Helal Gıda Konusunda Aşırılık (Maide 87 ve 88. Ayetler)

26 Haziran 2018 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Genel

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR: Euzubillahimineşşeytanirracim.Bismillahirrahmanirrahim.

Elhamdu lillahi rabbil alemin, vel akıbetu lil muttekın, essalatu vesselamu ala resulüne Muahmmedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.

Bugün dersimiz Maide Suresinin 87. Ayetine geldi. Burada Allahu Teala şöyle diyor. “Yâ eyyuhellezîne âmenû” “Ey iman etmiş olan kimseler” Müminler… “lâ tuharrimû tayyibâti mâ ehallallâhu lekum” “Allah’ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram kılmayın.” Ya da şöyle de mana verilebilir. “Allah’ın size helal kıldıklarının temiz olanlarını haram kılmayın” bu daha uygun bir anlamdır. “tayyibâti mâ ehallallâhu lekum” Daha uygun demeyelim de… Uygun mana odur. “Allah’ın size helal kıldığı şeylerin temiz olanlarını…” Mesela koyun, keçi helaldir. Bunun temiz olmayanı nedir? Ölmüş olandır. Akan kanı… Allah’tan başkası adına kesilmiş olan… Temiz olanlarını kendinize haram kılmayın diyor. “ve lâ tağtedû” “Sınırları aşmayın.” “innallâhe lâ yuhıbbul muğtedîn” “Allah sınırları aşanları sevmez.” (Maide 87)

Ve kulû mimmâ razegakumullâhu halâlen tayyibâ” “Allah’ın size rızık olarak verdiklerini helal ve temiz bir şekilde yiyin.” Rızık olarak ne vermişse onu helal ve temiz bir şekilde yiyin. “vettegullâhellezî entum bihî mué’minûn” “Kendisine inanıp güvendiğiniz Allah’tan korkun.” (Maide 88) İnanıyorum, güveniyorum diyorsanız esas Allah’ın emirleri karşısında yanlış yapmayarak kendinizi koruyun. Burada Allahu Teala ne dedi? Allah’ın size helal kıldığı şeylerin temiz olanlarını haram kılmayın dedi. Haram kıldığı şeyleri zaten yemeyiz. Helal kıldığı şeylerin temiz olanları… Demek ki haram kıldıkları onun temiz olmayanlarıdır. Burada temizlikle helal haramın bir bağlantısı var mı bakalım.

Enam Suresinin 145. Ayetini açalım. “Gul” “Söyle onlara” “lâ ecidu fî mâ ûhıye ileyye” “Bana vahyedilende bulamıyorum.” Vahyedilen nedir? Allah’ın kitabıdır. Neyi bulamıyorum? “muharramen” “haram kılınmış bir şey bulamıyorum.” Kime haram? “alâ tâımiy yat’amuhû” “Yiyen kişinin yemesi haram” Demek ki bu insan yiyeceği ile alakalı bir haram… Hayvan yiyeceği değil. “illâ ey yekûne meyteten” “Ölü hayvan olursa başka” Tabi balık bu tanıma girmez. Bu av hayvanıdır. Ölü hayvan… Demek ki en güzel koyun, keçi, kuzu, sığır, deve olabilir. Ama ölmüşse haram olur. “ev demem mesfûhan” “ya da akıtılmış kan.” Hayvanı kesince bir kısım kanı akıyor değil mi? Vücudundaki bütün kanlar akıyor mu? Akmıyor. Damarda kalanlar var. O zaman akanlar ne? Haram. “ev lahme hınzîrin” “ya da domuz eti.” Domuz eti haram… Yukarıda ölü hayvan dedi. Ölü hayvan eti demedi değil mi? Burada domuz eti dedi. Peki, ölmüş bir hayvanın derisi tabaklanırsa ondan yararlanılabilir mi? Yararlanılır. Peki, ölü hayvan haramken derisinden yararlanılıyor da domuzun eti haramken derisinden yararlanılır mı? Domuzun eti haram… Ölü hayvanın tamamı haram… Tamamı haramın derisinden yararlanılıyorsa sırf eti haram olanında derisinden yararlanılır. Domuzun eti diyor. Buna dikkat edelim. Allahu Teala elbette ki domuzu boşuna yaratmış değildir. Mutlaka tabiatta gördüğü birçok hizmetler vardır. Niye domuzun eti? “feinnehû ricsun” “Çünkü o pisliktir.” Yani onun içerisinde pis bir yapı var. İnsanın vücuduna zararlı bir yapı var. Bizim burada Almanya sitenin yöneticisi Abdülhamit Hoca var. Almanya’da doktorluk yapmış. Birçok hastaya domuz eti yemeyi yasaklamışızdır. Çünkü vücudun içyapısını öyle bir berbat ediyor ki diyor. Ancak yemezsen tedavi olabilirsin diyor. Öyle kötü bir şey var yani… Yani Almanya’da çalışırken onu şey yapmış. “ev fisgan uhille liğayrillâhi bih” “fisgan” “fasıklık olmak üzere” demektir. Yani Allah’ın koyduğu sınırları aşmış oluyorsunuz. “uhille liğayrillâhi bih” “Allah’tan başkası için ses yükseltilmiş” (Enam 145) Yani Allah’ın adına değil de şunun adına, bunun adına diye başkalarının adına kesilmiş olan… Bunlar haramdır. Burada kaç tane haram oldu. Birisi ölü hayvan, diğeri akan kan, üçüncüsü domuz eti, dördüncüsü Allah’tan başkası adına kesilen hayvan. Peki, hayvan adı olarak kaç tane yasak var? Bir tane… O da domuzun etidir. Başka bir şey demiyor. Burada hayvanı kesen Müslüman olacak diye bir şey var mı? Yok. Peki, Allah’tan başkası adına kesilen dedi. Besmele çekilmeden kesilmeyen dedi mi? O zaman bir hayvanın besmelesiz kesilmesi… Adam bilerek, isteyerek yapsa bunu… Bu hayvanı haram eder mi? Ama Şafii mezhebinin dışındakilerinin hepsinde haramdır değil mi?

Hisham ALABED: Evet.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Allahu Teala Maide Suresinin 87. Ayetinde ne dedi? “Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tuharrimû tayyibâti mâ ehallallâhu lekum” “Allah’ın size helal kıldıklarının temiz olanlarını kendinize haram yapmayın” dedi. Temiz olanları; akan kanın dışındaki, Allah’tan başkası adına kesilmemiş… Kesilenler temiz sayılmıyor. Ondan sonra ölmüş olan… Domuz eti zaten haram… O ayrı… Ondan sonra ne dedi? “ve lâ tağtedû” “sınırları aşmayın” dedi. Şimdi bakın bakalım. Helal gıda konusunda sınırlar aşılmış mı, aşılmamış mı? Aşmayan var mı? Yok. Hisham sana sorayım. Mezheplerden bu konuda sınırları aşmayan var mı?

Hisham ALABED: Gördüğüm kadarıyla herkes aşmış.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Mesela müşriklerin kestiğinin yenmeyeceği konusunda ihtilaf var mı?

Hisham ALABED: Onda ittifak var.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Tam ittifak var. Delil ne?

Hisham ALABED:Ve lâ teé’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhi aleyhi ve innehû lefisg” (Enam 121)

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Müşriklerle ilgili delillerini soruyorum. Senin söylediğin besmelesiz kesilen hayvanın haram olmasıyla alakalı delilleridir. Müşriklerin kestiğinin haram olduğu ile ilgili delilleri nedir?

Hisham ALABED: Bunun delilini bilmiyorum. Yok.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Delile ne gerek var. Bizim ulema ittifak ettikten sonra… Onun için icma diye bir delil uydurmuşlardır. Geçende bir arkadaşımız. Ramazan’da iftarda Diyanet İşleri Başkanıyla beraberdim diyor. Birisi ona imsak vakti konusunda ne diyorsunuz diye sordu. Bu konuda bizim herhangi bir problemimiz yok, bizim ulemanın icması vardır demiş. Tabi demokratik bir ülkede yaşıyorsunuz. Demokrasinin kuralı nedir? Ben ne dersem o olur. Evet, kabul edenler, etmeyenler… İttifakla kabul ettim. Demokrasi budur. Teokrasinin süslenmiş şeklidir. İttifakla kabul ettim. İcma varmış. Demek ki icma böyle oluşuyor. Müşriklerin kestiği yenmez konusunda mezheplerde ihtilaf yok değil mi? Halbuki Kuranı Kerim’e baktığımız zaman… Onu da Vedat’a sorayım. Bugün ki Yahudilerin ve Hıristiyanların çok büyük bir bölümü için Kuranı Kerim ne der?

Vedat YILMAZ: Müşrik diyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Çok büyük bir bölüm diyorum. Çünkü Allahu Teala “Ve inne min ehlil kitâbi lemey yué’minu billâhi” “Ehli kitap içerisinde Allah’a inanan vardır.” Güvenen… “ve mâ unzile ileykum” “size indirilmiş olana” Yani Kuran’a… “ve mâ unzile ileyhim” “Kendilerine indirilmiş olana” “hâşiîne lillâhi” “Allah için içten samimi boyun eğerler.” “lâ yeşterûne biâyâtillâhi semenen galîlâ” “Allah’ın ayetlerini küçük şeylerle yani dünyalıkla değiştirmezler.” Dünyada ne elde edersen et, hepsi burada kalan geçici şeylerdir. “innallâhe serîul hısâb” “Allah hesabı çabuk görür.” (Ali İmran 199)

Ehli kitaptan böyle bir grup var ama bir başka grup daha var. O da Tevbe Suresindedir. “Ve gâletil yehûdu uzeyrunibnullâhi” “Yahudiler Üzeyir Allah’ın oğludur dediler.” Tabi bu 15:54 sn. anlaşılmıyor. Efendim yoktur falan diye şey yaparlar. Kesinlikle diyorlar. Bu konuda bizim sitede Üzeyir Aleyhisselam diye bir yazı vardır. Onu okursanız Tevrat’tan delillerini görürsünüz. “ve gâletin nasâral mesîhubnullâh” “Nasranilerde (Hıristiyanlar) Mesih Allah’ın oğludur dediler.” “zâlike gavluhum biefvâhihim” “Bunlar kendi ağızlarıyla söyledikleri sözdür.” “yudâhiûne gavlellezîne keferû min gabl” “Daha önceki kâfirlerin sözlerine benziyor.” Mesela Mekke’li müşriklerde meleklere Allah’ın kızları diyorlardı. “gâtelehumullâhu” “Allah kahretsin onları…” Kim bunlar? Yahudiler ve Hıristiyanlar değil mi? “ennâ yué’fekûn” “Bu yalana nasıl geliyorlar?” (Tevbe 30) Yani böyle bir yalana nasıl evrilip çevriliyorlar.

Niye böyle? “İttehazû ahbârahum ve ruhbânehum erbâbem min dûnillâhi” “Bunlar ilim adamlarını ve din adamlarını Allah ile kendi aralarına rabler olarak koyup o şekilde onları kabul ettiler.” Allah’ın sözünü değil onların sözünü tuttular. “vel mesîhabne meryem” “Meryem oğlu Mesih’i de rab edindiler.” Hep önce rab İsa derler. “ve mâ umirû illâ liyağbudû ilâhev vâhıdâ” “Kendilerine verilen emir sadece bir tek ilaha kulluk etmeleriydi.” “lâ ilâhe illâ hû” “Ondan başka ilah yoktur. “subhânehû ammâ yuşrikûn” “Onların Allah’a ortak koştukları şeylerden Allah uzaktır.” (Tevbe 31) Bu durumda bunlar müşrik sayılıyor mu, sayılmıyor mu?

Hisham ALABED: Sayılıyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Allah bunların müşrik olduğunu bize açıkça söylüyor mu?

Hisham ALABED: Evet, söylüyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Peki, sana bir soru daha sorayım. Ehli kitabı müşrik sayan bir mezhep biliyor musun?

Hisham ALABED: Mezheplere göre ehli kitap farklı bir grup, müşrikler farklı bir gruptur.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Bizim onlardan ne farkımız var? Allah onların müşrik olduğunu açıkça söyledi mi? Ama onları müşrik saymazlar. Neymiş? Onlar kâfirmiş. Ya kâfir müşrik değil mi? “Senulgî fî gulûbillezîne keferur ruğbe bimâ eşrakû billâhi mâ lem yunezzil bihî sultânâ” “Kâfirlerin kalplerine korku salacağız.” Niye? “Allah’a ortak koştukları için” (Ali İmran 151) Kâfirler ne yapıyormuş? Hepsi Allah’a ortak koşuyor muymuş? O zaman her kâfir müşrik miymiş? Bunu söyleyen kim? Allah. Peki, kendilerini İslam uleması sayanlar bunu söylüyor mu?

Size daha önce burada anlatmıştım. Tekrarında fayda var. Çünkü her defasında yeni izleyiciler devreye giriyor. Ensar Vakfında bir toplantı vardı. Bende o zamanlar İstanbul Müftülğündeydim. Daha Üniversiteye geçmemiştim. O toplantıya davet edildim. Toplantı ehli kitap konusunda… Tabi ben dinleyici olarak gitmiştim. Orada ehli kitap kafirdir ama müşrik değildir konusu üzerinde durdular. Bende çıkıp “O zaman bu ehli kitap müşrik değilse cennete mi gidecek?” dedim. Yok dediler. Allahu Teala “İnnallâhe lâ yağfiru eyyuşrake bihî ve yağfiru mâ dûne zâlike” “Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Onun altındakileri bağışlar” (Nisa 48) diyor. Buna ne diyorsunuz dedim. O zamanda bağışlanacak demek ki… Tabi herkes şaştı, kaldı. Ve toplantı bitti. Bugün İslam Aleminde Kuran’sız bir Müslümanlık var. Ya bu ne biçim bir şey ya… Peki, niye bunu söylüyorlar? Çünkü kendi aralarında anlaşmışlar. İnşallah bunları ortaya çıkarmak nasip olur. Hahamlar, Papazlar ve bizim içimizdeki onların işbirlikçileri olan münafıklar bunlar diğer insanları da psikolojik olarak etkileyerek müşriklerin kestiği yenmez demişler. Neye dayanıyorsunuz? Hangi ayet var? Hangi hadis var? Ama ehli kitabın kestiği yenir demişler. Şimdi ehli kitaba müşrik deseler olur mu? Kestiği yenir diyorlar. Piyasayı birlikte paylaşacaklar ya… Ondan sonra besmelesiz kesilenler yenmez demişler. Peki, ehli kitap? Onda besmele şart değil demişler. Onlar kendi inançlarına göre besmelesiz kesmezler falan gibi şeyler söylerler. Allahu teala “Allah’ın helal kıldıklarına haram diyerek sınırları aşmayın” (Maide 87) dedi. Bunlar sınırları aşmış mı? Allah’ın haram kıldığı tek bir hayvan var. O da hangisi domuzdur. Domuz eti… Onun dışında haram kıldığı bir hayvan yok. Yemeyebilirsin, sevmeyebilirsin. O ayrı bir konudur. Sana ye diyen yok ki… Resulullah’a keler getirmişler ben sevmem demiş. Ama siz yiyorsanız yiyin. Sevmeyebilirsiniz. Bir kimsenin sevmesi gerekir diye bir şey yok ki… Hakikaten çok ciddi manada sapma var.

Hisham ALABED: Hocam niye böyle bir şey var? Mesela Kuran bir şeye haram demiyorsa bunlar nasıl haram diyebiliyorlar?

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Daha da ileriye gitmedi mi? Şimdi Helal Gıda diye bir şey çıkardılar. Artık bir şeyin helal, haram olduğuna o Helal Gıda sertifikası verenler karar veriyor. Allah değil. Tanrı onlar oldu. Suyun üzerine bile helaldir diye yazıyor. Artık bu bir sektör. Adam buradan para kazanıyor.

Hisham ALABED: O para kazanıyor. Din adamları ne kazanıyor?

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Din adamları da itibar kazanıyorlar.

Hisham ALABED: Yani benim demek istediğim Hocam… Kuran tek kaynak olmadığı zaman herkes isteğine göre helal ya da haram söyleyebiliyor. Sen Kuran’ı tek kaynak olarak görmediğin zaman sana her şey helal ya da haram olabilir.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Yapmışlar zaten…

Hisham ALABED: Halbuki Allah Zümer Suresi 3. Ayette “Elâ lillâhid dînul hâlıs” “Şüphesiz katıksız olan din sadece Allah’ındır.” Bizim fıkıh kitaplarına bakıyorsun. Mezheplerin görüşlerine bakıyorsun. Öyle bir şey yok. Tefsirlerde aynı… Katıksız bir din yok. Orada farklı şeyler var. Neler var yani… Haram niye oldu, helal niye oldu kimse bilmiyor. Halbuki din bilinmeyen bir şey oldu. Herkes kafasına göre bir şey söylüyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Zaten Kuran’ın açık ayetlerine rağmen böyle şeyler yapılıyor. Yani müşriğin kestiği yenmez deniyor. Güzelde bu hükmü koyan ilah kim? Allahu Teala ne dedi? “vettegullâhellezî entum bihî mué’minûn” “İnandığınız Allah’tan korkun” (Maide 88) diyor. Ama dikkate alan yok ki… Allah’ın helal kıldığını sen nasıl haram yapabilirsin? Böyle bir şey olur mu? Bu kişinin kendisini ilah haline getirmesidir. Hep Yahudiler yapmış, Hıristiyanlar yapmış diye söylerler. Bizde asla olmaz sanki… Maalesef bozulmamış bir şey kalmamış. Mesela bunların bir delilleri yok. Müşriğin kestiği yenmez hükmünün bir delili yok. Onu kendi kafalarından koymuşlar. Peki, ehli kitap müşrik… Allahu Teala Maide Suresinin 5. Ayetinde “ve taâmullezîne ûtul kitâbe hıllul lekum” “ehli kitabın yiyeceği size helaldir” diyor. Yani kendilerine kitap verilmiş olanların yiyeceği size helaldir. “ve taâmukum hıllul lehum” “Sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir.” (Maide 5) Yani buradaki helallik, haramlığın manası bu ayetteki gibi mi? Yani siz onların sofralarına oturup yiyebilirsiniz, onlarda gelip sizin sofranıza oturup yiyebilirler. Burada “Taam” diyor. Hayvan etlerinden bahsetmiyor. Ama onun öncesinde en son inen ayet olarak bilinen ayette ne diyor? Maide Suresinin 3. Ayetinde… “Hurrimet aleykumul meytetu” “Ölü hayvan size haram kılındı.” Ölü eti, Enam 145’deki ayette de var. “ved demu” “o kan” Elif lamlı olduğu için… O kanı Enam 145’de nasıl anlatmıştı? Akan diye anlatmıştı. Akan kan… Çünkü oraya gönderme yapıyor. “ve lahmul hınzîri” “domuz eti” diyor. Dört tane ayet var. Dördünde de “lahmul hınzîr” geçiyor. Sedece “hınzîr” olarak geçmiyor. Domuzun eti haram diyor. “ve mâ uhille liğayrillâhi bihî” “Allah’tan başkası adına sesin yükseltildiği şey.” Şimdi ölü hayvanların çeşitlerini sayıyor. “vel munhanigatu” “boğulmuş.” Hayvan boğulabilir. “vel mevgûzetu” “Kafasına bir şey vurulmuş olabilir.” “vel muteraddiyetu” “bir yerden düşmüş olabilir.” “ven netîhatu” “bir başka hayvanın boynuzuyla ölmüş olabilir.” “ve mâ ekeles sebuu” “ya da yırtıcı hayvan yemiş olabilir.” Peki, bunlar ölürse haram oluyor. Ama “illâ mâ zekkeytum” “Ölmeden yetişip kesersen değil.” (Maide 3)Burada ne yapmış oluyor? Ölü hayvanın ayrıntısını veriyor. Mesela şimdi Avrupa’da büyükbaş hayvanların alnına demir saplıyorlar. O demir o hayvanı hemen öldürmüyor. Ölmeden kesiyorlar. O zaman bu ayete göre o ne oluyor? Helal oluyor. Ama Avrupa’da kilere göre ittifakla haramdır. Bir gün Avrupa’da toplantı yapılmıştı. Oradaki heyetle Almanya’da tavukların kesildiği, küçükbaş hayvanların, büyükbaş hayvanların kesildiği mezbahalara gittik. İşte bak haram falan dediler. Neresi haram dedim. Bunların hangisi haram dedim. Hepsine anlattım. Küçükbaş hayvanların başlarını elektrikten geçiriyor. Hayvan biraz sersemliyor. O arada kesiyorlar. Makinadan geçiyor diyorlar. Makinayla kesilen kesilmemiş mi oluyor? Bir de kuru yolmayla sulu yolma şeklinde ayırım yaparlar. Bir zamanlar bunlar çok gündemdeydi. Bir gazetenin yazarı… Adını söylemiyorum. Aklınıza da gelmez de… Söylersem gelir. Söylemeden aklınıza gelecek bir adam değil. Bir gün Müftülükte yanıma geldi. Kuru yolum, sulu yolum olayıyla alakalı her şeyi anlattım. Bütün sorularına cevap verdim. Hocam çok iyi anladım. Teşekkür ederim dedi. Gitti, ertesi gün gazetesinde haramdır diye yazdı.

Vedat YILMAZ: Helal sertifikasını savunanlar genelde şunu söylüyorlar. Zaten bunun mucidi Yahudilerdir. Onlarda kendi ürünlerine Koşer sertifikası alıyorlar. Bizimkilerde helal sertifikasını savunurken Yahudiler kendi ürünleri için bu kadar hassas davranıyorlar, Koşer sertifikası olmadan yemiyorlar. Kılı kırk yarıyorlar. Müslümanların bu konuda onlardan daha da dikkatli olması lazım. Müslümanların bu konuda onları geçmeleri lazım diyorlar. Yani bunu bir fazilet gibi görüp… Onlar buna dikkat ediyorsa bizim daha da dikkat etmemiz lazım diyorlar.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Peki, Yahudilerle ilgili Allah ne diyor?

Vedat YILMAZ: Bunu onlara Allah ceza olarak verdi diyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Şu anki Yahudilere bize haram olanın dışında haram olan bir şey var mı? Aynı. Zaten İsa (a.s) Yahudilere haram kılınan, yani yaptıkları yanlışlardan dolayı haram kılınanların tamamının helal olduğunu bildirmedi mi? “ve liuhılle lekum bağdallezî hurrime aleykum” İsa (a.s) Yahudilere söylüyor. “Size haram kılınan şeylerin bir kısmını helal kılmak için geldim” (Ali İmran 50) diyor. Bir kısmı diyor. Çünkü bu dört tane şey devam ediyor. Enam Suresi 145. Ayetin bir benzeri İncil’de var. Orada domuzu çıkarmışlar. Pavlus çıkartmış.

Vedat YILMAZ: Bu havariler konsülünde alınan bir karar olarak Allah’tan başkası adına kesilen hayvan, leş ve kan haram olarak zikrediliyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Ama domuz hariç…

Vedat YILMAZ: Domuz yok.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Havariler karar almışlar. Yani şimdi biz onları ayıplıyoruz. Tamam, doğru ayıplamaya hakkımız var. Peki, bizimkiler onlardan daha mı temiz? Ayet yok, hadis yok neye dayanacaklar? İcmaya… İcma dediğin ne? Hıristiyanların konsül kararlarına benzettiğimiz şeydir. İcmanın delili var mı? Hisham, icmaya neyi delil alıyorlar, hatırlıyor musun? Nisa Suresi 115. Ayettir. Şurada mealden bir okuyayım. Meali ben vermeyeyim. Diyanetin Mealinden okuyayım. “Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar.” Doğru yol besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkan ne olur? Kâfir olur. “Mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa” Müminlerin yolundan başka yol hangi yol olur? Kâfirlik… “Onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir.” (Nisa 115) Burada icma ile ilgili bir şey gördünüz mü? Var mı? Ama Allahu Teala Yahudileri anlatırken ne diyor? “yuharrifûnel kelime am mevâdııhî” “kelimeleri bulundukları yerden alıp başka yere çekerler.” (Maide 13) Nisa Suresi 115. Ayette yaptıkları şudur. “ve yettebiğ ğayra sebîlil mué’minîne” üç kelimeyi almışlar. “Müminlerin yolundan başka yola uyarsa…” Başı yok, sonu yok. Müminlerin yolu neymiş? İcmaymış. Müminlerinin yolunun Allah’ın kitabının yolu olması lazım. Delilleri budur. Bu tahrifin dik alası değil mi? Şimdi fıkıhçıları görün. Dört elle icmaya sarılmışlar. Diğerleri de öyle de… Bunların yaptıkları denize düşenin yılana sarılmasından farklı bir şey mi? Hisham hadis olarak neyi delil gösteriyorlar?

Hisham ALABED: Aslında o hadis değil. 36:06 36:08 sn. arası anlaşılmıyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Yok ihtilaf demiyorlar. 36:11 36:16 sn. arası anlaşılmıyor. “Ümmetim sapıklık üzerine ittifak etmez.” Etmiş mi, etmemiş mi?

Dün buraya Mısır’dan biri geldi. Orada İngilizce öğretiyormuş. Hisham sen onu gördün mü?

Hisham ALABED: Gördüm.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Benim oda da görmedin ama değil mi?

Hisham ALABED: Cemal Hocayla beraber gördüm.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Bu kişi Kuranı Kerim’i İngilizceye tercüme etmek istiyor. Tebliğ yapalım diyor. Ama bir de şunu söyledi. Bazı arkadaşlar din buysa ben kabul etmiyorum diyorlar dedi. Ama ben ona sen Arap dilini iyi biliyor musun dedim. Tabi biliyorum dedi. Birkaç tane dil kaynaklı soru sordum. Şu ayeti aç, bu ayeti aç dedim. Tabi o konuya girersek iş çok fazla uzar da… Adam biraz sonra şok oldu. Ya bu ne dedi. Neden sizin yaptığınız bu çalışmalardan kimsenin haberi yok dedi. Ya bu ne güzel dedi. O kadar mutlu oldu ki adam… Bütün dünyanın haberi olması lazım dedi. Ben elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım dedi. Çok kısa bir süre içerisinde… Ben bu arada bir de Behram’ı dinlemek isterim. Özbekistan’dan gelen bir haber var. İçişleriyle ilgili…

Behram: 38:01 38:05 sn. arası anlaşılmıyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Bir şey olmaz. Ne olacak? Haberlerde okumadın mı sen onu?

Behram: 38:08 38:11 sn. arası anlaşılmıyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Tamam, anlatabilirsin. Bir sakıncası yok. İstemiyor musun? O zaman ben anlatayım. Yanlış bir şey varsa söyle… Bana anlattıklarını anlatacağım. IŞİD’e giden Özbekler var. Bir grup sınırda yakalanmış. Mahkemeye çıkarılmışlar. Onlara, niye böyle yapıyorsunuz demişler. Onlarda biz Medresede okuduk. Medresede bir kişinin her sene mutlaka bir farzı kifaye olarak kâfirlerle gidip savaşması lazım diye yazılı bizde onun için çıktık gittik diye cevap vermişler. İşte şu kitapta, şu kitapta bize öğretilen budur demişler. Hangi mezhep var orada?

Behram: Hanefi…

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Hanefi mezhebinde…

Behram: 39:08 39:11 sn. arası anlaşılmıyor.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  39:11 39:12 sn. arası anlaşılmıyor. bu konuda hadisler var. Ondan sonra Devlet Başkanı Şevket Mirzayev’e bu grubun konuşmalarının ses kayıtları dinletilmiş. O da Medresede bu eğitimi yaptıran hocaları çağırmış. Gerçekten siz bu eğitimi veriyor musunuz demiş. Evet demişler. Peki, bu Kuran’a uyuyor mu demiş. Gevelemişler. Peki, bunun doğruluğuna inanıyor musunuz demiş. Bazıları evet demişler. Tamam o zaman bundan sonra siz gidin o çocukların yanında demiş. Siz gidin bu gençler gitmesin demiş. Öyle deyince hepsi geri çekilmiş. Bundan sonra bu kitapları okutmayacaksınız demiş. Daha yeni. Bir hafta olmamış. Bakın görüyorsunuz. Ortada ne kadar sapma var… Bir de bu mezhepler bize hak mezhepler olarak anlatılıyor. Hisham bir de seni dinleyelim.

Hisham ALABED: Bir konuda neden Kuran bir karar verdiğinde mezhepler ya da rivayetler neden başka bir karar veriyorlar? Biraz önce okuduğum Zümer Suresi 3. Ayette Allahu Teala şöyle diyor. “Elâ lillâhid dînul hâlıs” “Şüphesiz katıksız din Allah’ındır.” (Zümer 3) Bunu kabul ediyorsan Müslümansın. Bunu kabul etmiyorsan ne olduğun artık önemli değil. Müslüman olmadıktan sonra kâfir olabilirsin, müşrik olabilirsin. Münafık olabilirsin. Ne olmak istiyorsan ol. Hocanın anlattığı ayetlerle ilgili Müslüman âlimlerin çoğu bunu yetersiz görüyorlar. Yetersiz gördükleri için yeni şeyler icat ettiler. Yeni haramlar ortaya çıktı. Artık herkes kafasına göre bir şey söylüyor. Delil ne? Rivayet şöyle diyor. İcma…

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  41:58 41:59 sn. arası anlaşılmıyor.

Hisham ALABED: Uydurma rivayetler var.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Bu konuda yok mesela… Besmeleyle hayvan kesilecektir diye bir rivayet var mı? Hadis yok.

Hisham ALABED: Hadis yok ama ayete yanlış mana veriyorlar.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Ayetin anlamını bozmuşlar. O zaman onu da okuyalım. Sen konuşmanı bitir ondan sonra onu okuyalım.

Hisham ALABED: Ya ayete yanlış anlam veriyorlar veya icma yoluyla uyduruyorlar. Bugün İslam Aleminde haram olan şeyler nelerdir diye sorsan ben inanıyorum ki Müslümanların çoğu bilmiyorlar. Kuran’da olanlar belli ama Kuran dışında neler var? Çok şey olduğu için Müslümanların çoğu bilmiyor. Artık haramların ve helallerin sınırı belli değil. Yani bugün belli olmayan bir din içerisindeyiz. Niye? Çünkü onların dini olmaktan çıktı. Kimin dini olduğunu ben şahsen bilmiyorum. Herkesin başka şeyi var. Bu dini Allah’ın anlattığı gibi kabul etmiyorsan etme. Sen kabul etmek zorunda değilsin. Ama Allah’ın dini bunu diyor deme… Yani bu konuda yalan söyleme. Biz bu dini Kuran’dan öğreniyoruz. Kuran’dan öğrendiğimiz zaman her şey net… Belli. Ama Kuran’ın dışına çıktığınız zaman neler var? Bu nedenle bugün Müslümanların hali her yerde kötüdür. Niye? Müslümanız diyoruz ama icraatta bir şey yok. Kuranı Kerim, haram ve helal yetkisinin Allah’a ait olduğunu söylüyor. Biz bugün Resulullah’a ait diyoruz. İslam âlimlerine ait diyoruz. Artık herkes yeni bir şey söylüyor. Tek din içinde değiliz yani… Bugün farklı dinler var. Maalesef yani…

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  İnternet üzerinden bizi izleyen kardeşlerimize ve burada olanlara söylüyorum. Lütfen elinizdeki meallerden, Süleymaniye Vakfı Meali hariç… Enam Suresinin 119. Ayetini açın. Bir de 145. Ayetini açalım. Mealden okuyacağım. Sonra doğru meali Hisham’dan bir Arap olarak, Arap dilini iyi bilen bir kardeşimiz olarak ondan dinleriz. “Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken” (Enam 119) Nerede açıkladı? Enam 145. Ayette açıkladı değil mi? Oradan bir okuyalım. 145. Ayeti az önce okuduk ama bu sefer aynı mealden okuyacağım. “De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum.” (Enam 145) Allah burada açıkladığını söyledi mi? Dikkatle dinleyin. Tekrar okuyorum. “Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken” Orada açıkladı değil mi? Kaç tane? Dört tane… “üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir?” Yani besmele çekilmiş hayvanların… “Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden (halkı) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir.” (Enam 119) Allah’ın adının anıldığı hayvanı niye yemiyorsunuz diyor. Bu tamam. Bu Mekke’de inmiş bir ayettir. Mekke’de Allah’ın adı anılmış hayvan… Mesela Ebu Bekir ‘e (r.a) Ömer (r.a) et getirse yemem der mi? Demez. Ebu Cehil getirse? Yemeyebilir. Allah’ın adı anılmış… Onlarda besmeleyle kesiyorlardı. Sadece putlarına kestikleri hariç… Bununda ayette yeri var. Ama o konuya şimdi giremeyiz. Yahya’nın Helal Gıda kitabında var onlar… Niye besmeleyle kesilmiş olanı yemiyorsunuz ki diyor. Haram kılınan belli… Müşriğin kestiği haramdır diye bir ayet yok ki… Bu ayet doğru bunda bir problem yoktu. Az önce okuduğum Enam Suresi 145. Ayette müşriğin kesiği yenmez diye bir şey var mıydı? Besmele çekme şartı var mıydı? O da yoktu. Şimdi Enam Suresi 121. Ayeti okuyorum. “Üzerine Allah adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin.” Aynı sure ne oldu şimdi? Ayetler birbirine ters oldu mu? Ters olmakla da kalmadı. Arkasından bakın neler geliyor? “Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır.” (Enam 121) Besmele çekilmeden kesilen hayvanın etini yersen ne oluyormuşsun? Fasık oluyormuşsun. Fasık ne demek?

Hisham ALABED: Yoldan çıkmış.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Yani kâfir olmak demektir. Ya bir eti yemekle bir adam kefir olur mu? Ondan sonra devamına bakalım. “Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar.” Şeytanlar şu eten ye diye fısıldıyorlar. Böyle olacak değil mi? Başka olur mu? “Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz.” (Enam 121) Ortak koşmak ne oldu şimdi? Besmelesiz kesilen hayvandan dolayı… Peki, bu kadar ağır günahtı da Allahu Teala neden aynı surenin 145. Ayetinde bunu açıklamadı. Şimdi dil bakımından burada yapılan cinayete gelelim. Buna cinayet demek bile hafif kalır. Bu cinayeti maalesef Şafiiler dışında bütün mezhepler yapmıştır. Sebep şudur. Besmelesiz kesilen hayvan haram olur diyecekler ya… Saptırabilecekleri tek ayet budur. Anlamını saptırabilecekleri tek ayet budur. İşte buna tahrif denir. Tahrif, anlam kayması demektir. Hani Türkçe’de adam ol baban gibi eşek olma derler. Sen benim babama eşek mi dedin dersiniz. Yok ya ne eşeği der. Bir çocuğa babası eşekoğlueşek demiş. A baba ben bilmiyordum, gerçekten mi öyle sen eşek misin demiş. Arap dili açısından burada çok büyük bir yanlış yapıyorlar. Onu da sen izah et istersen. “Ve lâ teé’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhi aleyhi ve innehû lefisg.” (Enam 121) “Ve lâ teé’kulû” ne cümlesidir? İnşa cümlesi değil mi?

Hisham ALABED: Evet.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Yani nehiy yasak bildiren bir cümledir. Yasak bildiren bir cümlenin üzerine haber cümlesi atfedilebilir mi?

Hisham ALABED: Mümkün değil.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Burada verilen anlam Arap dili açısından mümkün değildir. Diğer mezheplerde öyle vermiştir. Şafiiler dışındaki tefsirlerde öyle vermiştir. İmam Şafiinin bir kitabında bunu okuduğum zaman elhamdülillah demiştim. Ama hangi kitabında okuduğumu şu anda hatırlamıyorum. Yani çok eskidendi. Müftülükte mi, talebelik yıllarımda mı hatırlamıyorum. Ama bu ayete verdiği mana çok hoşuma gitmişti. İmam Şafii siz bu ayete bu manayı nasıl veriyorsunuz diyor. Arap dilinde böyle bir şey var mı? O şeyi yemeyin o fasıklıktır demişler. 51:50 51:53 sn. arası anlaşılmıyor. illet yapmışlar aynı zamanda… Hâlbuki bu ancak hal cümlesi olabilir. Değil mi? Arap dili açısından başka bir şey olma şansı var mı? Allah’ın adı anılmamış ama niye? Fasıklık olduğu kesin… Peki, fasıklık olarak Allah’ın adını anmayanlar ne yapıyorlardı? Enam Suresi 145. Ayette ne demişti. “De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum.” (Enam 145) Burada murdar demiş. Fasıklık dememiş. İlişkiyi de koparmış. Burada fasıklık olduğu kesinse besmele çekilmemiş hayvanı yemeyin diyor. Fasıklığın ne olduğunu da burada söylüyor. “ev fisgan uhille liğayrillâhi bih” “Fasıklık olarak Allah’tan başkası adına kesilmişse” (Enam 145) O zaman Allah’ın adının anılmamasının fasıklıkla ilişkisi ne demektir? Başkası adına kesilen demektir. Allah burada onu söylüyor. Ayetin manası şudur. İsterseniz bizim mealden onu okuyayım. Herkes telefonlarına indirip kullanabilir. Bilgisayarlarına da indirip kullanabilir. Süleymaniye Vakfı Meali… “Kesilirken, sırf fasıklık olsun diye, Allah’ın adının anılmadığı kesin ise o hayvanlardan yemeyin.” (Enam 121) Dipnotunda şöyle deniyor. “Bir grup sahabî Resûlullâh’a: “Ey Allah’ın Resulü! Bazıları bize et getiriyor. Üzerine Allah’ın adını anıp anmadıklarını bilmiyoruz. Ondan yiyelim mi, yemeyelim mi?” diye sordular” Yani putlara da kesmiş olabilirler diyorlar. Burada kesinlik mi var, şüphe mi var? Bilmiyoruz diyorlar. Şüphe var. Ayette kesinse dedi değil mi? Şüpheliyse ne olur? Yenir. Resulullah şu cevabı veriyor. “dedi ki: “Siz Allah’ın adını anın ve yiyin!” (Buhârî, Zebâih, 21; Ebû Dâvûd, Edâhî, 13–19; İbn Mâce, Zebâih, 4.)” Bakın hadisse işte bu da hadis… Peki, besmele çekmeyi şart koşan bir tane hadis var mı? Yok. Bu ayete yanlış mana vererek besmelesiz kesilen hayvan yenmez diyorsunuz. Bugün Müslümanların bu halde olması kendi hak ettikleri şey değil mi? Gerçekten çok gayret göstermemiz gerekiyor. Doğru dini çok güzel bir şekilde algılamamız lazım.

Mesela son olarak şu ayeti okuyayım. “İnnemâ harrame aleykum” (Nahl 115) Kuran’da bu konuyla ilgili dört tane ayet var. Dördünde de bu dört şeyden başka haram yok. Bir de “innema” kelimesi Arapçada ne ifade eder?

Hisham ALABED: Hasr edatıdır.

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  Yani başkası yok demektir. Sadece bunlar başkası yok. “İnnemâ harrame aleykumul meytete” “Allah size ölü hayvanı haram kılmıştır.” “ved deme” “o kanı” Yani akıtılmış kanı. “ve lahmel hınzîri” “domuz etini.” Yine domuz demedi eti dedi. Hiçbir ayette domuz demez. Domuzun eti der. “ve mâ uhille liğayrillâhi bih” “Allah’tan başkası adına ses yükseltilmiş olan” Yani Lat adına, Uzza adına neyse artık bir başka şeyin adına kesilmiş olan… Dört tane şey… “femenıdturra ğayra bâğiv ve lâ âdin feinnallâhe ğafûrur rahîm” “Kim mecbur kalır da aşırıya gitmez. Başkasının hakkına dokunmazsa Allah affeder.” (Nahl 115) Yani aç kalmışsın, ölmek üzeresin. Ben bir şeyler yiyeceğim ki ayakta kalayım. Yiyecek başka bir şey yoksa ne yapacağım? Allah ona müsaade etmiş. Bunu da öyle bir istismar etmişlerdir ki… Allah zaruret halinde harama müsaade ediyor derler. Bu da bir tek konuda… Ayakta kalamayacaksan… Bundan bir kural çıkarmışlar. 57:22 57:24 sn. arası anlaşılmıyor. Zaruretler haram olan şeyleri helal kılar demişler. Zaruret, mecburiyet… Ne yapalım ihtiyaç… Bunu da sırf faizi helal kılmak için yapmışlardır. Zaruret, hangi zaman zaruret olacak ki… Ondan sonra kolay… Bir başka kural daha… Haşa Allah ne bilsin böyle şeyleri… “Hacet umumi olsun, hususi olsun, zaruret menzilesine tenzil olur.” Yani ihtiyaç ister özel, ister genel zaruret sayılır demişler. İhtiyacı olmadan faizli kredi alan bir aptal tanıyor musunuz? Ne oldu şimdi? Allah ve resulüyle savaş olan faizi ne yaptılar? Maalesef fıkıh kitaplarında bu vardır. Bugün bundan dolayı Türkiye gırtlağına kadar faize battı. O hocalardan dolayı… Sonra Allahu Teala şöyle devam ediyor. “Ve lâ tegûlû limâ tesıfu elsinetukumul kezibe” “O yalancı dillerinizin tanımladığı şeylerle demeyin.” Yalancı dilleriniz tanımlıyor. Allah böyle bir şey yapmış değildir. “hâzâ halâluv ve hâzâ harâmul” “Bu helaldir, bu haramdır demeyin.” “litefterû alallâhil kezib” (Nahl 116) Manası ne demek?

Behram: Allah’a iftira etmek…

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:  “Bir yalanı Allah’a mal etmek için bu helal, bu haram demeyin.” Peki, bunların yaptıkları neymiş? Allah’a ifitra… Allah’a iftira edenin cezası nedir? Dünyada şu andaki gibi olmaktır. Allah muhafaza… Onun için çok ciddi anlamda kendimize gelmemiz lazım. Ondan sonra şöyle diyor. “innellezîne yefterûne alallâhil kezibe lâ yuflihûn” “Allah’a bir yalanı mal eden, Allah’a iftirada bulunan iflah olmaz.” (Nahl 116) İflah ne demek? İstediği hedefe ulaşamaz. Bugün İslam alemi hedefine ulaşabiliyor mu? İftira ediyorsunuz. Ve siz bunu din yapmışsınız. Dün gelen Mısırlı yapılanları görünce şok oldu. Hayatında hiç öyle bir şey duymamış. Bu kitaplar Müslümanların Kuranı anlamasının önündeki en büyük engellerdir dedim. Öyle olmuyor mu? Allah yardımcımız olsun.

Tüm Genel
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Hikmet Çalışmaları | İslam’ı Dünyaya Hakim Kılacak Zafer 20 Ocak 2024
2 Hicr Suresi 78-84. Ayetler | Kur’an Sohbetleri 20 Haziran 2023
3 Kur’an Sohbetleri | ENFAL SURESİ 24-27. AYETLER 9 Aralık 2020
4 HİKMET ÇALIŞMALARI | NAFAKA TARTIŞMALARI 18 Haziran 2019
5 Helal Gıda Konusunda Aşırılık (Maide 87 ve 88. Ayetler) 26 Haziran 2018
Kuran Dersi Canlı Yayın