(Abdülaziz Bayındır) Bugün İnşallah bu İnsanların yaşadığı düzeni desteklemeleri oy kullanmaları ile ilgili zihinlerde olan şüpheleri izale edecek Ayetleri İnşallah okuyacağız. Mümtehine Suresinin biliyorsunuz Kuran ı Kerim in 60 ıncı Suresi 4 ve 5 inci ayetleri bu konuda en fazla delil getirilen Ayetlerden. Sende de var mı? İbrahim AS ın en çok onu delil getiriyorlar, Ayet i Kerime de şöyle buyuruyor Allah u Teala:
Mümtehine 60/4 “İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Kavimlerine demişlerdi ki biz sizden uzak kimseleriz ve sizin Allah ile aranıza koyarak kulluk ettiğiniz şeylerden de uzağız.” İbrahim AS ın kavminin Müşrik olduğunu bilmeyen yok zaten; putlara taptıklarını bilmeyen yok,
“… Biz sizi tanımıyoruz (tanımadık) aramızda düşmanlık ve kin ortaya çıktı, Allah a ve O nun birliğine inanıncaya kadar,” İnanırsanız, o zaman biter düşmanlık.
“İbrahim de ve beraberinde olanlarda sizin için böyle bir örnek vardır…” diyor Allah u Teala. Nedir mesela İbrahim AS bir devlet içerisindeydi değil mi? yani Nemrut un; hakimiyeti onda olan bir devlet ailesi de vardı, babasının durumu Kuran ı Kerim de belirtiliyor. Allah u Teala İbrahim AS ı bize örnek veriyor: İbrahim de ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır… Diyor. Devlet e karşı koymuşlar; biz sizden uzağız derken karşılarında bir devlet var. Biz sizi tanımıyoruz, demişler siz Allah a ve Onun birliğine inanıncaya kadar aramızda düşmanlık ve kin ortaya çıkmıştır diyor… Bu bize örnek olduğuna göre bizim de böyle yapmamız gerekir. Çok tabii bir sonuç gibi gözüküyor.
“… İbrahim in babasına söylediği şu söz size örnek değil: Babasına demişti ki senin için mutlaka Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, ama senin lehine Rabbimden yana herhangi bir yetkim de yok,” Yani Allah tan aldığım herhangi bir yetki de yok. Ben sadece dua ederim Cenab ı Hakka affetmesi İçin ederse eder etmezse etmez. İşte İbrahim AS ın bu duası size örnek değil; diyor Cenab ı Hak çünkü müşrik birisi için Dua edilmez, mağfiret dilenmez. Müşrik birisinin Allah tarafından affedilmesi istenmez çünkü Allah böyle birisini affetmeyeceğini, açıkça ilan etmiştir. Onun dışındaki tavırları size örnektir diyor.
“… Ya Rabbi sana güvendik, sana yöneldik ve dönüş de sanadır.”
Mümtehine 60/5 “Ya Rabbi bizi Kafirler için bir fitne (Kafirlerin eline düşürme bizi) vesilesi kılma, ya Rabbi bizim günahlarımızı ört çünkü Hazir ve Hakim olan sensin, güçlüsün ve doğru karar verirsin.” Şimdi bu ayetlere baktığımız zaman, yaşadığımız devlet eğer ilk bakışta Tağut devleti ise, ağut ile ilgili ne söylüyorlar?
Tuğyan içerisindedir yani taşkınlık içerisindedir. Doğru Allah a karşı isyan halindedir… Doğru yanlış değil. Değil de işte burada da İbrahim AS devlete rest çekmiş ailesine rest çekmiş ve aramızda kin ve nefret ortaya çıkmıştır biz sizi tanımıyoruz demiştir… Öyleyse böyle bir ortamda İbrahim AS seçim olsaydı oy kullansaydı sözünü yemiş olurdu değil mi? yanlış bir iş yapmış olurdu.
Şimdi şu var Kuran ı Kerim deki ayetler tek tek ele alındığı zaman yanlış sonuçlara varılabilir. Bu sebeple ayetler kümeler halinde alınması gerekir, ve Ayetler arası ilişki ler dikkate alınması lazım yani bir konu ile ilgili bütün Ayetler dikkate alınması lazım o konuyu bilen bir ekibin değerlendirmiş olması lazım, ondan sonra varılan sonuçlar bu sonuçlara göre hareket edilir, burada biz bunu mesela şöyle örnek vermiştik bir bahçe gibi düşünün demiştik mesela bahçede, kızılcık ağaçları olur kızılcıktan da çok güzel sopa yapılır. Şimdi kızılcıktan sopa yapılır diye ondan bir sopa yapıp ta arkadaşının kafasına indireceksin manasına gelmez. Sopanın da kullanılacağı yer vardır. Birisi çok güzel tabanca tüfek üretir onun da kullanılacağı yer vardır. O ilişkileri iyi kavramadıktan sonra yanlış hareket etmiş olursunuz. Şimdi bu Surenin bir de başını okuyalım ilk ayetini okuyalım… Burada Allah u Teala diyor ki:
Mümtehine 60/01 “Benim ve sizin düşmanlarınızı veliler edinmeyiniz,”
Mastar ismidir, çoğul manası da burada olur çünkü orada esas olan o eylemin ismi; o adaletin düşmanlığın ortaya çıktığı konumdan bahsediyor. Dolayısıyla “ileyhin” den, evliya kelimesinden de onun Cem i olduğu anlaşılıyor. İşte bu da bazı kimseleri mesela Azerbaycan dan bir soru gönderilmiş “Ah” kelimesi “müfrettir” felan diye onun cevabını vereceğiz.
Kuran ı Kerim i anlarken çok dikkatli olmak lazım.09:38
“…Siz onlara karşı sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz,” Şimdi veli kelimesinin anlamları var burada mesela sabahleyin Risa un Arab dan çıkarmıştım… Mesela Yetim in velisi: Yetim in işlerini çekip çeviren kişi dir O. Türkçe de kullanılır mesela “ben çocuğun velisiyim” belli bir yaşa kadar ilkokuldaki öğrenciden Lise yi bitirinceye kadar, birisi velisi olur onun yani onun işlerinden o sorumlu olur. Arapçadaki manaya uygun, evlilikte de mesela “veli-ül mera” dedikleri kadının velisi vardır, evlenme işini denetleyen kişidir. Bu gün mesela velilik görevini evlenme dairesi yapıyor. Veli kelimesi mirasçı manasına da kullanılıyor, mesela işte Zekeriya AS şöyle demişti “Allah a dua ederken: Ya Rabbi arkamdan gelecek mirasçılarımdan korkuyorum bunlar bu işi götüremezler diye, Yahya AS ı Cenab ı Hak müjdelemişti. Yani o bir sonraki şeyi üstlenen… Dolayısıyla bu veli Zekeriya AS Meryem suresi 5 inci ayette:
Meryem 19/05 “… Ya Rabbi bana kendi katından bir veli ver,” diyor yani şu “Benim işimi devam ettirebilsin… Ben iyice yaşlandım.” Diyor; “Artık kemiklerim zayıfladı benden sonra gelenlere de bir güvenim yok kendi katından bu işi devam ettirecek birisini ver.” Diyor. “Bana mirasçı olsun ve Yakup ailesine mirasçı olsun.” Diyor. Şimdi bu nedir? Bu içli dışlı olmaktır, yani bir kız velisiyle içli dışlıdır her şeyini bilir, bir yetim velisiyle içli dışlıdır, mirasçı olsun bana bir veli ver dediği zaman o çocuğudur, ya da Meryem validemizin çocuğu da olabilir orada içli dışlıdır. Türkçe de de bu manada kullanılabilir değil mi o velayet yani velilik. Mesela Vali kelimesi var aynı kökten işte İstanbul Valisi deniyor… Birtakım yetkilere sahip olan kişi… Ayette Allah u Teala diyor ki:
Mümtehine 60/01 “…Sizin ve benim düşmanlarımızı veliler edinmeyin,” size çok yakın dostlar saymayın,
“… Hatta onlara sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz, hal bu ki onlar size gelen gerçeği inkar etmişlerdir,” bugün mesela “Tagut düzeni” diyor, benim inancıma inanmayan insanlar deniyor değil mi? doğru… Gerçekten senin inandığın gibi inanmıyor, hatta senin inancının ortadan kalkmasını da istiyor onunla mücadele ediyor. Tamam: Onlar başka ne yapıyorlarmış Müslümanların veli olarak kabul ettiği kişiler; bunlar Resulu ve sizi çıkardılar, çünkü bu sure Medine de inmiştir Peygamberimiz ve Müslümanlar zaten çıkmıştı… Niye çıkartmışlar Ülkelerinden?
“… Rabbiniz olan Allah a inanmanız sebebi ile çıkardılar,” tek suçunuz bu başka bir suç işlemiş felan değilsiniz…
“… Benim yolumda cihada çıktığınız zaman (Benim rızamı kazanmak için çıktığınız zaman) içinizde onlara sevgi besliyorsunuz,” Sizi ülkenizden çıkarmış Medine ye sürgün etmiş olan o insanlara sevgi besliyorsunuz diyor…
“… Sizin neyi gizlediğinizi neyi açığa vurduğunuzu ben gayet iyi biliyorum, kim onu yaparsa O mutlaka orta yoldan sapmış olur.”
Mümtehine 60/02 “Bunlar sizi bir yakalasalar, düşmanlık ederler. Ellerini ve dillerini size kötülükle uzatırlar.” Elleri ile yapamasalar dilleri ile yaparlar. Ama bir yakalasalar yapacaklarını yaparlar.
“… Çok isterler; keşke bir Kafir olsanız diye,” şimdi mesela ailesinden bu şekilde baskı gören nice insanlar var şu anda. Şimdi bunların bir kısmı bunların oğulları bir kısmı amcaları dayıları kardeşleri anneleri oluyor. Ee yakınlarımız bunlar, işte Allah u Teala diyor ki;
Mümtehine 60/03 “Sizin Rahim yakınlarınız (aynı anadan geldiğiniz, akraba olduğunuz kişiler) size hiçbir fayda vermeyecektir. Evladınızın da size faydası olmayacaktır, Kıyamet günü Allah aranızı açacaktır.” Çünkü siz Münim siniz, onlar değiller…
“… Allah yapmakta olduğunuzu görüyor.” Şimdi bütün bu okuduğum ayetlere baktığımız zaman “Oy veren Kafir olur.” Diyemezsin ama demiyor çünkü Allah u Teâlâ burada. Böyle yapıyorsunuz diyor, yani tenkit ediyor ama Kafir olursunuz demiyor… Neden? “…Aranızı açacaktır,” diyor. Siz Cennete onlar Cehenneme… “Kâfir olursunuz,” deseydi onlarla beraber olursunuz diyecekti, ondan sonra diyor ki:
Mümtehine 60/04 “Sizin için İbrahim de ve beraberinde olanlarda güzel bir örnek vardır,” diyor.
İbrahim AS ile ilgili Ayetleri okudum şimdi ondan sonraki ayete geçelim altıncı ayete… Hatta İbrahim A.S. ile ilgili Ayeti de okuyayım belki yeni bilgisayarlarını açanlar olur, kısaca hızlı bir şekilde okuyayım… “Lekum” derken Medine ye hicret etmiş Müslümanlardan bahsediyor Allah u Teala; Sizin için İbrahim de tabii biz de söz konusuyuz biz kendimizi uzak tutamayız ondan da; biraz sonra ayetin tamamına bakacağız…
Mümtehine 60/04 “ Sizin için İbrahim de ve beraberinde olanlarda güzel bir örnek vardır. Kavimlerine ir gün demişlerdi ki; biz sizden uzağız, Allah ile aranıza koyup kulluk ettiğiniz şeylerden de. Biz sizi tanımadık (tanımıyoruz) aramızda sürekli bir düşmanlık ve kin ortaya çıktı, hatta Allah ın birliğine inanmanıza kadar. İbrahim in babası için söylediği; senin için bağışlanma dileyeceğim ama Allah’a karşı herhangi bir yetkim yoktur. Sözü konusunda İbrahim size örnek değildir, onun dışında örnektir.” Diyor. “… Ya Rabbi sana yöneldik sana güvendik ve dönüş sanadır.”
Mümtehine 60/05 “Ya Rabbi bizi Kâfirlerin eline düşürme onların elinde bir fitne vesilesi yapma, Ya Rabbi bizi bağışla, sen Aziz, Güçlüsün ve doğru karar verirsin…” Şimdi buraya kadar İbrahim AS ın durumuna bakın; İbrahim AS bu sözü ne zaman söylemiş olabilir? Ateşe atılmadan önce mi sonra mı? Önce olamaz; “Biz sizden uzağız diyemezdi ki o zaman…” Ateşe atıldıktan sonra olur, önce olamaz. Ölümüne karar verilmiş ve uygulamışlar, onun için aramızda düşmanlık ve kin ortaya çıktı yani siz beni öldürme kararını verdiniz uygulamaya koydunuz, artık benim bundan sonra sizinle hiçbir ilgim olamaz. Dedi ve çekti gitti. Beraberindekiler de…
Peki, yukarıdaki Ayetler Müslümanlar Mekke de iken mi indi Medine de iken mi? İlk okuduğumuz ayetler… Medine de indi, peki Medine de indi ise Müslümanlar Mekke den göç etmişlerdi değil mi? En azından Peygamberimiz beraberindekiler…
Ayette Medine de indiği çok net anlaşılıyor. Mesela Medine den Peygamberimizin çıkması ile BU Harran bölgesinden İbrahim AS ın çıkması arasında bir fark var mı? Peygamberimizi de öldürmeye karar vermişler miydi? Evet… Uygulamak için harekete geçilmiş miydi? Ve Müslümanlar da oradan göçe zorlanmışlardı. Dolayısıyla Peygamberimizin artık ondan sonra bir saniye Mekke de yaşama imkanı var mıydı? Yoktu bitti… Çünkü öldürmek için kapısına gelmişlerdi yakalasalar kesin öldüreceklerdi. Artık o saatten sonra Peygamberimiz orada kalabilir miydi? Ya da İBRAHİM AS o bölgede kalabilir miydi? Mümkün değil.
Bu zihinleri hazırlamak tır biraz sonra Ayetleri çok net bir şekilde göreceğiz. O sözü bz söylemeyeceğiz son sözü Cenab ı Hak söyleyecek. Şimdi burada diyor ki Allah u Teala altıncı Ayette.
Mümtehine 60/06 “ Onlarda (İbrahim ve beraberindekiler) sizin için güzel bir örnek vardır. Allah ve Ahiret gününü uman kişiler için, kim yüz çevirirse bundan, Allah Gani ve Hamid tir.” Yani Cenab ı Hak’ın size ihtiyacı yoktur. Siz yüz çeviriyorsanız çevirin. Allah Hamid tir yani Allah yaptığı her şeyi güzel yapar. Yüz çevirirsen yani beni dinlemez isen Allah ı Ahret gününü istemez isen, Dünya yı istersen o zaman sen bilirsin. Öbür tarafa yönelirsen sen bilirsin, senin bana bir zararın olmaz, diyor Allah u Teala…22:25
Hz. İbrahim ve beraberindekiler gibi değil tam ters davrananlar. Allah uTeala Gani dir Hamid tir bir şey yapamazsınız Cenab Hakka karşı…
Şimdi biraz daha detaylara ineceğiz Allah nasip ederse,
Mümtehine 60/07“Belki, Allah sizinle; aranızda düşmanlık olanlar arasında bir sevgi ortaya çıkarabilir,” Ey muhacirler! Geldiniz; evet onlara karşı tavırlarınız netleştirin yani onlar bilsinler ki sizin düşmanlığınız sadece inancınızdan dolayıdır. Siz dik durun belki Allah u Teala aranızda bir sevgi ortaya çıkaracaktır. Niye? Çünkü sizin doğru olduğunuzu onlar gayet iyi biliyorlar. Şu anda size düşman gözüküyorlar ama belki doğruya yönelebilirler. Gerçekten düşmanlar sizi öldürmeye kalktılar her şeyi yaptılar, ama oradan sevgi ortaya çıkmayacak değil. Ümitsiz de olmayın diyor Cenab ı Hak burada…
“… Allah Kadir’dir,”
İkisi de olabilir iman etmedikleri halde de sevgi ortaya çıkabilir, iman ettikten sonra da çıkabilir tabii burada ilk anlaşılan iman etmeleridir. Ama İman etmeden de olabilir biraz sonraki ayet onu gösterecek orada… Allah Kadir dir. Neydi Kadir? Ölçü koyar. Allah her şeyin bir ölçüsünü koyar bu da Allah ın koyduğu ölçüyü ifade ediyor.
“… Allah Gafur dur ve Merhametlidir çok affeder.” Şimdi buraya kadar birçok yasaklar geldi. Müslümanların Mekkelilere karşı sevgi göstermeleri yasaklandı, İbrahim AS ın kavmine karşı Tavrı örnek gösterildi ve buraya geldi. Bir yasak kondu şimdi burada Allah u Teala diyor ki:
Mümtehine 60/08 “Allah size yasak koymaz, din konusunda sizinle savaşmayanlara karşı (Allah size bir yasak koymaz),” Din konusunda sizinle savaşmayanlara sizi öldürmeye kalkışmayanlara karşı Allah bir yasak koymaz. Şimdi Tekrar Peygamberimize ve İbrahim AS a dönün. Ne yaptılar onlar? Öldürmeye kalktılar değil mi? Hem İbrahim AS hem Peygamberimiz. Ondan sonra diyor ki:
“…Ve sizi ülkenizden çıkarmayanlara,” Mekkelileri Mekke den çıkarmadılar mı? Bak öbür Ayette ne dedi?
Mümtehine 60/01 “Rabbiniz Allah a inandığınız için sizi ve Resulü çıkarıyorlar,” İşte Müteşabih ayet budur. Yani Ayetler arasında benzerlik. Dolayısıyla bunların hepsini bir arada değerlendirmezseniz yanlış sonuçlara varırsınız… “Allah yasak koymaz,”, bak yukarıdaki dostluk yasağını gördünüz değil mi çok kesin ifadeler. Ve İbrahim AS “Aramızda düşmanlık ortaya çıkmıştır” diye koydu… 27:03 Ama hangi noktadan itibaren? Onun için sizi inancınızdan dolayı; sizi öldürmeye kalkmayan; “Kate” ne demek? Katele; “Öldürmek” demek, karşılıklı vuruşmak demek. Onu öldürmek için vuruyorsun.. İste savaş diyoruz nedir? O; seni savmaya çalışıyor sen onu savmaya çalışıyorsun karşılıklı ama iki tarafta yakaladı mı öldürecek, onun için bunlara Kıtal deniyor “Mukatele” Türkçe de, vuruşma deniyor. O seni bulsa vuracak sen onu bulsan vuracaksın. Onun için iki tarafın da niyeti karşı tarafı öldürmek… Burada mana verirken “Sizi öldürmeye kalkmayan” diye mana veriyorum daha iyi anlaşılsın diye o manayı veriyorum. Din konusunda inancınız konusunda… Başka konulardan dolayı sizinle savaşabilirler, Müslümanlar da birbirleri ile savaşabilir. Mesela Hucurat Suresinde Alah u Teala diyor ya:
Hucurat 49/09“Müminlerden iki taraf birbirini öldürürse,” inancından dolayı değil başka sebeplerden dolayı. Ama bu sırf inancınızdan dolayı sizi öldürmeye kalkarlarsa. İbrahim As ın öldürülmesinin tek sebebi neydi? İnancı. Peygamberimizin öldürülmeye kalkılmasının tek sebebi de inancıydı başka bir problemden dolayı değil.
Mümtehine 60/08 “Allah İnancınızdan dolayı sizi öldürmeye kalkmayan sizi ülkenizden çıkarmayan kimselere yasak koymaz, onlara iyilik yapmanıza,” Bu bir bdel oluyor öncekinden, sizinle savaşmayan, sizi ülkenizden çıkarmayanlara karşı iyilik yapmanızı Allah yasaklamaz… Demek ki yasak kim ile ilgiliymiş? Biraz sonra söyleyecek Allah u Teala onlarla alakalı.
“… Onlara karşı (Onların kısd larını vermeniz) ,dengeli davranmanızı da yasaklamaz. Allah dengeli davrananları da sever.” “İnne ma” ne ifade eder Hasır, yani “Sadece”. O yukarıdaki yasakların şimdi tam sınırlarını çiziyor Cenab ı Allah… Bak gördünüz mü? Ayetlerin hepsini okumadığınız zaman yanlış manalara gidilebiliyor.
Mümtehine 60/09 “Allah; size sadece şu yasağı koyar; inanç konusunda sizi öldürmeye kalkanlar,” İnandığınız için öldürmeye kalkıyor başka bir şey için değil, onlara karşı sadece size yasak koyar.
“…Ülkenizden çıkaranlar, çıkarılmanıza destek verenler,” üç kişi; inancınızdan dolayı öldürmeye kalkan, inancınızdan dolayı ülkenizden çıkaran, inancınızdan dolayı çıkarılmanıza destek verenler… Üç tane kırmızıçizgi Allah ın yasağı ise sadece bunlarla sınırlıdır…
Peki; olumsuz propaganda; yapacak tabii, adam senin inancını beğenmiyorsa seninle tartışacak. Bu çok normal bir şey, ama seni öldürmeye kalkmıyorsa, inandığın için ülkenden çıkarmıyorsa, çıkarana da destek vermiyorsa Allah bu konuda bir yasak koymaz. Neyi yasaklamaz?
“… Onları Veli edinmenizi,” bak birinci ayette neyi yasakladı Allah? “Onları Veli ediniyorsunuz”; diye yasakladı değil mi? Burada “Veli edinmenizi yasaklamaz.” Dedi. Veli edinmekte karşılıklı destek var mı? Bak şimdi Veli nin anlamı; burada birçok anlamı vardı.
Mesela işte: Dost manasına geliyor, yardımcı manasına geliyor, işin kendisine verilmesi manasına geliyor, destekleme anlamına geliyor, ondan sonra; bir işin başına geçirilmesi manasına geliyor bütün manalara geliyor.
“… Onları Veli edinmenizi Allah yasaklar…” Diyor. Allah ın koyduğu tek yasak bu. Kimi veli edinemezsiniz? Sizi inancınızdan dolayı öldürmeye kalkan, Ülkenizden çıkaran, çıkarılmanıza vesile olan. Sadece bunları veli edinemezsiniz. Onun dışındakileri veli edinebilir miyiz?
Bir ülke sizin orada yaşama hakkınızı tanıyorsa “Gayrimüslim” tabii. Şimdi şu anda Türkiye için; “Türkiye de oy kullanmak haramdır,” diyenler Türkiye yi Müslüman ülkesi sayanlar değil…
Burada bir Tağut düzeni var diyorlar, tamam Tağut düzeni var güzel:
Türkiye Cumhuriyeti: Şeriat düzenini Kabul etmediğini söylüyor… Şeriatın dışına çıktığınız zaman da Kuran ı Kerim Ona Tağut diyor. Doğru da buna karşı tavır ne? Tağut demek; Tuğyan yani “Taşkınlık” demek yani Allah ın koyduğu çizgiden çıkmak manasında, Cenab ı Hakkın koyduğu çizginin dışında bunu herkes açık ve net bunu ifade ediyor. Tamam, yalnız burada Allah u Teala nın koyduğu üç temel yasak var mı?
1-Yani sırf Mümin olduğu için bir adamı öldürüyorlar mı? Suçu sadece bu…
2- Sadece suçu Müslümanlık olduğu için sürgün ediyorlar mı? Bu ülkede…
3-Sadece bu ülkede onun sürgününe destek veriyorlar mı? Verilmiyor peki, şu ayeti de bitireyim ondan sonra konuşuruz…
Allah ın koyduğu tek yasak, tekrar ediyorum üç tane kırmzı çizgi koyuyor Cenab ı Hak İnancınızdan dolayı sizi öldürmeye kalkıyorlar mı? Sürgün ediyorlar mı? Ya da destek veriyorlar mı? Bu üçünü yapmıyorlarsa onlarla dostane geçinmenizi Allah yasaklamaz. Diyor, onları bir işin başına geçirmek te bunun içerisine girer burada hakimiyet senin değil… sen bir başkasının hakimiyeti altında yaşıyorsun. Yukarıda da Allah u Teala nın bildirdiği gibi işte bu “Meveddet” Müslüman olmaları ile mi sınırlıdır yoksa değildir, her ikisi de olabilir dedik.
“Belki Allah sizinle size düşman olanlar arasında bir sevgi ortaya çıkaracaktır.” Derken, bu insanlar Müslüman olmasa da sizi sevebilirler… Sevmelerinin anlamı şudur, yani sizi dinlerler sizi dost olarak bilirler onlar da oturursunuz konuşursunuz, zaten asıl ihtiyaç konuşmak tır. Konuştuğunuz zaman siz onlara Allah ın Ayetlerini okursunuz, bu Allah ın Ayeti O da Allah ın kulu. İşte mesela; iki hafta önce Almanya da Katolik Fakültesi ne gittik önümüze Kuran ı Kerim i koyduk, Allah u Teala nın Kuran ı Kerim de koyduğu ceza prensiplerini oradaki insanlara anlattık. O insanlar da Fakültenin dekanı da oranın önde gelen on dört uzmanını çağırmış ve bizi dinlediler sonra birtakım sorular sordular konuştuk. Şimdi işte bu ortamlardır asıl ihtiyacımız olan. İhtiyaç bu, şimdi bu insanlar bu ortamları sağlıyorlarsa biz onlara tabii ki destek veririz. İşte Allah burada yasak koymuyor.
Şimdi biz de şu anda bu oy vermeyelim; denen Türkiye Cumhuriyetinin içerisinde Süleymaniye Vakfı Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre Kurulmuş bir Vakıftır. Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş bir Vakıf ta Kuran ı Kerim’i: Siz T.C. vatandaşlarına burada anlatıyorum. Bundan dolayı bir takip söz konusu değil, bir zamanlar vardı… Ne yapıyorsunuz? Ne yapıyorsunuz derken “Devletin İdaresini mi ele geçirmek istiyorsunuz…” şeklinde… Şuna da dikkat edin; Peygamberlerden hiçbir tane iktidara talip olan yoktur. Hatta şunu söylerler:
Şuara 26/109 “Bu yaptığımız iş karşılığında sizden bir ücret istemiyorum…” Diyor… Bütün Peygamber lerin söylediği bu.
Herhalde Ayetler çok açık… Tağuta kulluk edin falan diyen yok sana burada, gel de falan yere git…. O sorular burada var o yok bir kere… Türkiye de böyle bir olay yok. Biz Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan… Bu yok bir kere yani insaflı olmak lazım. Böyle bir olay yok bir defa burada… Tagut var tabii Tağut olmaz mı? Tabii ki Tağut var, Dünyanın her yerinde var bu.
Medine de İslam devleti Hudeybiye den sonra oluştu, Hudeybiye ye kadar İslam devleti yoktu.
Medine de bu olduğuna göre; Mekke de Peygamberimiz SAV can güvenliği sıfır noktasına gelinceye kadar oradan ayrılmadı… İbrahim AS da can güvenliği sıfır noktasına kadar oradan ayrılmadı… Bizde şu var: Zaten Allah u Teala Peygamberlere diyor: “Sen onlara anlat” diyor. “Sen anlat, senin görevin sadece anlatmaktır…” Senin görevin Devlete hakim olmaktır diye bir tek ayet yoktur. Şimdi bizde bazı kimseler Devlete hakim olmak istiyorlar, bu hakimiyetin en çok kullanılan unsunu Din dir. Çünkü en kolay Din den insanlara yaklaşırsınız. Ondan sonra oyları bana verin başkasına vermeyin diyemedikleri için “Bunlara vermeyin” deniyor… Bir de bazı guruplar var ki yine dini kullanarak biraz dindar insanların yetkili makamlara gelmemesi için onlar başka kişileri kullanarak oy vermek küfürdür diyip Müslümanları sandıktan uzaklaştırıyor, öbürlerini destekliyorlar… Ben ilk önce size; İbrahim As ile ilgili ayeti okudum, Peygamberimiz e Medine de inmiş. “Onlara karşı sevgi göstermeyin,” diyen ayeti okudum.
Cihad savaşmak değildir. Cihad ile Savaş karıştırılıyor, Kital başkadır cihad başkadır. Bizim şu anda yaptığımız Cihad dır. Cihadı n en iyi yolu budur. Allah ın Kitabını anlatmaktır. Cihad demek olumsuzluklara karşı savaşmak demektir. Bir insanı öldürmek değil. İnsanın içindeki kötülüğü öldürmeye yönelik savaştır Cihad. O insanı diriltmeye yönelik bir savaştır. O insanın ayakları üzerinde durmasını Allah tan başkasına köle olmamasını ve dik durmasını sağlamak için yapılan Mücadele dir Cihad. Kıtal başkadır. Kıtalı da Cenab ı Hak Bakara suresinin:
Bakara 2/190 “… Allah yolunda sizinle savaşanlar ile savaşın, aşırıya kaçmayın…” diyor. Biz Müslümanlar olarak dünyanın neresinde olursak olalım yaptığımız şey öyle olması lazım ki insanlar kendilerini suçlu görmeye çalışsalar bile göremesinler, görememeleri lazım dolayısıyla bize karşı yaptıkları yanlışın sıkıntısını içlerinde duymaları lazım ki işte ayette belirtildiği gibi;
Mümtehine 60/07 “Belki Allah sizinle size düşmanlık edenlerin arasında bir sevgi ortaya çıkarır.” Şimdi bakın şunu mesela Devlet deniyor, içinizde şu ana kadar devlet ile oturup böyle bir bardak çay içeniz var mı? Bir bardak ta sana doldurayım… Devlet gel bu akşam yemeği beraber yiyelim böyle bir olay var mı?
43:01 Peygamberimiz SAV Medine de tamam bir oluşum; oradaki siyasal boşluğu çok güzel kullandı bir devlet başkanı gibi görev yaptı ama devlet başkanı değildi. Peygamberimizin devletinin adını bileniniz var mı? Adı yoktu. Devlet dediğiniz insanların bir organizasyonudur. Orada bulunan bütün insanlar, şu adam Devlet de ben değilim… Orada yaşıyorsanız herkes devlettir. Herkes devletin organizasyonunun istese de istemese de bir parçasıdır. O Organizasyonun bir parçasıdır. Devlet kimdir diye bana sordukları zaman; benim diyorum… Devlet diye bir varlık yok ki, devlet diye bir organizasyon var sen de orada hangi kimlikte bulunursan bulun sen o organizasyonun bir parçasısın… Öyleyse burada Allah u Teala Devlet kelimesini kullanmıyordu; şunu diyordu:
“Hani inancınızdan dolayı sizi öldürenler,” Dolayısıyla şurada bir köy olsun istr şurada bir cemaat olsun ister kim olursa olsun, inancından dolayı beni öldürmeye kalkıyorsa onla ben mesafeyi koymak zorundayım ama bizim içi asıl lazım olan insanlara Allah ın Kelamını anlatmaktır. Yalnız şu oluyor yani, din iki şekilde uygulanır: Birinde siz Dine uyarsınız, dine uyanlar Ahreti dünyaya tercih eden insanlardır. Bir de dini kendinize uydurursunuz, bunlar da Dünyayı Ahrete tercih eden insanlardır. Birtakım dünyevi maksatlarını kullanmak için dini aracı edinenler de vardır. Şimdi yetkili makamlar; bu insanlar bizim yetkimizi elimizden Alacaklar dedikleri an sizi artık dinlemezler. Ne Mekke deki Ebu Cehil dinler ne de Musa AS ın çevresindeki Firavun, hiç kimse dinlemez sizi. Bakın Taha Suresinde vardır Musa AS diyor ki “İsrailoğulları’na Müsaade et de alıp gideyim,” diyor. Firavun da diyor ki: Bunlar sizi ülkenizden çıkarmak için gelmişler…” Musa AS diyor ki: İsrailoğulları’nı ver ben çekip gideyim sen de rahatla… Firavun dese ki bunlar İsrailoğulları nı buradan alıp götürmek istiyor bütün mısırlılar akşamdan razı… Bir an önce çeksin gitsinler de rahat edelim, ama Firavun öyle demiyor… Kavminin desteğini almak istiyor… Burada Müthiş bir örnek var, bir Firavuna karşı nasıl mücadele edilir? Allah u Teala Musa ve Harun a şöyle emir veriyor…
Taha 20/47 “Firavun a gidin biz Alemlerin Rabbi nin elçileriyiz deyin, bizimle beraber İsrail oğullarını serbest bırak,”
Peki Firavun ne diyor? Orada Musa AS ve Harun As ı dinleyen önde gelenlere diyor, onların hepsi de duyuyor Onun ne dediğini… Diyor ki bakın,
Şuara 26/34-35 “Bu adam bilgin bir sihirbazdır, hepimizi büyüledi. Onun asıl maksadını ben anladım; O kendisini ve sizi Ülkenizden çıkarmak istiyor. Ne emredersiniz?” Firavun çevresindekilere “Ne emredersiniz?” diyor. Bunun manası nedir Firavun un zihni dağılmış ne yapacağını bilmiyor?? İşte onun için Allah u Teala diyor ki,
Enbiya 21/18 “Hakkı, batılın üzerine atarız; onun dimağını (beynini) dağıtır,” Onun beynini dağıtır; işte burada Firavun un beyni dağılmış… Sulanmış değil dağılmış, Musa As ın konuşmaları Firavunu bitirmiş burada dengesini bozmuş. Onun için Firavun çevresine diyor ki ne emredersiniz diyor… Firavun bunu söyler mi?
Ondan sonra da diyor ki:
Şuara 26/35 “…Bunun asıl niyetini ben fark ettim,” Şimdi Müslümanlara da “Sizin asıl niyetiniz ne biz biliyoruz… Siz burada şunu şunu yapmak istiyorsunuz…” diyecekler bu gayet normal. Buna karşı da çıkacaklar… İnancınızdan dolayı sizinle mutlaka mücadele edecekler bunu Allah u Teala söylüyor Ayet i Kerime de. 50.54
“… Ne emredersiniz? Onlar da bunu da kardeşini tut, bütün Şehirlere toplayıcılar gönder,” yani onların da zihni karışmış biz buna karşı gelemeyiz onun için ne kadar kimse varsa hepsi gelsin… Dolayısıyla, doğruyu anlatma fırsatı bulursanız sizin için yeten o başkasına gerek yok, doğruları anlatın. Her Müslüman’a Cenab ı Hakkın verdiği bir görev var… Bak bir de Ali İmran Suresinde bende 75 inci sayfa 186 ıncı ayet. Diyor ki Allah u Teala:
Ali İmran 3/186 “…Şurası çok kesin; mallarınız ve canlarınız konusunda yıpratıcı bir imtihan dan geçirileceksiniz,” 52:07 İşleriniz biraz iyi gider sonra kesat olur, sıkıntıya girersiniz ödeme güçlüğüne girersiniz her şeyinizi kaybetmekle yüz yüze gelirsiniz bu Allah ın imtihanıdır. Ondan sonra da diyor ki:
“…Kendilerine Kitap verilmiş olanlardan mutlaka duyacaksınız,” mesela bizim ülkemizde bunlar Yahudi ve Hıristiyanlar değil mi? Onlardan mutlaka işiteceksiniz, işitmemiz için onların söylemesi lazım.
“… Ve Müşriklerden,” Böyle diyince ne olur? İnanmayan bütün kesimlerden, Hıristiyandan Ateist ten, kendisine Laik diyenden şundan bundan herkesten işiteceksiniz. Ne işiteceksiniz?
“…Çok eziyet işiteceksiniz,” Hocam sen söylüyorsun ama… Adamlar şunu söylüyor bizi bunaltıyor… Bunaltacak tabii işte Allah burada söylüyor bunu. Sen de onu bunaltıyorsun, yani Musa AS Firavun u bunaltmadı mı? Gördük Ayette çevresini de bunalttı ne yapacaklarını şaşırdılar.
“…Çok eziyet işitecek ama…” Yapacağınız nedir? Sabırlı olacaksınız her şeye rağmen sabredeceksiniz. Her şeye rağmen Allah ın Ayetlerini okumaya devam eder ve kendinizi koruma altına alırsanız,
“…Bu; işlerin azim ve kararlılık gerektirenlerindendir.” Ve Allah u Teala:
Ali İmran 3/187 “Allah kendisine Kitap verilenlerden söz aldığı zaman, şöyle demişti: Bunu mutlaka İnsanlara açıklayacaksınız,” Dolayısıyla karşı taraf bize Allah ın Ayetlerini okuma fırsatı veriyorsa bu bize yeter.
“…Bunu gizlemeyeceksiniz,” İşte onları Veli edinmeniz de yasak değil diyor Cenab ı Hak dolayısıyla şeye de katılırsın, oy da verirsin sen kendisine daha uygun olanı seçersin. Ondan sonra
“…Ama bu kendilerine Kitap verilenler Allah ın Kitabını sırtlarının arkasına attılar, ondan güçün kir karşılık satın aldılar.” Dini menfaatlerine alet ettiler. E bu da olacak ne yapalım? Çünkü Cehenneme gitme hürriyeti herkes için verilmiş bir hürriyettir. Herkes gidebilir. Ama biz gitmemeliyiz.
“…Satın aldıkları şey ne kötüdür.” …. Evet söyle şimdi sen, sıra sende…
Hiç şüphe Yok…
Şimdi bakın bu kişiler kendilerini Cenab ı Hak ın yerine koyarak; Allah ın ayetine anla veriyorlar. Asıl Tagutluk odur. Asıl Tağut luk bu kişilerin söylediği sözdür. Bunu neden söylüyorum? Her zaman okuduğumuz ayet var biliyorsunuz 11 inci Sure… Asıl Tağutluk Cenab ı Hakkın Ayetini kendi kafana göre yorumlamaktır. Bak işte Ayetten şimdi göreceğiz.
Diyor ki Allah u Teala burada…
Hud 11/1 “Bu bir kitaptır ki Ayetleri Muhkem kılınmış sonra da Hakim ve Habir tarafından açıklanmıştır.” Peki neden açıklamayı Allah Yapmış? Niye bize bırakmamış?
Hud11/2 “Allah tan başkasına kul olmayasınız diye,” Bak benaz önce anlatırken ilgili bütün ayetleri okudum size… Burada açıklamayı kim yaptı biz mi yaptık? Allah u Teala mı yaptı? Allah u Teala yaptı… Allah u Teala 3 tane kırmızı çizgiyi koydu… Bu üç kırmızı çizgiyi koyan Allah aynı Surede; kendi toplumuna red çeken; …Aramızda düşmanlık ve kin ortaya çıkmıştır. Diyen İbrahim AS ı burada örnek verdi mi? Sizi tanımadık bilmiyoruz; Müslümanlara da dedi mi, Mekkelilere karşı böyle sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz yapmayın dedi. O yasaklardan sonra dedi ki:
Mümtehine 60/09 “…Allah ın yasağı sadece şuradadır” İnnema hasır anlamındadır “Sır” sadece ifade eder.
“…İnancınızdan dolayı sizi öldürmeye kalkan, ülkenizden çıkaran, çıkarılmanıza destek verenler, onları sizin veli edinmenizi Cenab ı hak yasaklamıştır.” Diyor. Yasak sadece onlarla ilgilidir diyor. Öyle dediğine göre Cenab ı Hak… Öbür ayet ne o zaman bütün bu ayetleri bütünlük içerisinde değerlendirmek zorundayız. Allah öyle diyor çünkü. Şimdi:
Ayetin başını Alalım
Bakara 2/256 “Dinde Herhangi bir zorlama yoktur,” Ne demek oluyor? Bir kimseyi zorla imana getiremezsiniz. Niye getiremiyorsunuz çünkü iman Kalp işidir. Adam içten inanmıyorsa dıştan sana inandım dese de mümin olmaz. O zaman adama baskı yaparsın “Müslüman ol Kafir” dersin; ölmemek için; adam ne yapacağım ben Müslüman olmak için? İşte şöyle der; “tamam” … Müslüman mı oldu şimdi bu adam. Onun için diyor ki Allah u Teala “Dinde zorlamanın hiçbir çeşidi olmaz…” Diyorlar ki efendim: Dine girerken zorlanmaz da çıkarken zorlanır… Ne demek? O zaman “La ikraha” olur mu? Yok zorla namaz kıldırırız. Diyor, kıldır da bir göreyim bakayım bir adama zorla namaz kıldırabiliyor musun? Yani sen İbadette niyet esas değil mi? sen adama zorla niyet ettirebilir misin? Ne olacak… Yani fayda mı sağlamış olacaksın? Dine girmek var çıkmak yok diyor.. Nereden çıkardın sen bunu? Allah u Teala Ahrette bütün Kafirlerin: Dine girdikten sonra çıkan kimseler olduğunu söylüyor. (Ali İmran 106 da)
Ali İmran 3/106 “ O gün bazı yüzler ak bazı yüzler kara olacak, yüzleri kara olanlara şöyle denecek; inandıktan sonra Kafir mi oldunuz?” Allah ın tanıdığı Kafir olma hürriyetini sen mi engelleyeceksin… Bu konuda Ayetler son derece açık. Ayetlerin hiç birisini görmeyin birisinin uydurduğu bir Hadisi alın… Efendim o hadis Buhari de geçiyormuş. Nerede geçerse geçsin… Allah u Teala nın açık Ayetlerine aykırı olduktan sonra nerede geçerse geçsin. “Kim dinini değiştirirse öldürün…” Peki Hıristiyan olan Müslümanlığa geçerken din değiştirmiş olmuyor mu? O zaman da öldürelim Peygamberin ağzından çıkan söz böyle mi olur. Cenab ı Hak Ali İmran Suresinde (86 ıncı Ayette ve devamında) Bunların cezasını;
Ali İmran 03/87 “…Allah ın, Meleklerin ve bütün İnsanların Laneti olur,” başka bir şey yok…86- 87 inci ayette ne diyor? 87-88; “Sürekli o Lanette kalırlar…” Öldürülen kişi için Sürekli kelimesi kullanılır mı? Ondan sonra,
Ali İmran 03/88 “Azap onlardan hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz. Tevbe eden başka ve durumunu düzelten.” Adamı kendi kendine bırakıyorsun, yok diyorlar ki adama üç gün Tevbe ettirilir bilmem ne yapar? Yahu kardeşim oyun mu oynuyorsunuz Allahınızı severseniz… Bu sakat din bu sakat din ile bu Kuran ı Kerim in dışında bir din anlayışıdır. Şimdi o din anlayışını bırakmak zorundayız. Yani O din anlayışı olmaz. Sen şimdi “Dinde zorlama yoktur… (Bakara 256) Ayetini oku, Bu günkü devlete geç, bırak Allahını seversen o zaman sen kendini Allah yerine koyarsın. Hud Suresinin bir ve ikinci Ayetlerine göre işte asıl Tağutluk odur. Şimdi O Ayeti okuyalım.
Bakara 02/256 “Dinde zorlamanın hiçbir çeşidi yoktur,” Zorlanmadığına göre ne olacak? “…Çünkü iyi ile kötü birbirinden kesin olarak ayırt edilmiştir,” her insan ne yaptığını gayet iyi bilir. Başkasına karşı ne kadar iyi dese bile kendi içinden yanlış olduğunu bilir. “…Kim Tağutu inkar eder, (Cenabı Hakkın yasakladığı şirk ve küfrün her çeşidini reddeder.) Allah a inanır ve güvenir ise en sağlam kulpa yapışmıştır.” Bu zaten Mümin olmanın olmazsa olmaz şartıdır. Ama Mümin olanlar; bir toplum içerisinde yaşarken hangi esaslara göre yaşayacaklar? O da Mümtehine Suresinde anlatılmıştır. Burada Mümin olanlar ondan sonra bir arka ayette de şöyle diyor…
Bakara 2/257 “Allah Müminlerin Velisidir, Allah onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır, Kafirlerin velisi (Evliya olmuş Şeytan) O Tağut tur,” şimdi Tağuta burada devlet nasıl diyeceğiz? “…O Tağut da (iblis insan ve cin şeytanları)” cin şeytanından bir Euzü Besmele ile kurtulursun ama insan şeytanına bin tane hatim okusan yerinden bile kıpırdamaz. “… İşte bunlar Cehennemliktir ler sürekli orada kalacaklardır.” Ve işte İbrahim AS ın ülkesinden çıkmadığı zaman yaptığı iş, İbrahim AS, bakın yaşama hakkı bitinceye kadar çalışmasına devam etmiş yatmamış; Musa AS ın yaptığı gibi.
Bakara 2/258 “Kendisine Meliklik vermiş diye Rabbi konusunda İbrahim’e delil getiren kişiyi görmedin mi?” Diyor. Yani gözünde bir canlandırsana…01:05:00
“… İbrahim çıktı dedi ki Benim Rabbim hayat veren ve öldürendir,” Nemrut un karşısına çıkmış, en büyüklerin karşısına çıkmış… Asıl istenen bu. Bu ortam sağlandığı zaman her şey tamamdır bitti…
“…Demişti ki: Ben de hayat verir öldürürüm,” işte diyorlar ki iki tane Mahkum çağırmış birisine seni affettim demiş, öbürünü de öldürmüş; tamam. Şimdi İbrahim AS bakıyor ki bu adam geri zekalının teki. Yani şimdi O da ona başka bir şey söylüyor. Diyor ki:
“… Allah güneşi doğudan doğuruyor,” onu ben doğduruyorum deme şansı yok tabi Nemrut un…
“… Sen de batı dan doğdur bakalım,” deyince o kafirlik yapan kişi büyük bir şaşkınlığa uğradı, ne yapacağını şaşırdı.
“… Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” Olay bu…
Mesele karşı tarafın Mümin olma meselesi değil sen olacaksın. Her an yoldan çıkma ihtimal,n vardır. Yahu kardeşim bakın akşam Mümin sabah Kafir olamaz mı bir insan. Sabah Mümin akşam Kâfir olamaz mı? Ve şimdi adamın inancı değişti diye Devlet değiştirecek olsa yandık… Bir tane özel uçağı olacak, sonra nereye gideceksin? Dolayısıyla senin orada can güvenliğin sağlanıyorsa… İbrahim AS can güvenliği tamamen ortadan kalkıncaya kadar oradan ayrılmadı… Peygamberimizin de can güvenliği kalkıncaya kadar Mekke den ayrılmadı. Diğer soruya geçelim…
Burada deniyor ki; …
Tağut Tuğyan demektir, yani taşkınlık yapan herkes… İnsan ve Cin şeytanları olarak ifade ediyor bunu…
Onu geçen hafta anlattık ama söyleyeyim burada da:
Allah ın indirdiği ile hükmetmemek iki şekilde olur. Bir Allah ın indirdiği ile hükmetmek dediğiniz zaman bir kere bunu, aklınıza hemen bir devlet geliyor ya da mahkeme geliyor. Onların verdikleri karar ya da hükümler geliyor O Allah ın indirdiği ile hükmetme işi yeryüzündeki herkes; bizim için de söz konusudur. Cenab ı Hakkın ibadet ile ilgili hükümler ahlak ile ilgili hükümler iman ile ilgili hükümler diye geçer biliyorsun… Şimdi o Allah ın indirdiği ile hükmetme meselesi sen de kendi üzerinde onunla hükmetmez isen Kabul etmeme manasında hükmetmez isen Kafir olursun… Geçen hafta Adem As ve Şeytan örneğini verdik. Adem AS da Allah ın indirdiği ile hükmetmedi Şeytan da hükmetmedi. Ama Adem AS kendisini suçlu kabul ettiği için Mümin Kaldı öbürü suçsuz kabul ettiği için kendisini haklı gördüğü için Kafir oldu. Dolayısıyla Allah ın indirdiği ile hükmetmeyenin Kafir olması için onu kabul etmemesi gerekir.
Şimdi bu Ayete bakalım…
Ondan önceki Ayette diyor ki:
Nisa 04/59 “Müminler Allah ve Resulü ne Boyun eğin diyor. Ve içinizden olan yetkililere boyun eğin,” Müminlerin boyun eğmesi gereken şey; Allah ın emri ve Peygamber SAV in yoludur.
“… Allah ve Resulü ve içinizden olan yetkililer,” Bu yetkililer de mutlak değil. O yetkili olan kişilerle biz nizaya girebiliriz. Allah ile nizaya girilmez, Rasulü ile nizaya girilmez ama yetkili olan kişiler ile nizaya girebiliriz.
“…Nizaya girdiğiniz zaman onu Allah a ve Resulüne götürün…” Bu ne demek? Müslümanlar yöneticilerle her zaman nizaya girebilirler, yani anlaşmazlığa girebilirler. Bu anlaşmazlığın çözüleceği bir mahkeme de olmalı o da kitap ve sünnet e göre hüküm vermeli. Kitap ve sünnete göre hüküm verdiği zaman bu zaten doğru hüküm olur. Ama olmamış benim bildiğim kadarıyla şimdiye kadar, Anlaşmazlık olduğu zaman hemen filan Mezhebin görüşlerine gidirlir… Olmaz O…
Kitap ve Sünnet, oraya gidilmesi lazım.
“… Hayırlı olan ve sonucu çok güzel olacak olan budur.”
Nisa 04/60 “Sana indirilene inandığını (iddia edenler) zannedenler, istiyorlar ki Tağut’ta yargılansınlar, ama kendilerine Tağut u tanımamaları emredilmiştir.”
Yani Şeytanların önünde ister insan şeytanı ister Cin şeytanı olsun… Senin, Dinini Tanımayanların önünde yargılanmak istiyor… Halbuki burada Peygamber Efendimizin önünde yargılanma imkanı varken oraya gidiyor…
“… Şeytan da onları Pek derin bir Sapıklıkla sapıtmak ister. Onlara dense ki: Allah ın indirdiğine ve Allah ın Resulüne gelin, O Münafıklara bakarsın ki senden böyle sıvışmaya çalışıyorlar…” Böyle yavaş yavaş kaçıp kurtulmak istiyorlar. Bunlar Münafık insanlardır… Açıkça Ayet söylüyor bunu. Hem Mümin gözükür hem de başka tarafa… Bundan çok var, yani ben İstanbul müftülüğünde iken çok olmuştur: Adam gelir, Müftülüğe girer, “Hocam bir Fetva soracağım…” Buyur. “Ama ben yazılı isterim.” Tamam kardeşim. Sor bakalım. Soruyu sorar cevabını verirsin, peki Allaha ısmarladık… Hani sen cevabı yazılı istiyordun? Çünkü hesabına gelmedi. Birisinin elinden bir menfaat alacak, birisine karşı kendisini üstün gösterecek; onun için de umdu ki Müftülükten bir yazı alırsam ona karşı galip gelirim.01:12:53 Yoksa yani doğrularla bir alakası yok geçen hafta da uzun uzun bir olay anlatmıştım. Bu çokça rastladığımız bir şeydir.
Bak şimdi burada zaten dikkat ederseniz hep böyle cımbızlamasına… Allahu Teala bunu asla kabul etmiyor. Tek bir Ayetin alınmasını da kabul etmiyor. Ayetler bütünlüğünü istiyor. Hep böyle Cımbızlamasına alakası olmayan şeyler. Şimdi bu ayetin tamamını okuyayım ben size: Az önce onu dinlerken aklıma geldi bir adam kendisine örek denilmesinden hoşlanmıyormuş. Arkadaşları ördek diye onunla dalga geçiyorlarmış sonra arkadaşları vazgeçmiş tamam seni rahatsız etmeyeceğiz demişler… Birisi demiş ki “Yağmur yağıyor…” Sen bana ördek dedin demiş Yağmur yağıyor dedim ördek ile ne alakası var? Kardeşim bak: “Yağmur yağar sular birikir göl haline gelir, gölde ne yüzer? Ördek sen bana ördek dedin.” Bu da aynı…
Diyor ki Allah u Teala, Allah u Teala Yusuf AS ın hapishanedeki arkadaşlarına yaptığı Nasihat’i anlatıyor…
Yusuf 12/40 “ Allah ile kendi aranıza koyarak kulluk yaptıklarınız var ya, onlar sizin ve babalarınızın verdiği boş isimlerdir,” Sadece isim arkasında bir şey yok.
“…Allah O konuda kimseye bir belge indirmemiştir. Bu konudaki hüküm sadece Allah a mahsustur,” Ne hükmüdür bu? Yani şimdi burada ördek örneği bile bunun yanında hafif kalıyor…
Şimdi; bunlar hapishanede iki tane köle hapse atılmış, yani şimdi hüküm derken gidip te oy vermeyin sakın ha bilmem ne? Allah ile aranıza koyup taptıklarınız… Yani bu konudaki karar Cenab ı Hakka aittir. Peki; bu Hükmün ne olduğunu söylüyor Allah burada… Hüküm ne? Hüküm de:
“…Kendinden başkasına Kul olmamanızı Allah Emretti,” Aranıp O putlara tapmayın diyor Yusuf AS.
“…Sağlam din budur ama insanların çoğu bilmezler.” Değil mi?
Buradan iki tane kelimeyi çekeceksiniz… Allah u Teala tam bir Ayeti açıklamayı bile kişinin kendisini Allah ın yerine koyması olarak sayarken. Bu ne asıl Tağutluk bu değil mi?
Yani bunlar kardeşim bu en başta okuduğumuz Ayet te; zaten bunların Kafir olduğu kabul ediliyor.
Karşınızda Kafirler var; onlar sizin yaşama hakkınızı tanıyor mu? Sizi Ülkenizden çıkarmamayı kabul ediyor mu? Çıkarsınlar diye destek vermeyenler var mı? Eğer sizi inancınızdan dolayı öldürmeye kalkarlarsa Ülkenizden çıkarırlarsa işte “Onlarla Dost olamazsınız…” diyor Cenab ı Allah… Yoksa bu adamlar Müslüman olmuş falan değil tabii ki… BU çok farklı kulvarlardan bahsediliyor. Şimdi bu 26 ıncı ayete bakalım. Bu Ashab ı Kehf in ne kadar kaldıkları ile ilgili ayetler bunlar. Onların sonuncusu burada diyor ki:
Kehf 18/26 “Orada üç yüz sene, kaldı ve dokuz sene daha ilave ettiler, orada ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin ve Yer in Gaybı ona mahsustur. Onu en güzel bir şekilde görür, ne güzel işitir. Onların Allah ın Dun’unda bir velileri yok.” Allah ın Dun’unda ne demek Dun aşağısı demektir. Şirk yapılanmasında Allah yukarıda kabul edilir. Ne kadar zıplarsan zıpla yetişemezsin… Allah ile insanların arasında Veliler Evliyalar konulur. Ve onlar Allah ile ilişkiyi kuran kişilerdir. Aracı tanrılar olur… Şirk’in tamamı böyle “… Onunla sizin aranızda Veli olmaz Allah hükmünü kimseye ortak saymaz, yapmaz.” Yani siz onları Allah ile kendi aranıza koyuyorsunuz onlara bir takım yetkiler veriyorsunuz… Tasavvufta Gavs lar vardır. Gökleri ve Yeri Onların idare ettiğine inanılır. Abdülkadir Geylani nin bir kitabı var orada diyor ki, ya da ona dedirtiliyor yani kitapta öyle yazılı… Elimin birisi Balığın karnındadır, çünkü o zaman Dünyanın balığın sırtında olduğuna inanılıyor. Öbürü de yedi kat göğün üstündedir… Bütün Kâinatı kucaklamış, çok küçükmüş değil mi kucağı Yedi kat göğün üzeri ve balığın karnı “…Bu ikisinin arasında benden habersiz bir şey olmaz” diyor. İşte olay bu olay niye delil getiriliyor.
Burada karşıdaki insanın Müslüman olup olmaması değil. Karşıdaki insan ile olan ilişkilerden bahsediliyor. Şimdi Allah ın Dunundan veli edinmeyin diye söylüyor Allah. İle kendi aranızda demektir. Yoksa öbür Ayette “Tevellehum” dedi aynı kökten değil mi? Mümtehine 9 uncu ayette… “…Onları Veli edinmenizi yasaklar,” diyor. Kimi? Sizin can güvenliğinizi tanımayan yaşama hürriyetinizi tanımayan kişileri veli edinmenizi yasaklar. Tanıdıkları zaman yasaklamıyor. BU Ayetleri farklı yerler için kullanırsanız bu son derece kötü bir şeydir. 01:22:10 Şimdi bu bardak burada gayet güzeldir, çok iyi ama bu bardağı alıp götürüp tuvaletin çukuruna koyun o zaman ne olur? Çok kötü olur…
Sen de tamamen siyasi konuşuyorsun hiç dini konuştuğun yok yani kusura bakma da bu tamamen siyasi bir konuşma bak; Arapçayı bilen bir kişisin ben şu ayetleri bir okuyayım sana bak: Ne diyor burada Allah un Teala? Burada şunu yapıyor bunu yapıyor yok kadıya adamı Müslüman edeceksin diye bir olay yok.
Bak şimdi ben Ayeti okuyacağım* sen şimdi istediğin kadar siyasi takılabilirsin. Tekrar Ayet i Kerime yi okuyorum. Mümtehine 1inci Ayette dedi ki Allah: “Benim ve sizin düşmanlarınızı veliler edinmeyin” dedikten sonra, Bir “Veli” kelimesini söyledi ikincisi “Sevgi” kelimesini söyledi. Sevgi kelimesinden bahsetti ve burada da onların özelliklerini anlattı dedi ki sizi ülkenizden çıkarıyorlar. Mesela Mekke de iken Peygamber efendimize karşı ne Tedbirler aldılar onu gayet iyi biliyorsun… Sen şimdi Parlamento falan… Onlara üç yıl abluka hayatı yaşatmadılar mı? Bırakın onu aç bıraktılar ama yine onlar Mekke de kaldı. Burada diyor ki Allah u Teâlâ, yukarıda Velilikten ve Sevgi den bahsederken:
Mümtehine 60*/08 “Allah size yasak koymaz, inancınızdan dolayı sizi öldürmeye kalkmayan,”
Mekke dekiler kalktı mı? Kalktı… İbrahim A.S.’a da aynı olay oldu mu? Oldu, bitti.
“…Sizi ülkenizden çıkarmayan bunlara karşı iyilik yapmanızı,” iyilik yapmak “Meveddet” in biraz daha ilerisi değil mi? Sevgi nin sonucudur iyilik değil mi? Sevmediğin bir insana iyilik yapmazsın ki. Sevdikten sonraki bir olaydır.
“…Onlara karşı dengeli davran,” davranıyorsun haklarını veriyorsun… Bir de bu ikisi var.
“…Allah dengeli davrananları sever,” Allah sadece şu yasağı koyar, Allah ın koyduğu yasak Evliya ile ilgili idi değil mi?
“Benim ve sizin düşmanlarınızı veliler edinmeyin,” dedi veli edinmeyi yasakladı. Veli dediğiniz zaman her şey işin içerisine giriyor. Vali ye kadar çıkıyor. Hatta en baştaki kişiye de Vali denir yani devlet başkanına da Vali denir bütün yetkileri enlinde bulundurduğu için “Veli-ül Emr” denir ona.. Şimdi yine Veli kelimesi ile.
“Allah; yasağı sadece Din konusunda sizi öldürmeye kalkan sizi ülkenizden çıkaran ve çıkaranlara destek verenlerle ilgili koyar,” dedi. Orada onları Veli edinmenizi yukarıdaki yasağı tekrarladı burada. Şimdi burada birisini iktidara getirmek onu Veli edinmek olmuyor mu? Arapça olarak. Şimdi bu insanlar eğer senin yaşama hakkını tanıyorsa ondan sonra ülkenden çıkarmıyorsa çıkarmana destek vermiyorsa onu iktidara getirirsin bu bir. Bu iktidara getirdiğin kişi Müslüman falan da değil. BU Kafir. Mesela Almanya’dasın mesela Hollanda dasın oradaki partilerden birisine oy veriyorsun onlardan birisi diyor ki sizin ve Müslümanların yaşayışı ile ilgili şu sözleri veriyorum ve getiriyorsun. Ama bugün Türkiye de adam “Ben Müslümanım “ diyor bu işin başına ben gelmek istiyorum diyor, onunla hiç kıyas bile kabul etmez bu. Bu Ayette söylenenler işbşına gelmek isteyenler yüzdeyüz Kafir. Kafirliğinden şüphe olmayan kimseler, ama bugün Türkiye öyle değil bak Türkiye de bugün hani şimdi siz Münafık dersiniz Mümin dersiniz o ayrı bir konu ama Türkiye’deki en aşırı partiler de seçin mitinglerinde Ezan okunduğu zaman konuşmalarını kesiyorlar. Bir saygı ifadesi. “Efendim bu oy almak için yapıyorlar…” Oy almak için de olsa orada bir saygı gösteriyor bir kez o ciddi bir şeydir. Bu gün Türkiye de beş vakit ezanlar okunuyor, bu partilerden hangisi ezanı susturacağız diye devreye girebiliyor. Ama bu ayette yazılanlari ezanı susturacağım diyebilir. Sen ibadetini evinde yap da diyebilir. Şu ayette sözü edilenler en kötü örnekler…
Ama Türkiye ye geldiğiniz zaman o çok daha iyiye doğru gidiyor. Öyle değil mi?
Mesele anlaşılmıştır. İzmir de bir milyon insan toplandı Şeriat a karşıyız dedi… İşte bu ayetler Şeriata karşı olanlarla ilgili ayetler. Tamam mı? Bu ayetler onların durumu ile ilgili ayetler. O İnsanlar “Biz Müslümanları öldüreceğiz… Biz Müslümanları bu Ülkeden çıkaracağız, bu ülkede biz Müslüman istemiyoruz”. Dediler ise o zaman onlarla dost olamazsınız. Dost olursanız herkes sana aptal diye bakar. Aptal diye bakar; onun için de Allah uTeala Ayetin sonunda diyor ki,
“… Kim onları Veli edinirse bunlar Zalim insanlardır,” Yanlış yapmış olurlar, bu yanlışa da katlanırlar. Diyor. İşte Karşı taraftaki İnsanlar Müslüman değil. Bu Ayette anlatılanlar Müslüman değil ama burada o iyi ilişkiler sonucu sen onlara Allah ın Ayetini okuyacaksın. Dersin başında da anlattım geçen Cuma günü gittik, önceki hafta Katolik fakültesinin içerisinde açtık Kuran ı Kerim’i Videolarda görürsünüz, o insanlara Ceza Hukuku Prensiplerini anlattık. İstenen bu, Katolik dünyasının bir numaralı Üniversitesi olan Tübingen Üniversitesinde bu gün, İlahiyat Fakültesi kuruldu. İslam İlahiyat Fakültesi Kuruldu. Bu iyi ilişkiler sonucu… Allah bir sevgi yaratır, diyor ya işte onun için dedim Müslüman da olur Kafir de olur fark etmez. Ve o İslam İlahiyat Fakültesine öğretim üyesi arıyorlardı ve bana sordular, burada da işte duyanlar eğer bilenler var ise bize bildirsinler bizi dinleyenlerden. Almanca bilen Hoca var ise bize lütfen bildirin dediler yani. Çünkü orada dersler Almanca verilecek. Kıraat hocası arıyoruz dediler, Almanya da üç tane şu anda İlahiyat Fakültesi var. Devletin desteklediği. Müslüman Cemaatlerin değil. Almanya da bu gün 2500 adet Mescit var. Bu insanlar size hayat hakkı tanıdıktan sonra bir insanın bir teşekkür etmesi gerekmez mi? “O insanlar efendim Parlamentolarında şu kararları…” yahu Müslüman değilse tabii ki onu yapacak, başka ne bekliyorsun? Ama önemli olan mesela biz Müslümanlar olarak bütün gayrimüslimlerin can güvenliğini sağlamak ile görevliyiz. Allah BU ayette bize bunu veriyor. Karşı taraftan da bunu istemek hakkımızdır. Bunu sağladın mı? Bitti. Asgari, yoksa biz daha fazlasını, illa Müslüman olacak… Bu gün Türkiye de öyle değil. Türkiye de en sağından en soluna kadar bütün partiler Müslümanlığa sıra geldi mi kimseye vermiyorlar. 01:34:06 Allah rahmet eylesin Saadettin Çulcu vardı, Tercüman da Gong diye bir yazı dizisi yazardı, her gün iki satırlık fakat çok güzeldi öyle, hemen çabucak okurdunuz seçim zamanında şöyle bir şeyi vardı hiç unutmuyorum, “Allah adın zikredelim evvela, seçim günü vacip oldu her kula…” Bu İslamın gücünü gösteriyor, bunu hiçbir zaman yadsıyamayız. Bugün Türkiye de kaç tane İlahiyat Fakültesi var şu anda sayısını bilmiyorum biliyor musun sen? 45… buyurun şimdi Yurt dışına çıkıyorsunuz her tarafta bu ülkenin görevlendirdiği din görevlilerine buradan maaşlar gidiyor. İşte ben karşınızda ben varım İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde hocalık yapıyorum… İslam Hukukunu anlatıyorum, işte burada da Kuran ı Kerim i anlatıyorum. Giriyorum derslere İslam Hukukunu anlattığım için; bugünkü hükümet ile ilgili değil bu 28 Şubat ta da aynıydı. Mesela o dönemde de ben onlar iyidir kötüdür meselesi değil kıstas şu Ayet i Kerime de yazılanlardır. O dönemde de aynı şeyi yaptım işte o dönemde de Hilal bizim talebemizdi değil mi? Hiç böyle derslerde sağa sola bir şey yaptığımız olmuş mu? Neyse O. Sen de o zaman benim talebemdin, o gün konuşuyorduk. O zaman Süleymaniye Camisinde vaaz ediyordum ama bugün Süleymaniye Camisinde Namaz kıldırmam bile yasakladılar. Ama bu insandır normaldir. Ama peki bugün bize Süleymaniye Camiinde Namaz kıldırtmayan vaaz ettirmeyen kişiler bizim fetvalarımızdan her gün yararlanıyorlar. Bu da bir gerçek, bu gayet normaldir, kişisel sürtüşmedir kıskanacaktır bu kişiselliktir, beğenmeyecektir bunu tutup ta genelleştirmenin bir anlamı yok.…
Evet… Tekrar ediyorum asıl Tağutluk budur işte. Allah ın Ayetlerini böyle makas ile parçalayarak bağlantılarından kopar ondan sonra hüküm ver. Konuyu asıl anlatan ayetleri zaten okuduk. Şimdi bu Ayete bakalım bir önceki ayetten başlayalım…
Şura 42/20 “Kim Ahiret gelirini isterse Onun gelirini arttırırız, kim de Dünya gelirini isterse ona da ondan veririz. Ama Onun Ahrette bir payı olmaz…”
Şura 42/21 “Onların ortakları mı var? Bu dinde Allah ın müsaade etmediği bir takım şeriatlar koymuşlar?” Şimdi ben bu Ayete dayanarak iddia sahiplerine soruyorum… BU Ayetle soruyorum? “oy veren müşriktir” Diyenler onların dayandıkları Allah a bir takım ortaklar mı buldular ki böyle bir ifade kullanıyorlar. Allah Mümtehine Suresinde her şeyi açık ve net belirtmişken Allah ın Müsaade etmediği yeni Şeriatlar ortaya koyan ortaklar mı var? Mümtehine suresinde Allah’ın koyduğu şeriat O, hüküm orada işte.
“… Eğer O fasıl sözü olmasaydı şimdi işleri bitirirdi,” Yani Cenab ı Hak Ahret’te bu işleri çözecek. Yoksa Şu anda bunların işleri bitirilirdi diyor.
“… O zalimler için acıklı bir azap vardır.” Dikkat ediyor musunuz böyle cımbızlamasına, halbuki bu Ayet i Kerime de anlatılan O sözü söyleyen kişilerin aleyhine… Cenab ı Hak Kurallarını koymuş, alakalı olmayan Ayeti çekeceksin sağa sola öyle şey olur mu? Ve enteresandır bu tip insanlar Almanya için hiçbir şey söylemezler ki Gayri Müslim bir ülkedir. Ya da Rusya için demezler Türkiye için geldi mi herkes… Yani bizim bilmediğimiz bir Din mi var kardeşim… Öyle şey mi var…
Bir Ülke Müslüman olursa orada yaşarım, olmaz ise yaşamam o ülkeye destek vermem dersen, İbrahim A.S. da gümbürtüye gider, Musa A.S. da Peygamberimiz de… Yusuf A.S. da hepsi gider; bu hayatın bir gerçeği. Tekrar ediyorum, bir insan Bugün akşam Müslüman sabah Kafir olabilir, Biraz sonra tekrar Müslüman olabilir adam hata yaptı diye hemen yer değiştirecek değil ki tabii ki orada kalacak ve devam edecek.
Yani O insanlar demek ki Allah ın emirlerine uyuyorlarmış öyle mi? Yani yetki verdik ya ortada şeriat varmış bu memlekette, öyle mi? Yani Allah ın emirleri yürürlükteymiş birileri oy vermiş ki bunlar yürürlüktekini değiştirsinler… Böyle bir adam Kafir olur O çok kesin. Ama böyle bir olay söz konusu değil ki… Kendi hayallerinden bir senaryo uyduracaksınız onun arkasından da ördek olayı bu başka bir şey değil.
Ayet i Kerime şu: Tevbe 31
Tevbe 9/31 “…İlim adamlarını ve Din adamlarını Allah ile kendi aralarına Rabler olarak koydular,” Mesela bizde bu var işte Müslümanlarda var… Allah u Teala şöyle dedi diye Ayet i okuyorsunuz, falan da böyle dedi diyor. Falan Alimin görüşünü alıp Allah ın Ayetini atıyor; işte O, onu Rab edinmiş olur. Çok yaygın bu… Ondan sonra Meryem in oğlu Mesih i de öyle yaptılar. Allah ile kendi aralarına Rab olarak koydular. Bunu kim yaparsa yapsın Kafir olur. Bu kişilerin kafir olması değil bizim konumuz, bizim konumuz kim kafir olur kim olmaz değil… Kafir bir ülkede nasıl yaşanır? Konu budur. Yoksa adamlar Kafir. Gayri Müslimler ile ilişkilerimiz nedir konu O.
“…Bunlara verilen emir bir tek ilaha kul olmaktır,” işte biz o kulluğu yapıyoruz. İşte Allah u Teala bakın Onların ortak koştuklarından Allah Uzaktır. Allah İmanı öyle bir noktaya koymuş ki, kişinin kalbinin içerisinde; bu kişi hangi şartlarda yaşarsa yaşasın İmanı nı koruyabilir. Çünkü hiç kimse insanın Kalbinin içine bakamaz. Hiç kimsenin böyle bir yetkisi yoktur. Ama bir de toplu olarak yaşama meselesi var işte onu da kurallarını Cenab ı Hak Mümtehine suresinin 1 inci ayetinden 9. Uncu ayetine kadar koyuyor. Fetih suresi 25 inci ayette bu Hudeybiyye sırasında inmiş olan ayetlerden dir. Diyor ki burada Allah u Teala:
Fetih 48/25 “Kafir olanlar onlardır, sizi Mescid i Haram dan engellemişlerdir,” giremediler içeriye biliyorsunuz…
“… İşaretli kurbanları da yerine ulaşmasını engellediler, eğer o Mekke nin içinde,” Bakın üslup; Peygamberimizi Mekke ye girmekten engelleyen insanlar bunlar,
“… Mekke nin içerisinde Mümin kadınlar ve Mümin erkekler olmasaydı,” onlar orada yaşıyor, Müşrik mi onlar? Mümin diyor değil mi? Olmasaydı, Siz onları tanımıyorsunuz…
“…Siz onları bilmeyecektiniz Mekke yi Fethettiğiniz zaman onları ezebilirdiniz.” Böyle bir şey olmasaydı Allah size Mekke ye girme fırsatını verebilirdi. Onları korumak için vermedi Bir önceki Ayette de diyor ki…
Fetih 48/24 “Mekke nin ta göbeğinde onlara karşı size zafer vermişken, Allah onları sizden sizi onlardan engelledi…” Ya Rabbi peki Mekke yi zafer verdin,
Fetih 48/25“Allah onların yaptıklarını bilir, Kafirlik yapanlar onlar, sizi Mescid i Haram dan engellediler ki…” Mekke deki örfe oradaki kanuna göre de bu Mekkeliler için büyük bir suçtur. Haram aylarında engel veriyorsunuz. Ondan sonra:
Fetih 48/25”… İşaretli Kurbanlıkların mahalline olaşmasını da engellediler,” Şimdi oradaki yerleşik kanunlara göre Mekkeliler suçlu. Allah a karşı da suçlu Kafir, Peygamber efendimizi ve Müslümanları da Mekke ye sokmadılar, her bakımdan suçlular. Oradaki Mekke’nin içindeki fakir fukara ya karşı da suçlular çünkü bu Kurbanlar oraya gitseydi bir sürü insan doyacaktı.
“… Ve eğer Mekke deki Mümin erkekler ve Mümin kadınları (onları) siz tanımıyorsunuz onları oraya girdiğiniz zaman çiğneyebilirdiniz (Ezip geçebilirdiniz). Öyle bir durum olmasaydı Allah size Mekke ye girme firsatı verebilirdi.” Demek ki o şartlarda bile yaşayanlar Mümin kadın ve Mümin erkeklerdir. Öyle duygusal davranmanın bir anlamı yok. Başka bitirdik mi? Vakit bitiyor beş dakikamız var.
Yok; esas olan Kuran ın emir ve yasaklarının uygulanması o kişilerin kendilerine ait olan bir olaydır. Esas olan O emirlerin Tebliğ edilmesidir. Onun için Allah u Teala Ayetinde Peygamberimize
Maide 5/99 “Resule düşen tebliğden başka bir şey değildir…” İmkanın olduğu zaman bir kere sen kişisel olarak mutlaka tatbik edeceksin o hükümleri. İmkanın varsa Ona inananlar içinde tatbik edersin ama inanmayanlar, yine inanmamaya devam ederler. Peygamberimiz Mekke ye Medine ye hakim olduğu zaman da dünya kadar inanmayan insan vardı.
Nasıl verecekse versin artık o rengini kendi belirlesin Ayetler çok açık, Bir kere bu söyledikleri onların olacağını biz öbür ayette okuduk. Ali İmran 186 de okuduk.
Bazı haklar derken yani öldürülüyorlar mı? Sürgün ediliyorlar mı? Mesele o bitti. O kadar Allah bunların üçünü çizgi olarak koymuş. Tekrar ediyorum İbrahim AS da Peygamberimiz de yaşama hakkını son saniyeye kadar kullanmışlardır. 01:49:18
Heykel in önünde saygı duruşu kabul edilebilir bir tavır değildir, ama o duruş ne onu teşvik edenler ne de orada o saygı duruşunu yapanlar açısından bir ibadet olarak telakki edilmiyor. Orada bir ruhaniyet farz edip, 01:50:10 Ona bir kulluğunu sunup ondan yardım isteme diye bir şey söz konusu değil yani bunu evet görüntü olarak yanlış bir şey olmaması gereken, bir şeydir, fakat o ne orada gidenler açısından ne de oraya çağıranlar açısından bir ibadet olarak kabul edilmiyor. İkisi aynı değil.
Sanki karşı taraf Müslüman dedik te konuşuyorlar? Bu emirler Müslümanlara dır. Bu Ayetler Müslümanlarla Gayrimüslim bir yerde nasıl yaşarlar? Onunla ilgili Ayetlerdir, olay bu…
Sen Almanya’da isen bir Partiye Rahatlıkla oy verebilirsin. Türkiye de daha da iyi verebilirsin, çünkü o partideki insan ben Müslüman’ım diyor. Ben Müslüman’ım demeyen de ben şu ana kadar hatırlamıyorum.
Vekil tayin ettiğinde bir göreve gelmesi için şey yapıyorsun, Vekil de kendi başına kanun çıkaramaz. Yapacağı her şeyi sana sorarak yapar, içinizde bir avukatı vekil tayin eden var mı acaba? Vekil kendi başına iş yapabilir mi? Ama bu gün Parlamentodakiler yapıyorlar O vekil değil Hukuken Vekil değil yani…
İbrahim AS da babası örneği verildi de İbrahim AS ın babası onu kovdu, Bu Ayet i Kerimeyi bir hatırla sana, Dedi ki:
Meryem 19/46 “… Sen bu fikrinden caymazsan seni taşla öldürürüm dedi…” İbrahim AS a dedi ki babası “seni ben taşla öldüreceğim” dedi… Onun için “git uzunca bir süre seni gözüm görmesin,” dedi. BU Ayetlerin bağlantıları çok önemli, ama annesi Kafir olabilir.
Lokman 31/15 “Hakkında bilgi olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seninle mücadele ederlerse,” İlla sen de şunu yapacaksın, bugün çok var. Mesela kadın kızına diyor ki: “İlla başını açacaksın kızım” diyor tek günahın bu olsun… Allah ın bir emrine karşı tavır alıyor. Bu bir kere şirk tir. Kesin Şirk tir. Allah ın bir emrine karşı tavır almak şirktir. Onu yapmamak günah ama tavır almak şirk tir. Şimdi ne olacak?
“… Onlara itaat etme, ama Dünya işlerinde de örfe uygun arkadaşlık yap,” Yani güzel arkadaşlık yap diyor. Onları terk etme diyor. İbrahim AS ın babası farklı.
Peygamber Efendimizin kızı Zeynep var daha önemli bir örnek, Zeynep in kocası Ebul HAss Kafir. Bir kafilesi yakalanıyor, Medine ye getiriliyor. Bir yolunu bulup kaçıyor. KArısının yanına gidiyor. Peygamberimiz Ebul Hass a diyor ki: “Gel Müslüman ol” diyor. Hayır Müslüman Olmam diyor. Peygamberimiz Kızına diyor ki: Misafirine iyi bak diyor… O yine Müslüman olmam diyor. Peygamberimiz, bu defa dönüyor O nun mallarını ganimet olarak alan adamlarını da esir eden Müslümanlara da diyor ki: “Bu sizin hakkınız ama esirleri bıraksanız ganimetleri de iade etseniz olmaz mı?” diyor. Esirleri bırakıyorlar ganimetleri Ebul Hass a iade ediyorlar, Ebul Hass elini kolunu sallaya sallaya ganimetleri adamları ile birlikte Mekke ye geliyor. Bak “Ben Müslüman olmam” Diyen adama karşı Peygamberimizin tavrına bak…
Üç ay sonra geliyor “Ben Müslüman oldum…” Diyor. Karısının yanına dönüyor. Dolayısıyla bak işte bu Allah bir sevgi Halk eder meselesi bu… Karşı tarafın; bize karşı her hangi bir şeyi bahane edememesi lazım, Ebul Hass bu olayı hangi Kafire anlatsa Allah Allah diyecek? Bu ne iyi bir insanmış diyecek.
BİTTİ