Fetih Suresi -15 / Tebük Seferi ve Münafıklar

28 Aralık 2005 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Kur'an Sohbetleri

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bugün gene Fetih suresini okumaya devam ediyoruz. Geçen hafta Tebük Savaşı’ndan kısaca bahsetmiştik. Bu hafta o konuyu biraz daha açmaya çalışacağız. Bu sebeple bu haftaki dersimize Fetih suresinin 15. ayetinden başlayacağız.

“Se yekûlul muhallefûne izentalaktum ilâ megânime li te’huzûhâ zerûnâ nettebi’kum.” “O geriye bırakılmış olanlar ganimet almak için yola çıktığınız zaman diyecekler ki: ‘Bırakın biz de sizinle beraber gelelim.”, “yurîdûne en yubeddilû kelâmallâh” “Onlar istiyorlar ki, Allahın sözünü değiştirsinler.”, “kul len tettebiûnâ” “De ki: ‘Siz bize hiçbir zaman uymayacaksınız.” Arkamızdan gitmeyeceksiniz, tâbi olmayacaksınız. “kezâlikum kâlallâhu min kabl” “Allah-u Teâlâ size bundan önce bu hükmü vermiştir.”, “fe se yekûlûne bel tahsudûnenâ” “Diyecekler ki: ‘Siz bizi kıskanıyorsunuz.”, “bel kânû lâ yefkahûne illâ kalîlâ.” “Hayır, onların anlayışı kıttır.” Onlar çok az anlarlar.

Bu ayeti daha önce okumuştuk. Bugün tekrarlamamızın sebebi Tebük Savaşı ile ilgili olarak daha çok şeyler söylemek istediğimiz için ona bir hazırlık olmasıdır. Önceki hafta anlattığımız şeyleri hatırlarsanız, Peygamberimiz (s.a.v) Hudeybiye için Mekke’ye doğru yola çıkmıştı. Ama Mekke’ye çok güçlü bir şekilde gitmek için elinden gelen bütün hazırlıkları yapmıştı.

Biliyorsunuz, Yemame Kabilesinin, Yemame’nin reisi Müslüman olmuş. Mekke’nin doğusunda kalan Yemame. Yememe Mekke’nin buğdayını sağlayan bir yer. Size bundan sonra buğday vermeyeceğim demiş. Hendek Savaşının yapıldığı Hicret’in beşinci yılında Mekke çok büyük bir kıtlık yaşamış. Kuraklık.  Peygamberimiz (s.a.v) Yemame’nin başkanına haber vermiş bunlara buğday verin diye. Mekke’ye beş yüz altın yardım göndermiş. Yüklü miktarda hurmayı Ebu Süfyan’a göndermiş, sendeki derilere karşı bu hurmayı al diye.

Ondan sonra, Mekke’nin içerisinde Müslümanların hacca geleceğine dair haber yaymış. İnsanlar arasında, bugünkü ifadelerle, bir kamuoyu yoklaması yapmış. Müslümanlara karşı tepkilerini ölçmüş. Sonra da Mekke’ye daha çok insanla gidebilmek için de her türlü tedbiri almış. Medine’nin çevresindeki kabilelere haber göndermiş; biz hacca gidiyoruz, siz de gelin beraber gidelim diye. Fakat o çevredeki kabileler Peygamberimizle birlikte hacca gelmek istememişler. Yani çöl kabile… Çölde yaşayan Araplar.

Şimdi, onlar düşünüyorlar diyorlar ki, bunlar kanlarına susamış. Daha geçen sene… Çünkü Hendek Savaşı Hicretin beşinci yılında olmuştu. Bu hadise de Hicretin altıncı yılında. Diyorlar ki, yahu daha geçen sene Mekkeliler Medine’ye geldi. Bunların evlerinin ortasına kadar hücum etti. Bunları öldürmek için her şeyi yaptı. Sonra çekti gittiler. Bu sene bunlar kendi elleriyle, gidip Mekkelilere teslim olacaklar. Bunları kesin öldürürler. Görürsünüz hepsini öldürürler. Hiçbir tanesi geri dönmez.

Dolayısıyla özür beyan ederek Peygamberimize katılmamışlardı. Mekke’ye gelmediler. Mekke’ye gelmeyince Hudeybiye’de de bulunmadılar. Orada Peygamberimize biat yapan insanların arasında da olmadılar. Yine hatırlarsanız, Hayberle Mekkeli müşrikler arasında bir antlaşma vardı. Müslümanlar Mekke’ye hücum ederse Hayberliler Medine’yi işgal edeceklerdi. Hayber’e hücum ederse bu defa Mekkeliler Medine’yi işgal edecek ve Müslümanları arkadan vurarak etkisiz hale getireceklerdi.

Peygamberimiz Hudeybiye antlaşmasıyla Mekke ile Hayber’in arasını ayırmış oldu. Ve bu tehlikeyi tamamen ortadan kaldırmış oldu. İşte Allah-u Teâlâ da Peygamberimize Hayber fethini nasip etti. Çünkü Hayber kolay lokma bugünkü ifadeyle. O insanlar çok zengin fakat savaşçı değiller. Müslümanların karşısında dayanacak güçleri yok.

Şimdi, bu çevre kabilelerinin, o çevredeki çöl Araplarının tavrını gösteren yukarıda bir ayeti kerime var. “Se yekûlu lekel muhallefûne minel arâb” “Bu Araplardan geride bırakılmış olanlar…” Yani davete icabet etmeyen o çöl Arapları “… sana şöyle diyecekler:”, “şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ” Ya mal var, çoluk çocuk var, iş var, güç var. Yani bir türlü fırsatını bulamadık ya Muhammed seninle birlikte gelmeye. “festagfir lenâ” “Bizim için de Allahtan bağışlanma dile.” Günahlarımızın affedilmesini Allahtan iste diyorlar. Diyecekler.

yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim” Dilleri ile söylüyorlar ama içlerinde bu yok. Yani yalan söylediklerini kendileri çok iyi biliyor. Yalan söylüyorlar. Aslında ne mallarından, ne çoluk çocuklarından dolayı Mekke ziyaretine katılmamaları söz konusu. Katılmamalarının tek sebebi Mekkelilerden korkmaları.

“kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â” “De ki: Allaha karşı sizi korumak için kimin gücü vardır?..” Kim herhangi bir şeye güç yetirebilir? “… Eğer Allah size bir zarar vermek istese ya da sizi menfaatlendirmek istese buna kim engel olur?”, “bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ.” “Hayır, Allah onların ne yaptıklarından haberdardır.” (Fetih 11). Onların içlerini bilir Cenab-ı Hak. Bütün niyetlerini bilir.

“Bel zanentum en len yenkaliber resûlu vel mû’minûne” “Hayır, aslında siz şöyle düşündünüz. Bu Peygamber ve müminler geri dönmeyecekler.”, “ilâ ehlîhim ebeda” “Asla ailelerine geri dönmeyecek.” Mekkeliler onları orada öldürecekler, işlerini bitirecekler diye düşünüyordunuz. “ve zuyyine zâlike fî kulûbikum” “Aslında bundan dolayı da pek memnun olmuştunuz.” İçiniz bir hoş olmuştu. “ve zanentum zannes sev’” “Ve kötü bir düşünceye dalmıştınız.”, “ve kuntum kavmen bûrâ.” “Siz aşırılık yapan, mahvolmayı hak eden bir kavimsiniz.” (Fetih 12).

İşte şimdi bunların bu durumunu Allah-u Teâlâ anlatıyor. Sonra da bunlara diyor ki… Yani bu… Tabi Peygamberimiz Mekke ile sulh antlaşması yapıp, Mekke tarafını sağlama bağlayınca bu çöl Arapları diyorlar ki, kesin Muhammed Hayber’e gider (s.a.v). Hayber de herkesin ağzını sulandırıyor. Çok zengin bir yer. Bırak biz de gelelim ya Muhammed diyorlar. Biz de seninle gelelim. Zaten üç hafta sonra da Hayber’i fethetmişti Peygamber efendimiz.

İşte ilk okuduğum ayette Cenab-ı Hak onu hatırlatıyor. “Se yekûlul muhallefûn” “O geriye bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler:”, “izentalaktum ilâ megânime li te’huzûhâ” “O ganimetleri almaya gittiğinizde”. Savaşa gitmek olarak anlatmıyor Allah, ganimet almaya gitmek. Çünkü çok kolay lokma ya, eliyle bırakmış gibi alacaklar.

Hayberliler Müslümanlara karşı bir fesat kaynağıydı. Aslında Hendek savaşını hazırlayan Hayberliler olmuştu. Mekkelileri kışkırtanlar onlar olmuştu. Mekke’ye gidip puta secde etmişlerdi. Sizin dininiz onların dininden hayırlıdır diye yemin etmişlerdi. Hâlbuki bunlar Yahudi. Bunlar İslam dinini en iyi bilen insanlar. Gatafanlılara para verip, paralı asker olarak cepheye sürmüşlerdi. Medine’deki diğer Yahudi kabileleriyle de zaten sıkı ilişkileri vardı. Münafıklarla da ilişkileri vardı ve orada Müslümanları tamamen boğmak için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı. Dolayısıyla bunlar iyi bir çıbanbaşı olmuşlardı ve cezalandırılmaları da gerekiyordu.

İşte o geriye bırakılmış Araplar diyecekler:  “izentalaktum ilâ megânime li te’huzûhâ” “O ganimetlere gittiğiniz zaman almak için”,  “zerûnâ nettebi’kum” “Biz de katılalım müsaade edin de.”   Nasıl olsa burası kolay, niye Mekke’ye gelmediniz? “yurîdûne en yubeddilû kelâmallâh” “Allahın sözünü değiştirmek istiyorlar.” Çünkü şeyde Allah-u Teâlâ Hayber ganimetlerini Müslümanlara vaat etmişti. “kul len tettebiûnâ kezâlikum kâlallâhu min kabl” “De ki: Siz bizim arkamızdan gelemeyeceksiniz…” Hiç böyle bir şey olmaz. “… Çünkü bu hükmü daha önce Allah vermiştir.”, “fe se yekûlûne bel tahsudûnenâ” “Ha, şimdi siz bizi kıskanıyorsunuz diyecekler.”, “bel kânû lâ yefkahûne illâ kalîlâ.” “Hayır, aslında onlar anlayışı kıt insanlardır.” (Fetih 15).

“Kul lil muhallefîne minel a’râb” “Şu geriye bırakılmış Araplara söyle” O çöl Araplarına… “setud’avne ilâ kavmin ulî be’sin şedîd” “Çok güçlü bir kavme çağrılacaksınız yakında.”, “tukâtilûnehum” “Onlarla savaşacaksınız”, “ev yuslimûn” “Ya da onlar teslim olacak.” Ve ya Müslüman olacak. “fe in tutîû yû’tikumullâhu ecren hasenâ” “Eğer bu davete boyun eğer gelirseniz Allah size güzel bir ücret verecektir.”, “ve in tetevellev kemâ tevelleytum min kablu” “Eğer bundan önceki gibi yüz çevirirseniz.”,  “yuazzibkum azâben elîmâ.” Allah-u Teâlâ “acıklı bir azapla sizi azaplandıracaktır.” (Fetih 16).

İşte bu kabileler, bu Araplar daha sonra Tebük için davet aldılar Peygamber (s.a.v)den. Tebük Savaşı Bizans’a karşı verilmiş bir savaş. Daha önce de söyledik… (derse yeni gelen birine) Orada bir yer var. Daha önce de söylemiştik, Hudeybiye antlaşması sırasında Bizanslılar İranlılara karşı bir savaş kazanmışlardı. Yani Persleri yenmişlerdi Bizanslılar. Dolayısıyla Bizans Kralı Heraklius muzaffer bir komutan olarak Kudüs’e gelmiş. Yani Suriye bölgesine gelmiş. Suriye bölgesi tabi oldukça büyük bir bölge. Kudüs de o bölgenin bir parçası. Oraya gelmiş. Kudüs’e girmiş. Her gittiği yerde ayaklarına halılar seriyorlar. Yollara çiçekler atıyorlar. Çok büyük bir ihtişam.

O sıra Peygamberimiz (s.a.v) de Mekke ile antlaşma yaptıktan sonra bir sulh dönemi geçiyor. Savaşsız bir dönem geçiyor. Hayber’i saymayacaksınız tabi. Bu savaşsız dönemde Peygamber efendimiz etrafa mektuplar gönderiyor. Bu mektuplardan bir tanesi de Heraklius’a gidiyor. O da Şamdayken Heraklius’a gidiyor. Hatta Heraklius’un şeyi de vardır. Yani orada Ebu Sufyan’ı çağırmış. Ebu Sufyan da konuşmuş. O kitaplarda vardır. Bakayım eğer burada bulabilirsem… Neyse burada gözükmüyor.

Şimdi, o mektuplar konusu daha sonra, ben şu anda onunla ilgili kitabı buraya getirmemişim. Mektup Şam’a varıyor. Heraklius o mektubu okuyor. Ebu Sufyan’ı çağırıyor. Ebu Sufyan’a soruyor. Peygamberimizle ilgili ondan bilgi istiyor. Ebu Sufyan da dürüstçe cevap veriyor. Son derece dürüst bir şekilde konuşuyor. Arapların böyle bir özelliği var, pek yalan söyleyen insanlar değil. Mesela işte, Heraklius’u bulduk, buna yalan bilgiler verelim, Muhammed aleyhine yardım alalım diye bir düşünceleri yok. Heraklius’a karşı gayet dürüst bir şekilde konuşuyor. Olanı biteni olduğu gibi anlatıyor Peygamberimiz (s.a.v) ile ilgili olarak.

Heraklius da, bu diyor bizim beklediğimiz peygamberdir. Ah keşke onun yanında olsam da, elini ayaklarını yıkasam diye böyle bir saygı ifadesinde de bulunuyor. Ama etrafındaki papazlar çok rahatsız oluyorlar bundan. Sonra da Heraklius tabi çark ediyor.

Hani her zaman söylüyoruz ya, doğruyu anlamak çok kolaydır da doğruya uymak zordur. Yine aklımızda kolay kalan bir örneği her zaman veriyoruz. Yeryüzünde yalan söylemenin kötü olduğunu bilmeyen yoktur ama hemen hemen yalan söylemeyen de yoktur. Bir şeyin yanlış olduğunu bilmek başka, o yanlıştan vazgeçmek başka bir şeydir. Ya da doğruyu bilmek başka, o doğruyu uygulamak başkadır.

İşte bu Heraklius… Muhammed (s.a.v)in peygamber olduğunu öğrenen Heraklius’a… Tabi değişik şeyler var kaynaklarda, tarihçi olmadığım için bilgiler ne derece doğru, değil bilmiyorum da; okuduğum kaynaklarda, bazılarında diyor ki, Heraklius İran’a karşı kazandığı zaferin sarhoşluğuyla, gittikçe büyüyen Müslümanların bu büyümelerine bir dur demek için oraya kırk bin kişilik bir ordu hazırlamıştı. Mekke’ye doğru.

Bazıları da diyor ki, Heraklius’a haber vermişler; Muhammed (s.a.v) öldü, orada da büyük bir karışıklık var, durum çok müsait, gel, buraları düzelt. Biz de sana işte şöyle şey verelim, vergi verelim diye o çevredeki müşrik Arapların ona haber gönderdiğine de dair haberler var. Hangisi doğru onu Allah bilir. Ama kesin olan bir şey var, Heraklius Medine’yi vurmak için hazırlanmış. Peygamberimiz de bunu duymuş.

O zaman Peygamber efendimiz çevre kabilelere haber gönderiyor. Ve açıkça söylüyor; daha önce bir yere savaşa gittiği zaman hiç bildirmezmiş, kimseye haber vermezmiş. Ama bu defa yol çok uzun. Şimdi, Tebük’den Medine’ye kadar ben birkaç kere gittim. O arayı birkaç kere gittim geldim yani iki taraflı. Aklımda yanlış kalmış olabilir ama altı yüz kilometre kadar bir yol aşağı yukarı. Yanlış hatırlıyorsam… Servet de gitti yakında. Altı yüz kilometre değil mi? Altı yüz kilometrelik bir yol.

Bu yol üzerinde iki tane konak yeri var. Birisi Teyme, birisi Hayber. Yani Teyme’ye yüz elli kilometre kadar zannediyorsam uzaklığı. Hayberin de Medine’ye uzaklığı işte yüz, yüz elli kilometre civarında. O çölde saatlerce gidiyorsunuz hiçbir şey yok. Gökten ateş yağıyor, çöl kumlarına vurunca geriye ateş olarak dönüyor. Bir de sıcağın çok güçlü olduğu bir dönemde Peygamber efendimiz bu sefere karar veriyor. Yani hurma sıcaklığı dedikleri dayanılmaz sıcaklıkların olduğu zaman var. Ben o hurma sıcaklığına rastladım da hakikaten ne gölge de dayanabiliyorsunuz ne şey. Klimalar çalışınca biraz rahatlıyorsunuz. Gecesi gündüzü çok sıcak oluyor. O sıcaklık hurmaları pişiriyormuş. Yani bir süre devam ediyor.

O sıcaklık sırasında yola çıkıyorlar. Bir de o sene kıtlık senesiymiş. Bakın, Cenab-ı Hak imtihan ettiği zaman tam eder. Bir de şuna bakın, Peygamber (s.a.v) altmış yaşını geçmiş, zaten Tebük Savaşı son savaş Peygamber efendimizin. Hicretin dokuzuncu yılında yapılan bir savaş. Ondan sonra artık savaş yapmıyor. Mekke’yi daha yeni fethetmiş. Dersiniz ki, artık yaşlandı biraz dinlensin. Cenab-ı Hak öyle demiyor.

Peygamberimiz Mekke’den Medine’ye hicret etmiş, Medine’de o kadar çok savaşlar vermiş, sonra Allahın yardımıyla Mekke’yi tekrar fethetmiş. O Huneyndir, o Taiftir çevre bölgelere de yayılmış. Geniş bir bölgeye yayılmış. Medine’ye geliyor, şimdi o bölgenin en güçlü siyasi otoritesi halinde. Fakat duyuyor ki, Bizans İmparatoru oraya ordu göndermek için hazırlanmış. Devrinin süper gücü…  İşte ayet de onu bildiriyor, “ulî be’sin şedîd” diyor. (Fetih 16). “Çok güçlü bir ordu.”

O günün dünyasının iki güçlü devleti var. Persler, Romalılar. Daha önce Persler Romalıları yenmiş. Şimdi de Romalılar Persleri yenmiş. Dolayısıyla dünyanın en güçlü devleti o zaman. O günkü dünyanın en güçlü devleti ve Müslümanlar bunlara karşı savaşa çıkacaklar. Kıtlık senesi bir, havalar çok sıcak iki, gidilecek yol çok uzun ve çöl üç, düşman çok güçlü dört. Görüyor musunuz imtihanı? Yani şimdi siz bir imtihanı kazandınız diye Allah bırakmaz, daha ağır bir imtihandan geçirir. Yani her sınıf atladıkça sorulan sorular da daha ağırlaşır.

İşte Peygamberimiz (s.a.v) de hayatının en zor savaşına hazırlanıyor orada. Çevre Araplara haber gönderiyor. Gidilecek yeri anlatıyor. İş son derece zor. Herkesin hazırlanmasını istiyor. Tabi bu arada münafıklar da boş durmuyorlar. Abdullah bin Ubey bin Selul diyor ki, Muhammed ne zannediyor diyor. Karşısında çocuk mu?.. Bizans… Koskoca Bizans… Koskoca Roma İmparatoru… Ben onların kellelerinin uçtuğunu görür gibiyim şu anda diyor. Yani Müslüman gözüken bir adam bu. Destek olması gerekirken fitne fesat çıkarıyor.

Ama burada, şimdi burada birçok genç var. Siyasete arzulu birisi varsa içinizde Peygamberimizle Abdullah bin Ubey bin Selul’un ilişkilerini çok iyi öğrenmesi lazım. Her türlü pisliği yapan bu adama karşı Peygamberimiz hiçbir şey yapmıyor. İnşallah bir başka dersimizde… Bu akşam konu edecektik, son anda vazgeçtik. Hani bir şey vardır, “kim dinini değiştirirse öldürün.” Oh ne güzel, öldürdün mü her şey bitiyor. Öyle mi? Maalesef öyle olmuş. Kitaplar da onlarla dolu. Onu inşallah bir başka derste, uygun bir zamanda konu ediniriz. Her türlü fitneyi ve fesadı çıkaran Abdullah bin Ubey bin Selul’u Peygamberimiz öldürmüyor. Üstelik ona hiçbir şey de yapmıyor.

Şimdi ben size şöyle kısaca şu Tebük Harbini okuyayım. Şöyle iki sayfalık bilgi var kısa. Bu arada bundan da haberiniz olmuş olur. “Tebük, Şam ile Medine arasında yarı yoldadır.” Yani bugün Ürdün’den çıkıyorsunuz. Ürdün’den çıktıktan sonra yüz yüz elli kilometre kadar gittiğiniz zaman Tebük geliyor karşınıza. Maan sınır kapısı var, oradan hemen ilerde. “İslamiyet bütün Arabistan çölüne yayılırken Kuzeyde Bizans İslama bir darbe indirmeye hazırlanıyordu. Bizans İran’a karşı zafer kazanınca daha geniş bölgeleri fethetme hevesine düşmüştü. Kendisine bağlı derebeylerine, Hıristiyan Araplara emirler vererek Müslümanlara karşı harbe hazırlanmalarını bildirdi.

Bu hazırlıklar Medine’de duyulunca Müslümanlar arasında derin bir düşmanlık ve üzüntü hâsıl olmuştu. Şimdiye kadar yapılan seferlerde gidilecek yer gizli tutulurdu.  Fakat bu seferde yol uzak, düşman çok olduğundan herkesin ona göre hazırlıkta bulunması için, gidilecek yer açıkça söylendi. Her tarafta gönüllüler toplanmaya başladı. Fakat o sene Hicaz ve Necid’de müthiş bir kıtlık olmuştu. Hurmalar harap olmuş, develer ölmüş, hayvanlar kırılmıştı. Sefere gitmek isteyenlerin çoğu binecek hayvan bulamıyordu. Bu güçlük karşısında sefer hazırlığı ağır gidiyordu. Sıcaklar geçmemişti. Bu sıcakta uzak yerlere gitmek istemeyenler vardı. Bunlar ağır davranıyor, özürler ileri sürüyor, aile durumlarını sebep olarak gösteriyorlardı.

Özellikle münafıklar kendileri gitmediği gibi, başkalarını da savaştan soğutmaya çalışıyorlardı. Münafıklar: İran’ı yenmiş olan bir düşmana nasıl karşı çıkılır, Muhammed Bizans’ı ne sanıyor diyerek halkı korkutmak istiyorlardı. Sıcaklar sona ermediğinden çölde sefer hakikaten çok güç olacaktı. Havalar kurak, gidilecek yer uzaktı. Bu sıcakta, susuz çölde ordunun hareket kabiliyeti çok zordu.

Fakat iman, ihlas, mefkure aşkı ile gönülleri yananlar böyle şeyleri önemsemiyordu. Bu sebeple Peygamberimiz bütün güçlüklere rağmen büyük bir ordu hazırlamayı başardı. Ashabın ileri gelenleri büyük fedakârlıklar gösterdiler. Ebu Bekir elinde avucunda ne varsa hepsini ordunun hazırlanması için verdi. Osman gönüllülerden oluşmuş bu orduya dillere destan olacak bir yardım yaparak bir alayı…” bir alay askeri “… teçhiz etti. Kadınlar bile süs eşyalarını bağışlayarak İslam kadınına yakışır bir fedakârlıkta bulundular.”

Evet, “Kıtlık zamanında hazırlandığı için bu orduya Ceyşu’l Usre adı verilmiştir. Yani, Zorluk Ordusu. Bu savaş her bakımdan münafıkların seçilmesini sağlamıştır. Münafıkların ileri sürdüğü sebeplar sudan sebeplerdi.” Sıcağı delil gösteriyorlar ve özür diliyorlardı. Kur’an-ı Kerimde bununla ilgili ayetler var. O ayetleri daha sonra okuyacağız.

“Peygamberimiz Selime kabilesinden Cedd bin Kays’a şöyle sormuş: ‘Bu sene Rumlarla savaşa hazır mısın?’ O da şöyle bir cevap vermiş: ‘Ya Resulallah bana müsaade etsen de başımı derde sokmasam. Vallahi kavmim bilir ki ben kadınlara düşkün bir adamım. Korkarım ki Rum kadınlarını görünce sabrım tükenir dayanamam günaha girerim.” Şimdi şu münafıkların sudan bahanelerini görüyor musunuz?

“Peygamberimiz ondan yüz çevirdi. Onun hakkında şu ayet indi. ‘Onların içinden başımı derde sokma, bana müsaade et diyenler var. Onlar kendilerini asıl derde sokuyorlar. Fitneye düşüyorlar. Cehennem kâfirleri her taraftan saracaktır. (Tevbe 49).’ Münafıkların bütün gayretlerine rağmen otuz bin kişilik büyük bir ordu hazırlandı. Hz. Peygamber aile işlerine bakmak üzere damadı Hz. Ali’yi, valilik sıfatıyla da Muhammed bin Mesleme’yi bıraktı Medinede.”

Şimdi bu da çok ilginç… Hz. Ali’yi ailesine bakmak üzere bırakıyor. Şehre vali olarak da bir başka zatı, Muhammed bin Mesleme’yi bırakıyor. Şimdi, Şiiler hep diyorlar ya Peygamberimiz Hz. Ali’yi kendi yerine şey gösterdi, veliaht gösterdi falan diye. İşte, son seferine çıkarken Hz. Ali’yi değil de Muhammed bin Mesleme’yi şey yapmış.

“Ordunun hareketi pek şanlı oldu. Kadınlar evlerin damlarına çıkmışlar orduyu heyecanlandırıyorlardı.” Demek ki şiirler söylüyorlar. Bir takım şeylerle orduya şevk veriyorlardı. “Böyle manzaralar halkın ruhunu coşturur. Bir kişinin yapamadığını bir toplum yapar. Milletçe hareket pek heyecanlı olur. Ebu Hayseme isminde bir zat bu manzarayı gördükten sonra evine döndü. İki karısı vardı. Baktı ki onlar çardağını süpürmüşler.”

Yani gitmek istemiyormuş Ebu Hayseme. Bakmış ki onlar çardağını süpürmüşler. “Su serperek orayı serinletmişler. Soğuk su doldurmuşlar. Nefis yemekler hazırlamışlar. Çardağın altına oturup rahat edecek yerde…” Çardağın altına oturacağına aklı başına gelmiş ve şöyle demiş: “Resulullah bu sıcakta rüzgârda yansın, toz toprak içinde kalsın, Ebu Hayseme de burada serin gölgede otursun, hazır yemekler, soğuk sular içsin. Bu olacak şey değildir.” Hemen bir at bulmuş, binmiş, koşarak Peygamber efendimize yetişmiş.

Neyse, sonra “Çölde sıcak ve susuzluktan büyük zahmetler çekerek Tebük’e kadar ulaştılar Müslümanlar. Karşılarına hiç kimse çıkmadı. Bizanslılar kuvvetli bir İslam ordusunun gelmekte olduğunu haber alınca, içeriye doğru çekilip kendi kalelerine kapandılar.”

Şimdi, bakın Cenab-ı Hakkın bu konuda bir kanunu var. Diyor ki: “Len yedurrûkum illâ ezâ.” Bu ehli kitap, Yahudi ve Hıristiyanlar “Sizin canınızı sıkmaktan başka size hiçbir zarar veremezler.”, “ve in yukâtilûkum yuvellûkumul edbâr.” “Sizinle savaşa girerlerse gerisin geri döner kaçarlar.” (Âli İmrân 111). İşte, burada Müslümanlarla savaşa hazırlanmışlar. Müslümanların geldiğini duyunca kaçıp kalelerine sığınmışlar.

Yine bir ayet var, “İllâ fî kuren muhassanetin” Hangi… Ayeti hatırlarsanız tam olarak… Haşr suresinde değil mi? Evet.

(Oradakiler ayeti hatırlatılıyor)

“Lâ yukâtilûnekum cemîan illâ fî kuren muhassanetin ev min verâi cudur” du değil mi? Cudur, dal’dan sonra vav var değil mi? Yok mu? Ben de işte… “be’suhum beynehum şedîd.” Kaçıncı sayfa dediniz? Yok, sayfa numarasını söyleyin de hemen bulayım.

Enes Hoca: … buldum.

Buldun mu? Tamam. Ver. Bak. Şimdi… İşte Allah-u Teâlâ bakın burada diyor ki: “Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim” “Şurası kesin, siz onların içlerine korku salma açısından en güçlü kimselersiniz.” Yani sizden korktukları kadar hiçbir şeyden korkmazlar. “fî sudûrihim minallâh.” Yani Allahtan çok sizden korkarlar. “zâlike bi ennehum kavmun lâ yefkahûn.” “Bu şundan dolayıdır, bu Yahudi ve Hıristiyanlar anlayışsız bir toplumdurlar.” (Haşr 13).

Peki bugün Müslümanlar ne diyor Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili? Anlayışsız mı diyorlar bugün yeryüzündeki Müslümanlar? Ne diyorlar? Çok anlayışlı değil mi? Ah keşke onlar kadar olsak! Demiyorlar mı? Bugün adına Müslüman denen insanlar nazarında Yahudi ve Hıristiyanlar nedir? En bilgili, en çağdaş, en bilmem ne… Ne oldu şimdi? Cenab-ı Hakkın yargısının tersine bir yargı var değil mi Müslümanlarda?

Ondan sonra, devam edelim…

Enes Hoca: “Lâ yukâtilûnekum cemîan…”

Şimdi  öyle bir duruma gelirseniz, siz Yahudi ve Hıristiyanlara kendi gözlüğünüzle bakarsanız, yani Müslüman penceresinden bakarsanız, işte o zaman onlar sizden korkarlar. Ama sen şimdi onların arkasına sığınırsan niye senden korksun ki? Sen onlardan korkmaya başlarsın. Şu anda biz onu yaşıyoruz.

“Lâ yukâtilûnekum cemîan” “Onlar topyekûn sizinle savaşamazlar.”, “illâ fî kuren muhassanetin” Ancak korumalı, yani surlarla çevrili şeylerde, yerleşim birimlerinde ancak savaşırlar. “ev min verâi cudur.” “Ya da duvar arkalarında.”, “be’suhum beynehum şedîd.” “Kendi aralarında birbirlerine baskıları çok şiddetlidir.” Aralarında bir birlik yoktur bunların. Birbirleriyle çok şeydirler, problemlidirler. “tahsebuhum cemîan” Uzaktan bakarsan “Zannedersin ki bunların hepsi birlikte.”, “ve kulûbuhum şettâ” Ama “Her birinin kalbi farklıdır.” Parça parçadırlar. “zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûn.” “Bu şundan dolayıdır, onlar akıllarını kullanmaz bir toplumdurlar.” (Haşr 14).

İşte şimdi, böyle bu toplumlar sizin karşınıza çıkamazlar diyor. İşte çıkamadı. Bakın bir tarafta devrin süper gücü var, öbür tarafta çölden gelen otuz bin kişilik… Onunki eğitimli asker, Müslümanlarınki sağdan soldan toplanmış bir asker; yani nesi olur bunların. O yapılan toplantıyla, yani asker toplanmasıyla savaşa çıkılması arasında fazla bir vakit yok. Toplanır toplanmaz savaşa gidiyorlar. Ama öbür tarafta eğitimli bir asker var.

Ve bunlar Müslümanların geldiğini görünce geri çekiliyor ve kalelerine sığınıyorlar. İşte Allah-u Teâlâ da diyor ki, geçen hafta da okumuştuk bu ayetleri, “Len yedurrûkum illâ ezâ.” “Sizin canınızı sıkmaktan başka size bir zarar veremezler.”, “ve in yukâtilûkum yuvellûkumul edbâr.” “Sizinle savaşa girerlerse size sırtlarını dönüp kaçarlar.”, “summe lâ yunsarûn.” “Sonra yardım da görmezler.” (Âli İmran 111).

Bir katılımcı: Hocam bu Asrı Saadete mi mahsus?

Asrı Saadete mah… Yok, işte siz bugün… Bugün biz Müslüman mıyız diye sorgulamamız gerektiğini anlayalım. Yani bu hakikaten… Şöyle çevreye biraz dolaştığımız zaman ben Müslümanım diyen çok insan var. Ama Kur’an-ı Kerimle Allah-u Teâlâ’nın Müslümanlık için biçtiği elbiseyi giydirdiğiniz zaman bakıyorsunuz ki hiç birisine uymuyor o elbise.

Bir katılımcı: (tam anlaşılmıyor)

Çok, bunların sayısı çok, bir tane iki tane değil. Tabi ki bu anlayışta olunca karşı tarafa yalvarmaya başlıyorlar. Karşı taraf…

Şimdi, ben bunu inşallah sık sık tekrarlamaya niyet ediyorum. Çünkü bazı toplantılara katılınca söyleyeceğim şeyin önemi iyice ortaya çıkıyor. Şu, yani şu durumdan daha üzücü bir durum olabilir mi? Müslümanlar olarak çok uzun zamandan beri en zeki öğrencilerimizi seçip; onlara doktora yapsın, âlim olsun diye gönderdik. Neyin doktorasını yapacak? Hani şeyle sanayi konusunda, teknik konusunda olabilir. Onda hiç problem yok, mesele değil. Onu her zaman yapabilirsiniz. Ama tefsir doktorası yaptırmak için Fransa’ya, İngiltere’ye, Amerika’ya öğrenciler gönderiyoruz.

Bunlara o doktorayı yaptıran hocalar Kur’an-ı Kerimin Allahın kitabı olduğunu kabul etmiyorlar. Muhammed (s.a.v)i Allahın peygamberi saymıyor. Fıkıh doktorası yapmak için gönderiyorsunuz, aynen. Hadis doktorası için gönderiyorsunuz, İslam tarihi doktorası için… Bunlar İslam’ın azılı düşmanları. Onlara diyorsunuz ki, bizim üniversitelerimizde imam yetiştirecek, müftü yetiştirecek hocaları siz yetiştirin. Bu noktaya gelmiş Müslümanlar. Yani Müslümanlar her şeylerini kaybetmiş vaziyette. Bir tek isimleri kalmış.

Ellerinde bir Kur’an-ı Kerim var. O Kur’an-ı Kerimi isterse sabah akşam okusunlar… Şeye benziyor, plastik bir borunun içerisinden suyun akmasına benziyor. Su ne kadar kaliteli olursa olsun o borunun içerisinden su geçmez, geçse de zaten çatlatır onu, o boruya gene yaramaz. Plastik boruya su hiçbir zaman yaramaz. O hale gelmişiz. İstediğin kadar Kur’an-ı Kerim oku. Senin içine geçmedikten sonra neye yarar? O Kur’an-ı Kerim sana fayda vermedikten sonra, sana yol göstermedikten sonra…

Ve işin özünü biz bırakmışız. Detaylarla uğraşıyoruz. Havanda su dövüyoruz. Kur’an-ı Kerimden uzaklaşalı tabi asırlar olmuş. Onun için aklımızı başımıza toplayalım. Bakın Cenab-ı Hakkın vaadi haktır. İşte o devrin süper gücü olan Bizans ordusu Müslümanların geldiğini duyunca korkudan kalelere sığınıyorlar.

Bir katılımcı: Hocam! Kalelere sığınma olayı bizde de var. Bu şartlarda … korunaklı kale sayılabilir mi? Veya korunaklı yer?

Korunaklı yer olarak sayılır da Müslümanların durumu nasıl? Müslümanların karşılarına çıkamadılar. Müslümanları ezip geçiyorlar. Asıl konu o.

Bir Katılımcı: Allahın bir cezası olabilir mi hocam bu Müslümanlara?

Tabi ki Müslümanlara Cenab-ı Hakkın bir cezası bu.

Bir Katılımcı: Yani Müslümanlar dini düzeltmediği sürece de aynı musibetler yüzyıllardır devam edebilir mi? Yoksa Allah…

Yüzyıllardır niye devam… Yani Cenab-ı Hak için bir Müslümanla bir Hıristiyanın farkı ne olacak? Bir inanma farkıdır. Başka bir fark var mı? Onu da Allah yaratmış, onu da. Sen Allahın istediği gibi inanmadığın zaman seniz adın Ahmet Mehmet diye Allah sana yardım mı edecek? Sen dini kendi kafana uydurursan…

Evet, hiçbir tarafa… Şimdi devam ediyorum, “Tebük’e vardılar. Karşılarına çıkan olmadı. Bizanslılar kuvvetli bir İslam ordusunun gelmekte olduğunu haber alınca içeriye doğru çekilip kalelere kapandılar. Müslümanlar karşılarına hiç kimsenin çıkmadığını görünce dönmekten başka iş kalmamıştı. Hiçbir tarafa saldırmadılar. Çünkü maksat müdafaa idi, saldırma değildi. Müslümanların böyle müthiş bir ordu toplayarak koca Bizans’a meydan okurcasına hareket etmesi etraftaki sınır beylerini telaşa düşürdü.”

Yani bunlar artık küçük bir şey değil, Bizans’ı bile korkuttular. E buyurun artık, ne yapacaksınız? O sınır beyleri mutlaka birisine dayanarak ayakta duruyor. O zaman Bizans korktuğuna göre bunlardan, mecburen Müslümanlara sığınacaklar.

“Bazı sınır beyleri anlaşmalar yaptılar. Eyle hâkimi Rube oğlu Yuhanna, göğsünde altın bir haç asılı olduğu halde hediyelerle Peygamberimize geldi. Onunla antlaşma yaptı. Cizye vermeyi kabul etti. Senede üç yüz dinar verecekti.” Yani üç yüz altın. “Suriye sınırındaki Cerba ve Ezruh halkı da antlaşmalar yaptılar. Onlar da cizyeye bağlandı. Peygamberimiz de onlara ahitnameler verdi. Karada ve denizde serbest ticaret yapma hakkı tanıdı. Kervanlarına hiçbir şekilde dokunulmayacağına karşı garanti verdi.

Bazıları dediler ki, buraya gelmişken daha ileri gidelim Suriye’ye hücum edelim.” Peygamberimiz de bunu ashab arasında istişare etti bu konuyu. Hz. Ömer’in o arada söylediği bir sözden bahsedilir. Hz. Ömer demiş ki, eğer bu Allahın emriyse devam edelim. Peygamberimiz de demiş ki, Allahın emri olsa bunu seninle müzakere eder miyim demiş. Sana danışır mıyım demiş. Öyleyse gitmeyelim demiş. Bir de orada veba hastalığı varmış. O zaman Peygamber efendimiz demiş ya; bir yerde veba hastalığı olursa oraya gitmeyin, vebalı bulunan bir yerde iseniz oradan da çıkmayın diye bir emir vermiş. Oradan geri dönmüş gelmişler.

Şimdi buradan ayeti herhalde çok daha iyi anlama imkânını bulacağız. Ben bu kadar uzatmamın sebebi şu, tefsirlerde bu ayetler farklı konularla ilgilendirilmişler. Tabi farklı anlamlar çıkıyor. Şeye bakarsanız… Bakın hiç kendimizi yormayalım, mesela Keşşaf tefsirinde diyor ki, Peygamberimiz zamanında bu olmadı. Peygamberden sonra Ebu Bekir döneminde dinden dönme olaylarına karşılık bu Araplar yardıma çağrıldılar. Ya kardeşim o Arap kabilelerinin durumuna Allah onlar çok güçlüdürler mi diyecek? Nasıl çok güçlü ki? Devlete baş kaldırmış, küçük küçük kabileler. Zaten senin emrinde olan insanlar bunlar.

Hakikaten hiç alakası olmayan şeyleri tefsirlere bazı âlimlerin doldurduğunu görüyoruz. Ama çok şey yapın, böyle nötr düşünün. Biz öyle yapıyoruz arkadaşlarla kendi aramızda. Yani kendimizi hiç zorlamıyoruz. Okuduğumuz kitaplara da esir etmiyoruz. Allahın ayetlerini okuyoruz. O zaman olmuş olayları zihnimizde tartıyoruz. Ne olabilir? Eh. İşte burada şey var, Hudeybiye antlaşması var. Ondan sonra Hayber’in fethi var. O Hayber kolay lokma olduğu için Cenab-ı Hak Hudeybiye’ye gelmeyenlere vermemiş.

Ama diyor ki: “Onlara söyle yakında bir kavme çağrılacaksınız.” Bir kavim. Kavimler değil. Ne kavmi bu? Roma kavmi. Yani Romalıların hâkimiyetinde olan bir yer. “Çok güçlü bir kavim.” O dönemde çok güçlü Bizans’tan başkası var mı? “Onlarla savaşırsınız.” “tukâtilûnehum ev yuslimûn” “Ya da teslim olurlar.” Şimdi, gitti Peygamberimiz oraya kadar, savaştı mı? Savaşmadı. Peki o bölge ne oldu? Teslim oldu Peygamber efendimize.

Ha “yuslimûn” kelimesi, mesela muslim kelimesini kullanırız aynı kökten. Muslim dediğimiz zaman ki biz Müslüman diyoruz, bu Allaha teslim olandır. E bir de teslim olanlar da var, onlara da muslim denir. Ama o din anlamında değil sözlük anlamında. Allaha teslim olduğunuz zaman Müslüman olursunuz, başkasına teslim olduğunuz zaman Türkçede teslim oldu derler, Arapçada da ona da muslim derler teslim olan kimse manasına.

İşte onların bir grubu Peygamberimize teslim olarak antlaşmalar yaptılar. Peygamberimizin artık hakimiyeti Bizans sınırına kadar dayandı. Yani kuzeyde Bizans sınırı, doğuda İran sınırı. Güney de zaten okyanus. O kadar geniş bir bölgeye Peygamber efendimiz kısa sürede hâkimiyet kurmuştu.

“fe in tutîû yû’tikumullâhu ecren hasenâ” “Eğer itaat ederseniz Allah size büyük bir ücret verir.” Bakın burada şey vaat etmiyor Allah, ganimet vaat etmiyor. Sadece size sevap verir diyor. “ve in tetevellev” “Eğer dönerseniz”, “kemâ tevelleytum min kablu” Bundan önce de döndüğünüz gibi” Yani savaşa katılmazsanız “yuazzibkum azâben elîmâ.” “Allah size acıklı bir azap verir.

Şimdi, bu olayın detaylarını Tevbe suresinin… 9. Sureyi açın bir zahmet. Oradan 81. ayeti. Burada şey yapıyor. Savaşa gitmek istemeyenlerin tavırlarını anlatıyor Allah-u Teâlâ. Otuz bin kişilik savaşçı çıktı ama bir grup da gitmediler. “Ferihal muhallefûne bi mak’adihim hılâfe resûlillâh.” Yani Allahın Elçisi’nin isteğinin hilafına, onun isteğine aykırı olarak oturdukları yerde geride kalanlar sevindiler, hoşlandılar. Aptallar bu sıcakta gidiyorlar. Karşılarında öyle bir ordu. Bunlarda akıl yok. Artık kolay, akla ne gelirse söylersiniz.

“ve kerihû en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâh” “Malları ve canlarıyla Allah yolunda savaşa girmek onlara ağır geldi, hoşlarına gitmedi.” Hoşlanmadılar. “ve kâlû lâ tenfirû fîl harr” Kendileri gitmediği gibi çevrelerine de “Bu sıcakta savaşa çıkmayın dediler.”, “kul nâru cehenneme eşeddu harrâ” “Onlara de ki Cehennem ateşi daha…  Onun harareti daha fazladır bundan.”, “lev kânû yefkahûn.” Keşke anlasalardı.”

“Fel yadhakû kalîlen vel yebkû kesîrâ” “Bunlar az gülsün çok ağlasınlar.”, “cezâen bi mâ kânû yeksibûn.” “Yaptıklarının karşılığı olmak üzere.” (Tevbe 82). Yani bunların aslında ağlanacak hallerine güldüklerini görüyoruz. Sizi haliniz ağlanacak haldir niye gülüyorsunuz ey münafıklar demiş oluyor Cenab-ı Hak.

“Fe in receakallâhu ilâ tâifetin minhum feste’zenûke lil hurûci fe kul len tahrucû maiye ebeden ve len tukâtilû maiye aduvv” “Eğer Cenab-ı Hak seni onlardan bir gruba geri dönderirse, senden izin isterlerse bunlar savaşa çıkmak için; de ki siz ebediyen savaşa katılmayacaksınız benimle beraber. Ve benimle beraber hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız” (Tevbe 83). Çünkü münafık ya. Münafıkları Peygamberimiz bile bile demek ki arasına almıyor. Ama o Tebük savaşına münafıklar katılmıştı. Bakın o zor savaşa münafıklar katılmıştı. Geri dönüşte de Peygamberimize tuzak kurdular.  Giderken de yolda Peygamberimizin devesi kaybolmuştu, yine bir fitne çıkardılar asker içerisinde. Ha, göklerden haber veriyor, devesinden haberi yok. Bu ne biçim peygamber? Yani bu dalga geçmeler her zaman var. Münafık her zaman ve her yerde var. Bunları duymazlıktan geleceksin başka çaresi yok. Peygamberimizin o zor ordusuna bütün sıkıntıları göze alarak münafıklar katılmıştı. Onun için çok dikkatli olmak lazım.

Sonra Peygamber efendimiz bunu duyuyor. Diyor ki, bakın ben sizin gibi bir insanım diyor. Allah-u Teâlâ bildirirse bilirim ama bildirmediği zaman ben hiçbir şey bilemem ki diyor. Ama şimdi Cenab-ı Hak bildirdi. Gidin, deven falanca yerde, yuları bir ağaca takılmış vaziyette, onu orada bulup getireceksiniz. Gidip getiriyorlar. Şimdi orada Peygamberimiz o şekilde tabi askerin moralini daha yüksek tutmuş oluyor.

“innekum radîtum bil kuûdi evvele merra” “İlk önce siz burada oturmaya razı oldunuz.” Oturma kararı verdiniz. “fak’udû meal hâlifîn.” “Siz de geride kalan kadınlarla birlikte oturun.” (Tevbe 83).

“Ve lâ tusalli alâ ehadin minhum mâte ebeden” “Bunlardan birisi öldüğü zaman üzerlerine hiçbir zaman namaz kılma.” Şimdi, Peygamberimize Cenab-ı Hak bu münafıkları bildirmişti. Allah bildirmese Peygamberimizin bilmesi mümkün değil. Nereden bilebilir? Nereden bilebilir? Ama Allah-u Teâlâ bildirdiği için Peygamber efendimiz de bildi. Peygamberimiz de onların adlarını kime öğretmişti? Söyleyin bakalım sahabeden kime öğretmişti? Hah, Hz. Huzeyfe’ye öğretmişti.

Tabi bu yazılı bir liste değil. Arapların hafızası bizim gibi değil ki, onlar bir duydular mı bir daha unutmuyorlar. Onun için biri vefat ettiği zaman bakıyorlardı ki Hz. Huzeyfe namaza gidiyorsa herkes gidiyordu, gitmiyorsa kimse gitmiyordu. Bir sakatlık var diye. Çünkü ölene kadar bakın kimse bilemiyor kimin münafık olduğunu. Peygamberimiz de bilemiyor. Allah-u Teâlâ bildirdiği için biliyor.

Bir katılımcı: Hocam aslında bu tip olaylar şimdi mesela tarihte yaşanmış, mesela bazıları gaybdan haber alarak kitap yazdığını söylüyorlar. Ya da işte gaybdan bir takım bilgiler aldığını ileri sürerek işte insanların… (anlaşılmıyor) … onların yalancı olduğuna dair de bir delil teşkil etmesi açısından…

Elbette tabi. Tabi ki onlar hep yalancı. Şimdi bu tip adamlar genellikle meseleler ortaya çıktıktan sonra gaybdan haber vermeye başlarlar. Ben demiştim derler.

Bir katılımcı: Genellikle münafıklar zaten sözleriyle, tavır hareketleriyle kendilerini ortaya koyuyorlar. Peygambere bile “fe se yekûlûne bel tahsudûn”  Peygamber onları çekemiyor yani hâşâ. Peygambere bunu söyleyen insan sonra kendinin ne mal olduğunu ortaya koyuyor yani…

Şimdi, bazıları…

Katılımcı: … “bel kânû lâ yefkahûne illâ kalîlâ” Onlar çok azmış diyorlar.

Bazıları ortaya…

Katılımcı: Sözün bile farkında değiller.

Evet. Bazıları ortaya koydukları tavırla münafık olduklarını gösteriyorlar. Ama bazıları da bu konuda öylesine yetişmişler ki Peygamberimiz bile onları anlayamıyor. Mesela Tevbe suresinde bir ayet var, onu bulmaya çalışıyorum. “ve min ehlil medîneti meredû alân nifâkı lâ ta’lemuhum.”

Bir katılımcı: “Konuştukları zaman konuştukları hoşuna gider”

O başka. O başka. O da var tabi.

Bir katılımcı: “nahnu na’lemuhum”

Evet, “nahnu na’lemuhum” Yani Medine halkından… O ayeti bulamıyorum.

Bir katılımcı: 118 Hocam. Tövbe 98.

98 değil. 98 değil. Tamam. 101. ayet. Bak, “Ve mimmen havlekum minel a’râbi munâfikûn.” “Çevrenizdeki Bedeviler içinde münafıklar var.” Mümin olmadığı halde mümin gözükenler var. “ve min ehlil medîneti” “Medine halkından da var.”, “meredû alân nifâk” “Münafıklık konusunda bunlar antrenmanlı.” Eğitimli. “lâ ta’lemuhum” “Sen onları bilmezsin.”, “nahnu na’lemuhum” “Onları biz biliriz.”, “se nuazzibuhum merrateyni” “Onları iki kere azaplandıracağız.”

Yani bazıları, hani derler ya, samanın altından su yürütür ya, o tipten. Bilmek çok zor. Senin karşına büyük mücahit olarak da çıkabilir. Sen sonuna kadar da öyle bilirsin.

Evet, şimdi, nereden şey yaptık ki? Kaçıncı ayetti? Bir dakika ben şey etim. Hah tamam buldum yerimi. “Fe lâ tu’cibke emvâluhum ve lâ evlâduhum” “Onların malları ve çoluk çocuğu seni hoşlandırmasın.” Ondan dolayı böyle onlara imrenme. “innemâ yurîdullâhu li yuazzibehum bihâ fîl hayâtid dunyâ” “Allah onlara o mallar ve evlatlarıyla azap etmek istiyor.” (Tevbe 55). Bakarsın ki o münafığın evladı sapasağlam bir Müslüman olur. Ona bundan daha büyük azap olur mu?

Mesela Abdullah bin Ubey bin Selul’un oğlu Abdullah, Peygamberimize geldi, “Ya Resulallah Medineliler bilirler Medineliler bilirler, Medine halkı içerisinde babasına en saygılı olan genç benim. Babamın yaptığı suçu da biliyorum…” diyor. Yani ölümü hak etmiş olan bir suç işlemiş. “… Lütfen bana müsaade edin onun cezasını ben vereyim…” diyor. Yani babamı ben öldüreyim diyor. “… Çünkü bir Müslüman kardeşim onu öldürürse, babama olan sevgi ve sayımdan dolayı korkarım ki o Müslüman kardeşime bir kötülük yaparım.” diyor. Kendimi tutamam, dayanamam.

Peygamberimizde diyor ki, yok diyor. Baban bizim yanımızda kaldığı sürece bizden sadece izzet ve ikram görecektir. Sadece izzet ve ikram görecektir. O Munâfikûn suresinin inmesi üzerine bu olaylar oluyor. Hakkında sure de iniyor çünkü. Orada Peygamberimize diyor ki işte, ayette geçiyor onun o sözü, “Yekûlûne le in reca’nâ ilel medîneti le yuhricennel eazzu min hel ezell” “Eğer Medine’ye bir geri dönelim…” Bir sefer sırasında söylüyor bunu. “… Bizden izzetli ve şerefli olanlar, o zelil ve hakir olanları Medine’den çıkaracak.” (Munafikûn 8).

Şimdi bunun bu sözü de Kur’anla sabit olunca, o sefer dönüşünde oğlu Peygamberimizden izin istiyor; Peygamberimiz vermiyor. Ama dayanamıyor bu Abdullah. Gidiyor, Medine’ye girmeden babasının önünü kesiyor, kılıcını da çekiyor. “Baba…” diyor. “… Zelil ve hakir olan benim, izzetli ve şerefli olan da Peygamberimiz ve Müslümanlardır demezsen seni Medine’ye sokmam. Bak bu kılıcımla kafanı uçururum.” diyor.

Lan oğlum diyor. Sen deli mi oldun? Sen bu kadar saygılı bir çocuktun. Ne oldu sana? Yapma, etme… Yok diyor, sen onu söylemezsen seni bırakmam. O da söylemiyor. Peygamberimize haber geliyor. Yahu Abdullah babasını sıkıştırmış. Abdullah’ı çağırıyor. Bırak diyor baban gitsin. Medine’ye varıyorlar.

Fakat öyle bir durum ki, Peygamberimizin yanında samimi Müslümanlar onu savunuyorlar. Abdullah bin Ubey bin Selul’u savunuyorlar. Ya Resulallah, bu bizim büyüğümüz. Bu bizim şeyhimizdir diyorlar. Yani şeyh, liderimiz manasına. Lider anlamına. Türkçedeki anlamda değil. Siz Medine’ye gelmeden önce biz bunu başımıza kral yapma kararı vermiştik. Siz gelince kaldı. Onun için bunu üzücü bir tavır içinde olmazsak iyi olur diyorlar.

Peygamberimiz (s.a.v) Medine’ye vardıktan sonra da buna hiçbir şey yapmıyor. Fakat Hz. Ömer diyor ki, ya Resulallah bana müsaade et de şu münafığın kellesini bir uçurayım diyor. O kelle uçurmakta mahir. Peygamberimiz hayır diyor. Müsaade etmiyor ona da. Medine’ye varıyorlar. Medine’de kendisine gösterilen o büyük saygı yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Artık insanlar buna laf atmaya başlıyorlar.

Ama oğlu da bir taraftan sıkıştırıyor. Habire sıkıştırıyor. Zelil ve hakir olan benim, izzetli ve şerefli olan Peygamber… Tamam, öyle olsun. Senin dediğin gibi olsun. Öyle değil, ağzınla söyleyeceksin diyor. Söylettiriyor ağzıyla. Tamam, ben hakir olayım, senin Peygamberinde izzetli ve şerefli olsun diyor.

Sonra işte hastalanıyor. Peygamberimiz (s.a.v) ziyarete gidiyor. Yanlış aklımda kalmadıysa tabi o geçmiş… Eskiden okuduğum için hatalar yapabilirim. Hz. Ebu Bekir diyor ki, ya Resulallah bari hasta ziyaretine gitme. O da sen de gel diyor. Şimdi, gidince, Abdullah bin Ubey ölüm döşeğinde; ya Resulallah diyor şu hırkanı bana giydirir misin diyor. Tamam diyor, hemen çıkarıyor; Hz. Ebu Bekir ya Resulallah bu kadar da olmaz diyor.

Diyor ki, bunun ona bir faydası yok ama bize faydası var. Çünkü o iyilik yapılarak yapılan baskı var ya, onun yerini hiçbir şey tutmaz. “Kötülüğe iyilikle karşılık ver. O aranda düşman olan kişi sıcak bir dost haline dönüşür.” (Fussilet 34). Sonra da ölüp gidiyor tabi. Ama artık Medinelilerin Abdullah bin Ubey’e hiçbir bağlılığı kalmıyor. Sonra Peygamberimiz Hz. Ömer diyor ki, Ömer diyor, sen öldürelim diyordun, ne oldu? Valla ya Resulllah ben senin kadar bunları düşünecek durumda değilim diyor.

Şimdi, düşünün Peygamberimiz (s.a.v)… Hakkında da sure de inmiş yani, yaptığı fitne fesadın haddi hesabı yok. Uhud savaşında savaş meydanından üç yüz kişiyle geriye gelmiş. Bunların hepsi idamlık suç yani. Savaş meydanından kaçmış. Kendi gelmekle kalmamış, üç yüz kişiyi çekmiş savaş meydanından. Müslümanların orada perişan olmalarına sebep olmuş. Hep tümüyle suç işte, suç odağı. Evet, Ayşe validemize zina suçunu da o atmış. Her türlü pisliğin kaynağı. Çıbanbaşı.

Ama şöyle bir düşünün. Peygamber (s.a.v) Abdullah bin Ubey bin Selul’u öldürseydi kahraman olurdu. Kesin kahraman olurdu. Büyük bir kahraman olurdu. Onun için bu konularda… İşte az önce söyledim ya, Peygamberimizin siyasi rakibi var mıydı? Vardı tabi, işte Abdullah bin Ubey bin Selul. Adamı kral yapmak için anlaşmışlar. O sırada Peygamber efendimiz geliyor, kraliyeti suya düşüyor. Bakıyor ki onun karşısına çıkamayacağım, Müslüman gözükmek zorunda kalıyor. İşte siyasi rakip, ona karşı Peygamberimizin tavrı.

Ben her zaman şunu düşünürüm. Rahmetli Ziya ül Hak, Zülfikâr Ali Butto’yu öldürmeseydi ne kadar iyi ederdi. Bak şimdi onun kızının Pakistan’da ciddi bir çıbanbaşı olmasını sağladı. Siyasi kişiliklerin öldürülmesi hiçbir zaman bir ülkenin lehine olmuyor. Bakın Amerikalılar Kennedy ailesini hiç unutmuyorlar. Türkiye’de de Menderes ailesi unutulmuyor. Dolayısıyla Peygamberimizin hayatında bizim için çok güzel örnekler vardır. Örneklerden bir tanesi de bu. Yani son derece tahammüllü olmak lazım.

Şimdi, öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bu dünyada inanç bir kor ateş gibi gerçekten. Yani asrımıza mahsus bir olay değil, her zaman böyle. Onu sürekli avucunda tutmak zor. Bazıları atıyor yere. Bazıları da tutuyormuş gibi hava yapıyor. Böyle numara yapıyor, püf elim yandı böyle… Dışarıdan hakkaten avucunda tutuyormuş gibi numara yapıyor. Ama bu dünya böyle işte. Bugün Müslüman olan biraz sonra dinden dönebiliyor.

Mesela Allah-u Teâlâ ne diyor? “İllellezîne âmenû, summe keferû” değil mi? “O kimseler ki iman ettiler, sonra kâfir oldular.” Ondan sonra ne diyor? “summe âmenû” “Sonra tekrar inandılar.”, “summe keferû” “Sonra tekrar kâfir oldular.” (Nisâ 137). Yani bu… Kâfir olmak zaten… Bizde maalesef her şey birbirine karışmış.

Şimdi bakın buradan… Şimdi burada çok genç, hakikaten önümüzdeki, yani geleceğin büyük ilim adamı olabilecek kişiler çok var şu cemaat içerisinde görüyorum biliyorum onları. Öncelikle onlar için, bir de herkes için şunu söyleyeyim. Kur’an-ı Kerimde peygamberlerin tebliğleri var. Bütün peygamberler insanları tevhide çağırmışlardır. Tevhid ne? Allah birdir’e değil. Allah zaten bir, kimse iki tane Allah var demiyor. Tevhid dediğimiz Allahtan başka ilah olmadığıdır. Yani bir tek ilahtır Allah, Ondan başka ilah yok. Yani şirkten uzaklaştırmaya çağırmışlardır. İnancın temeli bu.

Şimdi, az önce dedik ya, niye Müslümanlar karşısında Ehli Kitap ve diğer kâfirler çok başarılı oluyor. Şimdi bakın, bizim inancımızı anlatan kitaplar hangi kitaplardır? Yani Müslümanların inancı nasıl olacak diye? Hangi kitaplar? Muharrem! Hangi kitaplar var?

Muharrem: İlmihaller Hocam.

Yani akait kitapları derler. Şirk konusu akaidin ana konusu olması gerekmez mi? Birinci konu, çünkü bütün peygamberlerin ana mücadelesi bu konudadır. Akait kitaplarına bir bakın bakalım. Size bir zamanlar ödev vermiştim bakın diye, hiç biriniz cevap getirmediniz. Bir tanesinin şirki işlediğini göremezsiniz. Çok kısa değinenler vardır. Orada da putları anlatırlar. Kur’an-ı Kerimin anlattığı şekliyle değildir. Putları anlattığı zaman, işi götürürsünüz o devrin Mekke’siyle sınırlarsınız, Allaha şükür bitmiştir şirk işi (!).

Hâlbuki Allah peygamberlere de diyor “Hele şirke düş yaptığın yok olur gider.” İbrahim (a.s) ile ilgili var. Bu konuda insanların şirke düşmesini engelleyen iki temel kavram koyuyor Allah Kur’ana; yalnız Allaha kul olmak, yalnız Ondan yardım istemek. O zaman, akait kitaplarının iki temel konusu daha ortaya çıkıyor. Yani şirk ana başlığı altında iki tane temel konu. Ne oluyor bunlar? Birisi ibadet, birisi de istiane. Yardım dileme. Tabi onunla birlikte şefaat de olması lazım. İbadet de istiane de akaidin konusu değildir. Hâlbuki en temel konudur. Şirke düşmemek için ibadetin ne olduğunu bileceksiniz.

Hangi tavır Allahtan başkasına ibadettir? İbadet kelimesi kölelik anlamına gelir. Allahtan başkasına ibadet etmemek demek, Allahtan başkasına köle olmamak demektir. Yani kayıtsız şartsız boyun eğmemek demektir. Şimdi, bu ibadet konusu sadece fıkhın konusu olarak gelmiştir bize. Fıkhın konusu olan ibadet de, efendim namazın şartları kaçtır, orucun şartları kaçtır, namaz nasıl kılınır, farzları nedir, vacip nedir. Bu da önemli elbette. Ama esas, temelde o işin bir akidesini, yani onun mantığını kavra, ondan sonra uygulaması yapacaksın. Bu da elbette önemli, önemsiz demiyorum. Ama bundan daha önemlisi yalnız Allaha kulluğun anlamını öğrenmektir. Bu akidenin konusu, öbürü fıkhın konusudur. Akidede ibadet yoktur.

Onun için, bakın, yalnız Allaha kul olmak hürriyetin doruk noktasıdır. Bundan daha ileri bir hürriyet kavramı düşünülemez. Onun için, Müslümanların hürriyetin en sıkı savunucuları olmaları gerekir imanları gereği. Ama gelin görün ki, hürriyet konusunda çok problemli bir hayat yaşıyoruz. Bugün de yaşıyoruz, geçmişimizde de yaşamışızdır. İnsanlar, Allaha teslim olmayı, yöneticilere teslim olmaya ya da hocalara teslim olmaya çevirmişlerdir. Allahın kulu olmaktan önce başkalarına kul olmuşlardır. Ama kendilerini de Allahtan başkasına kul olmadık zannediyorlar.

Açın Katoliklerin kitabını, onlar da Allahtan başkasına… Şirk en büyük günahtır derler. Allahtan başkasına ibadet edilmez derler. Ondan sonra İsa’yı da sokarlar araya, başkasını da sokarlar. Çünkü bu kavram üzerinde durmamışlardır.

İkincisi de istianedir. İstiane yardım istemektir. Allahtan başkasından manevi yardım istememek. Ama bu da sorumluluğu ortadan… Yani kişisel sorumluluğu şey yapar. Ben yardımı yalnız Allahtan isteyeceğim, onun dışındakilere tenezzül etmeyeceğim. Bu günlük hayatına da yansıyacak ve senin sürekli faal olmanı, sürekli en önde olmak için gayret göstermeni sağlayacak. Yani sorumluluk sahibi olmanı sağlayacak.

Ama bu istiane konusu da ihmal edildiği için, yani akidenin konusu olması gerekirken akidede yok. Kur’an-ı Kerimde bununla ilgili ayetlerin çoğusunun üzeri karatılmış. Yani şeylerde, meal ve tefsirlerde.  Ondan dolayı Müslümanlarda dikkat ederseniz çok ciddi bir şahsi sorumluluk problemi vardır. Herkes yükü başkasına yüklemeye çalışır. Ben değil de başkası…

Bir katılımcı: Hocam … (anlaşılmıyor)

Bir kabirden yardım isteyenler, manevi yardım isteyenler şirke düşmüş olurlar tabi.

Bir katılımcı: (anlaşılmıyor)

(Gülüşmeler)

Ben bir şey demedim değil, orada ben ayet okudum. Benim söylememe gerek yok ki, Allahın söylemesi önemli olur. Allahın ayeti mühim olduğu için, Allahın ayeti çok esastır.

Şimdi, bir de akidenin bir başka konusu olması gereken, inancın üçüncü ayağı bu mindunillah ifadesidir. Kur’an-ı Kerimde çok geçer. Allahın dunundan.  Çünkü o insanların teslim olduğu kişiler, onlara göre Allaha yakınlığı olan kimselerdir.

O zaman, mindunillah kavramının da akidenin çok önemli bir konusu olması lazım. Çünkü orada bir piramit, bir ilahlar piramidi oluşturulur. En tepeye Allah konur, onun altına hakikat-i muhammediye uydurmasıyla bir Muhammed kavramı konur. O bizim Peygamberimiz Muhammed değildir. Onun adını istismar etmişlerdir. Orada derler ki, bu hakikat-i muhammediye ile Allah arasındaki fark sadece bir görüntüden ibarettir. Aynı gerçeğin iki ayrı yüzüdür derler.

İslam Ansiklopedisi’nde yazılı bu. Ve de savunmacı olarak yazmışlardır. Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ni açın görürsünüz. Hakikat-i muhammediye inancı Taoizm’in te inancı ile Hıristiyanlığın oğul inancının birleşmesiyle oluşmuştur. Yani bugünkü Hıristiyanlıktaki İsa inancının birleşmesiyle oluşmuştur. Ondan sonra insan-ı kâmil gelir ki, Allahın görünen şekli olarak tarif ederler. Hani ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm şeklinde formüle ederler ya, hâşâ sanki Cenab-ı Hak…

Ondan sonra en altta şıhlar, sonra din adamları şunlar bunlar. Bu piramidin tamamı Müslümanın tepesi üzerine binmiş büyük bir şey gibidir, kaya parçası gibidir. Onun altında ezilir durur. Ve kendisini de hak yolda zanneder.

Şimdi, Allah-u Teâlâ… Bu hafta dindarlık semineri vardı da, o seminerde ben de bir konuşma yaptım. Onun detaylarını anlatmak istemiyorum. Çünkü arkadaşlarımızla onu iyi bir değerlendireceğiz ondan sonra inşallah anlatırız. Daha sağlam bir şey olur. Şimdi, Cenab-ı Hak dindarlık konusunda insanları ikiye ayırıyor. A’râf suresini bir açın lütfen. 7. sure. 30. ayet.

Şimdi, önce şunu anlatayım. Bu surede, yani bu ayetten önceki ayetlerde Adem (a.s)ın yaratılması, şeytanın Ademe secde etmemesi, bu sebeple kovulması, Adem’in Allahın verdiği emri tutmayarak Cennetten çıkarılması, sonra tövbe etmesi. Yani ilk yaratılış anlatılıyor burada. Ve burada anlatılan bu okuyacağım ayette tüm insanlıkla ilgili ayet.

“Ferîkan hadâ” “Allah bir grubu kendi yolunda saymıştır.” Çünkü bir grup öyle bir tavır gösteriyor ki, tam Allahın yolunda. “ve ferîkan hakka aleyhimud dalâle” “İkinci bir grup da sapıklığı hak etmiştir.” Kendi tavırları sebebiyle. Şimdi sapıklığı hak edenlerle ilgili ne diyor Allah bakın, “innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâ” “Onlar o şeytanları evliya edinirler.” Sapıklar. “evliyâe min dûnillâhi” “Allahın dunundan…” Yani Allaha yakın “… veliler kabul ederler.”, “ve yahsebûne ennehum muhtedûn.” “Kendilerini de doğru yolun ortasında hesap ederler.”

Bakın sapıkların genel karakteri bu. Müminler için değil. Şimdi, onların hepsi de kendini dindar sayıyor mu? Onun için, kendini sapık sayan bir tane adam bulamazsınız yeryüzünde. Onun için, esas olan bizim değerlendirmemiz değil Allahın değerlendirmesidir.

Dolayısıyla arkadaşlar bakın, bizim yani şu insanlara dinlerini öğretin diye dediğimiz kitapların haline bakın. Ben Cenab-ı Hakka dua ediyorum. Allah-u Teâlâ elbette duamızı kabul edecektir. Çünkü bugüne kadar Cenab-ı Hakkın dualarımızı kabul ettiğini ve hiç ummadığımız neticelere ulaştığımızı gördük çok şükürler olsun. Bundan sonra da niyaz ederiz Allah-u Teâlâ’dan, duamızı kabul ede. Şu Müslümanların kitaplarındaki, onları Müslümanlıktan uzaklaştıran kısımları temizlemeyi Cenab-ı Hak bizlere lutfeylesin.

Katılımcılar: Âmin. Âmin

Ve İslami ilimlerin Kur’anı Kerime göre yeniden ortaya çıkmasını nasip eylesin. İnsan gerçekten çok üzülüyor. Fıkha bakıyorsunuz, Kur’an ve Sünnet’in dışında oluşmuş bir ilim. Kelâma bakıyorsunuz, Kur’an ve Sünnet’in dışında oluşmuş. Ya Kur’anın açıklaması olan tefsire bakıyorsunuz, tefsir âlimleri Kur’anı anlama yerine eski ulemayı anlamaya çalışarak, Kur’anı onların zihinlerine uydurmaya çalışmışlar. Dolayısıyla birçok ayetin anlamı kaybolmuş.

E böyle bir ortamda siz çıkacaksınız niye Cenab-ı Hak bize yardım etmiyor diyeceksiniz. Niye yardım etsin ki? Allah size bir kitap göndermiş, onu okuyup ona uymanız gerekirken başka şeylerle uğraşıyorsunuz. Şimdi, ben şahsen kendi kendimi bazen çok ciddi manada şey yapıyorum ve gece uykularım kaçıyor. Yarabbi diyorum, ben acaba bu insanlara çok kötü şeyler mi söylüyorum. Bunlar niye bizi gördükleri zaman büyük bir düşmanı görmüş gibi davranıyorlar. Kaçıyorlar, yaklaşmıyorlar. Hâlbuki bunlar bizimle en fazla kaynaşması gereken insanlar olacak.

Çok mu kötü şeyler söylüyoruz? Söylediklerimiz acaba Kur’an-ı Kerime aykırı mı? Bakıyorum, kendi kendime bir aykırılık bulamıyorum. Size de söylüyorum, öyle bir şey olursa lütfen hatırlatın. Ama niye bu insanlar Kur’an-ı Kerimden kaçıyorlar. Yani ben Müslümanım diyenleri kastediyorum, beş vakit namazını kılanları kastediyorum. Diğerlerini değil.

Bir katılımcı: Af edersiniz, o kaçanların açıklaması gerekmez mi bunu?

Hayır biz yanlış bir şey mi söylüyoruz onlara?

Bir katılımcı: Onların açıklaması gerekir.

Bir katılımcı: Hocam … (anlaşılmıyor)

Şimdi, onlar diyor biz Kur’andan anlamayız âlimler anlar diyor. Ondan sonra da diyor ki, sen kendini ne zannediyorsun, o âlimler şöyle âlimlerdi diyor (!).

Şimdi, hiç unutmuyorum, bir arkadaşım var Erzurum’da. Çok iyi Arapça bilir gerçekten. Şimdi, bizim bu faaliyetlerimize de fena halde sinirleniyor. Üstelik de o çevresindekiler, yani orada tanıyanlar bilirler, benim çok iyi arkadaşımdır. Onun için beni kimin aklına gelirse hemen onunla birlikte anarlar. Şimdi, ziyarete gittim; Erzurum’un diliyle bana diyor ki, ola sen Gurandan Sünnetden ne anlarsan? Sen kim, Kur’an Sünnet kim?..

Ya dedim, sen beni gayet iyi tanırsın. Şimdi, herkes de bilir ki, her yerde bizi metheder yani. Benim yanımda öyle konuşuyor ama başka yerde de çok savunur bizi. Ya dedim, bak otuz yıl iyi bir ömür verdik bu işe. Ne durumda olduğumu da çok iyi biliyorsun sen. Yahu bu Kur’an-ı Kerimden hala anlamıyorsan böyle bir din olmaz. Bu Allahın dini olmaz ki. Bu farklı bir şey olur. Hâlbuki bakın Peygamberimizin sahabeleri çölden gelmiş bedeviler, ne anlamışlarsa yetmiş onlara ya. Ama anlayış bu, kavrayış bu.

Çünkü Kur’an-ı Kerime bakıyorlar… Prensip olarak eski ulemanın haklı olduğuna bir kere çocukluktan inandırılmışlar. Kur’ana bakıyorlar, onların dedikleri Kur’ana hiç uymuyor. Diyorlar ki, ha biz anlamıyoruz, aslında bunlar muhakkak… Onlar Kur’ana aykırı hiçbir şey yapmamıştır ama biz anlamıyoruz diyorlar. Hemen kendileri havlu atıyor.

İşte, şimdi siz akidenizden şirki çıkardıysanız… Şimdi, Ehli Sünnet diye yere göğe bırakmadığımız mezhepler var. İmanda mezhebin ne? Biz Ehli Sünnet vel Cemaatız. Sanki başkaları ben ehli bidatım diyormuş da (!). Böyle bir adam bul gel, ben de anlayayım o zaman. Ben bidatçıyım diyen bir adam bul gel, o zaman senin Ehli Sünnet olduğunu ben de tasdik edeyim.

Yahu işte ayet, herkes kendini en iyi kabul ediyor. Ama Allah kabul ediyor mu? En güzel isimleri sen kendine koy. Sen tut, inancı anlatırken şirki çıkar inancın konuları arasından (!). E daha ne kaldı geriye? Ve asırlardır bu böyle. Bunu söylediğim, işte Ehli Sünnet mezhepleri. Maturidi mezhebi böyle. Eş’ari mezhebi böyle. Başka hangisiydi Mehmet Hoca? Gitmiş galiba. Ha buradasın. Başka hangileri var? Mutezile mezhebi böyle.

Yahu hangisi… Ya çıkarmışlar yani… Tutuyorlar, Allahın varlığını ispatla meşgul oluyorlar. İspatı vacip diyorlar. Ya peygamberlerden hiçbir tanesi Allahın varlığını ispatla uğraşmamış. Niye sen kendin uğraşıyorsun? Ne derdin var ya?

Bir katılımcı: … ilgili ayetler var ama Hocam.

Hangi ayet var?

Katılımcı: (anlaşılmıyor)

Hangi? Söyle.

Katılımcı: (anlaşılmıyor)

Söyle, söyle. Ayeti oku, ayeti oku.

Katılımcı: Bilmiyorum Hocam.

E bilmiyorsan niye söy… Bildiğin zaman gel. Haftaya gel oku, sana söz. Haftaya gel oku. Allahın varlığını ispatla ilgili ayet yok. e fîllâhi şekkun fâtırıs semâvâti vel ard” var mesela. “Göklerin ve yerin yaratıcısı Allahtan şüphe mi olur?” (İbrâhîm 10). Bak o ispat değildir. Çünkü niye? Herkes zaten bunu biliyor. Bunu herkes biliyor. Ona gerek yok. Elde bir o. Allahtan başka ilah olmadığıyla ilgilidir bütün ayetler. Onunla alakalıdır.

Enes Hoca: Lâ ilâhe illallah…

Lâ ilâhe illallah’dır esas olan. Evet. Neyse işte, biz bu durumda olduğumuz için de Cenab-ı Hakkın yardımını alamıyoruz. Bu akşam da böyle bir ders yapmış olduk.

Bir katılımcı: (anlaşılmıyor)

Tamam, bir getir o zaman. Onların o… Ha son zamanlarda öyle. Ben eskileri kastediyorum. Son zamanlarda onu güzel güzel işleyen kitaplar var. Yani son zamanlarda şirki güzel işleyen kitaplar var. Ben eskileri kastederek söyledim.

Bir katılımcı: … ayrı ayrı bakıyorlar Hocam.

Şu anda, yani son zamanlarda var, ondan ümitliyiz de, ben burada söylerken eski ulemayı kastederek söyledim. Şimdi sizin okullarda okuduğunuz kitaplar onlar değil ama. Senin o dediğin kitaplar değil. Peki…

Tüm Kur'an Sohbetleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 İsra Suresi 13-15. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 12 Mart 2024
2 İsra Suresi 9-11. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Şubat 2024
3 İsra Suresi 4-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Şubat 2024
4 İsra Suresi 2-3. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Şubat 2024
5 İsra Suresi 1. Ayet | Kur’an Sohbetleri 6 Şubat 2024
6 Nahl Suresi 124-128. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Ocak 2024
7 Nahl Suresi 119-123. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 23 Ocak 2024
8 Nahl Suresi 114-118. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Ocak 2024
9 Nahl Suresi 110-113. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Ocak 2024
10 Nahl Suresi 103-109. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 2 Ocak 2024
11 Nahl Suresi 101-102. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 26 Aralık 2023
12 Nahl Suresi 94-100. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 19 Aralık 2023
13 Nahl Suresi 93. Ayet | Kur’an Sohbetleri 12 Aralık 2023
14 Nahl Suresi 90-93. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Aralık 2023
15 Nahl Suresi 83-89. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Kasım 2023
16 Nahl Suresi 77-82. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Kasım 2023
17 Nahl Suresi 72-76. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Kasım 2023
18 Nahl Suresi 68-71. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Kasım 2023
19 Nahl Suresi 65-67. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Ekim 2023
20 Nahl Suresi 60-64. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 24 Ekim 2023
21 Nahl Suresi 56-59. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Ekim 2023
22 Filistin-İsrail Savaşı | Kur’an Sohbetleri 10 Ekim 2023
23 Nahl Suresi 51-55. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 3 Ekim 2023
24 Nahl Suresi 45-50. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 26 Eylül 2023
25 Nahl Suresi 41-44. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 19 Eylül 2023
26 Nahl Suresi 38-40. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 12 Eylül 2023
27 Nahl Suresi 35-37. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Eylül 2023
28 Nahl Suresi 30-34. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 29 Ağustos 2023
29 Nahl Suresi 24-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 22 Ağustos 2023
30 Nahl Suresi 15-23. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 15 Ağustos 2023
31 Nahl Suresi 9-14. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 8 Ağustos 2023
32 Nahl Suresi 5-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 1 Ağustos 2023
33 Nahl Suresi 3-4. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Temmuz 2023
34 Nahl Suresi 1-2. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Temmuz 2023
35 Hicr Suresi 88-99. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Temmuz 2023
36 Hicr Suresi 85-87. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Temmuz 2023
37 Hicr Suresi 61-77. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Haziran 2023
38 Hicr Suresi 51-60. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Haziran 2023
39 Hicr Suresi 45-50. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Mayıs 2023
40 Hicr Suresi 43-44. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 23 Mayıs 2023
41 Hicr Suresi 28-42. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Mayıs 2023
42 Hicr Suresi 26-27. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Mayıs 2023
43 Hicr Suresi 19-25. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 2 Mayıs 2023
44 Hicr Suresi 14-18. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Nisan 2023
45 Hicr Suresi 6-13. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Nisan 2023
46 Hicr Suresi 1-5. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Nisan 2023
47 İbrahim Suresi 42-52. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Nisan 2023
48 İbrahim Suresi 35-41. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Mart 2023
49 İbrahim Suresi 28-34. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Mart 2023
50 İbrahim Suresi 22-27. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Mart 2023
51 İbrahim Suresi 18-21. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Mart 2023
52 İbrahim Suresi 9-17. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Şubat 2023
53 İbrahim Suresi 5-8. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Şubat 2023
54 İbrahim Suresi 1-4. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Şubat 2023
55 Rad Suresi 41-43. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Şubat 2023
56 Rad Suresi 38-40. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Ocak 2023
57 Rad Suresi 36-37. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 24 Ocak 2023
58 Rad Suresi 33-36. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Ocak 2023
59 Rad Suresi 30-32. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 10 Ocak 2023
60 Rad Suresi 26-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 3 Ocak 2023
61 Rad Suresi 19-25. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Aralık 2022
62 Rad Suresi 17-19. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Aralık 2022
63 Rad Suresi 15-16. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Aralık 2022
64 Rad Suresi 11-14. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Aralık 2022
65 Rad Suresi 6-10. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 29 Kasım 2022
66 Rad Suresi 1-5. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 22 Kasım 2022
67 Yusuf Suresi 105-111. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 15 Kasım 2022
68 Yusuf Suresi 96-104. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 8 Kasım 2022
69 Yusuf Suresi 87-95. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 1 Kasım 2022
70 Yusuf Suresi 77-86. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Ekim 2022
71 Yusuf Suresi 67-76. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 18 Ekim 2022
72 Yusuf Suresi 58-66. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Ekim 2022
73 Yusuf Suresi 43-57. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 4 Ekim 2022
74 Yusuf Suresi 36-42. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Eylül 2022
75 Yusuf Suresi 30-35. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Eylül 2022
76 Yusuf Suresi 23-29. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 13 Eylül 2022
77 Yusuf Suresi 7-22. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 6 Eylül 2022
78 Yusuf Suresi 1-6. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 30 Ağustos 2022
79 Kur’an’da İman Esasları | Kur’an Sohbetleri 23 Ağustos 2022
80 Hud Suresi 118-123. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 16 Ağustos 2022
81 Hud Suresi 116-117. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 9 Ağustos 2022
82 Hud Suresi 114-115. Ayetler – Namazların Birleştirilmesi | Kur’an SohbetleriFgOoOm0a2AkFgOoOm0a2Ak 2 Ağustos 2022
83 Hud Suresi 109-113. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 27 Temmuz 2022
84 Hud Suresi 96-104. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 5 Temmuz 2022
85 Hud Suresi 84-95. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 28 Haziran 2022
86 Hud Suresi 69-83. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 21 Haziran 2022
87 Hud Suresi 61-68. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 14 Haziran 2022
88 Hud Suresi 50-60. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 7 Haziran 2022
89 Hud Suresi 36-49. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 31 Mayıs 2022
90 Hud Suresi 25-35. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 25 Mayıs 2022
91 Hud Suresi 18-24. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 17 Mayıs 2022
92 Hud Suresi 15-17. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 11 Mayıs 2022
93 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 13-14. Ayetler 26 Nisan 2022
94 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 12. Ayet 20 Nisan 2022
95 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 8-11. Ayetler 13 Nisan 2022
96 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 7. Ayet 6 Nisan 2022
97 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 5-6. Ayetler 30 Mart 2022
98 Kur’an Sohbetleri | Hud Suresi 1-4. Ayetler 23 Mart 2022
99 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 107-109. Ayetler 16 Mart 2022
100 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 101-106. Ayetler 9 Mart 2022
101 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 99-100. Ayetler 2 Mart 2022
102 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 93-98. Ayetler 23 Şubat 2022
103 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 75-86. Ayet 9 Şubat 2022
104 Kur’an Sohbetleri | Yunus 71-74. Ayetler 2 Şubat 2022
105 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 65-70. Ayetler 26 Ocak 2022
106 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 61-64. Ayetler 19 Ocak 2022
107 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 59-60. Ayetler 12 Ocak 2022
108 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 54-58. Ayetler 5 Ocak 2022
109 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 45-53. Ayetler 29 Aralık 2021
110 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 41-44. Ayetler 22 Aralık 2021
111 Kur’an Sohbetleri | Yunus Suresi 38-40. Ayetler 15 Aralık 2021
112 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 37. AYET 8 Aralık 2021
113 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 31-36. AYETLER 1 Aralık 2021
114 Kur’an Sohbetleri | YUNUS 26-30. AYETLER 24 Kasım 2021
115 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 21-25. AYETLER 17 Kasım 2021
116 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 15-20. AYETLER 10 Kasım 2021
117 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 7-14. AYETLER 3 Kasım 2021
118 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 4-6. AYETLER 27 Ekim 2021
119 Kur’an Sohbetleri | YUNUS SURESİ 1-3. AYETLER 20 Ekim 2021
120 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 123-129. AYETLER 13 Ekim 2021
121 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 119-122. AYETLER 5 Ekim 2021
122 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 113-118. AYETLER 28 Eylül 2021
123 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 107-112. AYETLER 21 Eylül 2021
124 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 97-106. AYETLER 15 Eylül 2021
125 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 90-96. AYETLER 8 Eylül 2021
126 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 81-89. AYETLER 31 Ağustos 2021
127 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 74-80. AYETLER 24 Ağustos 2021
128 Kur’an Sohbetleri | SIKINTILAR VE BOLLUKLA İMTİHAN 17 Ağustos 2021
129 Kur’an Sohbetleri | RESUL VE TEBLİĞ 17 Ağustos 2021
130 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 71-73. AYETLER 4 Ağustos 2021
131 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 64-70. AYETLER 27 Temmuz 2021
132 Kur’an Sohbetleri | BÜYÜK GÜNAHLAR 20 Temmuz 2021
133 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 61-63. AYETLER 14 Temmuz 2021
134 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 58-60. AYETLER 6 Temmuz 2021
135 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 53-57. AYETLER 30 Haziran 2021
136 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 43-52. AYETLER 23 Haziran 2021
137 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 38-42. AYETLER 16 Haziran 2021
138 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 36-37. AYETLER 9 Haziran 2021
139 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 34-35. AYETLER 2 Haziran 2021
140 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 32-33. AYETLER 26 Mayıs 2021
141 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 30-31. AYETLER 19 Mayıs 2021
142 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 29. AYET (CİZYE) 12 Mayıs 2021
143 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 28. AYET (Müslüman olmayanlar Mekke’ye giremez mi?) 5 Mayıs 2021
144 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 25-27. AYETLER 28 Nisan 2021
145 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 23-24. AYETLER 21 Nisan 2021
146 Kur’an Sohbetleri | ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER 15 Nisan 2021
147 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 17-22. AYETLER 6 Nisan 2021
148 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 16. AYET 31 Mart 2021
149 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 9-15. AYETLER 24 Mart 2021
150 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 5-8. AYETLER 17 Mart 2021
151 Kur’an Sohbetleri | TEVBE SURESİ 1-5. AYETLER 10 Mart 2021
152 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 72-75. AYETLER 3 Mart 2021
153 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 67-71. AYETLER 25 Şubat 2021
154 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 65-66. AYETLER 17 Şubat 2021
155 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 59-64. AYETLER 10 Şubat 2021
156 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 52-58. AYETLER 5 Şubat 2021
157 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 50-51. AYETLER 27 Ocak 2021
158 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 49. AYET 21 Ocak 2021
159 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 45-48. AYETLER 14 Ocak 2021
160 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 41-44. AYETLER 6 Ocak 2021
161 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 35-40. AYETLER 30 Aralık 2020
162 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 31-34. AYETLER 23 Aralık 2020
163 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 28-30. AYETLER 16 Aralık 2020
164 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 17-23. AYETLER 2 Aralık 2020
165 Kur’an Sohbetleri | ‬ENFAL SURESİ 13-16. AYETLER 26 Kasım 2020
166 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 9-12. AYETLER 18 Kasım 2020
167 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 5-8. AYETLER 5 Kasım 2020
168 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 1-4. AYETLER 29 Ekim 2020
169 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 204-206. AYETLER 22 Ekim 2020
170 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 200-204. AYETLER 15 Ekim 2020
171 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 189-199. AYETLER 8 Ekim 2020
172 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 188. AYET 1 Ekim 2020
173 Kur’an Sohbetleri | SUR’A ÜFLENMESİ 24 Eylül 2020
174 Kur’an Sohbetleri | KUR’AN’DA KIYAMET SAATİ 17 Eylül 2020
175 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 184-186. AYETLER 10 Eylül 2020
176 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 180-183. AYETLER 3 Eylül 2020
177 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 179. AYET VE DEVAMI 28 Ağustos 2020
178 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 175-178. AYETLER 20 Ağustos 2020
179 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 172-174. AYETLER 13 Ağustos 2020
180 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 168-171. AYETLER 5 Ağustos 2020
181 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 163-167. AYETLER 24 Temmuz 2020
182 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 158-162. AYETLER 15 Temmuz 2020
183 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 154-157. AYETLER 8 Temmuz 2020
184 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 138-153. AYETLER 1 Temmuz 2020
185 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 127-137. AYETLER 24 Haziran 2020
186 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 103-126. AYETLER 17 Haziran 2020
187 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 100-102. AYETLER 10 Haziran 2020
188 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 94-99. AYETLER 3 Haziran 2020
189 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 85-93. AYETLER 26 Mayıs 2020
190 Kur’an Sohbetleri | KADİR GECESİ 19 Mayıs 2020
191 Kur’an Sohbetleri | A’RÂF SURESİ 73-78. AYETLER 13 Mayıs 2020
192 Kuran Sohbetleri | A’RAF SURESİ 65-72 ARASI AYETLER 6 Mayıs 2020
193 Kur’an Sohbetleri | NAMAZ VAKİTLERİNİN EVRENSEL ÖLÇÜLERİ 30 Nisan 2020
194 Kur’an Sohbetleri | ORUCA BAŞLAMA VE BİTİŞ VAKİTLERİ 23 Nisan 2020
195 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 59-64. AYETLER 16 Nisan 2020
196 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 57-58. AYETLER 9 Nisan 2020
197 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 53-56. AYETLER 2 Nisan 2020
198 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 52. AYET 26 Mart 2020
199 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 42-51. AYETLER 19 Mart 2020
200 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 37-41. AYETLER 13 Mart 2020
201 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 34-37. AYETLER 5 Mart 2020
202 Kur’an Sohbetleri | ARAF SÛRESİ 31-32. AYETLER 27 Şubat 2020
203 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 29-30. AYETLER 20 Şubat 2020
204 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 26-28. AYETLER 13 Şubat 2020
205 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 10-25. AYETLER 7 Şubat 2020
206 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 4-9. AYETLER 30 Ocak 2020
207 Kur’an Sohbetleri | ARAF SURESİ 1-3. AYETLER 23 Ocak 2020
208 Kur’an Sohbetleri | KUR’AN’A DAİR KURGULAR VE GERÇEKLER 16 Ocak 2020
209 Kur’an Sohbetleri | İSLAM VE TİCARET 10 Ocak 2020
210 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 159-165. AYETLER 3 Ocak 2020
211 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 154-157. AYETLER 26 Aralık 2019
212 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 150-153. AYETLER 19 Aralık 2019
213 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 148-150. AYETLER 12 Aralık 2019
214 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 146-147. AYETLER 6 Aralık 2019
215 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 142-145. AYETLER 28 Kasım 2019
216 Kur’an Sohbetleri | DÜNYA HAYATININ ANLAMI 21 Kasım 2019
217 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 141. AYET 14 Kasım 2019
218 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 136-140. AYETLER 7 Kasım 2019
219 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 133-135. AYETLER 31 Ekim 2019
220 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 128 – 132. AYETLER 24 Ekim 2019
221 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 122 – 127. AYETLER 17 Ekim 2019
222 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 118 – 121. AYETLER 10 Ekim 2019
223 Kur’an Sohbetleri | EN’ÂM SÛRESİ 113-117. AYETLER 3 Ekim 2019
224 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 111 VE DEVAMI AYETLER 26 Eylül 2019
225 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 108-111. AYETLER 19 Eylül 2019
226 KUR’AN SOHBETLERİ | EN’ÂM SÛRESİ 106-108. AYETLER 12 Eylül 2019
227 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 106-107 ARASI AYETLER 5 Eylül 2019
228 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 100-106 ARASI AYETLER 29 Ağustos 2019
229 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 95-99 ARASI AYETLER 22 Ağustos 2019
230 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ 93-94 ARASI AYETLER 11 Temmuz 2019
231 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (91-92 ARASI AYETLER) 4 Temmuz 2019
232 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (83-90 ARASI AYETLER) 27 Haziran 2019
233 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (74-83 ARASI AYETLER) 20 Haziran 2019
234 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (68-73 ARASI AYETLER) 14 Haziran 2019
235 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (63-67 ARASI AYETLER) 3 Mayıs 2019
236 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (61-64 ARASI AYETLER) 25 Nisan 2019
237 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (60-62 ARASI AYETLER) 18 Nisan 2019
238 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (56-59 ARASI AYETLER) 11 Nisan 2019
239 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (54-59 ARASI AYETLER) 4 Nisan 2019
240 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (50-53 ARASI AYETLER) 28 Mart 2019
241 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (42-49 ARASI AYETLER) 21 Mart 2019
242 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (37-41 ARASI AYETLER) 14 Mart 2019
243 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (32-36 ARASI AYETLER) 7 Mart 2019
244 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (19-31 ARASI AYETLER) 28 Şubat 2019
245 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (11-18 ARASI AYETLER) 21 Şubat 2019
246 KUR’AN SOHBETLERİ | ENAM SURESİ TEFSİRİ (1-11 ARASI AYETLER) 12 Şubat 2019
247 KUR’AN SOHBETLERİ | HER KÂFİR YALANCIDIR (ENAM 6/27) 5 Şubat 2019
248 KUR’AN SOHBETLERİ | KUR’AN’DAN KİMLER İSTİFADE EDER 29 Ocak 2019
249 KUR’AN SOHBETLERİ | CAİZ OLAN VE OLMAYAN VESİLELER 22 Ocak 2019
250 KURAN SOHBETLERİ | KİMSE MÜŞRİĞİM DEMEZ (ENAM 6/22-24) 15 Ocak 2019
251 KUR’AN SOHBETLERİ | İSLAM’IN EVRENSELLİĞİ (EN’AM 6/19-21) 8 Ocak 2019
252 KUR’AN SOHBETLERİ | KUR’AN’IN EVRENSELLİĞİ 1 Ocak 2019
253 Kuran Sohbetleri | İnsanı Kamil Uydurması 25 Aralık 2018
254 Allah’a Teslim Olmak (En’am 12-15. Ayetler) 18 Aralık 2018
255 Kur’an’da Yolculuk ve Amaçları (En’am 11. Ayet) 11 Aralık 2018
256 Nebimize Kur’an’dan Başka Mucize Verilmiş Midir? (En’am 7-10. Ayetler) 4 Aralık 2018
257 Allah Her Şeyi Bilir (En’am 1-6. Ayetler) 27 Kasım 2018
258 Dinin Bozulmasının Canlı Örneği: Namaz Vakitleri (En’am 3-6. Ayetler) 20 Kasım 2018
259 Ecel (En’am 2. Ayet) 13 Kasım 2018
260 Dünya Düz Mü Yuvarlak Mı? (En’am 1. Ayet) 6 Kasım 2018
261 İsa Aleyhisselam’ın Mucizeleri (Maide 109. Ayet ve Devamı) 30 Ekim 2018
262 Mahşerde Rasullerle Yüzleşme (Maide 109. Ayet) 23 Ekim 2018
263 Vasiyet ve Kadının Şahitliği (Maide 106-108. Ayetler) 16 Ekim 2018
264 Tebliğ Görevi ve Bireysel Sorumluluğumuz (Maide 103-105. Ayetler) 9 Ekim 2018
265 Soru Sorma Özgürlüğü (Maide 101 ve 102. Ayetler) 2 Ekim 2018
266 Çoğunluk Hakikatin Ölçüsü mü? (Maide 100. Ayet) 25 Eylül 2018
267 İnsanları Uyarma Görevi (Maide 77-81. Ayet) 18 Eylül 2018
268 Dinde Aşırılık (Maide 77. Ayet) 11 Eylül 2018
269 Rasul ve Tebliğ (Maide 99. Ayet) 4 Eylül 2018
270 İhramlıyken Avlanma Yasağı (Maide 94-98. Ayetler) 24 Temmuz 2018
271 Uyuşturucu Maddelerin Haramlığı (Maide 90-93. Ayetler) 17 Temmuz 2018
272 İçkinin Yasaklanması ve Tedricilik (Maide 90. Ayet) 10 Temmuz 2018
273 Yemin Keffâreti (Maide 89. Ayet) 3 Temmuz 2018
274 Ehl-i Kitaptan Mümin Olanlar (Maide 82-86. Ayetler) 19 Haziran 2018
275 Hristiyanlıktaki Teslis İnancı (Maide 72-76. Ayetler) 15 Mayıs 2018
276 Kur’an’a Yönelik Saldırılar (Maide 70 ve 71. Ayetler) 8 Mayıs 2018
277 İsrailoğulları’nın Kur’an’a Karşı Tutumları (Maide 70. Ayet) 1 Mayıs 2018
278 Ehli Kitap Ne Zaman Kafir Olur? (Maide 69. Ayet) 24 Nisan 2018
279 Müslümanın Görevi Kur’an’a Uyma (Maide 67-68. Ayetler) 17 Nisan 2018
280 Gerçek Zenginliğin Yolu (Maide 66. Ayet) 10 Nisan 2018
281 Yahudilerin Çıkmazları (Maide 64-66. Ayetler) 3 Nisan 2018
282 İslam’da Ticaret Ahlakı: Çiftlik Bank Örneği 27 Mart 2018
283 Günahta Yarışan Dindarlar (Maide 60-63. Ayetler) 20 Mart 2018
284 Ehli Kitaptan Maymunlaşan ve Domuzlaşanlar (Maide 60-63. Ayetler) 13 Mart 2018
285 Ehli Kitabın Müslümanlardan İntikamı (Maide 59. Ayet) 6 Mart 2018
286 Tasdik Bağlamında Namaz (Maide 55-57. Ayetler) 27 Şubat 2018
287 Mü’minlerin Yakın Dostu Sadece Mü’minlerdir (Maide 55-57. Ayetler) 20 Şubat 2018
288 Ehli Kitapla Savaşta Nebevi Siyaset (Maide 54-56. Ayetler) 13 Şubat 2018
289 Dinden Dönme ve Zındıklık (Maide 53-54. Ayetler) 6 Şubat 2018
290 Ehl-i Kitaptan Münafıklar (Maide 51-52. Ayetler) 30 Ocak 2018
291 Savaş Ahlakı 23 Ocak 2018
292 Yahudiler ve Hristiyanlarla İlişkiler: Cizye (Maide 51. Ayet) 16 Ocak 2018
293 Yahudi ve Hristiyanlarla İlişkiler (Maide 51. Ayet) 9 Ocak 2018
294 Ehli Kitapla İlişkiler (Maide 50-51. Ayetler) 2 Ocak 2018
295 Hadisler Vahiy Olabilir mi? (Maide 48-49. Ayetler) 26 Aralık 2017
296 Önceki Şeriatler (Maide 48. Ayet) 19 Aralık 2017
297 Muhammed Aleyhisselam ve Kur’an (Maide 48. Ayet) 12 Aralık 2017
298 İsa Aleyhisselam ve İncil (Maide 46-47. Ayet) 5 Aralık 2017
299 Kısasta Hayat Vardır (Maide 45. Ayet) 28 Kasım 2017
300 Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmeyenler (Maide 44. Ayet) 24 Kasım 2017
301 Tevrat Kime Verildi? (Maide 43-44. Ayetler) 14 Kasım 2017
302 Kafirlikte Yarışanlar (Maide 41-42. Ayetler) 7 Kasım 2017
303 Hırsızlık Suçu ve Cezası (Maide 38-40. Ayetler) 31 Ekim 2017
304 Küfür ve Şirk (Maide 36-37. Ayetler) 24 Ekim 2017
305 Şirke Alet Edilen Ayet (Maide 35. Ayet) 17 Ekim 2017
306 Toplumsal Güvenliği İhlal Suçu ve Cezası (Maide 32-34. Ayetler) 10 Ekim 2017
307 Kur’an’da Kuşların Dünyası (Maide 27-32. Ayetler) 3 Ekim 2017
308 Kendini Büyük Görmek (Maide 15-26. Ayetler) 28 Eylül 2017
309 İmtihanı Kaybettiren Benlik Yarışı (Maide 17,18 ve 19. Ayetler) 22 Eylül 2017
310 Allah Kime Lanet Eder? (Maide 12-13. Ayetler) 8 Eylül 2017
311 Allah’a Verilen Sözde Daima Adil Olmak (Maide 7-11. Ayetler) 5 Eylül 2017
312 Adaletten Şaşmamak (Maide 8-10. Ayetler) 22 Ağustos 2017
313 Yargısız İnfaz (Mâide 7-8. Ayetler) 23 Mayıs 2017
314 Allah’a Verilen Söz 16 Mayıs 2017
315 Abdestte Ayağa Mesh Meselesi (Maide 6. Ayet) 9 Mayıs 2017
316 Evlenmede Namuslu Olma Şartı 2 Mayıs 2017
317 Haram Kılınan Hayvansal Gıdalar (Maide 3. Ayet) 25 Nisan 2017
318 Dosta ve Düşmana Karşı Tavrımız Ne Olmalı? 18 Nisan 2017
319 Şirk Tehlikesi 11 Nisan 2017
320 Kitaplara İman’ın Anlamı Nisa 136 Ankabut 46 4 Nisan 2017
321 Miras Nisa 176.Ayet 28 Mart 2017
322 Kafir’lik Kendini Büyük Görmektir Nisa 172 ve 175.Ayetler 21 Mart 2017
323 Din’de Aşırılık Nisa 171 ve 173.Ayetler 14 Mart 2017
324 İnsanlığa Çağrı Nisa 170.Ayet 7 Mart 2017
325 Müslümanların Kur’an Karşısındaki Tavırları Nisa 167-169.Ayetler 28 Şubat 2017
326 Nebi ve Resul Nisa 163-166.Ayetler 21 Şubat 2017
327 Ehli Kitap’tan Mümin Olanlar 14 Şubat 2017
328 Her Haram Bir Mahrumiyet Doğurur Nisa 160-162. Ayetler 7 Şubat 2017
329 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa (3) 153-158.Ayetler 31 Ocak 2017
330 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa (2) 153-155.Ayetler 25 Ocak 2017
331 Ehli Kitapla İlişkiler Nisa 153-155.Ayetler 17 Ocak 2017
332 Allah İle Resul’lerinin Arasını Ayırmak Nisa-148-149 ve 150. Ayetler 3 Ocak 2017
333 Müslümanların Baş Belası Münafıklar II 27 Aralık 2016
334 Müslümanların Baş Belası Münafıklar Nisa 138 ve Devamı 20 Aralık 2016
335 İman Konusunda Verilen İmtihan Nisa 137 ve 147.Ayetler 13 Aralık 2016
336 Kafirlik Müşriklik ve Munafıklık Nisa 136.Ayet ve Devamı 6 Aralık 2016
337 İmanın Şartları Nisa 136 29 Kasım 2016
338 Takva Nisa Suresi 131 ve 135.Ayetler 22 Kasım 2016
339 Nüşuz ve Kadına Darp Nisa-128 ve 130.ayetler 15 Kasım 2016
340 Nisa suresi 125 ve 127.ayetler 8 Kasım 2016
341 Nisa suresi 122 ve 125.ayetler 2 Kasım 2016
342 Yüzü Suyu Hürmetine Dua – Nisa Suresi 117. Ayet 28 Ekim 2016
343 En Büyük Din İstismarı Şirk – Nisa Suresi 116-121. Ayetler 18 Ekim 2016
344 İcma 11 Ekim 2016
345 Peygamberlerin İsmet Sıfatı – Nisa Suresi 113. Ayet 4 Ekim 2016
346 Tevbe İstiğfar – Nisa Suresi 110-112. Ayetler 27 Eylül 2016
347 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 4 – Nisa Suresi 105. Ayet ve Devamı 20 Eylül 2016
348 Kur’an Yorumlanabilir mi? – Nisa Suresi 105. Ayet ve Devamı 6 Eylül 2016
349 Düşmanı Etkisizleştirmenin İlkeleri – Nisa Suresi 101-104. Ayetler 30 Ağustos 2016
350 Yolculukta Namaz – Nisa Suresi 101-103. Ayetler 23 Ağustos 2016
351 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 3(Tevbe Suresi Bağlamında) 16 Ağustos 2016
352 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır 2 9 Ağustos 2016
353 Müslümanın Ana Görevi Cihad – Nisa Suresi 94-100.Ayetler 31 Mayıs 2016
354 Adam Öldürmenin Cezası – Nisa Suresi 92-93. Ayetler 24 Mayıs 2016
355 Münafıklara Karşı Takınılacak Tavır – Nisa Suresi 88-91. Ayetler 18 Mayıs 2016
356 Münafıklık – Nisa Suresi 89-90. Ayetler 10 Mayıs 2016
357 Allah’a ve Ahiret Gününe İman – Nisa Suresi 86-87. Ayetler 3 Mayıs 2016
358 Şefaat İnancı – Nisa Suresi 85. Ayet 26 Nisan 2016
359 Müslüman-Gayrimüslim İlişkileri – Nisa Suresi 84. Ayet 19 Nisan 2016
360 Yetkililere İtaat – Nisa Suresi 83.Ayet 12 Nisan 2016
361 Kur’an’ı Çelişkili Olarak Gösterenler – Nisa Suresi 82.Ayet 5 Nisan 2016
362 Kitap-Resul İlişkisi – Nisa Suresi 80-82. Ayetler 29 Mart 2016
363 Bollukla ve Sıkıntı ile İmtihan 22 Mart 2016
364 Canı Pahasına İmtihanı Kazanmak 15 Mart 2016
365 Nisa Süresi 71. Ayet Ve Devamı (Allah Yolunda Cihad) 8 Mart 2016
366 Nisa Süresi 65-70. Ayetler (İntihar Eylemleri) 1 Mart 2016
367 Nisa Süresi 60-65. Ayetler (Müslümanların Kur’ân’dan Kaçışı) 23 Şubat 2016
368 Nisa Süresi 58-59. Ayetler (Halifelik Makamı 2) 16 Şubat 2016
369 Nisa Süresi 58-59. Ayetler (Halifelik Makamı) 9 Şubat 2016
370 Nisa Süresi 56-57. Ayetler (Hocaları Sorgulayan Müslüman) 2 Şubat 2016
371 Nisa Süresi 53-54. Ayetler (Hikmetsiz Kalan Müslümanların Çaresizliği) 26 Ocak 2016
372 Nisa Süresi 48-52. Ayetler (Müslümanların Kimlik Bunalımı) 19 Ocak 2016
373 Nisa Süresi 47. Ayet (Kur’ân’a Güvenmemenin Acı Sonuçları) 12 Ocak 2016
374 Nisa Süresi 44-46 Ayet (Ayetleri Tahrif) 5 Ocak 2016
375 Nisa Süresi 43. Ayet (Abdestte Çıplak Ayağa ve Çoraplara Mesh) 29 Aralık 2015
376 Nisa Süresi 41-42. Ayetler (Kafir İle Günahkarın Farkı) 22 Aralık 2015
377 Harcama Kültürü, Nisa 36.Ayet 16 Aralık 2015
378 Nisa Süresi 36. Ayet (Anne-Babaya İyi Davranmak) 8 Aralık 2015
379 Nisa Süresi 36. Ayet (Müslümanları Batıran Şirk) 1 Aralık 2015
380 Nisa Süresi 35. Ayet (Aile Hakemliği) 24 Kasım 2015
381 Nisa Süresi 34. Ayet (Kadının Dövülmesi Meselesi 2) 17 Kasım 2015
382 Nisa Süresi 34. Ayet (Kadının Dövülmesi Meselesi) 10 Kasım 2015
383 Nisa Süresi 33. Ayet (Mirasta Kadın-Erkek Dengesi ve Avliyye) 3 Kasım 2015
384 Nisa Süresi 32. Ayet (Kendimizi Keşfedelim) 27 Ekim 2015
385 Büyük Günahlar 20 Ekim 2015
386 Sorgulamayan Müslümanlar Ve İntihar Eylemleri 13 Ekim 2015
387 Nisa Süresi 29. Ayet Ve Devamı (Faizli Kredi Ekonomiyi Öldürür) 6 Ekim 2015
388 Hac’da Şeytan Taşlama 29 Eylül 2015
389 Nisa Süresi 26-28. Ayetler (Allah’ın İradesi Ve Sünnetullah) 22 Eylül 2015
390 Nisa Süresi 25. Ayet Ve Devamı (Recim Cezası Konusunda Şii-Sünni İttifakı) 15 Eylül 2015
391 Nisa Süresi 25. Ayet (Evlenmede Öncelik Sıralaması) 8 Eylül 2015
392 Nisa Süresi 24. Ayet (Muta Nikahı) 1 Eylül 2015
393 Nisa Süresi 22-23. Ayetler (Hürmet-i Müsahare) 25 Ağustos 2015
394 Mekkeli Müşrikler Bir Nebi Beklentisi İçindemiydiler 18 Ağustos 2015
395 Nisa Süresi 20-21. Ayetler “Evlenme Ve Boşanma Kolay Olmalı” 11 Ağustos 2015
396 Nisa Süresi 19. Ayet (Kadına Yönelik Şiddet) 4 Ağustos 2015
397 Nisa Süresi 17-18. Ayetleri (Tevbe) 28 Temmuz 2015
398 Nebimizin Yürüttüğü İç Politika (Son Olaylara Kur’an Penceresinden Bakış) 21 Temmuz 2015
399 Kur’ân’a Göre İftar ve İmsak Vakitleri 16 Haziran 2015
400 Nisa Süresi 15-16. Ayetler (Batı Güdümüne Giren Müslümanların Perişan Hali) 9 Haziran 2015
401 Kur’an’a Göre İmsak Vakti – 2.Bölüm 6 Haziran 2015
402 Kur’an’a Göre İmsak Vakti – 1.Bölüm 2 Haziran 2015
403 Nisa Süresi 13-14. Ayetleri (Allah’ın Koyduğu Sınırların Aşılması ve Kader) 26 Mayıs 2015
404 Nisa Süresi 12. Ayet ve Kelale 19 Mayıs 2015
405 Nisa Süresi 12. Ayet – Miras Konuları 12 Mayıs 2015
406 Miras Ayetleri Bağlamında Vasiyet – 2 5 Mayıs 2015
407 Nisa Süresi 11. Ayet – Miras Paylaşımı 29 Nisan 2015
408 Nisa Süresi 11. Ayet 21 Nisan 2015
409 Nisa Süresi 8. Ayet – Miras (Vasiyet) 14 Nisan 2015
410 Nisa Süresi 8. Ayet – Miras 7 Nisan 2015
411 Nisa Süresi 6. Ayet – Miras’da Asabelik 31 Mart 2015
412 Nisa Süresi 6. Ayet – Yetim ve Öksüz Çocuklar 24 Mart 2015
413 Nisa Süresi 3.Ayet – Çok Eşlilik 17 Mart 2015
414 Nisa Süresi 2.Ayet – Evlilik Yaşı 10 Mart 2015
415 Nisa Süresi 1. Ayeti ve Devamı – Kadın ve Erkeğin Yaratılışı 3 Mart 2015
416 Al-i İmrân Süresi 196 – Dünyalıkla İmtihan 24 Şubat 2015
417 Al-i İmrân Suresi 188. Ayet – Yaratılan Ayetlerdeki Zikir 17 Şubat 2015
418 Al-i İmrân Suresi 187. Ayet – Kur’ân’ı Anlatma Görevi 10 Şubat 2015
419 Al-i İmrân Suresi 186. Ayet – Gayrimüslimlerle İlişkiler 3 Şubat 2015
420 Al-i İmrân Suresi 183. Ayet – Geleneksel Dinin Çıkmazları 27 Ocak 2015
421 Al-i İmrân Suresi 180. Ayet – Cimrilik Eden Kendine Eder 20 Ocak 2015
422 Ali İmran Suresi 179- Ayet – Kur’an’ı Merkeze Koyma Zorunluluğu 13 Ocak 2015
423 Al-i İmrân Suresi 169-172. Ayetler – Güven ve Kararlılık 6 Ocak 2015
424 Al-i İmrân Suresi 164-168. Ayetler – Allah’ın Bilgisi ve Kader 30 Aralık 2014
425 Al-i İmrân Suresi 156-161. Ayetler – Hoşgörülü ve İlkeli Olmak 23 Aralık 2014
426 Al-i İmrân Suresi 149-154. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 3 16 Aralık 2014
427 Al-i İmrân Suresi 142-148. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 2 9 Aralık 2014
428 Al-i İmrân Suresi 140-142. Ayetler – Sabır ve Cihat İmtihanı 2 Aralık 2014
429 Al-i İmrân Suresi 137-140. Ayetler – Allah’a Güvenenler En Üstünlerdir 25 Kasım 2014
430 Al-i İmrân Suresi 137-139. Ayetler-Sünnetullah Kavramı 18 Kasım 2014
431 Al-i İmrân Suresi 132-136. Ayetler 11 Kasım 2014
432 Al-i İmrân Suresi 130-131. Ayetler – Faiz ve Ekonomi 4 Kasım 2014
433 Al-i İmrân Suresi 121-129. Ayetler 28 Ekim 2014
434 Al-i İmrân Suresi 116-120. Ayetler 21 Ekim 2014
435 Al-i İmrân Suresi 109-115. Ayetler 14 Ekim 2014
436 Kurban İbadeti ve Bayram Ahlakı 30 Eylül 2014
437 Ehl’i Kitap ile İlişkiler 23 Eylül 2014
438 Gayri Müslimler ile İlişkiler 16 Eylül 2014
439 Al-i İmrân Suresi 104-108. Ayetler 9 Eylül 2014
440 Al-i İmrân Suresi 100-105. Ayetler – Allah’ın İpine Sarılmak 2 Eylül 2014
441 Al-i İmrân Suresi 98-101. Ayetler 26 Ağustos 2014
442 Âl-i İmrân Suresi 96-97.ayetler 19 Ağustos 2014
443 Âl-i İmrân Suresi 92-93.ayetler 12 Ağustos 2014
444 Tevbe Nedir? Nasıl Yapılır? 7 Ağustos 2014
445 Yatsı Namazı ve İmsak Vakti 24 Haziran 2014
446 Esirlere Yapılması Gereken Muamele 17 Haziran 2014
447 Ali-İmran Suresi 90. Ayet 10 Haziran 2014
448 Ali-İmran Suresi 85-89. Ayetler 3 Haziran 2014
449 Ali-İmran Suresi 83-84. Ayetler 27 Mayıs 2014
450 Ali-İmran Suresi 81-82. Ayetler 20 Mayıs 2014
451 Ali-İmran Suresi 81. Ayet 13 Mayıs 2014
452 Ali-İmran Suresi 78-80. Ayetler – Nebimizin Sözleri Vahiy midir? 6 Mayıs 2014
453 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-3 Paralel Din 29 Nisan 2014
454 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-2 Paralel Din 22 Nisan 2014
455 Ali-İmran Suresi 78. Ayet – Kur’an ile Aldatanlar-1 Paralel Din 15 Nisan 2014
456 Ali-İmran Suresi 77. Ayet 8 Nisan 2014
457 Geçici Zaferi Kalıcı Hale Getirmek 1 Nisan 2014
458 Ali-İmran Suresi 70-77. Ayetler 25 Mart 2014
459 Ali-İmran Suresi 64-69. Ayetler 11 Mart 2014
460 Ali-İmran Suresi 64. Ayet – Dinler Arası Diyalog İhaneti 4 Mart 2014
461 Ali-İmran Suresi 60-64. Ayetler – Kur’an’da Mehdilik 25 Şubat 2014
462 Ali-İmran Suresi 56-59. Ayetler – İsa (a.s) ve Adem (a.s)’ın Yaratılışları 18 Şubat 2014
463 Ali-İmran Suresi 51-55. Ayetler – İsa a.s’ın İstismarı 11 Şubat 2014
464 Ali-İmran Suresi 51-55. Ayetler – İsa a.s’ın İstismarı – 2 (Şahs-i Manevi) 11 Şubat 2014
465 Ali-İmran Suresi 49-51. Ayetler – İsa a.s. Hayatı 4 Şubat 2014
466 Yahudilere Temiz Yiyeceklerin Haram Kılınması 4 Şubat 2014
467 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 4 28 Ocak 2014
468 Ali-İmran Suresi 44-48. Ayetler 28 Ocak 2014
469 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 3 21 Ocak 2014
470 Ali-İmran Suresi 38-44. Ayetler – Meryem Ana 21 Ocak 2014
471 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? – 2 14 Ocak 2014
472 Ali-İmran Suresi 33-37. Ayetler – Zekeriyya a.s. ve Meryem Ana 14 Ocak 2014
473 Adil Yargılama Nasıl Olmalıdır? 7 Ocak 2014
474 Ali-İmran Suresi 33. Ayet – Haddini Aşmak 31 Aralık 2013
475 Allah’ın Kullarını, Allah’ın Kitabına Davet 24 Aralık 2013
476 Ali-İmran Suresi 33. Ayet 17 Aralık 2013
477 Ali-İmran Suresi 30. Ayet 10 Aralık 2013
478 Ali-İmran Suresi 29. Ayet 3 Aralık 2013
479 Ali-İmran Suresi 28-30. Ayetler – Kafirleri Dost Edinmek 26 Kasım 2013
480 Ali-İmran Suresi 27. Ayet 19 Kasım 2013
481 Ali-İmran Suresi 26-27. Ayetler 12 Kasım 2013
482 Ali-İmran Suresi 19-25. Ayetler – Allah’ın Kitabına Teslim Olmak yada Olmamak 5 Kasım 2013
483 Ali-İmran Suresi 14-20. Ayetler – Müslümanların Kur’an Karşısındaki Tavırları 29 Ekim 2013
484 Dünya Sevgisi 22 Ekim 2013
485 Ali-İmran Suresi 8-12. Ayetler – Muhkem Müteşabih Ayetler – 3 8 Ekim 2013
486 Ali-İmran Suresi 7. Ayet – Muhkem Müteşabih Ayetler – 2 1 Ekim 2013
487 Muhkem ve Müteşabih Ayetler 24 Eylül 2013
488 Ali-İmran Suresi 5-6. Ayetler 17 Eylül 2013
489 Kur’an’da Furkan Kavramı 10 Eylül 2013
490 Ebubekir Sifil ve Faruk Beşer’e Cevaplar 27 Ağustos 2013
491 Kur’an’ı İkinci Sıraya Koymak 20 Ağustos 2013
492 Kur’an’ın Önceki Kitapları Tasdiki 20 Ağustos 2013
493 Ali-İmran Suresi 1-2. Ayetler 13 Ağustos 2013
494 Bakara Suresi 285-286 Ayetler 2 Temmuz 2013
495 Bakara Suresi 284-Ayet Kişinin İçinde Olanlardan Sorumluluğu 25 Haziran 2013
496 Bakara Suresi 283. Ayet – Vasiyet ve Rehin 18 Haziran 2013
497 Bakara Suresi 282. Ayet – 11 Haziran 2013
498 Kur’an’daki Musa-Hızır Kıssasının Kader Konusu ile İlgisi 4 Haziran 2013
499 Bakara Suresi 282. Ayet – Daru’ul-harpte Faiz, Borcun Zekata Sayılması ve Borcun Belgelenmesi 28 Mayıs 2013
500 Bakara Suresi 278-280. Ayetler 14 Mayıs 2013
501 Bakara Suresi 277-279. Ayetler-Kredi Sisteminin Ekonomiye Etkisi 7 Mayıs 2013
502 Bakara Suresi 275-276. Ayetler 30 Nisan 2013
503 Bakara Suresi 274. Ayet 23 Nisan 2013
504 Bakara Suresi 270-273. Ayetler – Yardımı İncitmeden Yapmak 16 Nisan 2013
505 Bakara Suresi 269. Ayet – Hikmet ve Sünnet 9 Nisan 2013
506 Bakara Suresi 267. Ayet 2 Nisan 2013
507 Bakara Suresi 262-266. Ayetler 26 Mart 2013
508 Kader İnancının Hesap Günündeki Yansımaları 19 Mart 2013
509 Kader İnancının Dini Hayata Yansımaları 12 Mart 2013
510 Allah’ın Bilgisi ile İlgili Ayetler 5 Mart 2013
511 Allah’ın Gayb Bilgisi 26 Şubat 2013
512 Doğru Allah İnancı 19 Şubat 2013
513 İnsanın Kaderi Ne Zaman Yazılır 12 Şubat 2013
514 Allah’ın İlmi ve İradesi 5 Şubat 2013
515 Bakara Suresi 261. Ayet ve Kader Konusuna Cevaplar 22 Ocak 2013
516 Kader Konusunda Yapılan Tenkitlere Cevaplar – 2 15 Ocak 2013
517 Kader Konusunda Yapılan Tenkitlere Cevaplar 8 Ocak 2013
518 Başımıza Gelenler Ne Zaman Yazılır? 1 Ocak 2013
519 Allah’ın Bilgisi ve Kader 25 Aralık 2012
520 Canlıların İlk Yaratılışı ve Yaratılışın Tekrarı 18 Aralık 2012
521 Bakara Suresi 258. Ayet – Üzeyir(a.s.) Allah’ın Oğlu mudur? 11 Aralık 2012
522 İbrahim As’ın Tağuta Karşı Tavrı 4 Aralık 2012
523 Bakara Suresi 257-258. Ayetler 27 Kasım 2012
524 İnandığı Gibi Yaşama Hürriyeti 20 Kasım 2012
525 Bakara Suresi 255. Ayet – Allah İnancı (Ayetu’l Kursi) 13 Kasım 2012
526 Bakara Suresi 254. Ayet 6 Kasım 2012
527 Resul Kavramının İçinin Boşaltılması 30 Ekim 2012
528 Kurban Bayramının Vakti ve Bayram İle İlgili Hükümler 23 Ekim 2012
529 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 16 Ekim 2012
530 Bakara Suresi 246-252. Ayetler – Allah’a Güvenen Kazanır 9 Ekim 2012
531 Bakara Suresi 240-245. Ayetler 2 Ekim 2012
532 İddet Bekleyen Kadının Geçindirilmesi 2 Ekim 2012
533 Ölüm İddeti Bekleyen Kadının Evden Çıkması 2 Ekim 2012
534 Ölüm, Allaha Ait Bir Karardır 2 Ekim 2012
535 Kaza Namazı Yoktur, Korku Namazı Nedir? 25 Eylül 2012
536 Bakara Suresi 235. Ayet 18 Eylül 2012
537 Bakara Suresi 234. Ayet 11 Eylül 2012
538 Bakara Suresi 233. Ayet 4 Eylül 2012
539 Bakara Suresi 230. Ayet 28 Ağustos 2012
540 Kadir Gecesi 14 Ağustos 2012
541 Evlilik İle İlgili Mezheplerin Hataları 7 Ağustos 2012
542 Oruçla Alakalı Güncel Meseleler 31 Temmuz 2012
543 Bakara Suresi 185-187. Ayetler 24 Temmuz 2012
544 Nikahın Denetlenmesi 26 Haziran 2012
545 Bakara Suresi 230. Ayet 19 Haziran 2012
546 Kadının Boşama Hakkı İftida 3 12 Haziran 2012
547 Kadının Boşanması 5 Haziran 2012
548 Boşanma (Talak ve İftida) 29 Mayıs 2012
549 Kur’an’da Erkeğin Eşini Boşaması 22 Mayıs 2012
550 İla ve Yemin 15 Mayıs 2012
551 Bakara Suresi 222. Ayet 8 Mayıs 2012
552 Farklı Dinden Olanların Evliliği 1 Mayıs 2012
553 Yetimlerle İlgili Ayetler 24 Nisan 2012
554 Artan Malın Hepsi Verilecek mi? 17 Nisan 2012
555 Peygamberi Yanlış Algılamak 10 Nisan 2012
556 Bakara Suresi 218-219. Ayetler – İçki ve Kumar Yasağı 3 Nisan 2012
557 Bakara Suresi 214-217. Ayetler 27 Mart 2012
558 Dinlerde Süreklilik ve Allah’ın Kitabına Uyma Zorunluluğu 20 Mart 2012
559 Kafir ve Münafıkların Davranışları 13 Mart 2012
560 Şeytan Taşlama 6 Mart 2012
561 Bakara Suresi 197-202. Ayetler 28 Şubat 2012
562 Hac Farklı Zamanlarda Yapılabilir mi? 21 Şubat 2012
563 Hac Kurbanı 14 Şubat 2012
564 Faizin Ekonomiye Etkileri – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Şubat 2012
565 Ekonomi Krediye Değil Zekatla Gelişir 31 Ocak 2012
566 Ceza Yargılamasında Objektif Delil 24 Ocak 2012
567 Bakara Suresi 190-191. Ayetler – Savaş Hukukunun Temel Kuralı 17 Ocak 2012
568 Bakara Suresi 188. Ayet – 1 – Rüşvet 10 Ocak 2012
569 Bakara Suresi 188. Ayet – 2 – Hilal Hesapla Belirlenir 10 Ocak 2012
570 Bakara Suresi 183-187. Ayetler 3 Ocak 2012
571 Çağdaş Kölelik Sistemi – Kredi 27 Aralık 2011
572 Özel Hayatın Gizliliği 20 Aralık 2011
573 Bakara Suresi 180-183. Ayetler – Vasiyet ve Miras 13 Aralık 2011
574 Bakara Suresi 180-181. Ayetler – Mirası Paylaştırma Görevi 6 Aralık 2011
575 Bakara Suresi 178-179. Ayetler – Ölüm Cezası 29 Kasım 2011
576 Bakara Suresi 178-179. Ayetler – Kur’an’da Kısas Cezası 22 Kasım 2011
577 Bakara Suresi 177. Ayet – Allah Yolunda İyi Olanlar 15 Kasım 2011
578 Ayet ve Hadislere Göre Kurban İbadeti 1 Kasım 2011
579 Allah’ın Evliyası Kimlerdir? 25 Ekim 2011
580 Bakara Suresi 172-175. Ayetler – Helal Gıda 18 Ekim 2011
581 B. 171. Ayet – Kalp, Göz ve Kulakların Mühürlenmesi Ne Demektir? 11 Ekim 2011
582 Bakara Suresi 168-170. Ayetler – Hayvan Kesimi ve Deniz Ürünleri 4 Ekim 2011
583 Bakara Suresi 163-167. Ayetler – Allah İle İlişkiyi Koparmak 27 Eylül 2011
584 Bakara Suresi 159-162. Ayetler – Ayetleri Gizlemek Küfürdür 20 Eylül 2011
585 Bakara Suresi 158. Ayet – Geleneğin Kur’an ve Sünnet Anlayışı 13 Eylül 2011
586 Bakara Suresi 155-157. Ayetler – Sıkıntıyı Bunalıma Dönüştürmemek 6 Eylül 2011
587 Kadir Gecesi 23 Ağustos 2011
588 Sosyal ve Ekonomik Açıdan Zekat 16 Ağustos 2011
589 Kur’an ve Sünnet Işığında Teravih Namazı 9 Ağustos 2011
590 Bakara Suresi 183-186. Ayetler – Oruç 2 Ağustos 2011
591 Bakara Suresi 154. Ayet 5 Temmuz 2011
592 Kutuplara Yapılan İkinci Yolculuk 30 Haziran 2011
593 Bakara Suresi 153. Ayet – Allah’tan Başkasından Yardım İstenir mi? 14 Haziran 2011
594 Bakara Suresi 152. Ayet – Allah’ı Zikir 7 Haziran 2011
595 Bakara Suresi 152. Ayet – Kur’an’da Hikmet Kavramı 31 Mayıs 2011
596 Bakara Suresi 151-152. Ayetler – Sahabenin Kur’an Eğitimi 24 Mayıs 2011
597 Bakara Suresi 142-150. Ayetler -“Kıblenin Değişmesi” 17 Mayıs 2011
598 Bakara Suresi 142. Ayet 10 Mayıs 2011
599 Bakara Suresi 139-141. Ayetler 3 Mayıs 2011
600 Bakara Suresi 135-138. Ayetler 26 Nisan 2011
601 Kur’an’da Peygamber Algısı 19 Nisan 2011
602 Bakara Suresi 130-134. Ayetler 12 Nisan 2011
603 Bakara Suresi 124-130. Ayetler 5 Nisan 2011
604 İbrahim (A.S.)’ın Geçirdiği İmtihanlar – 2 29 Mart 2011
605 İbrahim (A.S.)’ın Geçirdiği İmtihanlar 22 Mart 2011
606 Bakara Suresi 124-128. Ayetler 15 Mart 2011
607 Bakara Suresi 122-123. Ayetler 8 Mart 2011
608 Bakara Suresi 121. Ayet 1 Mart 2011
609 Bakara Suresi 120. Ayet 22 Şubat 2011
610 Bakara Suresi 117-119. Ayetler 15 Şubat 2011
611 Bakara Suresi 116. Ayet 8 Şubat 2011
612 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 1 Şubat 2011
613 Bakara Suresi 114-115. Ayetler 25 Ocak 2011
614 Bakara Suresi 113. Ayet 18 Ocak 2011
615 Bakara Suresi 110-112. Ayetler 11 Ocak 2011
616 Bakara Suresi 109. Ayet – “Ehl-i Kitabın Kıskançlıkları” 4 Ocak 2011
617 Bakara 108. Ayet – “Ehl-i Kitap ve Müşriklerin Peyg. İstekleri” 28 Aralık 2010
618 Bakara Suresi 105-107. Ayetler – İlahi Kitaplarda Nesh 21 Aralık 2010
619 Bakara Suresi 104. Ayet – İlahi Kitapların Tahrifi 14 Aralık 2010
620 Bakara Suresi 102-104. Ayetler 7 Aralık 2010
621 Bakara Suresi 97-102. Ayetler 30 Kasım 2010
622 Bakara Suresi 91-96. Ayetler 23 Kasım 2010
623 Hayvan Kesimi 9 Kasım 2010
624 Hayvan Kesimi – Sorular ve Cevaplar 9 Kasım 2010
625 Kurban İbadeti 2 Kasım 2010
626 Kurban İbadeti – Sorular ve Cevaplar 2 Kasım 2010
627 Konulu Kuran Sohbetleri – Hacc İbadeti 26 Ekim 2010
628 Konulu Kuran Sohbetleri – Hacc İbadeti – Sorular ve Cevaplar 26 Ekim 2010
629 Bakara Suresi 87-90. Ayetler 19 Ekim 2010
630 Bakara Suresi 84-86. Ayetler 12 Ekim 2010
631 Bakara Suresi 83. Ayet – 4. Bölüm 5 Ekim 2010
632 Bakara Suresi 83. Ayet – 3. Bölüm 28 Eylül 2010
633 Bakara Suresi 83. Ayet – 2. Bölüm 21 Eylül 2010
634 Bakara Suresi 83. Ayet 14 Eylül 2010
635 Bakara Suresi 80-82. Ayetler / Günaha Batma ve Sonuçları 31 Ağustos 2010
636 Bakara Suresi 78-79.Ayetler – Kendi Kitaplarını Kuran Gibi Gösterenler 24 Ağustos 2010
637 Bakara Suresi 74-77. Ayetler / İman ve Küfür İlişkisi 17 Ağustos 2010
638 Bakara Sûresi 183-187.Ayetler / Oruç 10 Ağustos 2010
639 Bakara Sûresi 72-73.Ayetler – Ölülerin Diriltilmesi 6 Temmuz 2010
640 Bakara Sûresi 65-71.Ayetler – Kurbanlık Boğa Olayı 29 Haziran 2010
641 Bakara Sûres 65.Ayet – Allah’a İsyanın Dünyadaki Sonuçları 22 Haziran 2010
642 Bakara Sûresi 64.Ayet – Yahudilerden Alınan Söz 15 Haziran 2010
643 Bakara Sûresi 62.Ayet – Kimler Cennete Girer 8 Haziran 2010
644 Bakara Sûresi 61.Ayet – Tarım ve Avcı Toplumu 25 Mayıs 2010
645 Bakara Suresi 60. Ayet – Mucize ve Keramet 18 Mayıs 2010
646 Bakara Sûresi 58-59 – Ehl-i Kitabın Dünya Hakimiyeti Beklentisi 11 Mayıs 2010
647 Bakara Sûresi 53-58 Ayetler – Hz. Musa’ya İnen Kitap 4 Mayıs 2010
648 Bakara Sûresi 50-52 Ayetler – Yahudilerin Denizi Geçme Mucizesi 27 Nisan 2010
649 Bakara Sûresi 47-52 Ayetler – Yahudilere Verilen Nimetler 20 Nisan 2010
650 Bakara Sûresi 40-46 Ayetler – Yahudilerin Peygamber Beklentisi 13 Nisan 2010
651 Bakara Sûresi 39.Ayet – İnsanların ve Cinlerin Ortak Sorumluluğu 6 Nisan 2010
652 Bakara Sûresi 34-39 Ayetler 30 Mart 2010
653 Bakara Sûresi 34.Ayet – Hz. Adem (as) ve Cenneti 23 Mart 2010
654 Bakara Sûresi 31.Ayet – Hz. Adem’e Eşyanın İsimlerinin Öğretilmesi 16 Mart 2010
655 Bakara Sûresi 30.Ayet – Halifelik 9 Mart 2010
656 Bakara Sûresi 29.Ayet / Göklerin ve Yerin Yaratılışı 2 Mart 2010
657 Bakara Sûresi 28.Ayet / Reenkarnasyon İddialarına Kur’an’dan Cevaplar 23 Şubat 2010
658 Bakara Sûresi 26-27 Ayetler – Allah’a Teslimiyet 16 Şubat 2010
659 Bakara Sûresi (25) Ayet / Cennet ve Cennet Nimetleri 26 Ocak 2010
660 Bakara Sûresi (24-25) Ayetler 19 Ocak 2010
661 Bakara Sûresi (23-24) Ayetler 12 Ocak 2010
662 Bakara Sûresi (21-22) Ayetler 5 Ocak 2010
663 Bakara Sûresi (7-20) Ayetler 29 Aralık 2009
664 Bakara Sûresi (5-7) -1 22 Aralık 2009
665 Bakara Sûresi (1-5) 15 Aralık 2009
666 Bakara Sûresi -1 8 Aralık 2009
667 Fatiha Sûresi -1 1 Aralık 2009
668 Bakara Sûresi (5-7 Ayetler) -1 22 Kasım 2009
669 Bakara Sûresi (1-5 Ayetler) -1 15 Kasım 2009
670 Fatiha Sûresi -1 8 Kasım 2009
671 Ehli Kitap ve Müşrikler 30 Haziran 2009
672 Nas Sûresi / Vesvese 28 Nisan 2009
673 Hased ve Nazar 21 Nisan 2009
674 Felak Sûresi / Şerden Korunma 17 Nisan 2009
675 İhlas Sûresi / Allah’ın Varlığı 7 Nisan 2009
676 Tebbet Sûresi / Beddua 31 Mart 2009
677 Nasr Sûresi / Allah’ın Yardımı 24 Mart 2009
678 Roma Ziyareti 17 Mart 2009
679 Kafirûn Sûresi / Kafirler 3 Mart 2009
680 Kevser Sûresi / Kurban 24 Şubat 2009
681 Maûn Sûresi / Dini Yalanlayanlar 17 Şubat 2009
682 Kureyş Sûresi / Kadınların Mahremsiz Yolculuğu 10 Şubat 2009
683 Fil Sûresi / Fil Olayı ve Yanardağ Patlaması 3 Şubat 2009
684 Hümeze Sûresi / Koğuculuk 27 Ocak 2009
685 Asr Sûresi / İyiliği ve Sabrı Tavsiye 20 Ocak 2009
686 Tekasür Sûresi / Çoğaltma Sevgisi ve Ölüm 13 Ocak 2009
687 Kur’anda İsrailoğulları 6 Ocak 2009
688 Karia Sûresi / Sevapların ve Günahların Tartılması 30 Aralık 2008
689 Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri 23 Aralık 2008
690 Adiyat Sûresi / Aşırı Mal Sevgisinin Tehlikesi 16 Aralık 2008
691 Ayetler ve Hadisler Işığında Kurban 2 Aralık 2008
692 Ayetler ve Hadisler Işığında Mut’a Nikahı 25 Kasım 2008
693 Hac 11 Kasım 2008
694 Zilzal Sûresi / Hesap Günü 11 Kasım 2008
695 Zilzal Sûresi / Zelzele 4 Kasım 2008
696 Beyyine Sûresi / Hanifler 27 Ekim 2008
697 Beyyine Sûresi / Kafirler ve Müşrikler 27 Ekim 2008
698 Alak Sûresi / Namaz Vakitleri 14 Ekim 2008
699 Alak Sûresi / Yaratılış Safhaları 7 Ekim 2008
700 Kadr Sûresi / Kadir Gecesi 26 Eylül 2008
701 Alak Sûresi / Okumanın Önemi 16 Eylül 2008
702 Tin Sûresi / Salih Amel 9 Eylül 2008
703 İnşirah Sûresi / Zorluk ve Kolaylık 2 Eylül 2008
704 Oruç 26 Ağustos 2008
705 Duha Sûresi / Yetimlik 19 Ağustos 2008
706 Duha Sûresi / Peygamberin Yetimliği 12 Ağustos 2008
707 Leyl Sûresi / Cömertlik ve Cimrilik 15 Temmuz 2008
708 Şems Sûresi – İyilik ve Kötülük 8 Temmuz 2008
709 Beled Sûresi / İnsanın Vasıfları 1 Temmuz 2008
710 Fecr Sûresi / Kötülüğe Yönelmek 24 Haziran 2008
711 Gaşiye Sûresi / Kıyamet Günü 17 Haziran 2008
712 Ala Sûresi / Eşyanın Dili -2 10 Haziran 2008
713 Kur’anda Haram Kılınan Yiyecekler 3 Haziran 2008
714 Tekvir Sûresi / İsar Kelimesi 1 Haziran 2008
715 Ala Sûresi / Eşyanın Dili 27 Mayıs 2008
716 Avrupa’da Hayvan Kesimi 20 Mayıs 2008
717 Ala Sûresi / Kainatın Oluşumu 13 Mayıs 2008
718 Tarık Sûresi / Sabah Yıldızı 6 Mayıs 2008
719 Büruc Sûresi / Göğün Burçları -2 29 Nisan 2008
720 Büruc Sûresi / Göğün Burçları 22 Nisan 2008
721 İnşikak Sûresi / Mal ve Mülk ile Şımarma 8 Nisan 2008
722 İnşikak Sûresi / Göğün Yarılması 1 Nisan 2008
723 Mutaffifin Sûresi / İlliyyun 25 Mart 2008
724 Mutaffifin Sûresi / Ölçü ve Tartıda Hile 18 Mart 2008
725 İnfitar Sûresi / Göğün Yarılması 11 Mart 2008
726 Tekvir Sûresi / Mesiet ve İrade Toplantısı Değerlendirmesi 4 Mart 2008
727 Tekvir Sûresi / Kuranda Meşiet ve İrade 26 Şubat 2008
728 Tekvir Sûresi / Kıyamet Sahneleri 5 Şubat 2008
729 Abese Sûresi / Kıyamette İnsanların Durumu 29 Ocak 2008
730 Abese Sûresi / İnanç Hürriyeti 15 Ocak 2008
731 Abese Sûresi / Peygamberin Masumiyeti 8 Ocak 2008
732 Abese Sûresi / Peygamber Masum mudur? 1 Ocak 2008
733 Nâziat Sûresi / Kıyamet 25 Aralık 2007
734 Hac Sûresi / Hac İle İlgili Ayetler 18 Aralık 2007
735 Nâziat Sûresi / Yeniden Diriliş 11 Aralık 2007
736 Nâziat Sûresi / Ahiretle İlgili Hatırlatmalar 4 Aralık 2007
737 Nebe Sûresi / Hüküm Günü 13 Kasım 2007
738 Nebe Sûresi / Büyük Haber 6 Kasım 2007
739 Nebe Sûresi / Kıyamet Haberleri 30 Ekim 2007
740 Mûrselat Sûresi / Hakikatler 23 Ekim 2007
741 Mûrselat Sûresi / Alemin İdaresi 17 Ekim 2007
742 Ramazan Özel / Bayramdaki Görevlerimiz 9 Ekim 2007
743 2007 Ramazan Özel / Zekat ile İlgili Ayetler 2 Ekim 2007
744 2007 Ramazan Özel / Zekat – Sadaka 18 Eylül 2007
745 2007 Ramazan Özel / Ramazan ile İlgili Ayetler 11 Eylül 2007
746 İnsan Sûresi / İnsanın Yaratılışı 4 Eylül 2007
747 Kıyamet Sûresi / Kıyamet Sahnesi 31 Temmuz 2007
748 Kıyamet Sûresi / Kıyamet 24 Temmuz 2007
749 Müddessir Sûresi / 32-56.Ayetler 17 Temmuz 2007
750 Müddessir Sûresi / Faiz Yasağı 26 Haziran 2007
751 Müddessir Sûresi / İnsanları Uyarma 26 Haziran 2007
752 Müzzemmil Sûresi / Kur’an Okumanın Önemi 19 Haziran 2007
753 Müzzemmil Sûresi / Gece Kur’an Okumak 12 Haziran 2007
754 Müzzemmil Sûresi / Örtüsüne Bürünen 5 Haziran 2007
755 Ana Rahmindeki Sakat Ceninin Alınması 29 Mayıs 2007
756 2007 Ramazan Özel / Oruç ile İlgili Ayetler 25 Mayıs 2007
757 Kalem Sûresi / 32-52.Ayetler 25 Mayıs 2007
758 Cin Sûresi / Mescidler 22 Mayıs 2007
759 Cin Suresi 15 Mayıs 2007
760 Cin Suresi 8 Mayıs 2007
761 Cin Sûresi / İnsan ve Cinler 1 Mayıs 2007
762 Nuh Sûresi / Davet 24 Nisan 2007
763 Nuh Sûresi / Nuh Kıssası 17 Nisan 2007
764 Meâric Sûresi / İnkarcılar 10 Nisan 2007
765 Meâric Sûresi / Hesap Günü 4 Nisan 2007
766 Mearic Suresi 27 Mart 2007
767 Hakka Suresi / Gayrimüslimler ile İlişkiler 13 Mart 2007
768 Gayrimüslimler ile İlişkiler 13 Mart 2007
769 Hakka Sûresi / Helak Olan Kavimler 13 Mart 2007
770 Kalem Sûresi / 13-43.Ayetler 6 Mart 2007
771 Hakka Sûresi / Semûd ve Ad Kavmi 27 Şubat 2007
772 Hakka Sûresi / Kıyamet Günü 20 Şubat 2007
773 İnsanın Yaratılışı / Yokluk 6 Şubat 2007
774 İnsanın Yaratılışı / Ana Rahmi 23 Ocak 2007
775 Kalem Sûresi / Öğretmek 9 Ocak 2007
776 Ramazan Özel -Soru Cevap 2 Ocak 2007
777 Kurban Özel / Kurban İle İlgili Ayetler 26 Aralık 2006
778 Kalem Sûresi / Kalem’e Yemin 19 Aralık 2006
779 Süleymaniye Vakfı Hakkında 12 Aralık 2006
780 Mülk Sûresi 24.Ayet / İnsanın Gelişimi 5 Aralık 2006
781 Mülk Sûresi 23.Ayet / İnşâ Etmek 28 Kasım 2006
782 Mülk Sûresi 15.Ayet / Yeryüzü Nimetleri 21 Kasım 2006
783 Mülk Sûresi / Yardımlaşma 14 Kasım 2006
784 Tahrim Sûresi / Tevbe Etmek 30 Ekim 2006
785 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -4 10 Ekim 2006
786 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -3 3 Ekim 2006
787 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler -2 26 Eylül 2006
788 Ramazan Özel / Oruç İle İlgili Ayetler 19 Eylül 2006
789 Tahrîm Sûresi 3.Ayet / Haram Kılma Yetkisi 12 Eylül 2006
790 Tahrîm Sûresi / Peygamberlerin Haram Kılma Yetkisi 5 Eylül 2006
791 Talak Sûresi 8.Ayet / Boşanma -4 8 Ağustos 2006
792 Talak Sûresi 6.Ayet / Boşanma -3 1 Ağustos 2006
793 Talak Sûresi 4.Ayet / Boşanma -2 27 Temmuz 2006
794 Talak Sûresi / Boşanma 18 Temmuz 2006
795 Teğabun Sûresi 14.Ayet / İtaat 11 Temmuz 2006
796 Teğabun Sûresi / Cehennemlikler 4 Temmuz 2006
797 Teğabun Sûresi 5.Ayet / Kafir Kime Denir 20 Haziran 2006
798 Tegabûn Sûresi / Kafirlik 13 Haziran 2006
799 Teğabun Sûresi / Aldatmak 6 Haziran 2006
800 Münafikûn Sûresi / Ecel -2 30 Mayıs 2006
801 Münafikûn Sûresi 11. Ayet / Ecel 23 Mayıs 2006
802 Hz.İsa Gelecek mi? 20 Mayıs 2006
803 Münafikûn Sûresi / Münafıklar 20 Mayıs 2006
804 Münafikûn Sûresi / Allah Yolunda Olanlara Karşı Gelenler 16 Mayıs 2006
805 Münafikun Sûresi / Cuma Namazı 2 Mayıs 2006
806 Cum’a Sûresi / Cuma Namazı 25 Nisan 2006
807 Muhammed Sûresi 1-4 Ayetler / Aracılık ve Şirk 19 Nisan 2006
808 Cum’a Sûresi / Kitap Yüklenenler 18 Nisan 2006
809 Hz. İsa’nın Müjdesi 11 Nisan 2006
810 Saff Sûresi 3. Ayet / Ehli Kitabın Peygamberimize Bakışı 28 Mart 2006
811 Saff Sûresi / Ehli Kitabın Peygamberimize Bakışı 21 Mart 2006
812 Mümtehine Sûresi 13.Ayet / İftida – Bey’et 14 Mart 2006
813 Mümtehine Sûresi / İftida – Gayrimüslimlerle Evlilik 7 Mart 2006
814 Mümtehine Sûresi 10.Ayet / Kadınların Boşama Hakkı 28 Şubat 2006
815 Karikatür Olayı 14 Şubat 2006
816 Mümtehine Sûresi / Gayrimüslimlerle İlişkiler 14 Şubat 2006
817 Mücadele Sûresi 18.Ayet / Allah’ın İsimleri 31 Ocak 2006
818 Haşr Sûresi 11. Ayet / Münafıklar ve Karekterleri 19 Ocak 2006
819 Ganimet – Kurban 3 Ocak 2006
820 Fetih Suresi -15 / Tebük Seferi ve Münafıklar 28 Aralık 2005
821 Haşir Sûresi / Ganimet ve Nesir 27 Aralık 2005
822 Fetih Sûresi / Hudeybiye Sonrası Olaylar 21 Aralık 2005
823 Haşr Sûresi / Sürgün ve Ganimetler 20 Aralık 2005
824 Mücadele Sûresi / Allah’ın Gazab Ettiği Kişilerle İlişkiler 13 Aralık 2005
825 Mücadele Sûresi / Allah’a ve Peygamberine Karşı Gelmek 6 Aralık 2005
826 Mücadele Sûresi / Zihar ve Kefareti 22 Kasım 2005
827 Kur’anı Kerim’de Ehli Kitap 15 Kasım 2005
828 Hadid Sûresi / Demirin Önemi 8 Kasım 2005
829 Fetih Sûresi / İslam Müslümanlar ve Diğer Dinler 1 Kasım 2005
830 Ramazan Özel / Zekat 1 Kasım 2005
831 Ramazan Özel / Zekat ve Kadir Gecesi 25 Ekim 2005
832 Ramazan Özel / İnfak – Zekat 18 Ekim 2005
833 Ramazan Özel / Oruç 11 Ekim 2005
834 Ramazan Özel 4 Ekim 2005
835 Hadid Sûresi 20.Ayet 27 Eylül 2005
836 Hadid Sûresi 11.Ayet 20 Eylül 2005
837 Hadid Sûresi 7.Ayet / İnfak 13 Eylül 2005
838 Hadid Sûresi / Arş ve Kûrsi 6 Eylül 2005
839 Vakıa Sûresi 41. Ayet / Cehennemlikler 16 Ağustos 2005
840 Vakıa Sûresi / Cennet Nimetleri 9 Ağustos 2005
841 Rahman Sûresi / Cennette Hûriler ve Gilmanlar 3 Ağustos 2005
842 Rahman Sûresi 14. Ayet / Cinlerin Yaratılışı 26 Temmuz 2005
843 Rahman Sûresi / İnsanın Yaratılışı 19 Temmuz 2005
844 Kamer Sûresi 41.Ayet / Allah’ın Varlıklara Koyduğu Standart 12 Temmuz 2005
845 Kamer Sûresi 23.Ayet / Kur’anı Anlamak Kolaydır 5 Temmuz 2005
846 Necm Sûresi 33.Ayet / Şefaat 21 Haziran 2005
847 Necm Sûresi 26.Ayet / Şefaat 14 Haziran 2005
848 Necm Sûresi 19. Ayet / Şefaat 7 Haziran 2005
849 Necm Sûresi / İsra ve Miraç 31 Mayıs 2005
850 Necm Sûresi / Sünnet – Vahiy İlişkisi 24 Mayıs 2005
851 Fetih Sûresi 24.ayet / Hac Rüya ve Mekkenin Fethi 17 Mayıs 2005
852 Tur Sûresi / İsra Miraç Hristiyanlar ve Mucize 10 Mayıs 2005
853 Zariyat Sûresi / Siirt Konferansı ve Kadın Erkek Ayrımcılığı 26 Nisan 2005
854 Zariyat Sûresi 38.Ayet / Tevbe ve Zamanı 12 Nisan 2005
855 Zariyat Sûresi 41.Ayet / Kıssalar 3 Nisan 2005
856 Zariyat Sûresi 36.Ayet / Ecel-i Musemma 29 Mart 2005
857 Zariyat Sûresi / Gökten Rızık İnmesi 22 Mart 2005
858 Zariyat Sûresi / Gök Kapıları 15 Mart 2005
859 Kaf Sûresi / Kıyamet 8 Mart 2005
860 Kaf Sûresi / Kıyamet Günü ve Yeniden Dirilme 1 Mart 2005
861 Hucurat Sûresi 18.Ayet / İman İslam ve Münafıklar 22 Şubat 2005
862 Hucurat Sûresi 7. Ayet / İslam Kardeşliği 15 Şubat 2005
863 Başörtüsü ve Laiklik 12 Şubat 2005
864 Hucurat Sûresi / Öncelik Allah ve Elçisi 1 Şubat 2005
865 Kamer Sûresi / Peygamberlerine Karşı Çıkanların Sonu 28 Ocak 2005
866 Hucurat Suresi 25 Ocak 2005
867 Kur’an ve Sünnete Göre Kurban 18 Ocak 2005
868 İftida – Hudeybiye 14 Aralık 2004
869 Muhammed Sûresi (28-38) 30 Kasım 2004
870 Kadir Gecesi 19 Kasım 2004
871 Sadaka ve Zekat 1 Kasım 2004
872 Oruç ile ilgili ayetler 2 Ekim 2004
873 Zekat / Tevbe Sûresi 60.Ayet 13 Mayıs 2004
Kuran Dersi Canlı Yayın