal, kısalı mufassal diye ayrımlar var. Onu orada nasıl anlatmış?

Enes Hoca: Mufassal denmesi

Abdulaziz Bayındır: Ayrı ayrı sureler olması

Enes Hoca: “Kesretin ves suretihi” demiş.

Abdulaziz Bayındır: Sık sık surelerin araları ayrıldığı için mufassal denmiş oluyormuş.

Enes Hoca: “Tıvalı mufassal hucarat vessemai buruc”

Abdulaziz Bayındır: “Hucurat’tan” ve “Ves semai buruc”‘a kadar tıvalı mufassal, yani uzun olanlar.

Enes Hoca: “Vel kısaru minel duha ilel ahiru”

Abdulaziz Bayındır: Kısa olanlar da demek ki “ves semai buruc”tan “ved duha”ya kadar orta uzunlukta olanlar.

Enes Hoca: Orta olanlar “evsatı mufassal kuvviret ilel duha”.

Katılmcı: Burada farklı söylemiş, Hidaye’den mi bakıyorsunuz Hocam?

Enes Hoca: Hidaye

Abdulaziz Bayındır: Dip notundan mı söylüyorsun? Ne diyor?

Abdulaziz Bayındır: Ben duyamadım bir daha.

Katılmcı: Evsatı mufassal, evsatta fark var: Buruc’dan Beyyine’ye kadar evsat.

Enes Hoca: Kuvvirat’tan “duha” ya kadar diyor. Duha’dan sonra Beyyine.

Abdulaziz Bayındır: Buruc’dan Beyyine’ye kadar gelmiş. Diğerleri tamam. Yani orada da Hucurat’tan başlatıyor değil mi? Hucurat’tan “Ves semai izel buruc”a kadar uzun. Buruc’tan Beyyine’ye kadar orta, Beyyine’den sonuna kadar kısa. Burada da Duha’ya kadar. Zaten bu bir kişinin şahsi değerlendirmesidir. Bu ne ayer yükmü ne hadis hükmüdür.

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz.İsa Gelicekmi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın