Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1

3 Ekim 2009 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

Bugünkü konumuz hamr meselesidir. Kuran-ı Kerim’de hamr ile ilgili 4 tane ayet var. Şimdi o mesani prensibi uyarınca ilk ayet Bakara Suresinde 219. ayet. Burada diyor ki Allahü Teâlâ “Sana hamri ve meysiri soruyorlar.” Hamr, aslında sözlük olarak, aklı örten şey, “Ma hamr el akle.”, ondan sonra ayrıca “Külli müskirin hamrun.” var. Hamra recülü şehadetahu ketemahu, şahitliğini hamret yani gizle. Şimdi bu aklı örten şey, “Ma hamr el akle.”. İşte hanımların başörtüsüne ne deniyor? Hımar deniyor yani o başı örtüyor. Şimdi Farsçası serhoş, ser, baş demek; hoş da hoş. Bugün içki içenler ne diyor? Kafam iyiydi diyorlar değil mi? İşte hoş kelimesinin bizde hoş kelimesini iyi manasına kullanırız zaten. Serhoş demek kafası iyi demek. Yani ne olmuş oluyor? Aklını kullanamayacak hale gelmiş oluyor. Aklı örtülmüş oluyor. O, Cevheri’nin Es Sahah adlı lügati. Hımar, kadının başını örttüğü başörtüsüdür. Yani bu hamr, aklı örten, sarhoş edici her şey demektir.

Şimdi sarhoş edici her şey, sarhoşluk veren her şey dediği zaman geleneksel olarak aklımıza içkiler gelir. Yani böyle sıvı olan, içildiği takdirde yani aklı sarhoş eden şeyler gelir. Ama dikkat ederseniz sözlükte içki kelimesi kullanılmıyor. Yani işte ma yuşrabu falan gibi ma yesturül akle min ba yuşrap denmiyor. İçilen şeylerden aklı örten demiyor. Yani öyle ki bak başörtüsüne bile hımar diyor. Halbuki sadece örtü olmuş oluyor. Bu böyle olunca bunun içki ile sınırlandırılamayacağını anlamış oluyoruz. Zaten Peygamberimiz s.a.s. Buhari’de geçen hadisinde de ne diyor? “Hamr, aklı örten şeydir.” diyor. “Kapları hımarlayın.” diye bir hadisi şerifi var. Yani kapların üstünü örtün. Toz dökülmesin, şu olmasın bu olmasın falan.

Şimdi, ayeti kerimede, bu ayette diyor ki hamr. Biraz sonra okuyacağımız Maide Suresinin 90. Ayetinde de hamr kelimesi geçiyor. Sözlükte de hamr, aklı örten şey deniyor. Hadisi şerifte de “El hamru kullu makamer aklel.” deniyor. Aklı örten her şey deniyor. Öyle olunca hamra içki diye anlam vermek yanlış oluyor. Yani eksik oluyor. Yanlış değil de eksik oluyor. Çünkü içki dediğiniz zaman içilen şey. Halbuki işte afyondur yani uyuşturucu dediğimiz maddeler de aklı örten şeyler değil mi? O zaman bu ayeti kerime, yani bu ayetler aslında içkiyi haram kılan değil, insana sarhoşluk veren her şeyi haram kılan ayetler olmuş oluyor.

Dolayısıyla ayetin delaleti içine, ayetin kendisi içine ne girmiş oluyor? Bu uyuşturucu maddeler de bizatihi yasağın kapsamına girmiş oluyor. Doğrudan doğruya, dolaylı olarak girmiyor. Doğrudan doğruya giriyor. İkisinin arasında fark var. doğrudan doğruya girdiği zaman işte dersiniz ki içtihati olarak bu haram kılınmıştır. Aslında Allahü Teâlâ bunu haram kılmadı ama biz içtihatla bunu haram kıldık dersiniz. O zaman zanni olur. Birisi helal derse adama sen Kuran’a aykırı hareket ediyorsun diyemezsin. Ama işte bütün bunlar hem sözlük olarak, hem Peygamber efendimizin hadisinde mesela “Kullu miskurun hamrun.” diye hadis de var.

Bali çekmek işte hepsi aklı örtüyor sarhoş ediyorsa ne olursa olsun bu içki demiyoruz da yani hamr kapsamına giriyor dememiz lazım. şimdi bu mealleri yaparken alışkanlıkla insan farkına varmadan bunu söylüyor ama bakın Peygamberimiz s.a.s. bunu söylememiş. Çok önemli. Yani Peygamberimizin söylediği yani içki demiyor yani. Aklı örten şey diyor.

Meysir de müsr kelimesinden yani kolaylık kelimesinden geliyor. İşte buna kumar diyoruz. Kumarın meysir diye adlandırılmasının sebebi şöyle anlatılıyor. Kumar oynadığınız zaman parayı alışılmış en kolay elde ediyorsunuz. Elde edilişi çok kolay, elden çıkması çok kolay. İşte şuradan eğer serçe geçerse sen kazanacaksın, karga geçerse ben kazanacağım. İşte o anda duruma göre gitti. Emeksiz. Hem kaybetmesi emeksiz, çabucak hem kazanması çabucak. Onun için adına meysir diyorlar. Yani Allahü Teâlâ’nın meşru kıldığı mal kazanma yollarından değil.

“Sana hamri ve meysiri soruyorlar.” İşte herhalde bu kelimeye hamr demek lazım, hiç tercüme etmemek lazım. Hamr diyeceksiniz ki ya da sarhoş edici maddeler demek lazım genel anlamıyla. İçkiler değil de sarhoş edici maddeler diye tercüme etmek lazım. “Sana hamri ve meysiri (kumarı) soruyorlar. İkisinde de büyük ifm vardır.” İfm kelimesinin lügatteki manası kişiyi hayırdan uzaklaştıran şerre yaklaştıran demektir. İkisi de büyük ölçüde insanı hayırdan uzaklaştırır ve şerre yaklaştırır.

Peki? “İnsanlar için menfaatler de vardır.” Faydası da vardır. Şimdi içkiyi düşünün. Üzümü dikenden, yetiştirenden en son kullanıcıya kadar, şişesini üreten, dağıtan, dükkanını kuran, fabrikasını kuran, çalışan, binlerce insan orada oluşan ekonomik faaliyetten fayda görür. İnsanlar için faydası var. Bazı tabiplerin televizyona çıkıp kırmızı şarap şuna faydalıdır, bira şunun için faydalıdır, eğer viski içerseniz şöyle olur diye söyledikleri şeylere yanlış demenin bir anlamı yok. Tamam, doğrudur. Ama onlardan hangisine sorsanız, bunun zararı mı fazla, faydası mı fazla? Hemen der ki zararı tabi fazla, elbette ki fazla der. Şimdi, Allahü Teâlâ burada bir tespit yapıyor.

Kumarda da öyle. Kumarın da birtakım faydaları var. Mesela bir zamanlar Türkiye’de kumar serbest bırakıldı. Niye? Ülkeye döviz girsin diye serbest bırakıldı. Ülkeye döviz girdi gerçekten. Girdi ama o zaman işlenen cinayetleri hepimiz hatırlarız. Ortaya öyle pislikler çıktı ki onun serbest bırakan otorite yasaklamak zorunda kaldı. (Şimdi, Kıbrıs’ta serbest Hocam, oraya döviz girsin diye.) Yani menfaati yok değil. Var işte birtakım menfaatleri var. Geçende, Allah sağlık ve afiyet versin Ömer Gelmiyirligil bir eposta göndermiş içkiyle alakalı olarak. Enteresan şey vardı. İçkinin işte bütün faydalarını sayıyor sayıyor, şuna fayda, buna fayda saymış, bayağı saymış. Tek zarar gören içendir demiş. Öyle gerçekten. Yani ilaç olarak da verilse bile mutlaka onun yerine daha iyisi muhakkak var. Ha, bizim ihtiyacımız olan alkolü diyorsanız o başka.

Yani burada şimdi iki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. Alkol ile içki birbirinden çok farklı tamam mı? (Hamra sarhoş edici her şey dedik ya öyleyse sarhoş edici şey o maddeyse yani alkolse, alkolün azının faydaları anlamında ben dedim. Elma da şurada burada varlığından bahsettim.) Ha, yok bir kere bu ayette alkol demiyor. Bakın alkolün kendisi içilmez. Hayır, alkol dediğiniz o kimyasal madde içilmez. İçilmez çünkü yakar o. O mutlaka bir başka maddenin içinde alınması gerekir. Eğer bir nişastalı veya şekerli bir sıvı varsa ki bizim yiyeceklerimizin hemen hemen tamamına yakını böyledir. Ya nişastalıdır yani içinde bu taneli bitkiler vardır ya da bir şekilde şeker vardır. Çünkü o yiyeceklerin her biri içinde şeker var. şimdi, nişastalı ve şekerli maddeler oda sıcaklığında akşamdan sabaha kalırsa içinde en az 2-3 derece alkol oluşur. Ama siz onu fark edemezsiniz. O sarhoş da etmez, siz onu alırsınız yiyeceklerden. Elmada vardır, muzda vardır, portakalda vardır, yediğimiz ekmeğin içinde alkol vardır. Biz onu alırız. Çünkü vücudun belli bir oranda alkole ihtiyacı var. Ama bunun sarhoş etmekle hiçbir alakası yok. Dolayısıyla Kuran-ı Kerim’de alkol haramdır diye bir olay yok. Çünkü alkolü tek başına içemezsiniz, bu mümkün değil. Onun için alkolün içine belli bir oranda su katılırsa o suyla birlikte ancak içki haline döner.  Zaten onu alkol haline getirebilmek için damıta damıta uğraşılır, ancak 96 dereceye kadar çıkarılır, 4-5 derece oranında yine su vardır içinde.

(O Mustafa Bey’in sorduğu soruyu hani şey olarak algılanabilir mi acaba, ondan hem siz kötü habais hem de tayyibat elde edersiniz. Yani kaniatta alkolden iyi şeyler de elde edilebilir, kötü şeyler de elde edilebilir. Yani o…) Yok bu onu söylemiyor. Ayette söylenen alkol değil. Alkol kimyasal bir madde. (Dediniz ki sarhoş edici her şey haramdır. Hamrdır. Sarhoş edici şey nedir, bir maddedir sonuçta. Bu madde de alkoldür, nikotindir, şudur budur, alkol sadece bir örnek. Başka şeyler de olabilir, mesela esrar…) Bak şimdi biraz sonra ayet bütün detayları verecek. Biz şimdi şu anda birtakım kavramlar üzerinde biraz duruyorum. Ayetlerde bu sorulan bütün detayların cevabı var. Tamam mı, şey yapmayalım.

Şimdi, diyor ki “İkisinde de büyük günah vardır ve bir kısım menfaatler vardır. İkisinin de günahı, ikisinin de menfaatinden daha büyüktür.” (Hocam faydanın karşısına zararı değil de günahı sokmasının sebebi var mı? Zararı faydasından büyük deniyor ya. Günahı faydasından büyük?) Şeydir yani bu zaten Allahü Teâlâ ne diyor? “İnsanlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar.” diyor ya. Ondan işte bu zarar da habis manasına geliyor. Allahü Teâlâ burada ifm kelimesini kullanarak o olaya son noktayı koyuyor.

Şimdi, burada şöyle bir prensip ortaya çıkıyor. Demek ki zararı şimdi burada anlıyorsunuz, zararı menfaatinden fazla olduğu belli yani. Onun zarar olduğu anlaşılıyor. Şöyle bir prensip ortaya çıkıyor. Demek ki bir şeyin zararı daha fazla olursa o yasaklanmış oluyor. Menfaat olabilir. Zaten dünyada yüzde yüz karlı, yüzde yüz zararlı bir şey olmaz. Yani sizin zararlı gördüğünüz şeylerde mutlaka birtakım faydalı taraflar vardır. İşte o günahkarlar faydalı tarafını öne sürerek kendilerini haklı görmeye çalışırlar. Hep onu ön tarafa alırlar. Ve o şekilde de kendilerini kandırmış olurlar. Çünkü günah mantığı bu. Çünkü öyle yüzde yüz zararlıysa bunu hiç kimse yapmaz ki. Yüzde yüz faydalıysa hiç kimse yapmaz. Ama faydası da olacak, zararı da olacak. Zararı faydasından çoksa Cenabı Hak onu yasaklamış oluyor.

(Hocam, tıbbi ilaçlarda bunun tersi oluyor. Mesela tıbbi ilaçlar bilimsel olarak faydası çok ama zararı hepsinde var. Yan etki diyoruz ya. Faydası çok olduğu tespit edildiği zaman serbest bırakıyorlar.) Canım sabahleyin sen canın uyumak istiyor, uykudan uyanıyorsun, sana göre zarar. Ama ibadet yapmanın da faydası var. Hah, faydası daha çok. Hayat böyle yani çünkü birisi öbür tarafına… Evet namaza kalkmamız lazım ama yarın da iş yapacağım, uyumam da lazım der. Kendi kafasından hüküm verir. Kulluk, kafana göre hüküm vermeyeceksin, yaratıcıya göre hüküm vereceksin.

Şimdi, buradan ayeti tamamlayalım kısaca. “Neyi harcayacaklarını soruyorlar, de ki artanı. Allah size ayetleri böyle açıklar. Belki tefekkür edersiniz.” Yani fikrinizi çalıştırırsınız. Böyle zorunlu bir çalışma. Yani böyle zor bir çalışma yapacaksınız ki meseleyi kavrayasınız. Hemen hop diye olmaz. Üzerine düşüneceksiniz taşınacaksınız.

Şimdi bunun ilk inen ayet olduğu rivayet ediliyor bu konuda. Bu ayetin hükmü devam ediyor mu? Nesih var mı? Bugün de böyle, dün de böyleydi, yarın da böyle olacak. Yani hamrin vasfını anlatıyor Allah, kumarın vasfını, bu böyledir. Burada değişen bir şey yok. (Daha çok hani o zaman bu ayet indiğinde içilebilirdi, içiliyordu yani o zarara girmek istemeyen insanlar içmezdi. Daha sonra  içmeyin dediğinde yani bu içebilirsiniz…) Böyle yavaş yavaş bir eğitim metodu olarak tedricilik olarak ifade ediliyor. O ayrı bir şey. Ben bugün için diyorum. Yani bugün devam ediyor. Bazıları enteresan, bunu işte neshe örnek veriyorlar, nasıl veriyorlarsa?

Şimdi Nisa Suresinin 43. ayetini açıyoruz. “Müminler sarhoş olduğunuz zaman namaza yaklaşmayın.” Sarhoşken namaza yaklaşmayın. “Ne dediğinizi bilinceye kadar.” Sarhoşsun, ne dediğini bilecek hale gelirsen namaz kılabilirsin. O zaman ne zaman namaz kılamazsın? Ne dediğini bilmeyecek durumdaysan. Yani sözleri karışıyor, cümlelerde kopukluk oluyor, bozukluk oluyor falan. O zaman kılmıyor namazı.

(Hocam, o zaman yaşayan insan için bu ayet, bir önceki ayeti nesh etmiyor mu?) Yok, o zaman da yaşasa içki yine zararı yine çok faydasından, o başka içiyor. Adam içmiş, zararı çok. (Zarar fayda açısından değil hüküm açısından.) Hükmünü kaldırmıyor burada. yani içki zararı çoktu, şimdi büsbütün zarar oldu demiyor. O zaman da faydası var, zararı çok; şimdi de zararı çok, içmişsin sarhoş olmuşsun. Burada bir nesih söz konusu değil yani olduğu gibi duruyor. (Bir önceki ayette namaz kılmanın bir mahsuru yoktu.) Bir önceki ayette her bir ayet bütün hükümleri vermez ki. Her ayet olayın bir başka tarafını anlatır. Hepsini toparlarsınız toplanınca bir hükümler yumağı oluşur. O hükümler yumağının adı da kurandır. Yani toplayacaksın, bir küme oluşacak, ayetler arasında bir küme oluşacak, o kümeyi bulduğun zaman bütün anlamları anlayacaksın. Yoksa her parçadan anlam olmaz ki. Her parçanın kendi anlamı vardır. Birleştirdiğin zaman bir anlam kümesi olur. Biri diğerini nesh etmiş olursa onu atar. O yok. Bu defa yeniden bir inşa gerekir.

Diyor ki “Namaza yaklaşmayınız, siz sarhoşken, ne dediğinizi bilinceye kadar.” Demek ki ne dediğini bilecek durumda değilsen namaz kılamazsın. Ne dediğini bilecek durumdaysan sarhoşluk geçmiş olur mu? Yine sarhoş ama ne dediğini biliyor. Yani cümleleri karışmıyor, yanlış konuşmuyor. Yani zihin, cümleleri toparlayabiliyor. Öyle durumda namaz kılar.

Peki, şimdi bir hadisi şerif rivayet ediliyor. “Allahü Teâlâ sarhoş olan bir kişinin 40 gün namazını kabul etmez.” E peki kabul etmiyorsa niye burada sadece ne dediğinizi bilemeyecek durumdaysanız namaza yaklaşmayın diyor. Onun dışında kılın. (Bu ayetin sebebi nüzulü daha sonra imanlarının geleceği ve böyle şeyler söyleyeceği olabilir.) Ha, sonradan gelecek, sebebi nüzul, sonradan konacak şeklinde olabilir. Şimdi demek ki bir insan içki içmiş olabilir ya da başka uyuşturucu maddelerden kullanmış olabilir. Ya da bunların hepsi değil de bir başka şey yani bilerek ya da bilmeyerek sarhoş olmuş olabilir. İster helal yolla ister haram yolla. Yani ister bilerek ister bilmeyerek sarhoş olmuş olsun. Ne söylediğini bilecek durumda değilse namaz kılamaz. Ne söyleyeceğini bilecek duruma geldiyse namazını kılar. İster haram bilerek yapmış olsun bu işi, ister bilmeyerek yapmış olsun. Onun için yok sen şimdi namaz kılma… Hayır, sorumlu, mükellef. Sorumludur, namaz kılar.

O zaman burada hamrın haramlığının bir sebebi ortaya çıkıyor değil mi? Sarhoş etme olayı ortaya çıkıyor. Şimdi onun için o hamr, mutlak bir örtü. E o zaman niye kafayı örten diyorsunuz. İşte burada ne dediğinizi bilinceye kadar ifadesinden aklı örten bir şey olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Peygamber efendimizin “El hamru ma hameral akle.” Derken kendi kafasından bir tanım yapmadığını görüyorsunuz. Ma hameral akle işte bu ayetten çıkıyor. Sarhoşken, çünkü sarhoş yapan aklını tam kullanamayacak durumda olan.

(Hocam dedik ki Peygamberimizin o kelimeyi kullanması bundan kaynaklanıyor, bu ayetten. Sarhoş ya da ne dediğiniz anlaşılır olacağı…) Güzel konuşuyorsun, devam et. (Şimdi Peygamberimizin şu hadisi “kulli muskiren haramun” sözü biraz fazlalık değil midir bu tanım üzerine?) Bu gelecek. Şimdi dedik ya bütün parçaları tamamlayalım. Bir kere “Külli müskirin hamrun.” diyor, arkasından “Ve külli hamrin haramun” diyor. Haramun meselesi zaten gelecek biraz sonraki ayette göreceğiz onu. Zaten Allahü Teâlâ, Peygamberimize ne diyor? Taha Suresinin 114. ayeti “Kuran’da acele etme…” diyor. Yani ayetlerle ilgili hükümleri acele verme. Ayetlerden aceleyle hüküm çıkarma. “…vahyi tamamlanmadan önce aceleyle hüküm verme.” O zaman biz Kuran’dan Kuran’ın tamamını kastedecek olsak 24 sene bekle sonra fetva verirsin gibi anlaşılır öyle değil mi?

Halbuki buradaki kuran, anlam kümeleridir. Karea, cemea demek, toplama. Kuran, evet Kuran-ı Kerim’in tamamına da denir, ayetleri topladığı için Kuran deniyor. İnsanları toplayan yere de karie deniyor, aynı kökten. Hem şehir oluyor, hem köy oluyor, hem ülke oluyor, insanların toplu yaşadıkları yere karea deniyor. Çünkü o insanları birleştiriyor orada. Kuran da ayetleri birleştiriyor.

(Peki, Peygamberimiz o konuyla ilgili yeni bir ayet geleceğini biliyor mu? Neye göre hüküm verecek?) Ahirette görürsek sorarız. Demek ki  bir tamamlanmamış oluyor. Parçalarının tamamlanmadığını biliyor Peygamber efendimiz. (Mesele recm cezasıyla ilgili hakkında başka bir ayet varken Nisa Suresinde Peygamber efendimiz recmi uyguladı diyoruz. Halbuki onunla ilgili hüküm daha gelmemişti. Niye onunla hüküm veriyor? Gayrimüslimlere uyguluyor.) Ben şu kuran kelimesini önce tamamlayayım da ona cevap vereyim olur mu? Yani bu parçalar eksik kalırsa bu defa izleyenler tam olarak kavrayamazlar. Sen şimdi daha önce bu kısmı dinlediğin için sen hemen biliyorsun meseleyi ama bir daha anlatmak zorundayız.

Şimdi, mesela karie, ümmül kura diyor değil mi Mekke-i Mükerreme’ye? Mekke, bir karie işte ayeti kerimeye göre. Karielerin başı yani başkent, anakent. Peki, Mekke’nin de karieleri yok mu? Mekke bir karie ama Mekke’nin de karieleri var. Köyleri var yani. Büyük köyleri var, küçük köyleri var, yaylaları var, şunları var bunları var. İşte aynen onun gibi Kuran-ı Kerim nasıl Kuran evet, onun içinde de karieleri var. Yani o küçük kuranları var. Yani anlam yumakları var onun içinde. Aynen onun gibi yani Kuran-ı Kerim evet kendisi nasıl Kuran’sa onun içinde de anlam kümeleri var ki o kümeler Mekke’nin karieleri gibi değil. Şu telefon gibi.

Şimdi şurada 10 tane rakam var. Biz bu 10 rakamla dünyada ne kadar telefon varsa hepsine ulaşıyoruz. Nedir o? Her bir telefon bir rakamlar kümesi değil mi? Bu 10 rakamdan işte şu kadarını kullanarak bir telefona gidiyorsun. Oradaki bir tane, şu rakamlardan her birisini belki milyonlarca telefon için kullanıyorsun.

Dolayısıyla Kuran-ı Kerim’deki ayetlerden her birisi onlarca anlam kümesi için kullanılabilir. Mesela şimdi sen okulu düşünürsen orada öğretmensin. Öğretmenlerin içinde bir kişisin değil mi? Aileni düşünürsen oranın bir ferdi olarak duruyorsun. Orada o karienin bir elemanısın, okuldaki karienin elemanısın, burada bu karienin elemanısın, bir başka yerde bir başka karienin elemanısın. Ayeti kerimeler de öyle. Bu anlam kümeleri hangi konuda anlam çıkarıyorsanız o kendi içinde bir bütünlük oluşturuyor.

İşte Allahü Teâlâ diyor ki Taha 114. ayette. “Sana vahyi tamamlanmadan önce o Kuran’la anlam kümesine göre hüküm verme.” O zaman ayetin öncesi sonrası, önce inen, sonra inen diye bir kavram oluyor mu? Öyle bir şey yok. Çünkü o küme tamamlanacak. Ha, bu açıdan baktığın zaman bir şey yok.

Şimdi Yahya’nın sorduğu soru açısından öncelik sonralığın bir anlamı var. Peygamberimiz s.a.s. recm cezasını uygulamış. Bunla ilgili Kuran-ı Kerim’de hüküm var mı? Var. Şura Suresinin 13. ayetinde Allahü Teâlâ ne diyor? “Allah Nuh’a neyi emrettiyse sizin için bu dinin şeraiti yaptı.” diyor. E o zaman Tevrat, peki bir hükmün değişmesi? Bakara 106’da “Bir ayeti nesh eder ya da unutturursak yerine daha hayırlısını ya da mislini getiririz.”

Şimdi Tevrat var, geliyor iki tane Yahudi zina etmişler. Tevrat’taki hüküm nedir diyor, bakıyorlar ki recm. Allahü Teâlâ da diyor ki bunlar sana niye geldiler ki diyor Maide Suresinde. “Bu Yahudiler seni nasıl hakem tayin ediyorlar? Yanlarında Tevrat var, içinde Allah’ın hükmü var.” Peygamberimiz de görmüş recmi. Kuran-ı Kerim o recmi Allah’ın hükmü olduğunu tasdik etmiş oluyor mu? Orada bir kere bütünlük var, problem yok. Dolayısıyla Peygamberimizin onu tatbik etmesinden başka çaresi yok. Verecek elbette yeni bir hüküm gelinceye kadar. Nitekim kıble çevrilinceye kadar Yahudilerin döndüğü kıbleye dönmedi mi?

(İçinde hep bir istek var, bekliyordu yani.) İstek ayrı bir konu. Ama burada bir bütünlük var. Burada problem yok. onların kıblesine dön diye bir ayet yok mesela. Peygamberimiz işte Zeytindağı’na dönerek namaz ibadetlerini yapıyor. Ama oraya dön diye ayet yok. Ama dinde bir önceki peygamberlere sonraki peygamberin uyması gerekiyor değişiklik olmadığı sürece. “Onların yollarına uy.” diyor Cenabı Hak. Hayır ona uyması farz. Eğer o tarafa dönmesi farz olmasaydı Peygamberimizin… Bazıları diyor ki kendisi döndü oraya. Yahu Mekke’de yaşayan bir insan Kudüs’e döner mi? Kabe var, çocukluğundan itibaren Kabe son derece önemli. Zaten daha çok yakın bir zamanda Fil Vakası yaşanmış. Kabe’nin önemi iyice vurgulanmış Cenabı Hak tarafından. Döner mi kendisi başka tarafa? Ama bu dinde bir bütünlük söz konusu. O tarafa dönerek namaz kılıyor. Kıble emri geldiğinde orada put vardı. Az önce söylenen o. Genel emirlerin içinde bir emir. Ha, Allahü Teâlâ değiştirinceye kadar uygulanacak. Bir ayeti nesh edersek ya da unutturursak daha hayırlısını ya da mislini getiririz. Şimdi Allahü Teâlâ Tevrat’ta, İncil’de ve önceki kitaplarda bulunanların mislilerini, aynısını Kuran-ı Kerim’e koymuş mu? Önceki kitaplar Kuran’da geçenlerin aynısıyla mensuh bir kere. Misliyle mensuh. Niye? Bu son nüsha, önceki nüshaları yürürlükten kaldırıyor. Ya da daha hayırlısıyla, yeni bir hüküm geldiği zaman nesh olmuş oluyor.

Peygamberimiz recm uygulamış. Daha hayırlısı olarak işte kadınlar için ev hapsi, erkekler için de kadınlar için de eziyet gelince o zaman onun kalktığı anlaşılıyor. En sonunda 100 değneğe düşüyor, kadın erkek ayrımı olmaksızın. Onun için orada yeni bir hüküm beklersiniz ama orada hüküm tamamlanmış oluyor, problem yok. İşte bizim burada asıl sıkıntımız şu. Hem deriz ki Kuran-ı Kerim musaddiktir, kendinden önce gelene… Hem de İslam alimleri bu konuda yapılmış bir çalışma ben şahsen şu ana kadar bilmiyorum. Kuran, Tevrat ve İncil’in hangi hükümlerini tasdik etmiştir? Hangisini ne zaman, ne kadar şey yapmış? Bunlar olmayınca ayetleri anlama imkanı ortadan kalkıyor. Neshin manası zaten hiç anlaşılmıyor bizde. Yani siz o ister usulü fıkıh, ister usulü tefsirde neshi okuyun da doğru anlayın. Buna ihtimal yok. mümkün değil anlayamazsınız.

(Hocam, bu Yahudilerin Peygamberimize başvurmaları normal değil, başkan ya da başka bir insan olarak mı yoksa peygamber olarak gördüklerinden dolayı mı?) Yahudiler bizim peygamberimizi peygamber olarak kesin olarak görüyorlar da kıskançlıktan dolayı… Neyse biz konuyu değiştirmeyelim. Onu gerektiği zaman konuşuruz. Peygamber olduğundan hiç şüpheleri yok Yahudilerin.

Şimdi bu şeyde, bu ikinci ayette de esas olan sarhoşluk olduğu, sarhoşluk ister içkiden olsun ister uyuşturucu madde ve başka bir şeyden olsun sarhoşken namaz kılınmayacak. Ne dediğini bilecek noktaya geldiğin an namazını kılmak zorundasın. Peki, bu hüküm bugün devam ediyor mu? Aynen devam ediyor, değişen bir şey yok. Bir nesih falan yok burada. İçki içen olup olmaması da önemli değil.

Ben şimdi hatırlıyorum bak, bizim kereste depomuz vardı. Müşteri çok. 24 saat çalışıyor, ben de gece işçilerin yanında duruyordum yaz saatinde. Yani sabahleyin ev çok yakın, eve giderken ayakta duramıyorum. Böyle duvarlara yaslana yaslana gidiyordum yorgunluktan. Birisi görür de der ki lan bu ne yapıyor sabahın erken vakti. Gören sarhoş zanneder. Şimdi böyle şey değil yani insan akılda gerçi bir şey yok da dengeyi tutturamıyorsun. Bazen da bir ilaç alırsınız ondan dolayı da şey yapabilirsiniz. Bu şu da olabilir yani sarhoş değilsin de baygın da olabilirsin. Ama biz burada şunu anlıyoruz. O hamrdaki asıl illet sarhoşluk. Onun için adına hamr denmiş oluyor. Aklı örtüyor, setvediyor.

Şimdi buradan Nahl Suresinin 67. ayetine dönelim. (Hocam, burada sekrale içkinin dışındaki herhangi bir şeyden kaynaklanıyorsa onun için bu ayetler delil olabilir mi?) Fark etmez tabi ki delil. (Mesela günümüzde bazı böyle ilaçlar var, daha çok psikiyatri ilaçları galiba. Bunlar da çoğu zaman insanı etkiliyor bildiğim kadarıyla.) İyi ya fark etmiyor işte. Neyse. Yani ne dediğini bilecek durumda değilsen namaz kılamayacaksın. Ve de o insanlar da kıl diye zorlamayacak. Çünkü kılamazsınız.

(Hocam burada akla bir şey daha geliyor. Daha önce söyledik ya Peygamber efendimiz önceki dinlerin de hükümlerini uyguluyor diye. Bildiğimize göre önceki gelen şeraitte içki haram. Daha doğrusu hamr haram. Sanki bizim anlayışımızda şöyle bir şey var. Yani o zaman peygamber ve ashabı çok rahat bir şekilde içki içiyor, her şey helalmiş gibi bir yaklaşım var. Acaba böyle mi değerlendirilmesi lazım? Sanki öyle olunca önce helal, sonra haram kılındı ama bakıyorsun ki geçmiş ümmetlerden de gelen bir şey var. Mesela Peygamber efendimizin içki içtiğine dair bir rivayet yok. İçmemiş.)

Şimdi tabi o dediğin konu üzerinde durulması lazım. bir de şu var. bizim bu konuyla ilgili sanki Hz. Ömer bu işi istemiş de bu iş olmuş. (Evet Serahsi öyle söylüyor.) Bu hoş olmayan bir ifade yani. Çok yanlış bir şey. Ve dediğin gibi gerçekten içki Tevrat’ta yasak. Müskir içmeyeceksin diye yanlış hatırlamıyorsam bir ifade var. İncil’de de çadır meselesi var. “İçki içen Tevrat’ta, Zebur’da, İncil’de ve Kuran’da melundur.” diye bir hadis var. Hayır bu ayetlerin hiçbirisinde içkiye helal demiyor dikkat ediyorsanız. İçkiyi bütün detaylarıyla bize anlatıyor Allahü Teâlâ burada. yani içki demeyelim de hamri tüm detaylarıyla bize anlatıyor.

(Haramlık çıkmadığı kesin ama içene kimse bir şey demiyor da melun denebilir mi yani?) Ya şimdi bak biz kendimiz diyoruz ki şu ayet önce inmiş, şu sonra inmiş bunu söyleyen biziz. Küme tamamlanınca ortaya çıkacak. Yani şimdi burada sıkıntı nedir? Tarih açısından biz olayı iyi bilmiyoruz. Bir de şu az önce söylediğimiz içkiler düşünülmeden oluşturulmuş ilim kitapları var. Biz onların etkisinde kalarak konuşuyoruz. Ama bu yarın değişebilir. (Belki Maide bu konuda inen ilk ayet olabilir mi? Biz son gibi anlıyoruz ama.) olabilir, bilemeyiz tabi, mümkündür.

Şimdi de şu ayeti okuyayım, Nahl Suresi 67. “Hurma ve üzüm ürünlerinden…” Hurma ve üzüm ürünleri dediğimiz zaman yaşı, kurusu hepsi girer. “…ondan seker elde edersiniz.” Seker, mastar. Yani müskir demek. “Sarhoş eden şeyler elde edersiniz.” Başka ne elde edersiniz? “Güzel bir rızık da elde edersiniz.” O zaman demek ki seker ahsen değil, güzel bir rızık değil. Yani bugün de var, dün de vardı, yarın da olacaktır.

(Ama Hocam o seker dediğinde gene bir nimet olarak tutulmuyor mu. Hani siz sekeri de alırsınız, ondan daha iyisini de alırsınız.) Ahsen demiyor. Ahsen başka, hasen başka. (Rızık da demiyor.) Sekere rızık demiyor bak. Seker rızık değil. Öbürü rızık. Yani o içkiye rızık demiyor ayeti kerime. Pekmezdir rızık olan. Kuru üzümdür rızık olan.

“İşte aklını kullananlar için burada bir ibret vardır.” Nedir o ibret? Yani siz her iyi şeyi kötüye kullanabilirsiniz. Her iyi şey kötüye kullanılabilir, çok dikkat etmek lazım.

Şimdi son olarak Maide Suresine geçelim. Maide 90. “Müminler, hamr, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir.” Burada hamr dedi yine, içilsin içilmesin sarhoş eden her şey. Meysir, kumar. Ensab, işte putlar. İbadet için dikilmiş taşlar. Ezlam da bu fal okları. İşte gidiyorlar Hübel putunun karşısına o puta bir kurban adıyorlar. Yapacakları işi söylüyorlar ondan sonra birisi getiriyor fal oklarını çekiyor. Savaşa gideceklerse gidip gitmeme açısından ona bakıyorlar. İşte birisine bir iş yapacaklarsa ona bakıyorlar. Ona göre bir karara varıyorlar. Nedir orada? Hübel putunun kararını öğrenmiş oluyorlar kafalarına göre. Çok daha değişik şeyler de var orada. Sadece neamla değil, benim şeyde vardır orada. İslam Muhakeme Hukukunun baş tarafında onun detayları vardır. İsterseniz onu okuyabiliriz. Neyse o şey değil elzamla alakalı olarak.

Bütün bunlar ricsi münaveli şeytan. Yani siz gidiyorsunuz Hübel putunun soruyorsunuz ne yapacağınızı. Önce bir kurban adıyorsunuz. Çok önemli bir şey yani insanlar ibadeti istedikleri hedefe ulaşmak için yapıyorlar. Yani asıl olan isteklerine kavuşmak. Şunu yapalım mı yapmayalım mı? Onun için de kurban sunuyorlar. Ondan dolayı mesela biz namaz kılıyoruz. Asıl hedefimiz cehennemden kaçıp cennete girmek. Ama onun yolu bu olduğu için bunu yapıyoruz. Ondan dolayı Peygamberimiz s.a.s. ne demiş? “İbadetin özü duadır.” Yani insan esas onun için. Bir ay çalışıyorsun niye? O parayı almak için. Para olmazsa zaten çalışmazsın. Yani cennetin garanti olsa niye ibadet edeceksin?

Şimdi, bunlar da böyle yapıyorlar. Bu nedir bu? Hübel putuna soruyorsun. Ya bu akıl ve mantık dışı bir şey. Çekeceksin onunla. Gerçekten bir insanın kafasına şeytan bozmamışsa bunu yapamaz. Şeytan işi bir pislik olduğu açık. E bir puta gidiyorsun tapıyorsun bir şeyler ediyorsun. Ondan da bir şeyler bekliyorsun, Allah’a daha çok yaklaştıracak diye. E bu da şeytan işi bir şey. Ondan sonra işte kumar, onu daha önce okuduk. Ve içki. Bütün bunların hepsini Cenabı Hak birleştiriyor bunların tamamı şeytan işi birer pisliktir.

Şimdi şeytan işi pislik derken buna necis denir mi? “Ricsün min ameli şeytan.” Yani şimdi şöyle söyleyeyim. Şimdi dikili taşı, o putu kırıp da camiye duvar yapabilir misin? Ya da hiç kırmadan olduğu gibi yatırsan. Üzerine ekmek koy ye. Ya da o fal oklarından bir tanesini sen cebine koysan namaz kılsan namazını etkiler mi? Dolayısıyla buradaki ricsün min ameli şeytan meselesi maddi bir pislik değil, manevi pisliktir. Mahzub bir arazide namaz kılmak gibi benzetilebilir.

(Çirkin göstermek için de şarap nasıl yapılır falan o tür şeyler anlatıldığında işte şunu atarlar içine bunu atarlar ve insanların gözünde onu düşürmek için. Bak çok kötü bir şey haramdır. Elbisene değerse namaz olmaz.) Evet oraya geliyor. Şimdi bizim fıkıh kitaplarında diyor ki şarap necistir, işte elbiseye değerse namaz olmaz diyor. Delil ne? Bu ayet. Başka bir delil getirin başüstüne. Hani deyin ki “Allah temiz şeyleri onlara helal -yani elçi vasıtasıyla- pis şeyleri haram kılar.” Allah da bunu haram kıldığına göre habistir derse yani oradan hareketle dersen ki bu necistir anlarım. Ama ona hiç kimse dokunmuyor. “Ricsün min ameli şeytan”ı alarak diyor ki bu hem de aynı zamanda necistir diyor. E peki kumar, adam kumar oynadı, elini ayağını yıkamadan namaz kıldı. Olmaz mı? Abdest bozanlardan da değil. Önce abdest almışsa evet yani. Bak şimdi burada bu hükmü veriyorsan onu da vermeniz lazım ki kendi içinizde tutarlı olasınız. Buna da dikkatinizi çekmiş olayım.

(Araf 157’den anlaşılır değil mi?) Hayır ona dayanarak birisi fetva verse tamam onu, siz yani onun görüşüne saygı duyarsınız. Siz kabul edersiniz etmezsiniz o ayrı bir konu. Yani o “Allah temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılmıştır.” ayeti kerimesini Araf 157’ye dayanarak buna necistir, pistir derseniz bunun mantığı anlaşılır. Ama buraya dayanarak söylerseniz anlaşılmaz. Ki bizim ulema hep buna dayanarak içki necistir diyor. Ama Peygamberimizin bu konuda herhangi bir ifadesi de yok.

Şimdi, diyor ki Allahü Teâlâ burada “Ondan uzak durun.” Putlardan uzak durun değil mi?  Öyle puta soru sormayı da bırakın. Bu işlere yaklaşmayın. Meysire yaklaşmayın, kumara. İçkiye yaklaşmayın. Bu iştir pislik olan. Bu şeytan amelinden kaçının demiş oluyor. Bunların hepsi şeytan işidir. Gerçekten akıllı bir insan bunu yapmaz. Şeytanın yaptığı nedir? Şeytanın yaptığı, kötü şeyi güzel göstermektir. Bir insan aklını kullanırsa içki içmez, kumar oynamaz, puta tapmaz, fal oku çekmez. Hepsi şeytan işi. Şeytan işi pisliktir o beyaniye olmuş olur. O şeytanın amelini tavsif etmiş olur. Yani onun işinin bir başka özelliğini insana göstermiş olur.

Şimdi içtenibuhu, olayımız hamr olsun, şimdi şunun içinde hamr olduğunu düşünün. Allahü Teâlâ onu içmeyin demiyor. Ondan uzak durun diyor. Uzak durun diyorsa şöyle parmağımı batırayım bakayım dediğim zaman uzak durur muyum? Hayır, olmaz. Yani şöyle dilimi dokundurayım, olmaz değil mi? Yapamazsın. İşte bakıyorsunuz ki Peygamberimiz s.a.s. demiş ki müskir olması zaten ayetten biraz sonra okuyacağız, oradan da net olarak anlaşılıyor. Kalili falan olmaz kardeşim o hamr mı? Olmaz, bunun öyle damlamı mamlası yok. Yaklaşma. Uzak duracaksın. İçme demiş olsa alırım ben bunu, ya dilimi dokundurmak içmek değildir değil mi? Ellerimi yıkarım onunla.

(Satışı da yaklaşma şeyine girer mi?) Ha, işte Peygamberimiz s.a.s. “Allahü Teâlâ içkide 10 kişiye lanet etmiştir.” diyor. Lanet demek rahmetinden uzaklaştırmak demektir. Onlar yaklaştılar mı, sen şerre yaklaşırsan Cenabı Hak seni hayırdan mahrum eder. Şimdi ne diyor? “Üretene, sıkana, sıkılmasını isteyene, içene, içtirene, sunana, taşıyana, taşıtana, satana, sattırana -dağıtım şirketine yani- parasını yiyene ve bağışlayana lanet etmiştir.” Bak düşündüğünüz zaman bu kelimelerin tamamı, Peygamberimizin söylediği bu sözlerin tamamı aslında içtenibuhu’nun içinde vardır.

(Üzümünü şarap fabrikasına veren, şarap yapılsın diye?) Bu hadiste o yok. ama o da şerre vesile olmuş olduğu için, doğrudan doğruya lanete girmiyor. Yani burada o kişinin yaptığı bir üzümdür ben sana satıyorum nerede kullanırsan kullan. Bile bile fabrikasına sattığı zaman tabi ki orada… Yani orada alet olmamak için. Ama o biraz hafif kalıyor yani çünkü adamın sattığı helal bir mal. Aldıktan sonra yapılacak şeyler… Ama bu hadisin bir çeşit kapsamına sokulabilir. O asire bu adam yardımcı olmuş olur. Neyse.

Şimdi burada her yerde anlattığım bir örnek var. Bana göre konuyu çok iyi anlamaya vesile oluyor. Birader Bahreyn’de fuara katılmıştı. Akşam kokteyle çağırmışlar. Bana oradan telefon açtı. Abi dedi burada içki içiyorlar. Şaşırmış tabi yani Arap ülkesi olduğu için öyle şeyler olmayacağını falan düşünüyor. Orada bir Arap’la tartışmış. Arap demiş ki Allah yasaklamadı ki bunu, haramdır demedi ki demiş. Bizim birader de iyice şaşırmış. Nasıl oluyor bu? Oradan bana telefon açtı. Abi dedi burada Araplar içki haram değildir diyor dedi. Bir vereyim de onunla bir konuş dedi. Verdi telefona. O dedi ki Allah haram demiyor ki, içtenibuhu diyor dedi. Dedim ki sizin orada benzin istasyonları var mı? Var tabi dedi. Dedim o benzin istasyonlarında ateş yakmayın diye bir uyarı mı var yoksa ateşle yaklaşmayın mı diyor? Ateş yakmayın dediği zaman zaten her şey bitti. Ne diyor? Ateşle yaklaşmayın diyor. Araya bir mesafe koyacaksın. Hatta bakın cep telefonlarını bile kapatın çünkü orada sıkıntılar ortaya çıkar, orayı havaya uçurma ihtimali var. Adam, tamam anladım, anladım dedi ve telefonu kapattı.

Mesele bu yani içtenibuhu çok daha ağır bir şey. Burada içtenibuhu dediği için Allahü Teâlâ ona yaklaşmayın dediği için Peygamberimizin o hadisinde bütün bunlar sıralanmış. Peygamberimiz bundan o ayeti anladığını gösteriyor bize. İşte hikmet bu. Yani Kuran’ın içindeki hükümleri çıkarıp bize bildiriyor. Peygamberimizin kendi gayretiyle çıkardığı hükümlerdir.

(Bütün büyük günahlar için kullanılıyor bu kelime.) Evet, içtinap kelimesi kullanılıyor. Mesela zinada ne diyor? Zinaya yaklaşmayın diyor. Zina etmeyin diye bir ayet yok. Zinaya yaklaşmayın diyor. Arada mesafe bırakacaksın. Yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız…

  1. Bölümden devam ediyor.
Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz.İsa Gelicekmi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın